? izde muhalefet var mıdır ? Buna B «evet!» diyecek olanda akıl ve idrak bulunabilir mi ? Son 2 yılık oluş ve gelişi yekpare bir bü- tün kabul etmek, biricik şart değil mi- dir? Eğer ortada ve hükümet çapında idari, siyasi, içtimai, iktisadi, adli, niza- mi, tedrisi, talimi, ruhi, ahlâki bir suç veya suçlar manzumesi varsa, bunu veya bunları, topyekün bu son 25 yılık oluş ve gelişe yüklemekten haşka çare ve usul mevcud mudur ? Cumhuriyet Halk partisi, bütün bu 25 yıllık oluş ve gelişin ruh ve zih- niyet kadrosu olarak, dünkü ve bu- günkü mensuplariyle, şu anda dağ gibi ortada yükselen büyük faciaların tek mesulü bulunmuyer mu? Bu Partiyi me- sul tutabilmek için, onu doğuran, yoğu- ran saikten,sbugünkü encama kadar, sebeple neticeyi, içiçe tutmak, gör- mek, incelemek ve anlamak lâzımgel. mez mi? Sebepte müşterek olanlar, neticede muhalif olabilirler mi? Böyle bir hal, bir ciğeri müştereken kemiren verem mikroplarından ' bir zümrenin, kimbilir nasıl bir sebeple faaliyetini bırakıp da öbür mikroplara muhalif olması gibi, akıl ve havsala dışı bir garâbet doğurmaz mı? Halk partisi, dün kökte kendisine bağlı olup da bugün dallarda kendisine zıd mahut muhalefet zümresinin tenkidlerine he- def olan kötü hallerini, son 9 sene içinde ve tepeden inme bir şekilde mi kazanmıştır ? Öyleyse niçin muha- lefet partisi, ismini «gerçek Cumhu- riyet Halk partisi» koymuyor ve «asıl Halk partisi benim; karşımdaki partinin kuru bir iddiadan başka ona hiçbir nisbeti yoktur!» demiyorda, Halk partisinin hiçbir zaman ve me- kânda semtine uğramamış bir tema- yül ve sonderece garip bir isim ola- rak «Demokrat parti» adını benimsi- yor? Yok, r Halk partisi bugün- kü tenkidlere müstahak halini öte- denberi muhafaza ediyorsa, nasıl oluyor da «Demokrat parti», rehber- lerini, baştanbaşa onun dünkü kad: rosu içinden seçebiliyor ? Acaba bü- tün dünya tarihinde böyle bir muha- lefet demagocyası, böyle bir parti göstermeliği daha gelmiş, geçmiş mi- dir ? Böyle bir manzaraya, ister iki parti aralarında uyuşmuş olsun, ister olmasın; ister birbirlerini sahiden ok- şasınlar, ister gerçekten yesinler, mu. vazaaların en tabiisi, «kendi kendisi- ne muvazaa» denmez de ne denir? Bugün matbuat İğ şi- âl E r, kendi Başve- ? Yazan: | Prot. durağunu; ve Şükrü Kaya hediyesi mahut Matbuat kanunu çıktığı zaman kendisinin de bir âzası bulunduğu bir hükümetin mevcudiyetini o unutmuş olabilir mi ? Bu zat, muhalefet. lider. liği müstesna bütün siyasi hayatında acaba bir defa olsun demokrasya ve libaralizma mefhumlarına iltifat etmiş midir ? Bugün halkla temasa geçip de bize din lâzımdır!» diye ayran ka- bartma teşebbüslerine girişen Mareşal Çakmak, bu memlekette resmen ve a'enen din ve mukaddesat baltalanır- ken yıllarca ve yıllarca ordunun en büyük makamında bulunduğunu ve sadece bukadar yüksek bir makam işgal eden muhterem ve sözü dinle. nir bir ferd ay «yok, ben bu derecesine razı ilim; bu milletin rkiaikani; baltalanamaz !» demediğini, diyemediğini, yahut de. mek istemediğini niçin hatırlamaz ? Vurguncu komisyoncu, hırsız, sulisti- malci, dalkavuk, silâhşör, riyakâr, sahtekâr, evetefendimci ve iz, iffet, namus ve hicap simsarı tiplerin. hektarlarla cemiyet tarlasına ekildiği ve biçildiği devrenin, sadece bu son dünya harbi çığırı olmadığını ve hattâ bu yeni devrenin güya onları tasfiye gibi bir hamleyle işe başlar görünmek istediğini unuttuk mu ? Eğer bütün bu incelikleri şimdiki Halk partisi, mu- halif azmanına söyliyemiyor ve onu bir hamlede mânen imha edemiyorsa, çünkü dâvanın bir hamlede her ikisi hesabına ve kökten imha edilmiş ola- cağını bildiği için söyleyemiyor değil de nedir ? Ve eğer «Demokrat parti» Adesenin gözüyle her hafta bir iş ve hedef: diyor ki: “Elime yeçirebildiğim bu fevkalâde nadir ve mânalı er hele iktisadi düvalar ve tesisler üzerinde, ha Ni bizzat başındakilerin hissedar bulun- duğu suçlardan mümkün olanını ra- kibi aleyhine istismar edebiliyor ve sadece bu milletin yanık bağrındaki Halk partisi (antipati) sinden fayda- lanıyor ve böyle bir asaletsiz ve as- liyetsiz oyunla tutunmaya razı olu- yorsa, buda, mümessillerinin, esas itibariyle aleyhlerine de olsa yine fani muvaffakiyet pilânında nelere susamış, nelere razı ve nekadar muhteris in- sanlar olduğunu, avaz avaz haykır- mıyor mu? Bu millet hesabına en hazin âkibet. zuhurunu hasretle bek: lediği aziz ve hakiki muhalefetin de böyle kısır, bhalisiyetsiz ve nâehil ellerde birdenbire tükeniverip gitti. ğini görmek olmayacak mıdır ? Halk partisi muvafakati öldürürken, De. mokrat parti, namı digerle Halk par- tisi azmanı da muhalefeti öldürüp gitmiyecek midir ? Dönmeler ve kök- süzler yüzünden başına bunca şey gelen bu millet, şimdi de muhalefeti mi dönmeler ve köksüzler elinde bir ticaret metaı olarak görecekti ? Yarın bu memlekette, gerçek, ciddi, mes- nedli ve bir dünya görüşüne dayalı bir muhalefet çıkacak olursa, derhal Halk partisiyle beraber sözde ona zd azmanlarınn da bu muhalefet karşısında ; vaziyet (alacaklarını ve milli birlik yaftası altında müşterek cephe kuracaklarını görmiyecek mi- siniz ve hattâ görmediniz mi ? Tulüat kumpanyalarının muşamba dekorla. rından daha külüstür tertiplere inan- makta ne güne kadar devam edece- ğiz? Bağlık, bahçelik ve sulak saha- larda ve tabii ziya şartları altında, halâ serap yolcusu olmaktan, Allahım, bizi kurtarman için ne çapta bir kahraman bekliyoruz ? (Büyük ge ie k işde ve karşı ai satıh üzeri ika devli İSİ, şatafat ve yalnız dışgösteriden başka bir tavır MİNİ Sini ifadesi değil midir ?,,