5 Temmuz 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14

5 Temmuz 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EYFİYET malümdur; Sultan Hamid” Meşrutiyet ilânını vâdederek: sal- tanat makamına gelmişti. Ve bu vâdini de yerine getirmiş; kısa bir müddet sonra Mebusan Meclisi açılarak muh- telif kanunların müzakerelerine girişil- mişti, Bunlardan ri de (Matbuat Nizamnamesi) (1) Altı asırlık iv idaresini bir hamlede meşrutiyete tebdil eden bu büyük hâdiseye ait elimizde bulu- nan notlardan ve vesikalardan anlı- yoruz ki, - ekserisini cahil ve basit kimseler teşkil eden - bu ilk mecliste mebuslar, Matbuat nizamnamesini mü- zakere ederlerken (en büyük hürriyet- perverliği) göstermişler ; bu meselede ecnebileri bile hayretlere gark et- mişlerdir. Sultan Aziz devrinde hükümet, matbuata karşı son derecede şiddet göstermişti. Hattâ bir aralık, Girid hâdisesinde Âli Paşa matbuatı - idarei örfiye mahiyetinde - bir kararla kös- teklemiş, hükümetin arzusuna en kü- çük bir şekilde muhalefet eden gaze- telerin derhal kapatılması hakkında kat'i emirler vermişti. Matbuatın tetkikine memur olan- lar, ellerinde sanki pertavsızlar olduğu halde, gazete sütunlarındaki kelime- lerin altlarında mânalar ariyorlar; akıllarının yatmadığı bir cümle için, herhangi bir. gazeteyi bir satırlık kısa bir. emirle kapatıveriyorlardı. Hiçbir gazete, bir günlük bile istikbalinden emin değildi, Hükümetin amâline okörükörüne hizmet eden gazeteler müstesna olmak üzere diger- leri, her ân tehlike içinde idi. İşte, 1293 senesinde ilân. edilen meşrutiyetten sonra biraz “geniş bir nefes alan matbuatın mukadderatı, (1) Mehazımda aynen (Nizamname) keli- mesi mukayyettir, Fikir Gem geçmiş gün 537 yıl evvelki karagö, İlk Dm Meclisi nihayet ilk Mebusan Meclisinde müza- kere edildi ve elimdeki vesikada aynen münderiç olduğu veçhile mebuslar da, len büyük hürriyetperverliği| gösterdi. Bu vesikaya nazaran bu. bususta en büyük gayreti, İstanbul mebusu Solidis Efendi Ri Ve Meclis zabıtlarına nazaran da; — Padişahımızın İhsan ettiği ka- nunu esasinin kadrini takdir ederek, şu Millet Meclisinde Devlet, Millet ve Vatan menfaatini müzakere etmemiz, ancak matbuatımızın fikirlerde hasıl ettiği açıklık ve uyanıklık sayesinde hâsıl olmuştur. Bu hakikatı . kabul etmeliyiz. Ve matbuatımıza en. geni mânasiyle hürriyet * verilmesini" iste- meliyiz. Demiş; “bu düşüncesini şiddetle müdafaa eylemiştir. Mebuslardan öde, bu fikre taraftarlık etmişler; Anadolunun en hücra köşelerinden mebus... sıfatiyle İstanbula gelen cahil derebeyleri ile en basit.tekke şeyhleri “bile, -Solidis Efendinin mütalâasını alkışlarla kabul edecek kadar hürriyetperverlik gös- termişlerdir. Ancak mizah gazeteleri bu hür- riyetten bir dereceye kadar istisna edilmişlerdir. Çünkü, kanunu esasinin ilânı üzerine birdenbire şımaran. bir takım mizah.gazeteleri o.kadar kaba resimler ve o kadar ağır yazılar neş- retmişler ki; z zaman da birdenbire s0 rmmğir. veren fırka çokluğu ve fikir kargasaliğı önünde, rs lr hastanelik hali canlan- Ziya ŞAKİR (Halkı eğlendireyim derken ka- nunu. esasiyi bile tahkir eden| bu gazeteleri, matbuat hakkında o derece cömertlik eden mebuslar bile hoş görmemişlerdir. Bu mütalâanın doğru ve yahut eğri olduğu üzerinde duracak değiliz. Ancak, o zamandan bu zamana kadar aradan bir asra pek yakın bir müd- det geçtiği halde, ilk Osmanlı Mebu- san Meclisindeki medeni cesaretin bir.daha tekerrür etmemiş olduğuna hayret etmekteyiz. Birkaç gün evvel; gazetelerde Ankaradan gelen bir havadis vardı. Bu havadise nazaran Adalet Bakan- lığında kurulan bir komisyon, matbu- at;kanununun ceza kısmiyle alâkalı maddelerinin. ceza. kanununa devri etrafında tetkiklere başlamış. Bu tet- er mir yak hakkında verilen malümata göre, ceza kanununa, mat- buat ile işlenecek suçlar hakkında yeni maddeler konacak; bazı maddeler bu , görüş. altında; yeni bir. şekle sokulacakmış... Ve. nihayet,. Ceza kanunu, mat“ buat suçlariyle tekemmül ettirildikten sonra, ayrıca bir de matbuat kanunu hazırlanacakmış. Bununla, matbuatın formalite . bakımından tâbi. olacağı şartlar: tesbit -olunacakmış... Alâ.. Bunların hiç birine diyecek yok. Ancak, mühim > nokta kelimelerin tefsir ve telâkkis Meselâ,. Tenkit - tezyif - tahkir « zem » kadih kelimeleri daha-hâlâ müb- hem birer mevkidedir. : Matbuat cü» rümlerinin: iddialarında: ve müdafaala- rında, daha hâlâ bu kelimelerin ma» hiyetleri tayin edilemiyor. Ve bilhassa ceza kanununun en yüksek hikmetini ihtiva eden: ( (Cürüm) de, (kasıd) olmalıdır.) Kaydı'da ekseriya felce uğra- maktadır. Meşhur bir'mesel vardır. (Ne şiş yansın, ne kebap) derler. Kafasından ve kaleminden başka geçinecek hiç bir. maişet. vasıtaları: olmıyan zavallı muharrirleri müşkül. mevkileredüşür- memek; aynı zamanda, mahkemeleri de:fuzuli yere işgal etmemek; için, bu uzun uzadıya ve çapraşık (mış..) lardan vazgeçilerek bu. işe daha kısa bir çare .düşünülemez:mi ?. o İm

Bu sayıdan diğer sayfalar: