pm vardı. Gök karanlık rkunçtu. Kâh sarp ir , kâh parçalanmış y ekline giren bu- latlar, denizin #zerine kadar &i işti. - Dalgal göğün söylüyo «hu.. huuuuu hüü, ROMA ii çekiyor, ıslıklar çalıyord İşte, böyle bir günde, bu vapurdayız. n ki kamara.. m şey kaybetmezsin. Belk zancın olur. y sayısız mustarip insanın dol- durduğu barı ben; Ir» galarda kürek mahkümlarının zincire vurulduğu Ze küre ahkü rına, Kürekleri Sefalet zincirleri yatları. dır. irlerin! 8 na r ; ve tavuk gibi RE ren da Bir indi utangaç, başı r sine asmadan, döner du- Ya buranın kokusu. Yedi çeşit canlının, birkaç taraftan çıkmış ifrazatı... O, bu m Ş —12-— bir kokudur! o derecedeki; insan ömrü oldukça unutamaz. Ambar işte böyle bir yer- dir. Ve işte, şu ki öşede, nk. lerin yanında yatan ihtiyar 6: kahramanı ani bu hikâyenin kahra: 1. Ço ihtiyar değildir ama; hasta lklıdır. Ölü; yanıbaşında dolaşıyor. Şu ilde vapur işimi var ? Kızına gidiyor. 8 Fakat içinde bir korku var; biliyor ki, ölecek... Ya kızının evinde ölürse? İhtimal cena. zesinin başında damadı ile kızı kavga edecekler. ıracak : karı, şimdi bu moruğu ne dl Ve belki kızı da: — Ne aksi herifmişsin. Köyde ölemezmiydin sanki? diye babasının ölüsünü tar. taklıyacak.. Belkide bunların hiçbiri Me fakat o böyle dü- şünüyor. İyi ve hassas babadıs 0... İstiyor ki, ne şe- kilde olursa olsun, damadı ile kızının arası açılmasın. Mesut yaşasınlar. Evet damadı biraz clınridir. z — “ mbarın .— ılmaz hava- sından, bu verteye Hayır alamıyor, Şu halde bu nalmak değil bu. Ölecek mi voksa? Vaktimi geldi? İskele uno uLeAnyj Seyfi Lütfü SERHAN deliğine kadâr yürüyor. Evet, ev4t öleek!.. Kendi kendine birşeyler #öylüyor. Farkında ki, sesi hançeresihden altmış yıldır bu kadar tatlı ve mesut, kendimi den kurtulurum. Senin denizin geniş... Onun derinliğine gö- mülürken para isteyen, bulun- m m Ne mesu ! dualarım oldu demek!, Şu halde Cen. netliğim ben!. Of boğazım.. N Iyoru şu deliğe dadar sokulayım. Birden yere düşüyor, Sürü- yarı beline kadar deliğe sokuluyor. Evet, e u binerken bile şöyle dua si mişmiydi : — YA Rab; eğer öleceksem, ya oraya gitmeden, yahut oradan ayrıldıktan sonra öle. Cenazemi kaldırmak ipini para yüzünden ölü vü. cuduma, kızım bir lâf söylerse, sonra ben onu ruzu mahşerde nasıl göğsüme bastırırım ? Deniz öyle çılgınki, köpük- erile ona kadar uzanıyor. —. onu ye or. Okşan. mak, ne hoş!.. al ik Sanki bir ses ona şöyle seslenmektedir : — ld hazırmısın ? Evet, evet hazır. Dur, de- Dn rk daha çıksın!.. ya emen kenarda mi Dür, dür biraz daha çıksın|!,, N â y€ V HN Z, diyor, ymm et Ni ümldi ii Nos 1 olsa — Dur biras aha deyim | Gözlerini açmak istiyor: Fakat mümkün değil... Dal galara, göğe bir kere daha kabilse,.. Meğer al yık örtilara hiç dikkat eti fi yır artık bitmiştir. Bi- lerile yeri r,. Deli Yatı hatıralar... Hati rıda güzel... Ve korku ile düşünüyor: ei kurtarmak istiyor. açıyor. A, daha düşmemiş. Elân delikte. .. İçindeki kıvıl- m büyüyor; ya ölmeyecek, ahi kinden) Hayat ne tatlı imiş meğer... Kendini e ağzından daha çok kan geli- yor. — Ya Râb, Si gon bir defa çin göreyim bütün gücü ile gözlerini siik istiyor. Göz kapakları değilmiydi ? İşte artık söndü- günü, bittiğini hissediyor. at!.. Artık takatı bitmiştir. Başı tahtalara düşüyor... Yağmur yağıyor. Fırtına dindi, Bulutlar göğe doğru çekiliyor. Denizin hırsı yatış- mada; dalgalar gittikçe mü- devam edi- düşüncelerin harfleriyle mi dolu? Ne malüm? Hayat akıyor,., li