#easasasarıssan. Çöl ortasındaki &elsiz O memuru başçavuş Rama Şu telsizi verdi: — 8 inci karar- gühtan tebliğ olu- nuyor: Bu sabah saat 7 de buradan geçecek olan er- zak kolundan hâ- lâ haber yok. 7 nci karargâhtan erzak ket etti, Gelmes lAzımdı: Şimdi ne yapalım? Rama alnının terini sildi. Belki de şu dakikada çöllerde arkadaş- Tarı, susuzluktan, açlıktan © ölüyor- larrdı, sıcaklık 50 derece idi 8 inci karargâh kumandanı ile ya- veri, çadırında kahvaltı ediyordu: — Erzak kam- yonu gelmedi. , — Her halde bir kazaya uğradı. — Bir senede kaybolan bu üçüncü kamyon. Bu kamyonları nihayet çöl- de bulduk. Şoförle erler suzuzluktan ölmüşlerdi. Acaba hangi tehlikeli yo- lu takib ediyorlar? — Anlayamayız, çünkü kumlarda iz kalmıyor... Bu sırada Rama koşarak geldi: — Başkumandandan mesaj var, Açıp okudular: «Derhal kaybolan erzak akmyonunu aramağa çıkınız.» Derhal on bir kişi develere binerek çöle açıldılar, ” Ertesi günü 8 inci kararkâh kw mandanı başkumandanlığa yazdı: «Kamyonu bulduk, bir damla benzin kalmamıştı. Üç kişi susuzluktan öl müştü, İzin verniz de “ola çıkacak erzak kamyonuna ben bineyim. İzin verildi. " Bir hafta sonra 8 inci karargâh ku- mandanı yola çıkacak olan erzak kamyonuna bindi, Albay kendisini tebrik etti: ü yaşında iken tayyareye bindi ve uçtü Bir bahis tutuştu ve hiç durmadan yirmi saat piyano çaldi | atık suyumuz FACİA <N ş — Büyük fedakirlik yapıyorsun. aşkolsun, Ancak fikrin nedir? — Yanıma alıcı verici te cihazı aldım. Her dakika karargâhla muha- bereyi temin edeceğim. Yola çıktı İki saat sonra kamyondan şu tel- siz yapıldı: «Her şey yolunda. Biz de yolumuza devam » İki saat sonra şu haber yapı saftemeğe başladık, gayritab Akşam beşte şu haber yap: zin tükeniyor, gece bel gız.» Sant üçte şu telsizi aldılar; «Yedek | benzin deposunda yüz lltre yerine 50 litre benzin bulduk. On ikilitresu | yerine beş litre su kalmış. Derhal im- dad yollayınız. 8 inci karargâhtan 350 kilometre mesafedeyiz.» Saat yedide tekrar telsiz geldi: «Durduk. Fazla benzin sarfiyatının sebeblerini araştırıyoruz. Bir kaç Sa- var, İmdad bekliyo- TUZ.» Bütün karagâhlar develer hareket İ depoları EO LADİN» Şarkı söyliyerek | paraşütiz atladı / MERESEEEISEYAAN ENSE. anası etti ve çöl orta- sında benzinsiz ve susuz (kalanları kurtarabildi... Şayanı hayret olan şey, benzin durmadan uçuyor, su eksiliyordu. Bu esrar neydi. 3 inci karargâh kumandanı, emir. garaja saklandı. Üç gün sonra da kamyon yola çıkacaktı. Ha- di rü muayene etti- ler, İhtiyat depo- lara benzin ve su ? doldurup gittiler, Üç saat sonra garajın kapısı açıldı. 8 inci ka- rargâh kumanda- nı emirberinin ko- lunu sıktı, Bir göl- ge göründü; kam- yona yaklaştı. Elektrik feneri İle yolunu aydınlattı. Eğildi, uzandı: Tak, tak, tak... 8 inci karargâh kumandanı ile emir- beri yerlerinden fırladılar: — Eller havaya!... Kalk!... Adam in bir iğne ile ihtiyat On gün sonra “casusun ve hainin İ gözlerini bağladılar, Bir müfreze as- ker tüfeğe davrandılar; Hazırol!... Ateşi... Çölde on iki tüfek birden patladı. Vatan haini çölün kumlarına serildi, Telefonda Ali0?.. Kiminle konuşuyorum?.. Ahmed, Kim? Ahmed. —.Duyamıyorum. — Ben Ahmed... A..h..m...ed... Ahmed Ali Tekinalp... — Anladım, bü dördünden hangi- sisin? Deliler — Ben burada on senedir oluruyo- rum, halbuki aklım tamamile başım- dadır. çömeldi, | — Benim de aklım başımda amma, | şarı bırakmıyorlar, i başdoktora şikâyet ede. | - Durunuz, evvelâ bir tecrübe ya- elini arkasına gölürdü ve sordu: — Avuçlarımın içinde ne var? — Yangın kulesi. — Seni kçı seni; alirken mu- hakkak gördün!... Eylül Bilmecesi 7, 4, 5, 8, 1, İm «memurların maaş kanunu» 3,4,7,6,5,im «havadis. 2,5, im «vücutta bir şişliketir, Bilmecemizi doğru halledenlerden birinciye bir fotoğraf makinesi, 2 inei- ye bir güzel dolmakalem, üçüncüye zarif bir k-*ra. 77 kariimrle mute, Yf hediyeler verilecektir. Yeryüzünde Hindistanda ba- zı kabilelerde, dü. günden üçgün evvel, geline uy- ku ilâcı verilir ve İ gelin kendi evin- den kocasının €- vine uyurken gö- | türülür. Hayvan i yiyen nebatat, ları bö- üç gün- de hazmederler, Bu müddet zar. fında böcekler bu nebatata konabi- İirler, İsveçte ene- rold barometre İle işliyen bir sa- at vardır, Bu sa- at hiç durmadan yirmi seneden- beri (o işlemekte. dir. İlk zaman- larda tel yerine incecik değnek- ler kullanılırdı, yakalad: cekleri arip şeyler BiR BAHİIS İki gemici şiddetli bir fırtına 65- nasında bahse tutuştular; — Eğer canımızı kurtarırsak, pa- buçlarımızın içine nohut doldurup, Çamlıca tepesine çıkalım. Bir saat sonra fırtına dindi, gemi- ciler kurtuldular, gemi İstanbula geldi. İki arkadaş bir gün Çamlıcanın i yolunu tuttular. Biraz sonra biri yü- rüyemez hale geldi, halbuki öteki ra hat rahat yokuşu tırmanıyordu. — Yahu nasıl böyle rahat yürüyor- sun. — Eğer sende benim yaptığım yapsaydın, rahat yürürdün. — Sen ne yaptın? — Ben nohutları pişirdim. DUYDUNUZ MU? Fiskiyeli balık Hendonezya nehirlerinde yaşayan bir balık vardır ki, su sathının bir metre üstünden uçan bir bicek gö- rünce böceğe doğru ağzından bir su fışkırtır ve sineği “ bu suretle suya düşürüp yutar, Balığın fışkırttığı su bir metreye yükseldiği ıskiyeli Bir adam bir noktadan kalksa, ve gece gündüz hiç durmadan, saatte vâsati 4 kilometre süratle yol alsa, ne kadar zamanda ünyayı dolaşır bilir misiniz?.. Bunu hesap ettiler, 4 kilometre süratle yol alan bir insan 465 günde devriâlem yapabilmektedir, | | | Yeryüzünde her sene vasati 95 tu- fan, 85 tayfun, 32 zelzele, 23 yangın, İli çekirge yağmuru, 15 kuraklık, 7 kıtlık, 3 volkan indifaı 3 heyelân kaydedilir. Hiç bir sene geçmez ki, yeryüzü- nün bir mıhtakası bu felâketlere uğ- ramamış olsun. Hem bu kaydedilen | âfetiör mühim olanlardır. , Sömürge masrafı Sömürgeler, sahiplerine çok para getirirler, büyük devletlerin sömür- gelerinden aldıkları kazanç Obüyül bir servet teşkil eder, Fakat buna mukabili de çok para sarfederler. Meselâ Fransayi alalım. Fransa nın müstemlekelerine harcadığı pa rayı dakikalara taksim edecek olur. sak bir dakikaya 1.700 frank düşer. BİLİYOR MUSUNUZ? Meşhur dişçi Yalnız Amerikada olmaz ya, Sır- bistanda da meşhur bir dişçi var. Bu | zat üç saat içinde, hiç bir ilâç sık- madan acısız 2.500 diş çıkarabilecs- | ğini iddia ediyor. Bu dişçi kerpeten de kullanma- makta, dişleri ellerile çıkarmaktadır. Kâğıd bardaklar Rusyada kâğıddan sofra takımı yapan iki büyük fabrika vardır. Bu iki fabrika 1937 senesinde işlemeğa başladı ve bir sene zarfında, yani 198 senesinde 48 milyon kâğıd bardak imal etti. Rusya amele evlerinde kâğd te bak, kâğıd çanak, kâğıd bardak kul lanılmaktadır. i