Kün ıımw—'ıl — 38 — oo0 0 ARADÖLÜ Si | Spor işleri Kü *m tü xV Yazan: Alek.ıandr Dima Şeytan (herif! Her şey mübhem. Karınızın kaçırıl- nereden haber aldınız? dığını — Öhi Elbette; kibar yapılı, esmer benizli, keskin baktşlı, si- yah saçlı, beyaz dişli ve şaka- ğında bir yara nişanesi bulunan bir asilzade... Dartanyan bağırdı: — Şakağında yara nişanesi mi, dediniz. Beyaz, dişli, keskin gözlü, esmer benizli, siyah saçlı Ye kibar tavırlı ha; bu bes« nim Möw kasabasında tanıdığım tdam.. — Tandığınız adam mı de- diniz? — Evet, evet; fakat bu işte Onun' alâkası olamaz. Hayır, 'en yatılıyorum; bu'işi çok ko- ıl)'lı'şurıycır; eğer — tatıdiğıniz j Adam benim bildiğim adamsa, ir vüruşta iki intikam birden Umiş olurum, işte bu kadar; fa- t bu adam nerede bulunuyor? — Bunu bilemem, — Evinin nerede bulunduğu- “ |a dair de hiç malümatınız yok tu? — Hiç; bir gün karımı sara- Ya götürüyordum ve karım sa- Taya giredeği esnada o dışanya wKlıhıı karım onu bana — gös- — Şeytanl Şeytan herif! her müphen; karınızın kaçırıde tiıııı kimden haber aldınız? —M. dö la Porttan... | Bu hususta size kiç tafsi- Vermedi mi? — Kendide bir şey bilmiyor, — Başka bir taraftan da bir By öğrenmediniz değil mi? — Evet, işittim ki.... — Ne? — Büyük bir ihtiyatsızlık ya- Pörım diye korkuyorum. — Hiâlâ tereddüt gösteriyor- Minuz; fakat artık saklamak za- laninın geçmiş — bulunduğunu nmelisiniz. Misafir cesaretini yeminle kuv- *elendirmek istiyerek bağırdı: — Vallahi saklamak - istemi- | tum. Bundan başka, Bonasyö a ti hakkı için..... Dartanyan onun sözünü kesti: L!iniı; sözünüzü kestiğim için Hi affediniz amma, bu isim yabancı gelmiyor. S Evet, mümkündür, efen- &a. Ben sizin ev sahibinizim, — Tamami tamaml Dıyerek Dartanyan ayağa ti ve onu selâmladı: — Ev sahibimsiniz! — Evet, efendim, evet. Evi- y geleli üç ay olduğu halde, izin çokluğunean, kiramı ver- hu bu ne iştir. Ben de mu: lim ve bu kahrolası beyan- t mi, hezeyanname mi, ne Va ağrısını alay olsan, vakit Hin diye okumuştum. Bunu “"ııı biliyordunuz. O halde z kaldığım bu hal nedir? 18 söylendi. Ç Fok geçmeden merkez heyet |iSim müşabehetinden bir yad> i gl"l geldiler. Paşaya işin için- | 0lduğıınu anlattılar. Tarziye %n ve büyük bir geçmiş <İk::îıleı Bu mesele üzerine ye: Nı Batün eeei Tiemen Bi meyi bile vouttunuz. Bu hususta sizi bir saniye bile rahâtsız et- mediğim için nezaketimi takdir etmişsimizdir zannederim. — Sztden nezaketten Başka ne Deklenir; azizim Bonasyö. Buridan dölayı size çok minnet” tar Bulonduğuma emin olunuz ve arzetiğinr veçhile size bir hizmette bulunabilirsem.... — Eminim, elendim, efendim; | Bonasyö - ismi Hakkı çin Bende size itimadım olduğunu söyle- mek üzere idim.. — Ohalde sözünüzü bitiriniz. Şehirli cebinden bir kâğıt çı- kararak Dartenyana verdi. — Bir ti:ktap mu? —Bü sabah âldığım - bir mektup.. Dârtanyan mektubu açtı, ak- şam olmak üzere bulunduğu için pencerenin yanına gitmiş ve şehirli de yanına gelmişti. Dartanyan okudu: — Kammnızı aramayınız, lüzum kalmayınca yanınıza gön- derilecektir. Onu aramak için bir âdim Aatfarsanız mahvolur- sunuz.. Dartanyan dedi ki: — Ne âlü, fakat bu basit bir tehdit. — Evet; fakat bw tehdit beni korkutuyor. Ben kılhiç. kullanmar sım hiç bilmem, efendim, bun- dan başka; kalebentlikten de korkarım... liğe ehemmiyet vermmem. Bu iş kılıçla- hallolunur.... — Ben de - bunun içim size geldim, elendim.. —;Öyle mi? — Sizi her zaman kahraman yapılı silâhşorlarla beraber gör düğüm ve o silâhşorlar M. dö Trevilin maiyeti olmak- itibarile kardinale düşman olduğunu bil- diğimden biçare kraliçemizin hakkını müdafaa yolunda- zizin ve arkadaşlarınızın - kardinale iyi bir ibret dersi vermekle memnün olacağınızı düşündüm. ona — Bana üç aylık kirâ borcu- nuz olduğu halde Bu hususta nasıl hiç bir şey söylememiş- sem.. , — Evet, evet, bana bundan demin bahsetmişliniz ve ben de size teşekkür etmiştim. — Bunlar dahil olduğu habk de, evimde bundan — sonra da oturmak şerefini bana bahşet- tikça kira namına hiç bir şey istemiyeceğim. — Çok lütufkârsımız!. — Buna ilâveten de, şu arar idi. Sen gittin Mirliva Paşayı bahusus - efradı anıyıo- ten olan bir zatı vurdun dediler Salim bey de: —Bana rütbesinden bıhıohnı madı. Bunun için beyınnım okuyanın da adı. Osman idi. Comıyot. mensub — imiş, deiıl imiş diye münakaşa değil hatta düşünemez idim bile, Benim için aldığın emri tatbik - etmek- lâ- zımdı, onu yaplım dedi, Bu söz üzerine mesele örtüldü. Ve Sa lim bey de gözden bizzarar kaybolarak - Birpilçe — köyünün olunu tutte hık ihtiyaeımz olmak — ihtimalini düşünerek size elli pistotda tak- dim etmek istıyorum. — Fevkalâde! Şu halde siz zeng'n bir zatsınız, azizim, Mös- yö Bonasyö? — Eh, rahat yaşar bir ada- mam; tuhafiyecilik içinde çalışıp çabalıyarak ik üç bin ekü ka- dâr irat temin edebildim, fakat en ziyade meşhur gemici Jan Mokâtin son seyahatinde koy- düğum - sermayeden - kazandım; bunun için, anlarsınız ya, efen: dim... Derken kesti vet — Amanl.. Diye bağırdı. Dartanyan sordu: — Nen var? — Şurada gördüğüm- kim? — Nerede? — Sokakta; pencerenizin kar- şışında; şu kapının . siperi altın- da. Mantoya sarırımış biradam. Dartanyan ile — şehirli adamı tanımış oldukiarı: cihetle, - ikisi birden bâğırdı: — Odurl! Sonra Dartanyan bağıra bar gıta, kıhcna sarılarak: —AHİ artık, bu seför elim- den kurtulamazsın!... Kıheım kınından çekere't apare tırnandan dışarıya - fırladı. Merdiveni inerken kendisini görmeğe gelmiş bulunan Atos ile Portosa tosadüf etmişti. İki sicâliyor — bir” wefeste- Ba- gırdılar: — Gene hangi dırıyorsun? — Mön kasabasındaki adam! Covabını — veren: Dartanyan gözden kayboldu.. Darlanyan “arkadaşlarına meç- hul adamla geçirdği- sergüzeşti ve bu adamın mühini bir mek- tup verdiği güzel ecnebinin gü- zel hayalini bir kaç kere anlat- Mıştı. Atos, Dartanyanın mektubu kavğı esnasında kaybettiği fik- rindeydi. Dartanyanın tarifine göre, asilzade olduğu anlaşılan, bir- efendinin. mektup çalmak gibi bir işle alâkâsı olamazdı. — Sonu var — V. Hıfzıssıhha Meclisi.. Vilâyet Umumi — Hifzissihba meclisi dün öğleden evel Sıhkat müdürlüğünde Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürü Dr. Bay Cev det Saracoğlunun reisliği altında aylık toplantısını yapmış, vilâyetin sağlık işleri üzerinde müzaake- relerde bulunmuştur. « birdenbire - sözünü şeytana sal- Inkılâb hatıralarından Süvari birinci mülâz mi Nezir (bu zat binbaşılıktan - tekaüde sevkedilmiş ve İzmirde ölmüştür.) bey ile piyade —mülâzimi Meh- med Ali bey de (bu zat Büyük Millet )leoh-:ıd ıı;ıııdıı iken ölmüştür) vardı. Bunlar tin (egıy.y.ühiııdın bir kaç güı:î:.ı. iltihak etmişlerdi.. Heyet Pirlepe kazasında köylerde iken Meşru- tiyeti ilân - sıralarında mülâzim Halim bey de (şimdi binbaşı mütekaididir) tedarik ettiği si- lâhlarla beraber Pirlepeden: ge- lerek Keyete - iltihak etmiş ve böylece Manastırdan dağa İtür Bakanlığı emrine geçiyor Okullarda spora fazla ehemmiyet verilecek Mühim profesyonel takımlar Iz- mire gelerek maç yapacaklar.. Ankara, 15 (Hususi muhabi- rimizden) — Türkspor Kurumu- nun Kültür Bakanlığına merbut bir umum müdürlük veya müs- teşarlık tarafından idare edil- mesi için hazırlanan kanun lâ- yihası, Başvekâlete verilmiştir. Bu suretle memleket iç ve dı- şındaki spor hareketleri arasında tam bir birlik ve ahenk tesis olunacak, mekteplerde spora daha fazla ehemmiyet verilmek- le beraber spor - sahaları ve vesaiti ihliyaç nisbetinde çoğalı tılacaktır. Ankara, 15 (Hususi: muhabi- rimizden) — Türkspor Kurumu, memleketimiz futbo unu yükselt- mek ve futbol — hareketlerini canlandırmak bir taraftan da yüksek pıofesyonel oyunları B. Flânden Berl'nden sonra Ro. maya da gidecek Paris, 15 (Radyo ) — Sabık Başvekillerden, B. Flânden Al man ricalile konuştuktan: sonra, bugün Berlinden dönmüştür. Deyli Meyf gazetesi, B. Flân: denin, Alman ricalile mutabık. kalmak üzere Fransız hükümeti- nin emrile Berline gittiğini ve yakında Rmııyı da gideceğini, bu seyahatleri, - İngilterenin mu- vafakatile yapmakta - olduğunu ylllnl'. lltRıdıı)ır.-:P_ııı— !ı BııvoHl Flânden Ber: linden Parise gelmış ve Alman: ya seyahati intibalarını Başvekil B. Şotana izah edeceğini söyle- miştir. B. Flânden gazetecilere beyanatında demiştir ki: — Halihazırda Almânya ve Fransa- hbükümetleri — arasında mühim noktai nazar ihtilâfları vardır. Fakat sulhu- — muhafaza için her iki hükümet yapabile- cekleri fedakârlıkları tetkik et mek mecburiyetindedir. B. Atıf Bucada faydalı bir konferans. verdi.. Yerli malı ve artirma haftası münasebetile dün akşam İzmir Esnaf ve Ahali Bankası müdürü Bay Atf tarafından Bucada'parti kamunu binası salonunda bir konferans — verilmiştir. Salonda toplanan Beş yüz kadar genç, bu faydah konferansı alâka ile dinlemişler ve çok meminun kal- mışlardiır. Yazan: M. Doğan mış ve kuvvetlenmişti. » Sonu var- Tashih: Pazar günkü nüsha- mızda heyete iltihak eden zabi- taridan Yüzbaşı Muhittin diye yazılı isınin aslı Mecdettindir, seliven — Muhiddin — yazılmıştır. Ayni zamanda yüzbaşı Hayrettin beyin> Cevabinda — (taburun ker bölüğü debboyurda yüzden fazlar silâhları) vardır. denilecek iken (ber bölüğe deBboyunda bozuk fazla silâhları vardir) denilmiştir. Sehiv hatası olarak yazılmış olan Bu kelimeler manlitizar — taekih hakkında Türk futbolcularına fikir vermek maksadile Rumen, Çek ve Avusturya futbobtakım- larını Türkiyeye - getirtmek ve Türk fatbo'cularile müsabakalar yaâptırmak için anlaşmalar yap- mıştır. Bu anlaşmaların ilk safhasına göre, bir. Rumen profesyonel takımı ile Avrupanın tanınmış ptrofesyonel fudbol takımı olan Sparta ve Fürst Vienna fudbol takimları tam kadrolarile mem- leketimize gelecekler, Ankara, İstanbul ve İzmirde mühtelif takımlarımızla karşılaşacaklardır. Bu üç takımdan yalnız Rümen takımı, İzmire — gelemiyeceğini bildirmiştir. Sparta takımı yılba- şında, Pürst Viemma da - Nisan ortalarında memleketimize gele- ceklerdir. Çember siyaseti - Başı 1 nci sahifede - kezi Avrupanın cw tehlikeli meselesi telükki edilmekte olan korider ve Dançig işini doğrudan doğruya onlar: Ta müzakere ve halletti. Fransanın müttefiki olan Polon. yanmı müttefikine huber — vermeden yaptığı bu iş Avrupadaki çembet si. yasetine ilk baltâyı — varmuş oldu. Şimdi artık en çok korktuğu Alman. ya ile bütün davasını halletmiş olan Poloayz öyle kolay kolay Fransanın ber emrine lebbeyk — demiyor, kendi milli movfasti neyi istilzamı ettitirse ancak © çekilde hareket ediyordu. Diğer — tarafıan P Çi kodovakya ile halledilememiş bir de Çeçen eyaleti ve ekalliyetler meselexi vardı. Bundan dolayı Bu iki hükü. Met atadında mubasama defilse bile Polonya Framsanın bütün wrarlarına rağinen — Çeköelovakya- ile ihtilâfim ballederek küçük itilâf zümresine yaklaşmak istemiyordu. Ba dâa küçük itilâfi zayıf düşü. ren' ve onan dünya siyasetinim umu- mi mabiyetinde — taarxuv — etmesine mani — olan en — mühiar — sebab. lerden birisi olmuştur. Polonyanın bu taannüdü çembe. rin cenaba isabet Seden kısmını da zayıf düşürmektle idi. İşte Frumsa Hariciye Nazırı Vars ÇöYAyı Fziyaret ederken — sirf bu iki meseleyi balletmek yani hem- Polon» yayı doğrudan doğruya Framsa hast. bına kazanmak, bem da bu hükümet.: le Çekcalorakya arasındaki — iltilâfı hallederek cenub çemberinin kuvvet. Tenmesine imkâa huzırlamak istiyordu. Halbuki, bir âe evel işaret etti. #im gibi, maymun — gözünü açmıştı. Polbnya Fransızların mavi gözleri için Almanlarla olan itilâfe Bozmağa — yar naşmadığı gibi — Çeköslovakya' ile ekalliyatler — ihtilâfinin — hallite d Belediye otobüslerinin tek ka- pili, dar koridorlu. - oldukların || dan ve bu yüzden yolcuların girerken, çıkarken müşkülât çek- | tiklerinden bahsedecek değiliz. Bahsetsek bile faydası olm- yacağını biliyoruz. Çünkü bu “otobüslerin Avrupada mesafe- Teri uzun kasabalar arasında iş- lemek — içib yapıldığını, şehir içade işliyen arabaların çitt Kapıli, geniş koridorlu olduğunu alâkadarlara söylemişler, söyle- mişler amma bir türlü dinlete- memişler. Onlar dinlemedikten sonra biz mi dinleteceğiz?. Hem dinleseler de ne olacak. Arabâların bir kısmı gelmiş ve işlemeğe başlamıştır. Bir Imııı Ha avni sinetan alacak < Sıkifa & M. Delbosan s3_yîlıah - Büşt T nci sahifede - cümen rebsi cevab #ermişler ve hepsi de şiğddetle sikışladımıştır. Prag; 15 (Radyo) — Fransa Hariciye Nazırı B. Delbos, ya- rın sabah saat 10 da yapılacak törenlerde hazır bühunacaktir. Bu törende, Başvekil Milan Hodza ile Hariciye Nazırı Bay Kamil Krofta söylevler verecek- lerdir. B. Delbos da mühim bir nütük irad edecektir. Ptrag, 15 (Radyo) — Fransa Hariciye Nazırı B. Delbos, yarın saat 13te Çekoslovakya cum- hurreisini ziyaret edecek, saat 16 da Çekoslovakya Hariciye Nazırımı Fransa sefarethanesin- de kabul edecek ve bir saat sonra da Başvekil Milan Hodza ile konuşmalara başlıyacaktır. B. Krofta, gece saat 18de B. Delbos şerefine bir ziyafet verecektir. Prag, 15 (Radyo) — Fransa Hariciye Nazırı B. Delbos, Çe- koslovakya topraklarına girdiği dakikadan Praga ayak bastığı Ana kadar görülmemiş derecede samimi ve coşkun tezahüratla karşilanmıştır. Bratisla syonunda Belediye re'si ve binlerce halk, B. Del- bosu karşılamıştır. Belediye re- isi Bir söylev vererek — Fransa Hâriciye Nazırınâ (Hoş geldiniz!) demiş, Çeköslovak kızları, milli elbiselerile B. Delbosa çiçek buketleri vermiştir. B. Delbos, mukabil bir mutuk irad etmiş ve Fransanın selâm ve muhabbetlerini Çek milletine bildirmek için Çekoslovakyaya geldiğini söylemiştir. B. Delbosu hamil olan tren, saat 16,22'de Pragm Vilson is- tasyonuna varmıştir. İstasyonda Çekoslovakya Ha- ficiye Nazın B. Kamil Krofta ile- Prag — belediye rcisi ve devlet ricalinin mühim — bir kısım PFransa Hariciye Nazı- mim — karşılamışlardır. — İstasyon Çek - Fransız bayraklarile baş- tanbaşa — donanmışti, istasyonun büyük stlonunda takdim mera- simi yapıldıktan sonra B. Delbos, selâm resmini ifa eden Çek as- kerinin' ve sokol teşkilâtına men- sup binlerce gencin - arasından geçerek Fransız sefirile bir- likteFransa sefarethanesine git- miştir. B. Delbosu — istikbal için is tasyona ikiyüz bin kişi gelmişt —H ameli bir çare bulucamadı. Bu itibarla Fransa Hariciye Nas zarıtın Varşovada aldığı neticeyi am cak sifir rakamı ile — ifade etm mümkündür. Çember — siyateti Po. Tonya istikametinde hülâ ayni göv. ve senelerce bu arabalarda taşı- naCağız: ve: — Mukadderatımız böyle imiş. : Deyip boyun eğeceğiz. Gelelim söylemek istediğimize: Otobüsleri idare eden biletçi ve şoför arkadaşlar pek acelesci insanlar. Bir yolcu otobüse -tabil- ör taraftan- biner binmez'daha ye bulub oturmadan arabayı hâre ket ettiriyorlar. Olanca hızı ila harekete koyulan otobüsün sar- sıntısı yolcuyu ya bir tarala çar- pıyor, yahut ta diğer — yolcunun üzerine yıkıyor. Bu halin önüne geçmek için otobüslere kalın harflerle bir (Dur ya mübarek) *