Sabile 8 Brüksel İwnfe ransı layı usul hitâfına olarak Belçika — Başvekili yerine, Amterika baş delegesi B. Norman Davis, kon- — deransa riyaset — edecektir. Deleğasyontar —arasında bu — akşamdan hususi temaslar baş- lamıştır. B. Norman Davis evvelâ İn giltere Hariciye Nazırı B. Eden ve sonrada — bulunmuş, — Mesimi temenni Fransa Hariciye Nazın B. Delbosla konuşmuştur. Büyük devletlerin arzusu, uzak şarktaki koru: maktır. Çin delegesi General (Şank Raolin), diğer devletler delegas- yonlarının hazır bulundukları bir saloada, hususi bir hasbıhalde Japonyanın — tetavü- zünden üç ay sonra bu konferansın iyi neticeler ver- etmiş, — Japon- yanin; evvelâ — Mançuriden baş: lıyarak Çme tecavüz ettiğini ve meafaatlerini toplanan — Çin topraklarında görü olduğunu — deki askeri söylemiş, İç Mongolistanda müs- takil bir hükümet tesis etmekle zamirini açıkçı meydana koy- duğunu beyan eylemiştir. Çin detegesi, Japonyanın Çin- harekâlile Briyan- Kelloğ — misakile Vaşingtonda imzalanan 9lar paktım — ihlâl eylediğini ilâve etmiş ve Çinin, Japonyanın itham ettiği gibi komünizmle alâ <: dar olmadığını, bilâkis bu rejimle mücadele et- mekte — bulunduğunu — kaydet- miştir. — Paris, 2 (Radyo) — Pari Mi- di gazetesinin yazdığına göre, B. Eden ile Bay Delbos arasında — mühüm görüşmeler olmuştur. Bu mülâkatta bilhassa şu me- “seleler görüşülmüştür: 1 — Almanyanın müstemleke talebi. 2 — Şimalt Afrikadaki karı- şıklıklar. 3 — Akdeniz meselesi 4 — İspanya ihtilâli ve Ade- mi müdahale komitesinin vazi- yeti. — 5 — Uzak Şark ahvali Şimdiki halde İngiltereyi en ziyade alâkadar eden mesele, Brüksel konferansı ve - İmpara- — torluk yolunun müdalfaası mese- lesidit. Çin * Japonmesetesi tali | derecededir. Mahalli idareler g j riyaseti Ankara, 2 (Hususi) — Dahiliye — Vekâletinde, yedi - şubelik bir Mahalli İdareler riyaseti kurul- — ması hakkındaki lâyiha, Kamu- taya gelmiştir. Lâyihaya göre; Belediyelerle lususi Muhasebeler memurları- “nın sicilleri bu riyaset taralından ulacaktır. muamelesi yapması, o gayri tabildir. Bence, bu iki karakterle ruhi ir muvazenesizliğin, aile haya- da tecelli eden yekdiğerine d nahoş birer tezahüründen  rettir. Dedi. — Doktora son sualimi sormak için fırsat gözetiyordum. Ufak bir aralıktan istilade ettim ve hemen atıldım: — Bay Dr, -dedim> hayatı- nızda kadın yüzünden geçirdi- iz en büyük korku, heyecan / veya sevinçleri hatırlar mısınız? Dr., biraz düşündükten sonrâ: — Elbet... — Ancak, henüz itiraflarım yap- ç niyetinde olmadığım bu hı ferdi hâdiselerin umuma bir fayda görmediğim sualinize cevab vermiye- Balkanlarda tak ey lediğini söylemiş ve Romünyanm, idalaa i Balkan misakmın, sulh ve müsalemeti milli —*ler (abnknlanna 18 mühimmattan başka, R marlanan yada Rumen ordusa - için o fabrikasının faaliyet halinde bi lunduğunu ilâve eylemiştir. Bükreş, 2 (A.A.) — Tatares- ümetinin dört sene- atımı etralile anlatmıştır. ekil, rakamlar iktısadi ve mali saha- a elde edilen terakkiler kâydetmiş, demiryoll. İları ve şose- istinad ler yapıldığını, memleketin umu: mi idaresinin düzeltildiğini, okul ğretmen Ssayısının — arlırılı ylemiş ve nihayet hükü- metin harbtenberi ilk defa ola- rak bir silâhlanma ve techizat programı tesbit ederek bu prog- ramt kismen tabakkuk ettirdir ğini ve programın tatbikine de- vam edildiğini ilâve etmiştir Harici siyasete gelince, hükü. dastluk ve - itti- ettiğini ve aymi bütün devletlerle hiç fark gözetmeksizin iyi münase- metin anancvi fakları tarsın zamanda bet tesis eylediğini söylemiş ve gömiştir. ki; “— Küçük antant içinde Çe- kaslevakya ve Yugoslavya ile teşriki mesaimizi her üç devle- tin de mukadderatı İehine - ola- rak daima semereli olmuştur. Balkan antantının ve Palonya ile alan ittilakımızın da bariz vash işte bü ayoai Siyasettir. Mintakavt ittifaklar sistemimiz garbda Fransâ ile olan destlır gumuz da eyi bir safhada bulun- maktadır. Rumen milletinin öte- denberi - Fransaya karşı hesler diği derin muhabbet ve dostluk bislerini 1926 da Jean Bratiano tarafından imzalanaa ve bükü: metimizin akdettiği mukavele ile de on müddetle teedit olunan dostluk muahedesile te- bellür etmiştir. Fransa ile mev- çut sıkı bağların esası yalnız rubi birlikte değil fakat ayni | zamanda devamlı ve menfaat birliğinde mündemiçtir. Fransa ilcolduğu gibi kurucu Bir sulh arzusile kendim zi Bü- yük Britanyanın da yanında his- sediyorur. Cenevrenin fikir ve efalinde siyasetimizin esasını teş- kil eden prensipleri buluyoruz. Romanya müdafaa şunlardır: Devletlörin mutlak müsayatı, Toprak ve istiklâl tamamiye- tine riayet, Kollektif emniyet.,, Tataresko, harici siyasette her türlü sosyal nazariyelerden uzak- ta kalmak ve her devletin kem dişi için şimdiki dahili rejimle- rine karışmamanın Romanya için en tabit birşey olduğunu chem- miyetle kaydetmiş ve bu babda acı İspanya hâdisel, hatır. lattıktan sonra demiştir “— Hükümetimiz. Romanya- nın Sovyetler Birliği ile müna- sebetini normal bir yola — koya- bilmiş, dostluk ve iyi - komşu- luk zihniyetile inkişaf ettirmiş olduğundan dolayı memnundur. Almanya ile iyi dostluğa is- tinad eden — münasebetlerimiz, son iktısas ve hava mukavelele- rinde tabil ifadelerini bulmuş- lardır. Bu mukaveleler, iki mil- letimizin ruhunda uzun zamam- lardanberi mevcut yakınlığı ar- tıracaktır. — Memleketi: daimi menfa- sene delegelerinin daima ettiği bu prensipler |M. Fatareskonun mü- him beyanatı ko, liberal partisinin icra komi- | hakiki | Tarihin maruf bir hâdisesi esareti ve Muhasarası takib etti. bir İkilo ekmek te 2 al tina çıktıl Elemli bir gün: kışında, Paris'n altına, 1871 hatırı oldukça tanınan bu kışta bir gün Payvanın Şan Elizedeki | açıldı, Almanyamın - senesi büyük bir tantana ile ve artık Prusya değil manya imevcuddü - firi prens Hohenlohenin birinci sağdıç ve şahidliği ile Prens dö Donn Markiz. dö Payvamın izdivaç merasimi ya- pildi, Almanya hükümeti Kontu, hiz- metlerine v ve bir Çi * zi de esmark — ile 1 Prens yapmış Te kâr kızi olan Prüsya Prensesliğine vuşlurmuştu! Fransızlar, bu acı hatırayı bir türlü unu Bit akşa orospu ve inadılar! ede sabık s halk tara- edildi. Ertesi Prens Hö- henlohe Fransız Hariciyesine gitti va bir Alman “bu diyarda Alinanyanın tebaası em- niyet altında değil m dir;, bağırih Vet YAImir tekrar Parise mi girsinler?., gibi fından v gün Almanya sefiri huşüneti İle bir vaziyet aldı. Fransa henüz kendisini topla- mamış idi; bunan için Pransız Hariciye Nazın tarziye Vermeğe mecbuür kaldı. Prens Hohenle- he de tarziye şeklini şu suretle tesbit etti: *“Paris halkına muaşeret ada- bın. Öğretmek Üüzere Prens ve Prenses Domf'smarkın fevkalâde ip sından - kovuldüğü bu *Sefalet kokan Fahişe.den baş- ka Bir Şey olmiyan işte bu su.etle kabul edildi. Mukadderatın en acı cilvele- rinden het halde birisi de budur! İnebolu faciası İnebolu laciası maznunlarının muhakemeleri Pa- zartesi günüdür. O gün müddei- umumi taralından iddia — serde- dilecektir. Yunanistan |Bugânkü rejim sayesinde Bol- şeviklikten kurtaldu Atina, 2 (Radyo) Başbakanı General - Metakzas, şerefine verilen bir çay — Ziyafe- tinde mühim bir söylev vermiş ve Yunanistanın, bugünkü rejim sayesinde Bolşeviklikten kurtul- duğunu beyan eylemiştir. Dört aya mahküm olda Menemen kazasınm Helvacı köyünde Fatmayı kaçırmağa te- şebbüs eden Kadir oğlu Halil Ağırcezada dört ay hapse mah:- küm edilmiştir. GÖM L A ehemmiyetinin tesiri resanet bul- muştur. Kral Karolun harice yaptığı seyahatler bu kudret ve ehem- miyeti, parlak tarzda — ortaya kaymuştur.,, Tataresko, izahatına şu suretle nihayet vermiştir: “— Dört senelik teşrii devre sonunda hükümetimizin vazifesi nibayete ermektedir. Ümumi va- Zziyet kralın vaziyetine arzoluna- caktır. Ve devlet hayatında açı: lacak olan bu narmal kriz bak. kında bir karar vermek te krala Bittir. Liberal parti geçici cereyan- lara kapılan derme çatma bir teşekkül olmayıp bütün halk sı. nıflarını - nefsinde toplıyan ye- 'göne “siyasl bir - küve' vettir. Gerek meukiüinde, saraya, “Prenses, önümüzdeki Yunan konağı | Paris se- | | birsoyun' gösteren ANADOLU İstemeden vzrilen cevaplar söylemek isti- Bilâkis çalış alıyız..Me» — Hayır »nu reciler İdarceilerde iki şarttır: işe başlamal karakterin - balunması 1 — Spor aşkı ve bilgisi. 2 — Bu uğraşabilmek için vakit. Bundan sonra halkta sporcu- luk ruhunu yaratmağa çalışmalı. Fudbol bir temaşa işi olmuştur. nyanın her tarafında bulamaz. fudbol ise . k bizde herikisi de bulamıyor, Çünkü seyredilecek takım — yok, Elcman yak demiyorum. Üzerin- de çalışılırsa çok kıymetli oyun- cu yetişirmek mümkündür. Fa: kat bunun için de kuvvetli bir Fudbol oymya- cak 'olanlara iş bulmakta çeki- düşününüz - bir işle disiplin şarttır. len müşküları kere.. Ayni zamanda kulüplerde at- Tetizme de çok ehemmiyet ver- meli,, Eskiden bu işe daha fazla veriliyordu. O ka- dar ki, şimdi tek atlet çıkaramı: yan Altay da.. — Yanlış, Altay değil Alsan- cak.. Güldü: — Doağru, Alsancaktâ 60 at Tet wandıs İsan ortaya ehemmiyet meselesi - kendiliğinden dokülmüştü. — Halkın alâkasızlığında sim meselesinin de tesiri oldu tmu? Diye sordum. Eski Altaylı csvabı. verdi: — Hıç şüphesiz. Üzerinde durulacak Lir mesele.. Nuri Sı.kı ayağa kalktı ve giderken — Bence yapılacak dedi, sporun — canlandırılması için kat'i bir karar ve — disiplin lazımdır. Yani ya tam serbesti yakud da tamamen teşkilâtlan- -O zaman her sporcu iş de bulur, çalışır da, spor da yapar.. Spor hareketi de kendiliğin- den doğar. Yoksa yalnız saha yapmakla iş bitmez. Orada oy- oıyacak, koşacak, çalışacak spor- cu, bunları alâka ve heyecanla takib edecek spor — meraklısı lâzımdır. Dünyanın maruf İn- giliz diplomatı lonunu giyer giymez bir ziya- retçi kabul eder: Bu Kureyn ofi- sin detektillerinden birisidir ve Nazwa bazı hâdiseleri - bildirir., Bay Edenin elbiseye dikkati azdır. İspanya ateşler içinde ya- parken, uzak şarkta kıyametler koparken pantalonun - Şekil ve modasına bakılır mı? Zaten Ede- nin apnesi de, oğluanun küçük- tenberi — elbiselerine — dikkatsiz olduğunu söyler. Eğer bir Müsteşar veya kâtib, yahad bir telefon yolundan al- kaymazsa, Bay Eden bu hırsat- tan istilade ederek ya "Kafe dö Pari,, de zeveesile dans edecek, yahud sinemaya gidecektir. Eski dastlarından artist ve Muharrir- lerden bir kısmile sinemada bu- luşur. Eğer Taymis ve Deyli Telgraf gibi gazetelere mensup — veya yüksek mevkili siyasi devletlere teşadüf ederse -ki bunlarla bir- mal, Hikte Şark lisanları öğrenmiştir- daha dikkatli olur. Bay Eden Farisi görüşebilir; Pazar günü boş ve serbest vakti olursa B. Eden milli ga» leriye giderek yeni kabul edil- miş veya eski eserleri tedkik eder. Evelce müzeyi de arada sırada ziyaret ederdi; fakat şim- “dî rhüedı M İspanya harbi Londra, 2 (Radyo) — Asturya çephesinin inhilâli ne, Âs- turya sahillerinde kostrola me: mur olan — İngiliz İngiliz sularına al- dliştır, Majorgue, 1 (AA.) — Balca- res adalarındaki küvvetlerin ku- mandanı Francisko Moreno Fer- nandes Havas Ajansı muhabi: rine şu beyanatta bulunmuştur: — Pirenelerden Motrile kadar bütün sahilleri abluka etmek için Majorguede - toplıyacağımız cüzütamlar adedine fark miktar da cüzütama ihtyaç vardır. Fa- kat şandiye kadar olduğu gibi sahilin yalnız büyük — şehirlerini kontrol etmekle iktifa etmiverek şimdiden şöyle bövle ehemmi- yeti olan bütün l manları kontrol edebiliriz. Mumaileyh şunları ilâve miştir: Hükümeltçilerin donanması Fraakistlerin donanması 1n çok dunundadır. Düşmanlarımız pek ziyade nadirleşmeğe — başlamış olar İspanyol vapurları haricin- de bilhassa İngiliz, Fransız ve Yunan bayraklarını taşıyan va- purlarla erzak ve mühimmat te- darik etmektedirler. Fakat bu bayraklar konso'as- lardan alınan mektuplar müçi- binçe muvakkaten taşınan bay rakla Rolümüz — naziktir. Çünkü İspanyol blosu; dösmek İçin emir et bu kontrolumuzu karasylarına hasret e m-cbu- ruz. Fakat muühâr hukükü- nun tanınması mesgimizi teshil ylik ktir. Ne aluyoruz? kedilmesine imkâa bulucamıyor. Bi erek İstan: edec ün Mersinden bula gidecek olan —Anafarta vaputu- nun — da bü tabil — alarak Çünkü Analarta küçük bir vapurdur ve esasen geçen hafta mühtelif iske» lelerde kalanı malları topliyarak, Mer. lü gelecektir. Şa halde h Tüocar malı şatlar llklı’nı»;— yermekte malları almasına geyet imkân bulunamıyacak. Hallar ne ol Taosama — kestirmiş, ir. Şimdi ardiye etmektedir. Hafta ae (yerldlik Tz gll AR ğ bakkaktır. idaresi © muvakkat bir zamun için ötmen ve we ferlerini art Urmarsa toziyetin gün geçtikçe tanar a görükür bir hakikatir, Bir aa evel laşacağı gö karar vermek, tüccan zayardan kurtarmuk Tâzayadır. Mesajeronun mühim bir makalesi lerden İtalyaya verilen yerlere gelince, çöllerden rettir. Bay Edenin, muahedelerin ihlâ! edilmemesi lâzimgeldiği hakkın- daki iddiası ise, ayrıca bahse değer. Zira 1915 senesinde Lon- drada imzalanan — muahedede, İtalyayı harbe sürüklemk için lâf devletleri, İtalyaya Antal- yadan İzmire kadar olan sahayı vadetmişlerdi. Halbuki, harptan şonra bu muahede unutuldu. İtalya, Habeşistanı elde etti ise, bu muvaffakıyeti kendi azim ve kudretine medyundur. Yoksa Habeşistan,İtalyaya sunulmuş bir hediye değildir. Şu vaziyete göre, İtalya, Al. manyanın müstemleke talebinde bu devlete hak veriyorsa, bunda kendisini haklı gördüğündendir.,, Duanzig Yakında Almanyaya mı kavuşuyor? Danziğ, 2 (Radyo) — Hükü: met- reisi Doktor Porster, ga- zetecilere beyanatında, Danzigde bunlar iba- teşekkül edecek olan yeni. par- | di ee Z olsun ba hatta Yazla | | bih, Mebmedcikleri | tengini aynen aliz; Hayal kuruyoruz nunda ikisinin de müstehziyane gülüştüklerini görür. Bu gülüş- kaynayan dünyayı kendisinden uzakta — tutarak, durur, düşünür, araştırır. Fakat bu tipin aksi olan ve heyegan dalgasına derhal kapılan diğer tip te var- dır. Her bhalde kuvvetli mehazlar- dan çıkarak bütün İngilterede dolaşmıştı. İntrojcetive dimağ otada gene rolünü oynadı. Yüz- lerce, binlerce İngiliz bu saçma şeyi hakikat olarak kabul - etti- ler. Bugünlerde — başlıca — intro- İsclion vetire Sovyet Rusyanın şa veya bu hükümet şeklini devire mek için namütenahi para yolb Tadığı şayiasıdır. Yakınlarda bü> yük rütbeli bir zabitin Amerikan rejimini devirmek için Rusyanın 25 milyon doalar yollamakta ol- değünü alenen - söylediği işitik Mişti, Bütün bu sayılan hâdiselerde projectie vetire hali faaliyettedir. Harp hysterisi ile malül olan vatandaş mullaka pek çok malır cubiyetlerle veya âdi - heyecan arzusu ile deludur. Rusların Lendra tarikile cepheye nakle- dilme hikâyesini yutan İngilizler kurtulmak için kendi - arzularımı projeetian ile ilade ediyorlardı. İnlrojeetin tipik bir misali * Karbonn:Kapbes , insan veya “avet efendim,, cid Muhitinin gayel sadık Hıç bir asınan yanlıştar dağruya dönmez. Me- hitinin kend.sine telkin - ettiği muhakeme - şekli onda kökleşın Sonra tolâşçı iusan — tipi de vardır. Mühit —dama kendisile epeyce bir mukailittir aber ve ona h. Palı tonuzda bir ıplık varsa onu alb madan duramaz. Ehemmiyetsiz bir eşyayı düzeltmek için hara- retli müoakaşanızı keser. Harict dünya-âyle kuvwetle ona tahak- küm etmektedir ki bir türlü ona lâyık glan mevkii “werrmez, Bik naenaleyii dikkati çabuk dağilar | bilir ve epeyee sıkıcıdır. Çıkan bütün gazeteleri ahr Bayraklar asar, intisab edilebile- cek herşeye girer, düşmanı tak- teşci eder. Bu epeyçe yüksekçe introjectule bir tiptir. Proapaganda ile yuğs rulan bu dünya onu istediği şekle sokahilir. w Büyük harb esnasında Alman- ların Belçikada yaptıkları vahşot itilâf milletleri arasında nakle- dilen en meşhur bir hikâye ok muştu. İntrojectuie dimağ orada gene kendini gösterdi. Bu hikâ- yeleri açık kollarla karşılıyarak derhal kucakladı. Hor söylenen hikâyeye derhal inanıla inamla nihayet büyük bir delusion mey» dana geldi. Bugüne gelinceye kadar yapılan birçok tenkidler vaziyeti tashih etmek imkânını bulamadı. Dedikodu İntrojectiue vetirenin Harb esnasında Londradan ge- girilerek hududa sevkolundukları havadisi İntrajeetine bir dimağ, Münekkit olmıyan bir dimağdır. Kabul eder. Ekseriya hiçbir şeyi hiçbir bakımdan tenkit etmez. Karbon kopyesi veya (teşhisi değiştirerek) osen her — rüzgüra dânen bir adamdır. ve yahud her noktayı değil de yalnız bazı noktaları tenkit etmiyen hevesli ve heyecanlı dedikoducular gibi.. Bu tipin aksi şüphesini son derece münakkid, düşünceli, nis- bi kıymetlere vakıf olan birden- bire neticeler çıkartmıyan, incer Hyen ilmi kafadır. Kendretlerine ve (ancak lıendııııım hakikat olırdk tesbit e imdiu.