19 Aralık 1947 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12

19 Aralık 1947 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i il arasında basının köyün kenar ev- lerinden, hemen yakının- daki mezarlığına göç ettikle" rini hatırlıyanlar olmasa, rai vane Muttalibin mantar gib yerden bittiği iddia edilehi- B* zamanlar anasının ba- lat gibi dü, üç yıl birbiri üştüne ilk sınıfta kaldı. Niha yı or yanlışlıkla «Üç lüyle defterden kaydını sili- verdi. Böylelikle yarım kalan okuyup yazmasını, o.yıl do- ğan muhtarın oğlu tâ okula yazılıncaya kadar köyün sı- ğırlarını güderek dağlarda tam Ga iba “285 yy a insanlarını da aydılar a yaşını doğrultamadı. «Koca hatırlattığından, zayiinden bir nüfus kâğıdı MA ilk ile Muttalibi askere dile Yokluğu issedilmedi veya nadiren aptalhğa dair söz açıldığı zaman, aptallığının Geriş beraber komik mevzu kabilinden konu- yağ Bu arada beyan edilen şöyleleri var ri babası neydi ki?» «Anası, tez uyusun diye bu pooağa afyon yalatmış ol- malı «Bebekliğinde korkmuş mu, yoksa iyi saatte olsunlar, bu çocuğa iliştiler mi dersiniz »» ME Hele dayak lâfı anıldığı zaman ne kadar gülerlerdi m zira a anne vg şapsı âverdi ali 1ssız dağlardan, şer Ksip ormanlardan, şimşek, yağmur mesel m dee bu > faslı, onun hayatında, babasız cami ai sığındığı günlerden başladı. Her gece yatağına işediği Ne sabah nün devamınca da e ve- ya ufağı inle” çocuklar onu sebepli sebepsiz odövmekte kusur etmezlerdi. O bütün bunları osükünetle karşılar, gülmekle ağlamak arası mi- miklerle mâna veremediği ac- zine kendisi de güler gibi olurdu... Hattâ dayak, onda müştehi bir tesir yapıyor des 12 / Te A yay Ma nebilir; zira yorgun argın, dayak payını da alan Mutta- lip köyün konak sofrası ba- şına çöktüğü zaman eski ima- ma Tahmet okutan bir obur- lukla somunları eritir ve bul- gur aşını kaşıklar Onu kendi küçüklerine dahi zebun evzuunda kazın Yi ei ona üç yılda horozun bacağını belle- temiyen öğretmen oldu... Alâ- kadar olmakta hakkı vardı; zira Muttalip, onun okuduğu anor- mal çocuk mevzulu kitapların aldığı tiplere veya bunca yıllık meslek ai gir sma larına benzemiyor... Öyle y. kalıbı yerinde, ae an- ü, kuvvetini e pühabieiği ae Bu kafa nereye bağlıydı? Öğret- men aylarca Muttalibin gün- ekmek yapacağı günler hamur teknesini omuzlar, çiltletine, harmanlarına yardım eder... Bütün bunlardan başka mey- dandaki bulgur dibeğinde sallar ve vakti AE zaman, ü bir cuk Obüyüklü üğündek etli da kemikli afükleriyik kırk hanelik köyün nişastası- nı Çİ e Fadimeler afyon çapasına bilse zaman, Muttalihin, sığırları yakın meraya getire- rek uzaktan uzağa kızı gözet“ lediğine, hele çeşme dönüşle- ber taşıdıklarına mim gecikmedi. her ev, köy kena- rındaki yuğnağı bir gün nö- betle tutar, ogün o ocağın kaç insanı varsa oraya toplanırlar. Fakat yalnız ke e bir çam r nöbetinin Şerif Mlaüğ olduğu b rgün, Muttalibi, yuğnağı ki mi söğüdün dalları arasından i dirdiler... Kızda sarçiirilleri gözü olan Deli Rıza işin far- kına varmış. Zavallı Muttalip; bir şey gözetlemi- yorum, söğüde, düdük yapmak için taze dal kesmek üzere çıktım... dediyse de inandıra- mamış ve tabii Deli Rızadan, yı a kadar gördüklerinin mecmuu miktarında bir dayak yemiş... «Artık bundan hayır kalmadı» diye çiftten dönen bir arabaya atıp cami odasına Mehter ler... Kız ve babası erhamete gelerek bir koyun anil sıcak derisini he- men cami odasına göndermiş- ler..; Neden sonra haber alıp koşan öğretmen; Muttalibi, yarası beresi alınsın diye sar- e b ipe derisi için- nınmaz bir ll Ulan divane! dedi ona Senin bu yaptığın, olacak iş Zıb mi? Deli misin, divane misin, zerun nedir senin ?, Öğretmen sorgusuna ii eri 1 kişi şahit- lik seydi vr eko takat Heli le du — Ben diveseğlin ii men! dedi Muttalip... Hem de Fadimenin diyanesiyim... Yıl- lar: kazan gibi kayna- rım da, ne'ona, ne de başka- sına derdim şudur diyemedim. Mevzu birdenbire öğretme- ularak seyre Ve ertesi e E hâdise ay: - rif Ağa seal Deli Rıza için ii tu «Div yu uğrak a söğüt dalı her da, Deli Rıza kendisi oralarda ne arıyordu?, Şart olsun > ona aradığını bulduracağım ları V ve ka ortalıkta görünmeden uzaktan uz <Fadimenin topuğunu gör- miyeyim, kaçıracağım, bıçak kemiğe dayandı artık» diyordu. Muttalibin askere gidisins an gömlek, sırtında eski bir setre ve arma Mer alındığı her ya yanışından belli, poturlaşmış' bir külot... Kıllı göğsü a ps göbek çukuru insana bakıp duruyor, ğünde müstamel postalları var. O yine saf gülüşüyle etra- fın ciddi alâkasını dağıttı ve kalabalık arasında yo öğ- retıhene izahat verdi — Künyeme, senin i mektep defterine yazdığını, lu bi koynundan kapı gibi bis rçü- rük raporu çıkararak uzattı... (Devamı 8. 14 de)

Bu sayıdan diğer sayfalar: