SÖZÜN GELİŞİ Edebiyat tarihlerimizin öğrettikleri €çen gün Eminönü Halkevinde, Edebiyat fakültesi profesörlerinden Ah- med Hamdi Tanpınar'ın «Tanzimat edebiyatı. mevzulu konferansını dinledim, Kıymetli profesör, edebiyatımıza istikamet değiştiren bir dev- Fi anlatmak için asla kâfi olmayan kısa bir zaman zarfında Namık Kemal, Ke €sizade Ekrem, Abdülhak Hâmid, Sami paşazade Sezai gibi şahsiyetlerile Tan- ximat edebiyatının öyle vazıh bir portresini çizdi ki, dinleyiciler, belki ilk defa bu devirde yetişen sanatkârların hangi şerait içinde, he yaptıkları, Türk *debiyatındaki şayanı hürmet mevkileri hakkında sarih bir fikir edinmeğe mu- Yaffak oldular, İlk deta olarak, dedim. Çünkü bizde bu devri anlatmak iddiasında olan #debiyat tarihi kitaplarından Namık Kemal, Abdülhak Hâmid ve diğerlerinin Me yaptıkları hakkında sarih bir fikir edinmek hemen hemen kimseye nasip ol- maz. Mevcud edebiyat tarihi kitapları ya alelâde bir biyografi silsilesidir; Na- Mik Kemalin dedesi kim olduğunu, Abdülhak Hâmidin Londra sefaretindeki maceralarını öğretir, Yahud da müellif Fanlıklarını sunmak için eline geçmiş bir fırsat derekesine düşürmüştür yazdığı kitabı bu şahsiyetlere hay- a- #ik Kemali sık sık yaralı bir aslana, Abdülhak Hâmidi ilâhi mısralarile yüksek- lerde uçan mehib bir kuşa benzetir. Bu yüzden biçare okuyucu aklı selim ile girdiği kitaptan aptallaşmış olarak çikar, i Eğer mekteplerde imtihan masasma oturmuş o çocuk «Abdülhak Hâmid kimdir? suali sorulduğu zaman: «Eski Londra seliri'», «Namık Kemalden ne hatırlıyorcun?. denince: «Gür sakallı bir ihtiyar!» cevabını vermişse zavallıyı Affetmek lâzımdır. Çünkü okuduğu edebiyat tarihinin yarısından fazlası bu nevi Walümatla doludur, Hattâ onları birer insan olarak hatırladığına şükredelim. Zira yeni devri böyle bir kitaptan öğrenen saf bir çocuğun Namık Kemali ha- kikalen «Yaralı bir aslan», Abdülhak Hâmidi «Arasıra havalanan bir kuş» zan- Betmesi pek kabildir. Konferanslarımız da ekseriya bu kitapların metinlerini andırır, Halbuki Ahmed Hamdi Tanpınar Tanzimat edebiyatını anlatan o kon- sında ne slelâde nüfus kütüğü malümatile zihinleri şişirdi, ne de beyhu- de tesbihler yaparak Tanzimat edebiyatının şöhretli simaları bir hokkabaz Meharetile gözümüzden kaybetmeğe çalıştı. Bilâkis onları oldukları gibi, haki. ki hizmet ve kıymetlerile sıraladı; sakalları ve tek gözlüklerle değil, eserlerile canlandırdı, tahlil etti. Dinleyiciler Ahmed Hamdi Tanpınarı Edebiyat salondan bir şey öğrenerek çıktılar, Fakültesinde lâyık olduğu kürsüye ge- tiren isabetli karardan memleket gençliğinin edeceği bitifade, onun yazacağı hakiki bir edebiyat tarihi kitabile dört Mektep maçlarının finali beş misli olacaktır, Boğaziçi - Galatasaray şampiyonluk için yarın karşılaşıyor İstanbul maarif müdür tertip edilen ve bilgili idareciler tarafın- an organize edildiği cihetle çok mun- taram bir şekilde geçen mektep maçla" nin finali yarın yapılacak ve bu suretle 1939 . 1940 mevsimi İstanbul mektep- İeri futbol şampiyonu meydana çıkacak- tir. Evvelce Taksim stadında oynanaca- Ü ilân edilen haftanın bu mühim karşı- finasının stad duvarlarının — Yıkılması dolayısile inzibatın güçlüğü göz önünde tutularak Beşiktaş Şeref stadında yapıl , Müsna karar ilmiştir. Mevsim bidayetinde takımların çok- W yüzünden Kırmızı ve Beyaz küme Bamları altında iki grupa ayrılan mektep maçları inkıtasız bir şekilde cereyan €t- Miş ve neticede Kırmızı kümede Boğaz- ii, Beyaz kümede Galatasaray rakiple We puan hesabile tefevvuk ederek bi- inci olmuşlardır. Memleketimizde irfan z — gibi spor sahasında da güzide ele- Manlar yetiştirmekle iştihar eden bu iki kiymetli kültür ocağımızın futbol şam- Piyonluğu için yapacakları bu son kar- laşma hiç şüphesiz haftanın ve hatta p öhim spor hâdisesi mahiye- Serbes güreş müsabakaları İstanbul güreş ajanlığından: , . | — Kırkpınarda yapılacak olan Tür- Ve serbes güreş birinciliklerine iştirak Şiscek olan bölge takımını seçmek üze“ 5/940 cumartesi günü serbes gü- "3 seçine müsabakaları yapılacaktır. kipi Pi Mümbakalara her siklete ciğ lerden yalnız birer güreşçi kabul lecektir. 3 kğ Tartı saat 18-19 arasında yapı macakz Müsabakalara sat 20 de başla Kğyg Müsabakalar Süleymaniye spor ü salonunda yapılacaktır. mej Çi, Müsabaka hakemliklerine | Ab- İ Gürkan, Vefik Gürkanlar, Sedad ve pp, Refik Bükülmez, Reşad Tunçkol İayim Biçer seçilmişlerdir. Demirspor şehrimzie geliyor Aşaıkara spor mecmuası tarafından iki ara, öç İstanbul klübü arasında tef- ”— Sikletlerde bir kilo tolerans vardır > edilen kupa maçlarma bu hafta şehe | mg de devam edilecek ve Ankara De- B., Por klübü şehrimize gelerek yarın ke Sühüsporla, pazar günü de Şişli ile “tag, Şecaktır, Bu müsabakalar Taksim da olacaktır, es küme şampiyonluk maçı iki günü Seref stadında yapılacak ci küme şampiyonluk maçı: Beyler nk öz #tengin. Yan hakemleri Bahaettin Ulvöz .N Necdet Gezen, öğü tarafından , Beyoğluspor saat 16 hakem: Ta- | terbiyesi hocalarının nezareti altında ya» pabildikleri kisa çalışmalarla futbol ka- biliyetlerini inkişafa uğraşan bu spor- cular, birçok imkânlar altında çalışan bazı birinci sınıf klüplerimizden daha fazla tekâmül göstermekte ve onlar- dan daha teknik futbol oynamaktadır. Her iki takımda birinci sınıf eleman- ların bulunması ve ekiplerin bir arada İ oynamaktan mütevellit birbirine alışmış olması bu futbolcuları finsle kedar yük- seltmiştir. Yarın karşı karşıya göreceğimiz Gala- tasaray ve Boğaziçi sporcularının ba bakımdan bizlere çok zevkli bir futbol nümünesi gösterecekleri muhakkaktır. Her iki takıma bu çetin karşılaşmada gü- zel bir oyun ve muvaffakiyetler dileriz. Şazi TEZCAN Mektepler futbol birinciliği 475/940 cumartesi günü Şeref stadın- da yapılacak mektepler futbol birincili- öi final maçları: Haydarpaşa L. - Hay- İ riye L. saat 15 hakem A. Adem, Boğaz» İ içill - Galatasaray L. saat 16.30 hakem S. Açıkoney. İkinci küme şampiyonluğu İstanbul futbol ajanlığı tarafından iki grup halinde tertip edilen ikinci küme İig maçları mihayetlenmiş ve A grupun- da Beyoğlu spor, B. grupunda Beyler- beyi rakiplerini puan hesabile geçerek irincisi olmuşlardır. He grupun birincisi ci kümenin şampiyonluğunu tayin etmek Üzere yapılması icap eden iki karşılaşma- dan birincisi bu pazar günü Şeref atadın- da yapılacaktır. e İkinci müsabaka gelecek pazar yine ayni stadda yapılacak ve her iki müsa- bakada en iyi neticeyi elde eden klüp ikinci küme şampiyonu ilân edilerek ev- velce verilen karara göre birinci küme- nin sonuncusu ile otomatikman yer de- Kiştirecektir. Su sporları federasyonu istişare heyeti Beden terbiyesi genel direktörlüğü tarafından su sporlarının memlekette ta- mimi için büyük bir program hazırlan- mıştır. Bu programın tatbikine nezaret etmek üzere bir de su sporları federasyonu teknik müşavere heyeti teşkili takarrür etmiş kürek ve yelken şubesine deniz inşsiye mühendislerinden Harun, Naci, sabık su sporları federasyonu umumi kâtibi Rıza Sueri, eski kürekçilerden Kâ- mil Etem, Bekir Macar, İstanbul sz epor- İni ajanı Şazi Tezcan, yüzme şubesine de Galatasaray klübü kaptanı Suad Er- ler ve Sıtkı Eryarın seçilecekleri haber | alammmaştr. İ Çünkü ders saatleri haricinde beden | | Cerrahpaşada yeni bir paviyon Ayakta tedavi edilecek hastalar için bir bina yapılmasına başlandı Beş yüz yatağı ihtiva eden Cerrahpa- şa hastanesinde ayakta tedavi edilecek hastalar için muntazam bir yer yoktu. Bu mühim ihtiyacı karşılamak O üzere hastanenin bahçesinde bir bina inşasına karar verilmiş ve bu binanın temel ma merasimi dün yapılmıştır. Merasimde Vali doktor Lütfi Kırdar, muavini B. Halük Nihad, Şehir meclisi azası, hasta- ne etibbasi v zevat vardı. Merasi- me hastane sertabibi doktor Esadın şu nutkile başlanmıştır: «Güzel İstanbulun havası kadar man- zavası lâtif şu köşesini süsliyen birbirin- den mütekâmil binada (bugün) bir ufak ve zarifi daha katılacaktır. Bu vesile ile bırkaç söz söylemek için müsaadenizi dilerim: Cerrahpaşa hastanesi, mazisini yüzlerce sene geriye çekiştirecek ve onunla övünecek bir eskilikte değildir. Şehrin pek verimli ve Faydah bu şifa ERAS adi yurdu olgunluk çağına gelmekte olan zinde ve gürbüz bir zadei meşrutiyettir ki feyzi inkişafa ve itilâsini kutlu cüm- buriyet devrinde bulmuştur ve böylece sözünü ve göğsünü ileriye ve geleceğe açmıştır. Onun doğuşunu ve gelişmesi: yakından takip etmiştim, Şimdi de için- de çalışarak halka hizmet etmekle kı yanç duymaktayım. Kurulduğu semtin adile anılan ve bir paşa konağında çe kirdeği atılmış bulunan belde ve beledi- yenin bu öz malı, kök ve ün salarak bu günkü mahsuldar ve feyyaz halini al- mıştır. İki yüz yataklı dahiliye - verem intaniye paviyonu cümhuriyet belediye- sehir ve yurd hastanelerine pek ye- rinde bir armağanı olmuştu. Cümhuriyet hükümetinin Maarif Vekâleti de büyük bir göz paviyonu ile şu muazzam şirürji kliniğini bahsetmiş bulunuyor. Sakafı altına yüksek ilim ve ihtisas erbabı ile teşhis ve tedavi vesaitini top- layan bu sağlık ve bilgi kaynağı için hiç çekihmeden eski Hekimbaşı şairin meş- hur mısraı düzelterek (o söyleyebiliriz: Ne ararsak bulunur derde deva hem gayri | Şu eski, büyük bir konak mutfak ve çamaşırlığında bugünlere gelinceye ka- dar hastanenin yemeklerini hazırlatmak, kirlilerini yıkatmak için uğraştık. Son za- Kurnazca bir kaçakçılık İ manlarda Geminin bölmeleri arkasina tuvalet eşyası, kadın çorabı saklamışlar Gümrük muhafaza teşkilâtı, kurnazca tertip edilen bir kaçakçılık vakasi meydana, çıkarmıştır, Vaka şudur: Köstence ile Zon- Buldak arasında eşya taşiyan Türkiye ban- diralı Erol vapurunda kaçak eşya bulundu» ğunu hisseden muhafaza memurları, vapur Zonguldak llmanına girince, gemide araş- tırma yapmışlardır, Sıkı bir arama netice- #inde, Tâvabolar arkasıncax! bölmeler için- de yüz elliyi mütecaviz kaçak eşya meyda- Ba çıkarılmıştır. Kacakçılar, eşyanın me dana çıkarılmamasını temin için bölme tah- talarmı gâyet mahirane kesmişler, eşyayı yerleştirdikten tekrar çiviliyerek hâ- vahoları yerli yerine koymuşlar, üstelik de geminin bü kısmı hlden boyamışlardır, Kaçak eşya arasında Romanya menşeli kadın biüzları, kadın tuvalet eşyası, YÜZ çift İpekli kadın çorabı da vardı. Kaçakçı” — Zonguldak müddelumuml!liğine veril- nâşl ir. İnhisarlarda mecburi tekaüd! yok bir gazetede İnhisarlar idare- | dan bir kısmının haziranda mecbüri tekade devkedileceği yazılmıştı «Mecburi tekaüdiük» hamile yapılacağı bil- Girilen muamelenin mahiyeti hakkında İn- hisarlar idaresinde tahkikatta bulunarak şu malümatı elde ettik: İnhisarlar idaresinde bazı memurların mecburi tekaüdlüğe sevk- edilmesi mevzuubahs olmadığı gibi böyle bir teksüdiük dahi yoktur. İnhisarlar İdaresi memurlarının tekaüd- Jöğüne dair olan kanun ahkâminin tatbiki yeni bir muamele olmayıp diğer devlet de- Yairindeki memurlar hakkında cari olan mutmeleden farksızdır. Futbolcularımız bugün Mı gidiyor Mısır spor teşkilân tarafından Kızılay menfaatine tertip edilen müsabakalara iştiraki takarrür eden futbol takımı bu gün 18 kişilik bir kafile halinde saat 13 de İskenderiyeye hareket edecektir. Futbol takımının kuvvetli bir kadro ile bu seyahate gitmesi istendiğinden ka- file Galatasaray ve Fenerbahçenin en kuvvetli oyuncularından teşkil edilmiştir. İstanbul futbol ajanı Hasan Kâmilin riyaset edeceği kafilede şu oyuncular bulunmaktadır: Galatasaraydan Osman, Faruk, Ad- nan, Enver, Musa, Salim, Gündüz, Bu- duri; Fenerbahçeden Cihad, Esad, Me- lih, Basri, Küçük Fikret, Naci. Kafileye futbol federasyonu reisi Dan- yal Akbel müşahit olarak refakat et mekte ve Galatasaraydan Muslih ile Fe- nerbahçeden Niyazi idareci olarak git- mektedir. Yali, temele ilk harcı atıyor ve bu öşler için belediyemizin yaptırdığı şu zarif bina bu topluluğa pek uygun ve gerekli bir lâhika olmuştur. Ne yank ki ahvali hazıra, tahsisatımız olmasına rağmen asri tesisatını ikmale imkân vermedi. Bununla beraber soğuk hava depoları, geniş kiler ve anbarları ile getirtmekte ve burada yaptırmakta olduğumuz kazan, ocak vesaire ile pek yakın zamanda bu binadan bakkile isti- fade edeceğiz, Yatan hastaların esbabı huzur ve afi- yetini temine yarayan bütün vasıtaları hazırlarken ayakta tedavi ve muayeneye gelenleri merkez binasının bodrum ka- tındaki odalarda bakmak ve onları loş koridorlarda bekletmek ıztırarında kalı- yorduk. Şurada yapılmağa başlanan poliniklik binasile pek sayın meslektaş Belediye Reisimiz (büyüklerin ilgisini çeken) bu mahzurun giderilmesine ve eksiğin ta- mamlanmasna fırsat vermektedirler. Bu hususta ibzal edilen lütufkâr himmetin- den dolayı kendilerine arzı şükran eder- ken daimi encümen azası ve belediye er- hastane sertabibi nutuk söylüyor künile alâkadar memur arkadaşların gös» terdikleri kolaylık ve yardımı da min- netle zikrederim. Şu geniş sahayı kaplayan o bu uygun camianın karadan ve denizden güzel gö- rünüşümü sıkan bir takım köhne evletin çirkinliği de ortadan kaldırılacak bu lâ- tuf da esirgenmiyecektir. Yürekten bu- na inanırım. Sözümü bitirirken sevgili valimizin uğurlu ellerile binanın temeline bir taş koymalarını rica ederim.» Bundan sonra temele ilk taşı dektor Lütfi Kırdar koymuş, bunu müteakip sertabip doktor Esad ve vilâyet ve bes lediye sıhhiye müdürleri Ali Rıza ve Os- mun Said de mala ile temeli sıvamışlar- dır. Bunu müteakip misafirler, bahçede hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir. Bu bina kirk dokuz bin liraya ihale edilmiştir. Plâmm belediye imar müdür- İiğü mimralarından bayan Leman yap- muştır. Hastanenin civarındaki ahşap, es- ki binaların da istimlâkine karar verildi. ğinden ileride yapılacak yeni paviyonlar bu sahada inşa edilecektir.» Yugoslav koro heyeti ikinci konserini verdi Konserler vermek üzere şehrimize gelen Yugoslav amatör koro heyeti dün akşam ikinci konserlerini Fransız tiyatrosunda Beyoğlu Halkevi sosyal yardım #übesi menfaatine vermişlerdir. Konserde şehrimizin birçok tanınmış âileleri | hazır bulunmuş, genç Yügoslav artistlerin verdikleri muvaffakıyetli konser dakikalarca alkışlanmıştır. Yukarıdaki resim Yugoslav koro heyeti âzalarını şehrimize geldikleri zaman rıhtımda, toplu bir halde güsteriyor. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Tekemmül ve tekâmül kelimeleri hakkındaki bir iddiaya cevap "Tasviri Efkâr gazetesinin dünkü nüshasın- da bize «refikimize diyemiyecekleri kayde- diliyor. Tsabet! Zira bu gazete ile cidden fikir arkadaşlığımız yoktur, Ayni makalede bizim «Dikkatler. fıkramna yazdığımız bir yazıya itiraz olunuyor. Biz, türkçedeki kelimeleri, arabi asıllarını ve baplarını Trablarına değil, bilhassa dili- mizdeki mânalarına ve beynelmilel mef- humlara tekabül etme hususiyetlerine gö- re kiymetlendiririz. | Bay Selim Sabit ise diyor ki; «. Tekâmül ile tekemmül arasında ve fark vardır; her ikisi de ayni asıldan müş- tak birer kelimelerdir. (Not: «Birer kelime- dire demek daha münasip olurdu. Arabiden evvel türkçeye dikkat!) Minaları da tama» mile aynidir. Biz Türkiyede tekâmülü de, tekemmülü de ayni mâna ve makamlarda Kullanırız. Aslı olan arapçıda da kelimeler tamamile ayni mânadadırlar» Tarama di nden «tekâmül» ü b te okuyalım Tekâmll fetmek), 1. Büyümek (Der: İs- tanbul); 2. Gelişmek (Der: İstan- bul, Trakya, A); 3. İlerilemek, iler- lemek, ileri gitmek (K.'T.); 4. Ösmek| INeşvü nema bulmak man.)(Rad, T. «Alt. Leb, Şor. Tel, Küer., Kır, K. Kır, Tar., Çağ. Sart); 5. Yetiş- mek (Der: İstanbul); 6. Yücelmek (Müt); 7. Yükselmek (K. T)UBak: Kemal, tekemmül, terakki, tasli) Tekemmül (etmeki, 1 Büyümek (Der: Istanbul); 2. Ermek, erginleşmek (Oddüt) 3. Gelişmek (Der: A); oi- (Der: A3; 5. Yetmek Tekâmül, kemal), & (İd) TBak: Demek, yukarıki ıddlanin aksine olarak, türkçemizde tekâmül ve tekemmü! biribir« lerinden ayrı kelimelermiş. Gelelim beynelmilel mefhumları eda #de- bilmek hususiyetlerine: «Fransızca - Türkçe Büyük dil klavuzu. Du açalım Evolutlon (si - on) 1. Manevra, Fig. tekâmül haza- Perfection n. £. Bilirme, ikmal, itmam, Mükemmellik, tekemmül, kemal, Meriyet. Ant, Imperfectien. xe, beyneimilel bir mefi fikrini ifade için müls ü, «perfection» fikrini ifade #tekemmüls ü seçtiğimizi seöylersek Coğru türkçeden ayrılmadığımız m İki kelime arasında arabide bu ince fark mevcud bulunmasa bile, türkçede vardır,