Hayat ve Pilân Adi Rıza KORAP Ortaçağın gerek düşünceleri, gerek vic danları ezen kilise bas kısı şöyle böyle be) şinci yüz yıldan on inci yüz yıla yp Avrupaya bin senelik ıztıraplı ve zoraki b uyku uyuttu. Fakat buğulu havadan uya, nan ve fikir hürriyetine, tabiatin “saf ha- .vasma kavuşan insanlar acaba pi > hızia diledikleri taraflara karm: koşacaklardı? Böyle olsaydı anl havaya, fikrin ışığma, hürriyetin tadına acıkmış susamış olanların sonu neye varırdı mit Şükür ki böyle olmadı. Tabiat ve cemiyet içinde birer * karınca “kesilen insanların araştırmalarına' yol gös- teren, çalışmalarına pilân çizen metod adam. K k, “fizik, kimya ve bi. yoloji) taze filiz sürerken, öte yahdan da ni mantıkçıların çoktan yetişmiş ve işleri- ni başarmış olduklarını görüyoruz, (Fizik) ilimlerin metod ı, XV nci yılm ilk yarısında gelen (Bacon) ve (Descartes) gibi, (biyoloji) nin de metodunu, XIX un- cu yüz yılda gelen (Clâude yy gibi büyük e yla çizdikten yek Bi günkü i yolu e eğ İşte ağ ei uyukluyan, Avrupaya iki üç yüz sene içinde tabiatin kuvvet ve" bereket sırlarını bulduran ve onu m hâkim kı: lan, bu metoddur. İl ruluşünda en Tüzumlu bir iş olan metod, gündelik MP alYIŞ) met ur, Ötedenberi şarkm geri kaldı- ğı, bir dini ilerliyemediği, buna karşılık garbm dev adımlarile terakki ettiği söyle- nir, Bunun sebebi nedir acaba? Şark millet. lerinde ilerlemek, yeniye varmak kabiliye. ti Ve istidadı yok da bu sadece garbta mı var? Acaba şark insanlarınm soyunda bir 26 kâ Ri mı, bir buluş yoksulluğu mu giz- m ardan | hepsi de YAREN Gil eğ gi garbı ayıran bölme, metod. dur, pilânlı hayattır. arp © ns) dan bugüne 0 Biri ve işinde (metod) u kendine pirensi Şark ise yel ağdan gelişi güzel sarfetti, Derme kei mk Yoksa doğuş- taki istidat şarkta d Hattâ şark milletleri piri kadâr ça- lışmadıkları için onlar kadar yorgun > de- N e daha vi a itiyadını neki dan devamlı leri çabuk kesilir görünür. Ter. İlmi bilgiler çevresind e kai- delerini a metod, ii aşalyışı- mızda eri, senle de hasıl başl cağını öğr ika zamanımızı da bo- şuna kk vw bir iyilik cevhe- i. Bu suretle bir yandan sıra ile .bu bilgilerin kuruluşuna rehberlik eden ye: N nt bir duru; > Şârk ve garbı ayıran en büyük vasıf bu gârpta da birdir. lerinde amlı yn bize neler a iyi belirtmek için eceğimiz bu niz kazandırabileceğini dah şöyle bir misâl alalım: Pilânlı adam yapacağı işleri her vakit yanında bulundurduğu o muhtıra defterine yazar. Bu işler kaç tane ise ve günün han- gi saatlerinde görülecekse o öylece sıralar. Bu suretle hem m yormamış, hem de onları unutmamış olur, Bugünkü işini ya- rma ve daha do; eği sona uz yarmlara bı- rakmaz. Yahut, en şu tarafmda görü- ie işini unutup in daha uzak bir yer- deki. işi eve sonra unuttuğu birin. esini hatırlayıp boşuna yol yürümez, yo- ruimaz ve zaman kaybetmez. Pilânsız adam ise böyle bir deftercik lenin dali yapa- cağı işleri unutur, yahut gelişi güzel takip v Günü, yetmediğinden ertesi güne ka- an .işlere yenileri katılır. Ve böyle bir kimse , yn vakit işlerinin yükü altında ezilir, hiç bir işi Kaşe ve bütün ömrü boyun- ca başarı ez. Pilânlı vim her şeyi yerli yerine koyar; ceplerinde! belli “ve lüzumlu ği vi rur. “Her cebinde ne olduğunu dolayı meselâ: Saatini sala pepe ve» ya mendilini kullanmak zorunda kaldığı va- > ek yelek ve pantolonunun dokuz ön birden Mi rmak gibi gülünç ve üşmez, Böyle le herkes sık sik görmüş. rıldaharak üstünü başmı yorgunluktan sonra vx bulsa batı! Ne'ğgezet?: Ya saatini v endilini evde MEME Çünkü dağ. programsız. Bu.dağmıklık çok defa insanı tideğil yak niz gülünç hattâ, zararlı bir kerteye düşü- rTür. Çünkü böylelerinin: her'gün bülundürmaları. “gereken eşyayı da evinde meri olur. Otobüs ve tramvaya bin- , hem 'mevki sahibi kimseler vardır ki Se cüzdanını ği ee almağı a Lip iletçinin karşılarma dikilmesi önüüike u- tancmdan terletir.' Nihayet, kendisini tanı- yacak birini bulup mem ödünç almağa 'amvây We; tobüste her zaman tanıdık Hilulmrnden alani yolcuların ve “Bletçinin şüpheli : * bakışları altında inmek zorunda kalır. Bazan da böyle * bir kimse- nin geçtiği veya bulunduğu yerde vakâ o l ür. Zabıta memurları ; şüphelendikleri: a- damların ii öğrenmek isterler. Fakat pil ve mik kimse hüviyeti- “krer durumdan kurtulmuş olür. kimse ise lüzumlu olan Mai de büyiel yapmaktan rogramsız la ise “ceplerindeki fazla şeyleri temizlemeğe hiç vakit ayıramaz, bu temizliği yapmak terbiyesini el ar tır. Para cüzdanızı veya hüviyetini evini unutan böyle bir adam, bazan senelerce © vel gelen mektupları zarflarile beraber cep- taşır durur, , Bunlar” eskiye eskiye t yıpranmış ve bir yığın kâğıt hamuru hali- ne gel ir. larm içindekiler çoktan yeme ve unutulmuştur bile; e de lüz Fakat üstündeki günün temizlemek itiyadını almamış o. ia m oy — onların boşu boşuna ha- mallığını yapa; Şu yi Bikiiriya r ki gündelik ha- A eş N bir düzen vermek için inti- , program ve pilân * huyunu ve pasir ak gerektir. Ve işte az za. manda ilerlediğini, teknik bir m ulaştığını gördüğümü insanları gün- lük yaşayışlarına bile düzen vermişlerdir. Ne yazık ki bu pilânsız, derme çatma. ya- şayış itiyadı ferdin b derin olmakla kal- mıyarak cemiyete de ki ediyor. Me- “mur işine vaktinde gelemez, bei vak- tinde e yapamaz, şleri , MUua- melesi görülecek kâğıtlarla © ta şahsına ait işleri bile Beribiy se, halkın işlerini takip edip oil var. dırmakta ne zorluklar çekmez ki! Bu hal de hükümetin büro işlerini aksattığı gibi, yemez “ve ca " tehlikeli kayıtlar geçilmez anizmasını bu ruh, ea gi illetin sebeplerinden birincisidir, (Halbuki düzenli“iş terbiyesini almış bir dairedeki, bir bankadaki memur sınıfını, hem halk, hem liükümet gözünde ne temiz bir yer ka- zanır. . Terbiyede ilk ve en önemli bir yer SU ması gereken bu düzenli, pilânlı çalışma ve çalıştırma meme ilk okul çocuğundan başlamak lâzımı Yüksek okuldan çıkm. caya kadar her ni yığınlarını yükle- iÇ; ni ki en ön MD ei Bu yüzden bizde bütün talebelik ag nın hemen hemen şaşmı ard yoruluncaya, bunalmcaya kadar gece gün- düz kitap ve defterlere kapanmak zorunda kalır. Bu yüzden çok defa, okuldan çıkıp hayata atılan genç bilgi ile kafasını kuv- vetlendirmiş olmaktan çok, Se yığınının yükü altında Seyir, bezgin v ütün Ö üz ve bu ömür NK ice bal şarmak zoruüda olduğumuz islerin yürüyü- “ii akan sulara benzerler! Onları kendi ha'. ye gelişi güzel oluşlarına birakırsak ya. ayışımız bir sej yatağına döner. Bizi de, bizimle ilgili olan anak de hırpalar ve hiç bir: başarıya yer vermez. Fakat ömrü- müze ve işlerimize bir düzen verirsek ka- nallara, arklara alinmış bir dk ee hayırlı isler gibi vasa Kr daen hayırı dokunur. Bir yapamaz, geri kalmağa m mah- kümdür e ibi sanılan şarkın | ram sasi ve saman gü çok kısa bir zamanda değiş ya aryi en canlı bir $ahitti: Bir val kitler dünya çapımda by müte. fekkir Ve tkârlar yetiştirmiş olan şark- rtes) ları da Pasteur) > Ti de, dk ison) ları da pek âlâ y fakat 'bir şartla: Metodlu, pilânlı, düzenli bir çalışma şarti tile. tirir, te Japon. i / Bek Sİ el ei İNE İn > eğiiğ ii ig