bayram bitti ve geçen yıllara nisbetle emsali görülmiyen zen- ginliklerle, yeni birçok eserlerin açılması ve temelatmasile cum- huriyetin mana ve faydasını te- barüz ettirdi. ü Şehirde otuz beş tak kuruk muştu, yeni açılacak kız ensti- tüsü ile hastahane, yeni bulvar- lar, müze, parti binası ile temeli atılacak kütüphane ve stadyom |£ yeri bayraklarla donatılmıştı. Bütün Manisa ve civar halk, bayrama iştirak etti. Bütün bu temelatma ve açılma merasimin- de valimiz ve alâkadar zevat nutuklar verdiler, büyük — teza- hürat yapıldı. Hastahanede va- Timizle başhekim Dr. B. Faiz ve şarbay Avni tarafından irad edi- len nutuklarda cumhuriyetin ça- lışmaları tebarüz ettirildi. Hasta- hane 160 bin İliraya mal ol muştur. Misafirler izaz edildi, Gece” Halkevinde hükümet namına muhteşem bir balo ve- rildi ve güzel bir gece geçirildi. Aydında: Aydın, (Husust) — Aydında Cumhuriyet bayramı geçen yıl- lara nazaran daha manalı, dâha renkli, sözlü ve sesli geçti. Hal- kevi meydanında birçok hatipl söz aldılar. Şehitler abidesine Ortaokul tor Hasan Tahsin Soylu kıymetli birer hitabede bulundular. Ak- şam, Valimiz B. Ö, Cünday ve eşleri, Halkevi — salonunda bir balo verdiler. Balo çok güzel geçti. Ödemişte: Ödemiş, (Hususi) — Bayram, parlak surette kutlulanmış, şe- hirde taklar kurulmuş, cumhu- riyet meydanında söylevler ve- rilmiş, Atatürk abidesine çelenk- ler konmuştur. Ödemişte Emmi oğlu mektebi ile su ve elektrik işletme idaresinin tesis etmiş olduğu şehir otomatik telefonu, kaymakam B. Haşim Seçkinin eli ile açılmıştır. Elektrik idaresi bir çay ziyafeti vormiştir. Çay. da kaymakamımızla parti başkanı B. İbrahim Yaylâ, Şarbay B. Mitat Baysal ve müessesenin direktörü Adnan Özdemiroğlu yRadE 3 geni verdiler. — B, Adnan, lemişe — geleli buz fabrikasının tesisi, Genev suyunun şehre akıtılması ve cto- matik telefonu kurması itibarile şehre nafi olmuş bir münevve- rimizdir. Ayni akşam Halkevinde bir balo verilmiştir. Ertesi akşam da sinema binasında, Halkevi temsil)| kolu tarafından “Devrim yolcu- ları, oynanmıştır. Akhisarda: Akhisar, (Hususi) — — Şehri- mizde yüksek bir heyecanla kut- lulanan Cumhuriyet bayramında, Mudur, Seydiköy, — Saracoğlu, Beyoba, Selendi mektep, yol, parti ve köy odalarının da açıl- ma törenleri yapıldı. İlk gün Cumhuriyet meydanındaki me- rasimde kaymakamımız bay Rı- fat Yenal ile Ortaokuldan mu- allim Saim, Misakımilliden mu: allim Rıza Gazi okulundan mu- Melek ve Şeytan — Kime varacaksın? — Onu Allah bilir!.... — Her halde tasarladığın bir şey vardır. Burada kimsen yok, nereye gideceksin? — Nereye gidersem giderim!. — Demek ki beni sevmiyor- sun?. — Benim kadar seni kimse sevemezdi, Fakat şimdi, artık istemiyorum. Zaten hep annenin hatırı için katlandım. — Demek ki onunla evlenmiş- tin öyle mi? Fena değil vallahi! Şimdi dul kaldın öyle ise.. Bana he soruyorsun, hemen şimdi git!. Zaten ben deannemin hatırı için #imdiye kadar sana katlanmıştım. Onun bana sokulup yalvarma- Binı, hiç olmazsa bir odaya çe- kilerek ağlamasını bekliyordum. —Bübir sinif Bödetidi; Yeli” Yazan: Kadircan Kaflı ve geçerl Diğordum: Sanki gitsene kaybedecektim? Hayatımda ancak bir yatak çar- şafı kadar rolü vardı. Bana, on üç yaşımdanberi hasretini çekti- ğgim kadın tadını vermekten uzaktı. Annemin yanında, onunla bir ayarda namaz ve dua ile yaşa- mıştı. ndan sonrada öyle olacaktı. Hayat, yosunlu bir dere gibi akarsa onun değeri nedir? O giderse büsbütün serbest ola- caktım? Hatta bana bir zından kadar görünen bu peştemallı, abani sarıklı köhne kasabadan da kaçar; meselâ İzmire, İstan- bula geçerdim. Orada yeniden ve mesut birevlenme yapardım. Kendimi şimdiden — vücudüne daracık kırmızı elbiseler - giyen, Kikrak, ŞApkiz, CNT Eğil “öten & otomatik telefon tesisatının e | HĞA a v aşoğıda Aydı. allim Betül ve her okuldan birer ta- lebe söylevler verdiler. Gece, bayram şerefine belediye salo- nunda bir balo verildi. İkinci günü *T de şehrimizde üçüncü İlkinektep ve Jandarma binalarının açılma törenleri bizzat Valimiz doktor B. Lütfi Kırdarın huzurile açıldı. Burada her okuldan birer talebe manzumeler okudu. Kaymakamı- mız, Maarif memuru Rahmi, Gazi okulundan — Fuad, Ortamektep müdürü Said, Halk partisi na- mına Ahmed Ünal ve en sonra Valimiz birer nutuk verdiler, Vali şerefine belediye - salo- nunda bir öğle ziyafeti verildi. Turgudluda Belediyenin güzel — bir eseri daha Turgüdlü (Hususi) — Şehri- mizde istasyon civarında üç sene evel bir mezarlık var idi. Bele- diyemiz burada fidanlık tesisi ve bir şehir kızının kolunda bulu- nuyordum. Kin dolu gözlerle benim sallanısıma, sendeleyişime bakan Zehrayışöyle bir süzdüm. Dudak büktüm: — Sen mi bunu yapacaksın? Eğer yaparsan öğüdüm — olsun, Haticenin yamnına gitl Orada orospu olursun amma biraz da kadınlık öğrenirsinl.. Kolumda kıvrak - bir - şehirli kadın varmış gibi, gülen bir yüzle merdivenleri çıktım; beyaz bir ay ışığında yatak odamın ka- pisıni ve karyolamı bulmakta zorluk çekmedim. Olduğum gibi, soyunmadan uzandım. Üykuya dalmadan evel kollarımın ara- sında bir şey aradım. Hayal, insanı doyduramıyor. Şimdi Zeh- ra bile kovalamazdı doğrusu.. — Zehral.. AğeRİKK aaidik kaplklarıniz vuruşlarını, onun ayak seslerini e breriaini fükat gelmiyordu. ütün vilâ kazalarda heyecanla kutlulanmıştır Manisa, ( Hususi ) — Büyük | n bayram Uibılaıı?ıı MA Di açılması intibalarından 936 senesinde tohumlardan fidan yetirmeğe — teşebbüs — etmiştir. Bugün, burası, binler.> muhtelif ağaçlarla süslü bulunmaktadır. Bahçede —meyvalı, meyvasız ağaçlar — yetiştirilmektedir. Bu bahçede çiçek fidanlığı dâ var- dir. Bu sene Türgüdlü merke- zinde ağaç olmıyan yollarla yeni açılan caddelere oniki bin ağaç dikilecektir. Bu fidanlığın, Ma- nisa ve diğer kazaların ihtiyaç- larını da bertaraf etmesi muh- temeldir. Fidanlığımız birkaç sene sonra civar şehirlere ağaç tevzii sure- tile memlekete hizmetini çoğal: tacaktır. 3-5 sene zarfında memleket yemyeşil bir şekil ala- cak ve bu suretle güzelliği arta- caktır. Bodrumda Yeni belediye binası Bodrum, 30 (Hususi) — Bu- rada bayram, Türkiyenin her Başım ağrıyordu, ay, ağaçlar, oda, tavan, döşeme biribirine ka- Tışıyordu: — Adam sende, biraz sonra kendisi gelir! Diye düşündüm. Sonra kendi kendime söylendim: — Fakat hoşuma gitti kâfirl Ne güzel çıkışıyordu? Tıpkı şe- hirli, kıskanç bir. kadm gibi.. Demek ki beni seviyor.. Sev- meğe başladı. demek!... Lâkin boş ümitl O, annemin bir mo- delidir. Başka türlü olamaz. Nereye gidecek? Bu kadar ce- saret var mı onda? Hayatı hep böyle yosunlu bir dere gibi ge- çecekl Benim — için hizmetçi olmaktan kurtulamıyacak ol.. Ah keşke hep bu geceki gibi olsal, Ne gezer? Öyle rasgele — bir coştu? Gelip geçici birşey.. Yarın sabah gene bir gölge ha- linde sessiz ve solgun mutfaktan odaya, odadan çamaşıra, çama- | yecarlı geçmiştir. Resmimiz, bayram Yebesi intibaı tesbit tmektedir. B ” Yıldız isminde sokaklarda do- |4 laşan bir kadını zorla - kaçırınak ve kirletmekle maztun kasap Ali ve köseleci Kenaman ağır- cezada mubakemeleri sona er- miş, suçları sabit olmadığından beraetlerine karar verilmiştir. yerinde olduğu gibi coşkun te- zahürat içinde geçti. Valimiz Bay Recai Gürel, yeni Bodrum belediyesinin - küşad — resminde bizzat bulundu ve binayı açtı. Merasim çok parlak oldu. Bu münasebetle belediyece bir çay verildi. çirecek. Avrupada bulunsaymış tam bir rahibe olacakmış amma, yalnış yerde doğmuş!.. Ah, keş- ke gitsel. Dalacağım sırada bir gürültü oldu, ev sarsıldı: — Rüzgâr kapılardan birini çarpmıştır! ş Dedim. Rüzgârsız bir gecede olduğumu bile düşünememiştim. Olduğum yerde sızıp kaldım. * ”. Zehra, çağırdığım halde gene gelmeyince gece aramızda geçen sözleri hayal meyal hatırladım. Anlaşılan darğınlığı henüz geç- memişti: — Gideyim, şunun gönlünü alayım! Zaten uykum kaçtı. Diyerek aşağı indim. Merdi- venin alt basamağında her tarafa duyucarak şekilde hem söylendim hem de öonu aramağa başladım: — Zehral. Neredesin canım; şıçdan gikişç, koşaçak: gününün | sen hiç bu kadar darılmazdın a Miğüürğler AİĞTİDİEĞURA ., Muğlada Atatürk heykeli Muğla, (Hüususi) — Cumhuriyet ıır-.ıud SİMMADLAR, İSRayA LA ü 4 3 Teşrinitani “yapılmıştır. Heykel Nusret Suman taralından yapılmıştır. Kai- 10 'buçuk metredir.. KiridesiBodtumda çıkan yapılmıştır. Heykelin irtifar 3 buçuk Dün “Terzi Aliden şü 29 iııı-lııvolü tarihli gazete nizde, Tirenin Hisarlık köyündü bir Bırsızlık vak'ası olduğu vö benim Muhtar İsmaile aid bah» çeden zeytin çaldığım ve yaka- landığım yazılıdır. Hâdise ise bunun aksidir Muhtar benim mutasarrifi bulun- duğum inliğe zorla müda- hale eti istemiş ve beni hır- sızlıkla itham eyliyerek — tahkir etmiş. Derhal ılan — cürmü meşhudda Muhtar İsmail altı ay hapsa ve beş yüz İira cezaya mahküm edilmiştir. | çoğunu da seccade başında ge- | bana! Hakkın da var ya! Geca pek çok içmiştim. Ne yapalım; onsuz yapamıyorum işte.. Beni avutuyor. Tuhaf şey! Zehrayı ne mut- fakta, ne de oturma odasında bulabildim. Sandık - odasile ol. biselerinin bulunduğu yer karma- karışıktı. Yağmaya uğramışa ben- ziyordu. Kapının arkasındaki ayakkap- ları da orada değildi. Ortada sabahtanberi iş görüldüğüne ve bu evde bir kadının bulundu- ğuna dair en ufak bir işaret yoktu. Zehra, — ortalığı hiç bir zaman böyle dağınık bırakmazdı, Ne kadar erken kalksam her şey yerli yerinde olurdu. — Yaksa gitti mi? Buna bir türlül — Evetl, Diyemiyordum. Kabil değil! Zehra bunu yapamazdı. Hem nereye gidecekti? Komşu evinde, — Sönu vür — dAarayelib ia 0 bayramı şehrimizde fevkalâde bir kutlulaamıştır. Binlerce halk bâyrama iştirak ötmiş, yeni açılma töreni sız Ali değil, Muhtar imiş!