* AKŞAMDAN AKŞAMA Iki tarafın harp hedef- lerinin mukayesesi İngiltere ve Fransa: — Sulh etmeyiz! - diyorlar. - Mak- #adımız Alman düşmanlığı değil; nas- yonal sosyalizmi kökünden yıkmak- tır; Hitleri devirmektir. Fakat Alman milletinin ' başına Führer semadan inmedi, Eski ve kök- leşmiş bir anane neticesinde de hane. danlar yadigârı kalmış değildir. Halk hareketlerinin ortasından mücadeley- Je, adım adım kazanılan muvaffakı- yetlerle geldi. — Beni ister misin? İstemez mi- siri? - diye sorulan suale, Almanlar, yüzde doksan şu kadar nisbette: — Ja — Evet! - cevabımı verdiler. İtiraf etmeli: Alman milleti onu is- temiştir. İstiyerek başına getirmiştir. Denecektir ki: «Böyle intihaplar tıpa- dap doğru netice vermez!» Fakat tak- ribi neticeyi verir ya... Aksini iddia etmek abestir! Her millet lâyık oldu- ğu idareyi bulur prensipi burada dn doğrudur. Hitlerizmi boğmak demek, Alman ruhunu boğmak mânasınadır, Bu, ko- lay iş midir? Hitler o ruhun tena- suhudur, İleride de ayni ruh mezar dan çıkar... Almanların rakibi olan Fransızla- rın dimağından şu fikirler bile geç- miştir: — Bu millet böyledir işte... Versay muahedesile onları az bile ezdik. Keş- ke böyle mütekâsif bir şekilde bırak- masaydık, ancak yirmi beş milyonu- nu Almanyada oturtup öteki kısmını dünyanın başka taraflarına dağıtsay- efer galebe çalarsak Gerçi bütün Fransızların fikri bu değil, Buna, sağ zümre mensupların- dan bazılarının mütalânsı diye tesa- düf etmiştim. Fakat sosyalistler şu itirazda bulunmaktadırlar; — Nazilerin bir ırkçılık nazariye- Teri var: Cermenleri en yüksek yara- tılışta görüyorlar, Şayet onları. «Avru- panın ortasında ille fesad çıkaracak ve dağıtılmağa müstahak bir millet. telâkki edersek ayni felsefi hataya biz de kapılmış sayılırız: «Tersine ırk- çılık» yapmış oluruz. Almanların ırk yuvasını bozmak değil, nesillerini ter- biye ediş sistemini değiştirmek gerek- tir... Görülüyor ki her kafadan bir ses çıkıyor, Daha da ne mütalâalar! Galebe çalarlarsa Almanların ne yapmak istedikleri (o meydandadır; Dünya hâkimiyetini ve servet mem- balarını ele alacaklar... Başkalarını âdi işlerde çalıştırıp kendileri yüksek idareci millet şeklinde hükümran ola- caklar.. Bugünkü İngilizlerden ve diğer imparatorluklar erbabından şu farkla ki, bunlar liberal sistemle bunu temin etmişlerdi; Almanlar ve tevabii daha ziyade devletçi ve kendilerine göre sosyalist usuller kullanarak bir istismar rejimi kuracaklar, Hedefleri de, sistemleri de bu kadar şikâr... Karşı tarafınki?... Hiç vazıh değil... Siegfried hattının neresinden saldırıp nereye doğru ilerlemek istelikleri meçhul olduğu kadar, zafere erişince dünyaya nasıl bir devamlı sistem ver- yecekleri, nazariye halinde dahi bilinmiyor; ilân olunmamıştır; kütlelere ideal diye mal edilmemiştir. 1918 in mağlüp Almanyası, yir. mi sene sonra İşte bugünkü hale gek di. Böyle olmasına ne Versay, ne de küçük devletler çemberi mümanaat edememiştir. Şimdi İse bir Fransız - Ihtikârla mücadele Dün Odaya birçok ihbarlar yapıldı 'Ticarei odasında teşekkül eden ihtikârla mücadele komitesi, çalışma» larına devam etmektedir. Odaya dün, pek çok ihbarlar vaki olmuştur. Bu arada, bâzı açıkgöz çocukların son günlerde piyasadaki jilet, makara, babinet, iğne, çile gibi mallardan kül- liyetli miktarda satın alarak topla dıkları bildirilmiştir. Marangozlar cemiyeti de, dün alâkadar makamla- ra müracsatla mesleklerine all hır- davat, kilit, anahtar, kulp, ispanyo- let, marangozluk edevatının fiatleri- nin yüzde elliden, yüzde yüze çıkarı. dığını bildirmiştir. Ticaret adası, vaki ihbarları komiteye havale etmektedir. Yeni kanun lâyihası İhtikârla mücadele için hazırlanan lâyihanın vilâyet makamlarına bü- yük salâhiyetler vereceği haber alın- mıştır. Lâyiha teşkil edilecek bir ko- misyona lüzum görüldüğü zaman ticarethanenin hesaplarını kontrol etmek hakkını verecektir. Mahkemelerin işleri çabuk görme İeri için de tedbirler alınacaktır, Kepek fiati Henüz ekmek fiatine tesir edecek kadar düşmedi Yapılan tedkiklere göre kepek flat- leri kilo başına 15 kuruş düşmüştür, Bu düşüş 20 kuruşu bulduğu vakıt, ekmek narhına 10 para zam yapıl. ması zaruri görülmektedir. Diğer ta» rafından ihraç ettiğimiz kepeğin mis- ket denilen ince kepek olduğu, bu- nun ise at beslemesinde yeri olmadığı da anlaşılmıştır. İhracı memnu kepeğin, dahilde is- tihlâk ihtimali azaldığına göre, hü- kümetin kepek ihracına müsaade v& receği ve ekmek flatlerinin yükselme- sini önliyeceği kuvvetle söylenmektes dir, İngiliz galebesinin Almanyayı nasıl bir hale getirmek istiyeceği bile bilin- miyor. Bunu muhakkak ki kendileri de bilmiyorlar, Kayzerliğin yıkıldığı | gibi lerizm yıkılsa dahi, bütün Cer- men dünyası, Paris ve Londranın hu- zurunda: — Aman! Ben ettim, sen etme! - diye dize gelse dahi, bu sefer yapıla- cak nedir? Bilinmiyor! İşte sakat nokta... Bu, yalnız İngiliz ve Fransız siyasetinin değil, bütün bir demokrat - liberal - «kendi kendimize elveririzm» sistem- lerinin çürük tarafıdır: Programsız. hk! İdealsizlik! Bir taraf vazıh bir hedef için harp ediyor. Öteki taraf ise «Hitlerizmi de- virmek!» gibi pek dumanlı bir gaye için silâha sarılmıştır. Hattâ «devirip te yerine ne koyarak âtiden emin ola- caksın?. sunlinin cevabımı bile ada- makıllı verecek kimse yoktur, Bu ce- vap, mücadele esnasında, mücadele- nin inkişaf ve muvaffakıyetile birlik- te, demokrat dünyanın dimağında do- ğacak, taazsuv edecektir, (Vâ - Nü) Karilerimizin mektupları Fotograf malzemesi fırladı 6xp Koduk camı Yeşil Verda kartı Alamintit kartı Forranla ipek kart Sülhk dö cut kilosu. 30 » 100 > Fotograf malzemesi fintleri her hangi bir fotograf malzemesi depo- sunda bu şekildedir. Bu fırlayışa da dikkati celbediniz. Bir Foto Gümrükteki Alman malları 31 Ağustos akşamına kadar /gelenlerin idhaline başlanıyor 50 idi 65 oldu 105 » 210 » 105 » 150 » 120 » 180 » 30 ağustos akşamı nihayete eren 'Türk - Alman kliring anlaşması mu- cibince bu tarihe kadar bedelleri öde- | nip de gümrüklerimize gelen Alman mehşeli malların, dünden itibaren, | memlekete ithaline müsaade edilmiş- tir. Bedelleri, yatırılmadığı halde gümrüklere gelen Alman menşeli mallar için henüz emir gelmemi Yeni imzalanan Türk . Fransız ticaret anlaşmasının metni benüz gümrükler başmüdürlüğüne gelme- miştir. Başmüdürlük, bu hususta, dün Vekâlet ile temas halinde bu- lunmuştur. Muahedenin bugün teb- liğ olunması kuvvetle muhtemeldir, Küçük haberler: X Burdur valiliğine tayin edilen sabık İs-İ tanbul emniyet müdürü B. Sadreddin Aka bugün trenle mahalli memuriyetine mü- tercocihen hareket edecektir. X Şoför Mehmedin idaresindeki Şişli - Fakih otobüsü ile valman Sâminin kullan- dığı Başiktaş - Fatih tramvayı Şehzadeba- şında birbirlerile çarpışmış, ikisi de hasa- Fa ulramıştar. İ X Cerrahpaşada oturan altmış yaşların- da bayan Nazife, köprü üzerinde şoför İb- rahminin idaresindeki bir otomobilin sad- mesine uğrıyarık yaralanmıştır. X Töphane civarında bir kadınla bera- ber yaşayan Tanaş adında birinin “dokuz İgünlük gayri meşru çocuğunun öldüğü müd- delumumiliğe bildirilmiştir. Adliye dok- toru B. Envor Karan tarafından yapılan müâayenede çocuğun ölümü şüpheli görül- düğünden. otopsi yapılmak üzere cesedi morga kaldırılmıştır. k Şehir tiyatrosu teşrinlevvelde tekrar açılacaktır. Gerek dram, gerek komedi kı- | sumları geçen sene olduğu Ebi bu sene de temsillerine devam edeceklerdir. Asya vapurunu batırmaktan suçlu olanların muhakemesi Puşahahçe açığında demirli bulunan As- ya vapuruna girerek makine ve demir ak- samını aldıktan sonra vapuru batırmak- tan mazmun Hasan, sandalci Nuri, Ali ve Şevketin muhakemelerine dün ağır ceza mahkemaesinda bakılmıştır. Müddelumumi dördünün de. Türk ceza kanununun 54 ve 453 üncü fıkralarına gö- re cezalandırılmalarını, sabıktlarının göğ- önünde tütulmasını ve vapurun bunlar tarafından balınıdığı sabit olamadığından batırmak suçundan beraetlerini istemiştir. Maznunların müdafanlarını hazırlama- muhakeme başka güne birakil- ları iç mıştır. Dün Bükreş büyük elçimiz geldi Bükreş büyük elçimiz B. Hamdul- lah Suphi, dün sabah limanımıza vasıl olan Romania vapuru ile Kös. tenceden şehrimize gelmiştir, Bay Amcaya görel... — Almanlar Jpon askeri heyetini, ziya- fota çağırır gibi, cepheye davet etmişler bay Amcal.. B.A, — Onlürcn bu da bir ziyafel sağt- lir: Dayak, ziyafeti. i . — Ziyafet dedik de hatırıma geldi bay Amca, politika meydanı çoktanberi bir 2i- yafet sofrasına, benizemişti: .. Devletler Habeş, Çin, İspanya ve Arnavutluk ordövrlerile iştahlarını açtılar... İ ya mukabil Galatasaray lisesi bahçe- | den 2.088,000, sabıkadan da 900 bin Hollanda sefirinin zevcesi N 220 ar 1559 - > ” TE A " ŞAM amima ŞEHİR HABERLERİ Galatasaray Eski karakol binasını Maarif istimlâk edecek Eski Galatasaray karakolu binası bir kaç sene evvel Defterdarlıktan İş bankasına salılmış, İş bankası da yüzde on beş kârla binayı 81 bin lira- ya Sümerbanka satmıştı. Sümerbank bu eski binayı yıktırarak buraya yeni bir bina yaptıracaktı. Fakat buraya yeni bir bina yaptırmak için 5 metre derinlikten bir kısmın yola terkedil- mesi lâzımdır. Yali Lütfi Kırdar banka nezdinde teşebbüste buluna rak bina yapılmasını istemiştir. 8ü- merbank, şimdiki binanın tamir edil- mesine ruhsat istemiş, Belediye mü- saade vermemiştir. Doktor Lütfi Kırdar, yola kalbedil- mek suretile önden terkedilecek arsa- sinden bir kısmının bankaya satılma- &ı için Maarif Vekâleti nezdinde te- şebbüste bulunabileceğini söylediği halde banka buna yanaşmamıştır. Bunun üzerine Vali doktor Lütfi Kırdar Maarif Vekili B. Hasan - Âli Yücelle temas ederek yeni bir şekil bulmuştur, Bu e göre karakol bi- nası Maarif Vekâleti tarafından ban- kadan muayyen taksitlerle istimlâk edilerek mektep Bahçesine ilâve edi- lecektir. Bu suretle Galatasaray İlse- si meydana çıkacaktır. Binanın mek- tep kapısma bitişik dükkânlar da Be- lediye tarafında: mlâk edilecektir. Belediyenin varidatı Üç aylık tahsilât geçen sene- den 500 bin lira fazla Belediyenin 938 senesi haziran, temmuz, ağustos aylarının varidalile bu senenin ilk üç ayının varidatı arasında bir mukayese yapılmıştır. Geçen sene bu üç ay içinde haliye varidatından 1,844,000, sabıka hesa- bından da 636.000 lira ki ceman 2,480,000 lira tahsilât yapılmıştır. Bu sene bü üç ay içinde haliye- lira ki, 2,988,000 lira varidat temin edilmiştir, Aradaki fark, muhasebe işlerinin ıslâhından ve tahsilâta ve- rilen ehemmiyetten ileri gelmiştir. Belediye, bu tecrübeden İstifade ederek varidalı arlımak için yeni bir takım usuller daha koyacaktır, vefat etti Hollandanın Ankara sefiri B. Vis- serin refikasının kısa bir hastalığı | müteakip Ankarada vefat ettiği te. | essürle haber alınmış Araba ile otobüs çarpıştı Kadirin idaresindeki bir yük ara- bası Eminönünde Beyazıt - Maçka hattında çalışan şoför Hayrinin ida- rTesindeki otobüsle çarpışmış, araba- nın beygiri ve arabada bulunan ha. mal Mehmed de düşüp yaralanmış- tır. Şoför yakalanmıştır. ... Sonra da kuzu kızartmasına, yani asıl yemeğe başladılar!., İ caktık değil m Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Coğrafya dersi Çoktanberi görüşemediğim bir baba | dostunu ziyarete gittim. Siyaset de- dikodularına pek meraklı olduğu için akşamları karşı karşıya lâklâkıyat yapmak üzere dört gözle misafir bek- ler. Fakat bu defa hizmetçi biraz mütereddid bir tavırla beni içeriye al- dı. Odaya girince kendimi bir mektep dersanesinde sandım. Duvara koc: man bir harita asılmış. Masanın üze- rinde bir sürü kitap yığılı. Bizim âh- bâp eline uzun bir sopa almış, toru- nunu haritanın önüne dikmiş... Kısa bir görüşmeden sonra: — Affedersiniz, dedi. Bizim yara maz geçen ders yılı sonunda coğraf- i yadan ikmala kalmıştı. Yakında ders ler başlıyacağı için biraz çalıştırmak istiyorum, Siz şu gazetelere göz gez dirinceye kadar ben de İşimi bitiri- rim, Kitabı eline alp işe başladı: — Şimdi Avrupa kıtasını okuya- Avrupa kıtası do- ğudan batıya doğru incelen, müsellesi i andırır bir toprak parçasıdır. Avru- pa hükümetleri şanlardır: İspanya, Fransa, İtalya, Rusya, İsviçre, Belçika, ve... Bizim ahbabın sesi kesildi. Başını #i yana sallıyarak yutkuna yutkuna haritaya bakarken çocuk sordu: — Büyük baba, öteki hükümetleri niçin saymıyorsun?... İngiltere, Almanya, Hollanda, Zavallı dostum, mümüeyyizler kar- şısında şaşırmış bir talebe tavriyle boynunu büküp bir çocuğa, bir hari. taya baktıktan sonra bana döndü: — Haydi bakalım, gel de işin den çık... Şaşkın şaşkın sopayı haritaya vurdu; — Şurada, Çekoslovakya diye bir şey vardır. İste şurasıda.. Şey... Şimdilik Polonya... — Almanyanın genişliği ne kadar, nüfusu kaç milyon?... Adamcağız büsbütün şaşırıyor: — Almanyanın mesahai sathiyeslil. Almanyanın nüfusunun... Kekeleye kekeleye bir müddet ken- di kendine mırıldandıklan sonra hay kırdı: — Oğlum, bu sualin cevabını şim- di Hitler bile veremez. — Ya Polonyanın?... Gözlüklerini alnına kaldırarak 90- pasını hiddetle savurdu: — Şu anda dünya üzerinde bu su- ale cevap verecek bir tek adam çıkar» sa alnını karışlarım. Çocuk mütemadiyen | sualler soru- yor, biçare dostum renkten renge gi- riyordu. Nihayet dayanamadı. Sopa- sını fırlatıp attı, Kilaplarıda deste leyip çocuğun koltuğuna sıkıştırdı: — Sen bu İşten vazgeç oğlum. Mektepte hecan sana; «Avrupa kıta. i sını anlat!» derse, sen derhal bu sual. leri ona sor. Diye hiddetle kolundan tutup ço- cuğu dışarıya çıkardı. Cemal Refik. EŞ Bir milyon elli bin liralık asfalt yol Belediyenin münakasaya çıkardığı bir milyon elli bin liralık asfalt yola talip çıkmamıştı. Bunun için müna- kasa yirmi gün müddetle yeniden açılmıştı, Belediye, bu sefer de talip çıkmazsa bu yollardan bir kısaunı kendi vesaitile yapacaktır. Bu arada 98 bin liraya mal olacağı tahmin edi. len Eminönü meydanının tanzimi işi de vardır. B. A. — Bu benzetişe göre iş tatlı ile bitecek desenel..