İÇ MUHASEB (baş tarafı 8 inci sayıfada) | T2SİZİNLE BAŞBAŞA — a başlı şahıslarindir; fakat Halk Vâkı | ii Ankara : Demirel Bahsettiğiniz yazıyı almadık. | p,tisinin parası > Türe sbi'teti. SN ad üerilip vee «Hangi romanı okusam?» sütununda Türk romanların- | pindir! İyice dikkat! rilmediği bir terli talik verili dan da bahsedilecektir. Elimizde eski nüshalardah he- ve Fikir diğiabe iHifakla' söylendiği! bir men hiç kalmamıştır. Koleksiyonunuzdaki eksikleri bil (Ce. Ha, Pe.) hin bütün SİLDA A mediğimiz için tedarik imkânı olup olmadığı hususunda bir cevap veremiyeceğiz. Sevgi ve selâmlar... Fatih: Rüştü Kayaoğlu — Mektubunuza arzu et- için bizi mazur mahdut sütun kar- şilayamıyor ve cevaplarımızda geliş sırasına riayet et- mek mecburiyeti hasıl oluyor. Gelelim istediğiniz ceva- ba; sizde kuvvetli bir istidat var. Fakat niçin bu kadar bedbinsiniz? Sizden ümit ve neşe .— satırlar da bek- leriz. Hürmetler... Çanakkale : Halil Karayiğit — Hakkımızda (akros- tiş) tarzında yazdığınız manzumeden son derecede mü- tehassis olduk. : Eserinizi kiymetli bir hatıra olarak saklamaktayız. Diger eserlerinizi bekleriz. Teşekkür ve sevgilerimiz... Kars: Nedim Sağlam — Bahsettiğiniz eserin ya- kında neşri için imkân aranıyor. Alâkanıza teşekkürler... Yalova: Necmeddin Aksoy — Birinci sualinizin , cevabı sualin kendisinde : Adıdeğmez!.. İsmin, mevzuun büyüklüğü yanında ne ehemmiyeti var?.. İkinci sualinize cevap : Bedelini posta havalesiyle göndererek mektupla abone kaydedilebilir. İdarehaneye kadar gelmek şart değildir. Alâkanıza teşekkür, size ve pederinize saygılar... Diyarbakır : Burhaneddin Şavlı — Mektubunuzu al- dık, «Bahar> şiiriniz neşredeceğimiz eserler arasındadır. Fakat yerimizin mahdut ve okuyucularımızın alâkasının ey olduğunu - biliyorsunuz; sıra beklemek lâzım... Sevgiler Beyleri erbeyi : Hasan Dizdaroğlu — Suallerinize ce- vaplar : 1 — İşlerine gelmediği için... 2 — Onlar da aynı zorluklarla karşılaştılar ve kıymetlerini zamanla tanıtıp kabul ettirdiler, Şimdikiler de, kıymetleri varsa, aynı yollardan geçeceklerdir. remit : Mehmet Samiratedü — Mektubunuzu de- rin bir tahassüsle okuduk. Hakkımızdaki düşünceleriniz için teşekkür ederiz. 21'inci sayıdaki yazı, maalesef bir gerçeğin ifadesidir ve muharriri objektif yazmak iste- miştir, Bu vaziyette yazıya akseden kötü manzaralar dolayısiyle objektifi mi hatalı görmeli, yoksa... O keli- meyi sizin gibi biz de beğenmedik; bu bahisteki düşün- celerimizi biliyorsunuz. Zoraki ve KAD dile muha- lifiz. Selâm ve sevgiler... Aşiyânı mürgu dil zülfü perişanındadır Kande olsam ey peri gönlüm e e rr Gelinik dümen naz İ ü elli pi hazer Göklere açılmasın eller ki Mİ Tâ yanıbaşında bir ses : — Cemil niçin karanlık- ta yalnız oturuyorsu? di- yordu. in ae ganda faaliyetiideki bulan; memleketi e bep ören, bataklıkları kurutan; Türk bankacılığını, Türk havacılığını, bula su, hastahane, yol ve gü zellik getiren ben değil miyim?.. Reyini bana ver » Ha yretlere ve ibretler tarafından sıralanınca anlıyor! Beni harbe sokmayan, tamamiyle insan tedbirinin üstünde bir ka- der cilvesidir; fakat harbe gir. mediğim halde şa iktisadi faci- .amdan mes'ul kimdir ?.. Çocuğu- ma mektep, kemmiyet pilânında açılmış, keyfiyet pilânında çocu- .. İşçiye değil, şabirtikiyi işçi bulmak lâzımdır! Köylüye dağı- tılan toprak, üzerinde çok düşü- cek «varlık vergisi» tarzında bir karardır | Memleketi 'demiryol- lariyle örmek dâvamızda, iktisa- di, içtima, askeri sebeplerin tam bir muhasebesine şahit de- giliz! Anadolu sıtmadan yanıp kül olmakta, yalnız (Ce, Ha. Pe.) bataklıkları kurutmuş olmakla iftihar etmektedir! Kurulan Türk bankacılığına misal, Sümerbank mıdır ?.. Eğer İş bankası tarzındaki müesseselerse, niçin bunların mü- essisi bugün (Demokrat Parti) nin ciliğinden henüz haberimiz yok- tur!.. Aman yarabbi; İstanbulun sadece suyu kesilmiş, hastahane- leri neyse o kalmış, yol ve gü- zellik adina da görünür birkaç noktaya pudra ve allık ekilmiştir! Bunlar, kendilerince sayılan işler !.. Ya biz adı ağıza alınma- i n oldu?» diye soralım mı ?.. MUSABAKAMIZ ül yavaş yavaş, bu siyah ge- ceden, şu kendisini çekip almak isteyen ademden ay- rılarak, ee ee küvdetle çe, uyarak, İM tâki ekti, “Sahib ve Müessisi : Necip Fazıl KISAKÜREK BÜYÜK u rü: Nizamettin NAZİF D O Ğ UU Yanı ve e ek işleri lee Fethi KARDEŞ k So.No. 15 Cağaloğlu Matbaa : İbrahim Horoz Yıllık abone: 12 lira — Altı aylık ; 6 Hira — Üç aylık: yok İLÂN KABUL ETMEZ nülecek ve çok münakaşa edile- * dai 09 vâk iğ , Şu gazete; şu, Şu n Ma (Ee Rİ, Pe S Ne u, Şu, şu paraları almaktadır!., b 'sna edilenler bir (taksi) ye ey kadar a21.. .. ne af ilesellai, Yesnliğ ve “nese adına para dağıttığı söylenen tezgâhların bomboş. panayir ye- rinde, şimdi Halk Partisinin parayla vicdan satın aldığı ri- vayetlerine, evvelâ bizzat Cum- huriyet Halk Partisi, sonra bütün millet tahammül etmeli midir ?.. çig esas cephesi de şu- dur: (Ce. H P4) nin üstünde oturduğu şartlar kutusunu ince- ve mütalea etmeden, sadece muhalefet keli- davranışların, sokağa ve meydana dikilerek rekabet ve ilaletete kalkması; gerçek ve köklü mu- halefeti hüzün, inkisar ve hattâ iflâsa götürmekten başka bir şeye yaramıyacak böylece (Ce. Ha. Pe.), altıok sayesinde daima ve daima kazanacaktır. *x Halk ne yaptı?.. Halk, (Ce, Ha. Pe.) nin de ga- yet haklı olarak kaygı duyduğu gibi, sadece seçimlere girmemiş; zâhirde kendisine verilen seçim sını, yüreğinin tâ içinden gelen sesle, sadece evin- de oturmak ve hiçbir şe rışmamak ari ifade etmiştir. *x Tebrik (Büyük Doğu) adına son sözü- müz : (Ce. Ha. Pe.) yi, muhalefet bakımından malik olduğu yeniei! örnekler dolayı tebrik. mektir! Evet, eğe Biğa) adına söylü bağ > ari Doğu) ki, muhal lelet sadece ei » ei mağ «mu- halifim | b, tenezzül bile Vr (Büyük yu) dâva sahi- Ha, bir noktayı unuttuk : (Ce. Ha. Pe,) diyor ki: «Re- ini Halk ve hak he verl» Bu emir samimiye' yerine ge- tirilse, meydana ne çıkacağının db (Ce. Ha, YMM terke- diyoruz . De. Meri. durdu. fi ağ — mey ke Ni Akdenize niçin karışmaz akındım, muavenet yok. Bu suale en derin Düşündüm, taşındım, ancak şa Gi cevabı ve iğ idim : z Boğaziçin- deki er kisin geçe” e ifte pi Bilemedi Muhsine kah kah kah Bilemedi Muhsine kah kah kah