4 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

4 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Mayıs 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Kültüre dayanan milliyetçilik Ankarada Bengderesi, Mermer- çeşme sokağında 473 numarada oturan ve bana mektub gönderen gk Yabi dostum bay Mehmed Kıral'a! Hakkımdaki teveceiihlerinize çok te- şekkür ederim. Fakat, «Yeni Sabah» Bazetesinin «Türklerin © ecnebilerle €vlenmesi doğru mudur?» tarzındaki Bualine verdiğim cevabı yanlış tefsir ettiğinizi anlıyorum. Düşüncemin esası şudur: Medeni kanunumuz, ferdlerimizi hareketlerin- de serbes bırakıyor ve bu kanun, bize şimdiki milliyetçi rejimin yadigârıdır; Atatürk devrinin bir hukuk âbide sidir, Fakat tabiatile, umuma tavsiye tdeceğimiz izdiyaçlar, gene de kendi «Dini dinine, dili dilines den ©c- dad sandet bulmuş ve bu formülü darbımeselleştirmiştir. . b Buna rağmen Kanunu Medeni'ye xd cereyanlar, bizi ya mazideki şekle, Yahut da hiç taraftar olmadığımız Mazi ırkçılığına sevkeder. Her iki şık- ka da taraftar olamayız. Türk milleti Kibi büyük milletler, hariçten kendi- erine giren unsurları benimsemek kudretindedirler. Tarihte pek çok kimseleri kendimize maledip onlar- dan büyük istifadeler ettik. Başka büyük milletler de dikkate Pek şayan temsil kabiliyeti göstermiş- lerdir. Meselâ son günlerde yüzüncü Yüdönümü tesid edilen büyük fransız €dibi Emile Zola'nm habası İtalyan, Anası Fransız olduğu halde Zola, birin- <İ sınıf bir fransız münevveri olmuş, €vsafını hazmettiği Fransızların ifti- hara vesile teşkil etmiştir. Şimdiki milletlerin terkibinde irk Unsuru elbet mühimdir. Fakat kül. tür birinci mevkii kazanıyor. Bu se- bepledir ki, Halk Partisi, altı ok rem- #inden bir tanesini, «milliyetçilik» | diye seçmiştir; sarkçılık» diye değil | Fransız vatanperverleri arasmda arkan Cermenler, alman vatanperver- leri arasında da temessül etmiş Fransız- lar bulunduğunu unutmayın. Esasen isimlerinden bile, bu, bellidir, Sizi tekrar, Türk tarihinin misalle- Yine sevkedeyim: Başka camialardan alıp, bir takım şahısları, evlâdlarile ve torunlarile birlikte «bizden yaptığı Muz, sık sık vakidir. Fakat başka ca- Mmialara kaptırdığımız ve elden kaçır- dığımız şahıslar ve evlâd ve ahfadı Pek akla gelmiyor, l Bu gibi vaziyetler üzerinde zihin | Yoran bir münevverimiz bahsi göçen ankete cevabımı okumuş; şöyle dedi: — Vaktile Bingazi'de zabittim. Hemşiremi orada bir Arapla evlendir- dim, Zevci vefat etmiş. İki çocuğile te dul kaldı. Onları buraya ge- yecek miydim? Yüzüstü mü bıra- İ ktım? Getirttim. Çocuklar temes- Sül ettiler, ediyorlar. Bunlar, artık Arap değildirler; semit ırkından sayılmaz . Yarım kan diye de damgalana- Müzlâr, Irkcılık mazariyesini güden diyarlarda ise, âmme huzurunda böy- eri hacalette kalırlar, Bizim, geniş Ve âlicenab içtimai mezhebimiz bu Yavruları Türk bilir ve onlara her tür- lü hukuku verir, Elverir ki, kültür ci- am Türk olsunlar, bize benzesin- vu » Bu yüksek, an'anevi usulden — Veya bu yabancı milleti taklide trek — ayrılmamalıyız... Ve ilâve etti; — Türklüğe uzak kalması icap eden, ŞEHİR HABRERLERİ KE m amel Isimleri değiştirilen sokaklar Fakir sokağı Ataman, Şebek sokağı Kaplan, Maymun sokağı da Ceylân oldu İstanbul umumi meclisi dün Vali ve Be- lediye Relsi Dr. Lütfi Kırdarın reisliği ai- tında toplanmıştır. Üsküdar ve Kadıköy semtlerine aid nâzım plânın tedkikine dair mütehassıs B. Prost'un raporu nafla ve: mülkiye encömenlerine havale, 1ili sayılı kanuna güre bazı müesseselerdekl işçilerin tecili hakkındaki mazbatalarla Heybeliadada o İsmetpaşa caddesinde Ab- büspaşi köşkü cirarının ifrazına dair mazbata da kabul edilmiştir. Bundan sonra Beyoğlunda Kalyoncukul- Juğunda (Fakir), (Maymun), (Şebek) isim- lerile amlan üç sokak isminin değişitrile- rek Fakir sokağı isminin Ataman, Şebek sokağı isminin Kaplan. Maymun sokağının anılması Ceylân olarak hakkındaki mülki- Bakırköyde sayım Yarın sekizde başlanacak, kısa bir zamanda bitecek Yarınki pazar günü Bakırköyde yapıla cak sayım için hazırlıklar bitmiştir. Vali muavini B. Halük Pepeyi bu hususta bir muharririmize şü beyanasta bulunmuştur: «Sayım pazar günü tam saat sekizde başlıyacaktır. Bayımın bittiği fabrika dü- e İlân edilinciye kadar hiç bir kimse bulunduğu yerden dışarı çıkmıyacığı gibi İstanbul cihetinden banliyo trenine bin- miş olanlar da sayım neticesine kadar vardıkları istasyonda bekliyeceklerdir. Bu itibarla halkın yiyecek ihtiyacım yarından. (buşünden) temini lâzımdır. Ancak sayı- min kısa bir zamanda bitmesi için lâzım gelen hazırlıklar yapıldığından fazla ih- tiyat ve telâşa lüzum Yoktur. Ölüm ve do- #um gibi âcll vaziyetler için dairede nö- betçi ebe ve doktor bulundurulacağından ihtiyaç halinde evinin önünden geçen me- mura bü hususun bsber verilmesi veya telefon eğilmesi icab eder. Sayımın pek kısa bir zaman zarfında yapılabilmesi, halkın evine gelecek sayım memuruna kolaylık göszermesile mümkün- Üçü sayım devresini geçiren sa- dönmelerini ve başka bir kazaya ayrılma- malarını rica ederim. Mevkufların nakli için bir kamyon daha alınacak Haber aldığımıza nazaran tevkifhane ile adliye arasında mevkufların nakledilmesi için bir kapalı kamyon deha alınmasına Karar verilmiştir. Bü suretle mevkufların nakli iki kamyonla yapılacak ve maznun- Jar elleri kelepçeli olurak açıkta götürül- miyeceklerdir. Taksim gazinosu Taksim Belediye gazinosunur bir Rumen müteahhide kiralandığını yazmıştık. Bu yesile ile bir gazete, müteahhidin Taksim gazinosunu kiralamak için diğer barlar- daki denebi artistlerin çalıştırılmaması şartını İleri sürdüğü için ecnebi bar ar- tistlerinin faaliyetlerine nihayet vertidiği- nl yazıyordu. Dün Vali B. Lâ! Kırdar, bu neşriyatın katiyen doğru olmadığım söylemiştir. Taksim gazinotunun alt katında da ay- rıca bir bar kısını bulunacaktır. Şu veya bu ferd değildir; bilhassa ve bilhassa bu gibi sokma akıllardır, | Bünyemize, medeni okanunumuza | âdetlerimize, * ihtiyaçlarımıza uymu yan snob ve kulaktan dolma nazariye. | leri istemiyorüz. Gıyabi dostum bay Mehmed Kıral! Bu satırlarla sizi düşüncelerimin doğ- ruluğuna inandırabilirsem pek mem- nun olacağım. (Vâ - Nü) ye encümeni mazbatası okundu. Bunun üzerine B. Kâzım Şinasi Dersan söz ala- rak dedi ki: — Vakıa eskilerine nazaran bunlar da- ha muvafıktır, Fakat memleketin ilmine, edebiyatının, tarihine, sıhhatine büyük his metler İfa etmiş fakat hayatta olmıyan gevalın İsimleri bu sokaklara verilemez mi? Meselâ geçenlerde vefat eden ve ce- nazesini herkesin büyük bir hürmetle teş- Yi ettiği profesör Besim Ömer hatırıma geldi. Bu suretle bu gibi meşahirden üç isim bulunursa pek yerinde olur. Encümen mazbata muhurriri B. Macid Oktar, isimleri değiştirilen bu sokakların alelâde sokaklar olduklarını ve bu gibi zevatın isimlerini verebilmek Üzere daha Karilerimizin mektupları Cerrahpaşa hariciye paviyonunun etrafı Cerrahpaşa hastanesinde yeni harici- ye opâviyonu. yapıldı. Burası pek çok masraflari malolan pek modem ve eldden iftihar edeceğimiz bir bina- dır. Fakat civarındaki küçük ve köhne evler duruyor. Plân mucibince buzla- rın kaldırılması İzımdır ve kaldır- mak da © kadar mühim deği: 2-3 bin Hiralık İş Hem sekalete meydan vermemek, hem de ihti ü Açık mektuplaşma N. A. imzalı mektubun sahibine: Güzetelerde, Anadolu ajansının işa- reti olan (AA) remzinin başa ya- hnd sona konulması &ırf gazeteyi çi- karanların zeyki meselesidir. Demir stoku Bu ayın beyannamesi pazar- tesi akşamına kadar verilecek Demir stoku karamamesi mucibince, bir defa beyanname veren mükelleflerin ba- dema, her ay beyanname vermeleri icab etmektedir. Bu mühlet, mayısın 5 inci pazar gününe isabet ettiğinden tacirlerin 6 mayıs pazartesi akşamına kadar beyan- name vermelerine müsaade edilmiştir. Dİ- ger taraftan demir ithalât birliği namına Amerikaya ısmarlanan odemirlerden, bir vapur daha Ilmanımıza gelmek üzeredir. Bu vapur, ay başında gelecekti. Bazı 30- beplerden dolayı, geminin ancak son gün- lerde Akdenize girebildiği anlaşılmaktadır. Vapur hatmulesi, mayısın on beşine kadar teslim almabilecektir. Diğer taraftan İn- giltereye demir siparişi müzakerelerine yeniden başlanacağı da haber veriimekte- | İ mühim sokaklar intihab etmek lâzım gel- Giğini söyledi. İleride moşhurlara ald isim- lerin daha mühim sokaklara verilmesi kay- dile mazbata kabul edildi. Kadıköyünde bazı mahallelerin birleşti- rilmesi ve birleştirilen mahalle isimlerinin değiştirilmesi hakkındaki teklif üzerine mülkiye encümeni mazbatası okundu. En- cümen, bu mahallelerin obirleştirilmesine fakat isimlerinin değiştirilmesini tapu, nüfus sicillerine göre doğru görmüyordu. Bu mazbata da kabul edilmiştir. Bunu müteakib Belediye zabıtası tali- matnamesinin ekmeklere ve fırınlara ald kısmı okunarak kabul edilmiştir. Meclis, salı günü toplanacaktır. Romanya ile ticaret Heyetin Bükreşe hareketi gelecek haftaya kaldı ticaret dairesi relsihin idaresinde bişün Bükreşe hareket etmesi mukarrer olan ticaret heyetimiz, seyahatini tehir etmiştir. Bu tehire söbep, heyet relsi bu- Yunan Bükreş bi elçimiz B. Hamdullah Supbi Tanröver'in dün şehrimize gelmiş olmasıdır. B, Hamdullah Suphi, bu akşam Ankaraya gideceğinden Türkiye « Roman- ya ticaret müzakerelerinde bulunacak he- yetimiz de, ağlebi ihtimal, safir ile bizlik- te önümüzdeki hafta Bükreşe hareket ede- Gektir, Dış Ücaret dairesi reisi B. Servet Berkin, dün toprak mahsulleri İstanbul şubesinde meşgul olmuş, burada bir çok Mhracat tacirlerin! kabul etmiştir. B. Servet bugün de, takas lmitette meşgul olacak» tar. Dış İtalya ile ticaret Romada bulunan standardizasyon mü- dürü B. Faruğun memleketimize dönmek üzere olduğu haber alınmıştır. B. Faruk, Milâno sergisi münasabetiis İtalyaya git- mişti. Sergiden sonra Romada bazı ticari temaslarda bulunmuş ve müzakereleri ne- ticelendirmiğtir. Dün piyasaya gelen malümata göre Tür- kiye - Italya arasında kararlaştırılan yeni ticari osaslar, ihracasımız ile ithalâtımızı fevkalâde inkişaf ettirecek mahiyettedir. Bu cümleden olarak, Italyaya yakında doğrudan doğruya dolar ile pamuk satı- şında başlanacaktır. İngiltereye yumurta sevkiyatı Her on beş günde hir yumurta almak üzere İngiliz iaşe nezareti tarafından li- manimiza bir vapur gönderileceği yazıl- muşlu, Akdenizdeki son variyet dolayısile İngiliz hükümeti, Ilmanımıza şimdilik va- pur gönderemiyeceğini şehrimizdeki alâ- kadarlara bildirmiştir. Hükümetimiz, yu- zamnamesi Bükümlerine ıcılarına bir cemile ol- ız İngiltereye ihraç ediles cek naturel yumurtaların 720 adedlik ya- rm Sürdıklarla ihracına müsaade ver- mişti. 4 Geceleyin Cağaloğlu civarında Dür. riye adında bir kadının ve Perapalas ci- varında da Beterin ellerinden çantalarını kapıp kaçmaktan mazmun Bilâl yakalana- rak adliyeye veriimiş, dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde yapılan sorgu neticesinde tevkif edilmiştir. Makiki Sül Mobilya, Avize, Kumaş ve Biblo arıyorsanız lütfen bir kere DEKORASYON Mağazasına müracaat ediniz, Beyoğlu, İstiklâl caddesi No. 353, Sahife $ — m İSTANBUL HAYATI Mecidiyeköyü dönüşü Sakın ha!. Hususi otomobiliniz yoksa, şöyle bir gezinti uğruna bir iki lira taksi parasını gözden çıkarabile- cek halde değilseniz, gezihti dünüşün- de tabana kuvvet verip birkaç saat Tik yürüyüşü de göz alamazsanız, pazar günleri gezmek üzere Hürriye- Üebediye tepesi, Mecidiyeköyü gibi mesirelere o gitmeğe kalkışmayınız. Aksi takdirde, her tarafınız ağlar, sızılar içinde eve döndüğünüz zaman, bir daha gezintiye tövbe edersiniz. Belki, şu satırları okuyunca: — Amma da yaptın ha!. vaylar ne güne duruyor? Diyenler olacaktır. Fakat, işin iç yüzü hiç de öyle değil, Benim gibi, tecrübe edenler çok iyi bilirler ki, ge zinti dönüşünde tramvayla, tahmin ettikleri santte ve sapasağlam evine dönebilen kabadayı pek enderdir. Hele, yanlarında çoluk çocuk bulu- nan zavallıların vay haline!.. Geçen pazar, lâtif babar havasının bağışladığı fırsatı kaçırmıyayım, de dim, öğleden sonra Mecidiyeköyüne gittim. Gidiş güzel, oradaki gezip eğlenmenin o zevkine (o doyulmuyor. Ammaaaa... Akşam üzeri dönüşte çektiğimi hatırladıkça hâlâ tüylerim ürperiyor. Gâzinoların ötesindeki durak ye- rinden kalkan otobüs biletçileri, yol- cu kalabalığınn yarısını basamak- lardan geriye itip hareket zilini çalı- yorlardı. Tramvay istasyonuna yürü- düm. Daha karşıdan, sepetli, paketli kalabalığı görünce gözlerim karardı. Mecburen ben de sokuldum. Herkes sabırsızlanıyor, ön safa ge- çebilmek için etrafındakileri sıkışlı- rıp itiyordu. Öteden tramvayın çan sesi, lâtif bir saz nağmesi halinde kü- laklarımızı okşadı. Kalabalık arasın. da şiddetli bir kaynaşma başladı. Sel akıntısına kapılmış bir talaş parçası gibi sağa sola bocalıyarak ilerileme- ge çalışırken müthiş bir dirsek dar- besile sendeledim. Fırlıyan şapkamı yakalamak isterken az kaldı, yüzüko- yun yere uzanıp eziliyordum. Bu kar- gaşalık arasında tramvay gitti Fa- kat, denizden bir damla su alır gibi, istasyondaki yolcu kalabalığı azal madı; hafi, geriden tramvayı görüp koşanlar da üzerine yığıldı. Böylelikle, birkaç tramvay gelip geçti. Sokulup bininek şöyle dursun, gittikçe artan kalabalık arasından kurtulabilmek için ezile hüzüle çıkıp savuşmağa mecbur kaldım. Benim gi- bi düşünen bazı yolcular da ayrıldı. lar. Şişli istasyonu tenhadır, diye oraya koştuk. Meğer orası daha betermiş. Meci- diyeköyünden açık gözlük yapıp ge len yolculardan maada, Hürriyetiebe- diye tepesinden dönenler de istasyo- na tıklım tıklım yığılmışlardı. Bir hayli dirsek, omuz darbesi ye- dikten sonra oradan da Harbiyeye ka- dar yürüdük... Burası da mahşer gi bi... Fakat, bende de fazla yürüyecek takat kalmadı. Tam kırk beş dakika bekledikten sonra, silindir arasından geçer gibi ezilerek, tramvay basamak» larına, kapı demirlerine çarparak bir köşeciğe şıkışabildim. Eve girdiğim zaman, yemek yeme ğe dahi mecalim kalmamıştı. Birkaç pansıman ve tentürdiyot tedavisin. den sonra bitap düştüm. İşte, bizim gibiler için, Mecidiyekö- yü gezintisinin dönüşü, Cemal Refik Trüm- — diiç 'Tan refikimiz yazdı, olmaz, de- | i *. birde sen yaz bükalım bay ».. Çok değil, haftanın bir günü... | 2 Bay Amcaya görel.. ... Meselâ cumartesi günleri ef ye- rine balık yiyiverelim... « Hem koyun nesli artar, hem bâ- ıkgılığımız ilerler!... B. A. — Akıllıca bir iş amma, hercu- martesi muntazaman gelip ağlarımı. za girecek akillı balik nerede?...

Bu sayıdan diğer sayfalar: