İzmir fuarı kupasını Ankara muhteliti aldı İzmir (Akşam) — Fuar münasebe- tile tertip edilen kupa müsabakaları sona ermiş, fuar komitesinin koymuş olduğu büyük kupayı Ankara takı- mı kazanmıştır. Ankâra muhteliti, kupa müsabakalarında birinci ok muştur. Kupa müsabakaları evvelâ İzmir - Ankara takımları arasında yapıl mış, bu müsabakada Ankara takımı 5 - 2 golle birinciliği almıştır, İkinci müsabaka, Ankara - İstan- bul takımları arasında idi. Bu müsa- bakayı da 4 - 3 golle Ankara takımı kazanmıştır. İkinci müsabakada zaten Ankara muhtelit takımının birinciliki anla- gıldığından bu maçlar için mevzu kupa, Ankara muhtelit takımına ve- rilmiştir. Üçüncü müsabaka, İstanbul ve İz- mir takımları arasında yapılmış, bu müsabakayı 6 - 3 golle İzmir muhte- Yt kazanmıştır. İzmir muhteliti, fuar kupası müsabakalarında ikinci- Uiği almıştır. Yukardaki resimlerde Ankara ve Fenerbahçe - Galatasaray - Pera ve Şişli klüpleri arasında turnuva maçları Şehrimizin en kuvvetli klüplerin- den olan Fenerbahçe, Galatasaray, Pera, Şişli arasında oynanmak üzere bir turunva tertib edildiği haber alın- mıştır. Futbol faaliyetinin tatil müddeti tresyondan bir emir gelmediğinden bu turnuvaya iştirak edecek dört klüp İstanbul mıntakasına müracaat etmişlerdir. Mıntaka başkanlığı klüp- İerin bu arzusunu yerinde bulduğun» dan keyfiyeti umum müdürlüğe ar- sederek futbol tatilinin hitam bul duğunu bildirilmesini istemiştir. Put- bol federasyonundan bu müsaade takdirde derhal dört klüp turnuasına başlanacaktır. Bu müsa- bakaların gece yapılmak ihtimali kuvvetlidir, Yedikule sahasında futbol maçı Yedikule Gençlerbirliği A ve B ta- kımlarle Sirkeci Spor Mübü Ave B takıniları arasında evvelki gün Ye- Gikule sahasında futbol müsabaka. m yapılmıştır. Maç, Yedikule Gençlerbirliği A ve B takımlarının Sirkeci Spor klübü A ve B takımlarına $ «2, 4 « 1 galebe” İzmir ikinci, İstanbul üçüncü oldu Funr kupası birincisi Ankara ve üçüncüsü İstanbul, İzmir stadında İstanbul muhtelit takımları, İzmir stadyomunda görünmektedirler. Muhtelit oyuncuları İzmirden! geldi Fuar münasebetile İzmire giden muhtelit takım oyuncuları dün Ban- dırma tarikile şehrimize gelmiştir. Yaptıkları Iki müsabakayı da kaybe- den futbolcülerimiz, bu karşılaşma. | ların normal şerait altında yapılma- dığı için iyi derece alamadıklarını | söylemektedirler. Pazar günü Ankara muhtelitile yaptıkları birinci karşılaşmada 2 -0 galib vaziyette iken hakemin verdiği penaltının mirallerini bozduğunu ve bundan sonra bütün takımın bozuk Oynadığını ileri süren muhtelit oyun- Cuları zaten zayıf ve entrenmansız ölan bu takımdan fazla bir şey bek- lemek doğru değildi demektedirler. Birinci maçta mağlüb olduktan sonra ikinci karşılaşmanın dereceye bir tesir yapmıyacağı cihetle istekli oynamadıkları ve İzmir muhtelitine de bu yüzden yenildiklerini söyle- mişlerdir. Vehap İzmire monitör oldu Bir zamanlar profesyonel olduğu iddiasile teşkilâttan çıkarılarak fut bol oynamasına müsaade edilmiyen İzmirli Vehap, Beden terbiyesi genel direktörü general Cemil Taner İzmir- de bulunduğu sırada yaptığı müra- caat üzerine İzmir spor mıntakasına 135 lira maaşla futbol monitörü tayin edilmiştir. Son zamanlarda eski kuvvetinden bir hayli kaybeden İzmir #utbolcula. rının Vehabın bilgil çalışmasından istifade ederek tekrar yükseleceği tar bildir. Vehaba yeni vazifesinde mu- vaffakıyetler dileriz. Anadoluhisar idman yurdu- nun senei devriyesi Eski ve şerefli bir maziye sahip olan Anadoluhlsar İdman Yurdu 28 ıncı seneldevriyesi münasebetile bu haf. ta cumartesi ve pazar günleri yapıl. mak üzere muhtelif spor hareketleri tertib etmiştir. Cumartesi günü Gök- su plâjının önünde klüp kikleri ve iskele sandalları arasında kürek ya- rışları, yüzme ve yelken müsabaka. ları, pazar günü bisiklet, atletizm ve Lisan âlimlerinin kongresi B. Ahmed Cevad Emre Brükselden döndü Brükselde lisan âlimlerinin enter- nasyonal kongresinin toplanacağı ve kongreye iştirik etmek üzere Çanak- kale mebusu B. Ahmed Cevad Em- re'nin Brüksele gittiğini yazmıştık. B. Ahmed Cevad Emre şehrimize dönmüş ve bir muharririmiz kendisi. le görüşmüştür. Aldğımız malt. mata göre hazırlık işleri tamamile bitmiş, genel meselelerin raporları ve komünikelerin hulâsaları basil miş iken son vakayi münasebetile toplantının talikine mecburiyet hasıl olmuştur. B. Ahmed Cevad Emre, Türkçenin Hirid - Avrupa dlilerile akrabalık mü- nasebetlerine dair yedi senedenberi takip ettiği araştırmaların neticele- rini gösterir bir tebliğ hazırlamıştı. Bu etüd bir kaç hafta evvel Hsan âlimlerinin enternasyonal daimi ko- mitesine gönderilmişti. Komite reisi profesör Van Langenhove ve iki asis- | tanı etüdü okumuşlardır. İlk mülâkatta büyük bir takdir gösteren rels: «Göreceksiniz bay Em- re, iki güne kadar basımdan çıkacak bir kitabımda sizin ometoğlarınıza bir çok yükınlıklar vardır demiş ve asistanını göstererek şu sözleri ilâ- ve etmiştir: «Doktorun da bir Kitabı vardır. Hind - Avrupa dilinde hayvan isimleri üzerine bir etüddür, Bunda sizinle daha fazla yakınlıklar bula, caksınız.» B. Ahmed Cevad Emre, reis profe- Tramvaydan atlarken kam- yon altında kaldı Gazele müvezzilerinden Faruk is- minde biri, Beşiktaşta tramvaydan atladığı bir sırada, şoför İsmailin idaresindeki bir kamyonun altına düşmüş ve muhtelif yerlerinden ya- ralanmıştır. Polis, çocuğu hastaneye kaldırmış, şoför hakkında kanuni takibata gi- | rişilmiştir. Bir yük arabası yolda birine çarparak yaraladı Marpuççulardan geçmekle olan Abdullahın idaresindeki bir yük ara- bası da Yorgi adında bir gence çarp- mış ve muhtelif yerlerinden ağır su- rette yaralanmasına sebep olmuştur. Yorgi hastaneye kaldırılmış, ara bacı Abdullah adliyeye verilmiştir. Güreşçi Abbas şehrimizde Kıymetli güreşçilerimizden eski Balkan şampiyonu Abbas Türk Spor kurumu tarafından Peşte yüksek Be- den terbiyesi mektebinde tahsile gön- derimiş ve Türk Spor kurumu Be den terbiyesi müdürlüğüne tahvil edildiği sırada Abbasın vaziyeti ay- nen kabul edilmişti. Abbas dört senedenberi devam eden tahsilini ikmal ederek evvelki gün şehrimize avdet etmiştir. Haber aldı- gımıza göre Abbas, Beden terbiyesi teşkilâtında teknik bir vazifeye tayin edilecektir. BÜYÜK KONSER Alemdar Spor klübü menfaatine 9 Eylül cumartesi akşamı Suaâiyede Plâj gazlnosunda büyük bir konser tertip edilmiştir. Bu senenin bu son ve en mükem- mel konserinde memleketimizin çok kıymetil sanatkârları bayan Muallâ ve keman! Sadi ve arkadaşları ala turka fasıllar yapacak ve bâyan Mü- allâ o akşam en iyi ve en güzel halk şarkılarını okuyacaktır, Berlinden yeni gelen bayan Leylâ ve arkadaşları da milli elbise ve saz- lar İle ayrıca bir şark konseri vere ceklerdir. Suadiyenin meşhur Macar orkestra» sı sürprizlerle dolu bu gece cidden görülmeğe şayandır. Sporcu gençlerine yerinde bir yar- dımda bulunmak, aynı zamanda mevsimin bu en güzel eğlencesini ka. çırmamak için bu güzel fırsattan istifade ediniz. Biletler gâyet ucuzdur ve kapıda satılmaktadır, elbise serbestir, MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABALI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 97 Yunanistanı Balkan devletlerinden ayırmak teşebbüsü Bu sebeble ne hemen kabul edilemi yen bu Avusturya projesi, ne Rusya ve Fransa elçilerinin tavsiye ettikleri gi- bi Babıdlinin Berlin muahedesinden sonra tatbik edilmek üzere tanzim edilmiş 23 nisan 1880 Vilâyetler ka- nununu ele alması tesir etti. Gemi azıya almış Balkanlı pehlivanlar sâ- haya atıldılar, Makedonya wlahatın- da işi yalnız büyük devletlerin elleri- ne bırakmak istemediklerini göster- diler; kendi ses ve reylerinin de kat- iyen dinlenmesi iddiasına kalktılar. Bulgar Başvekili ve Hariciye Nazırı Geşof L'Alllance Balkanigue eserinde bu mebhaste şu cümleyi yazıyor: (İtalya ile muharebede bitap kal mış, dahilen ihtilâf ve tefrikaya düş- müş, ordusu disiplinsiz, hazinesi pa- rasız bir Türkiyeye karşı nezaket ve tekellüfe hiç Jüzum var mıydı?) Bu Bulgar devlet adamı bu sözlerile kalbinde eskimiş hıncını, yerleşmiş hır. sını, komşusunda gördüğü zaaftan kar baran iştihasını nasıl açığa vuruyor! Fakat ne denilebilir? Yazdığı doğru idi! Osmanlı devletinin zaafı Balkan müttefiklerinin cüretlerini arttırıyor- du. Arnavutluk gittikçe karışıyordu. Avusturya bu karışıklıklara hiç de bi- güne kalmıyordu; katolik Mirditleri kendisinin «tabii müşterileri» addedi- yor, ortodoks Malisorların metalibine de alâkasız görünmüyordu. İttihad ve Terakki hükümetinin zaruri veya be- ceriksizce her hareketinden Arnavut- lukta nüfuzunu arttırmak yolunda istifadeler arıyordu. Arnavutlara Avusturyadan silâh it- hal ediliyordu. İtalya da Arnavutluğa alâka göstermekte Avusturyadan geri kalmamağa çalışıyordu! 1911 de İtal. ya hükümeti Malisorlara yardıma git- mek isteyen Garibaldi gönüllülerini güç zaptedebilmişti. İtalya Osmanlı devleti ile harbe giriştikten sonra Ar- navutluktaki tahriklerde parmağı ol- mamak kabil ! Fakat ne ol sa Avusturya kadar açık hareket et- miyordu, Avusturya Arnavutlukta kiliselere, hastanelere, mekteplere nakden yar- dım ediyordu. Mektep talebesine Al man harflerile yazılmış arnavutça ki- taplar tevzi ediyordu. 1911 Malisor isyanında İstanbulda Malisorlar lehine şiddetli bir tazyikte bulunmuştu. İttihad ve Terakki hü- kümeti Arnavud mektepleri açmak, askerlik işlerini, aşar ve arazi vergi- lerini tanzim etmek yolunda serdedi- len talebleri terviçte geciktikçe Avus- turya gazeteleri Jön Türkler aleyhine ateş püskürüyordu. Nihayet 1911 ağus- tosunda asilerle hükümet iken itilâf şartlarının tatbik edilmedi- gi vesilesile Malisor rücsası 1912 şuba- tının dokuzunda toplan- mış ve bu halden şikâyetlerini ecnebi konsoloslarına bir muhtıra ile izah ey- lemiş idiler. Nisanda yeni mebusan intihabı İpek, Mitroriçe taraflarında gürültülü nü- mayişlere sebebiyet vermişti. İpekte kanlı bir müsademe olmuştu. Osman- Makedonya da teşmilini tavsiye etmişti. (1) Fakat Sir Edvar Grey Arnavutlara karşı ittihaz olunan «hayırhahane teğ- birlerin» diğer Balkan milletleri için bir misal teşkil eylemesinden ve bün- dan uyanacak meselelerden iptida o kadar endişeye düşmüş idi ki, az daha Gazi Ahmet Muhtar paşaya bunların icraya konulmamasını tavsiye edecekti; bu misalin «sari» olacağını minde olduğu için bu yolda bir teşeb- büsten ictinap eylemişti. (2) Bdvar Grey'in endişesi yerinde İdi: İşkodra, Kosova, Manastır, Yanyı vilâyetlerinde Arnavutlara verilen ve Amavutluğu muhtariyete doğru sevk edeceği anlaşılan imtiyazlar Balkan hırisliyanlarının ve Balkan devletleri nin menfaatlerini ihlâl eder mahiyet- te görülmüştü. Edvar Grey de sonra Puankare gibi imtiyazların Makedon- ya hıristiyanlarına teşmilini Babıliye tavsiye eylemeği zaruri addeylemişti. Avusturyanın (Büyük Arnavutluk) plânına karşı Sırplar Arnavutluk dahi dahil olmak üzere Osmanlı devletinin Avrupadaki arazisinin dört Balkanlı devlet arasında etnografik prensipler. le dört mıntakaya ayrılmasını ve Avru- pa devletlerinin müdahalesine mey- dan bırakılmamak üzere acele davrâ- nılmasını istiyorlardı, Avusturyanın oyununa düşmekten ihtiraz ettiği için Rusya Balkan devletlerini her tür- lü tecavüzi hareketten ictinabe davet ediyordu. Müttefik Balkanlılar bu da- vete aralarında pek gizli olarak askeri itilâflar akdile ve'biribirlerine edecek- leri yardım şartlarını tayin ile cevap verdiler! Osmanlı Kabinesi bir devletin da- hili işlerine müdahale addettiği Berch- told teklifinden müteessir olmuştu. Sadrazam Gazi Ahmed Muhtar pa- şa Avusturya elçisine bu teessürünü göstererek teklifin kabule şayan ol- madığını tebliğ eylemişti. Hükümetin haricen bir cebir ve tazyik olmamak suretile kendiliğinden Makedonya hı- ristiyanlarına mektep ve ana lisanı it barile Arnavutlara verilmiş olan mü- saadeleri teşmil eyliyeceğini de ilâve etmişti. İcraatın teyid etmediği bu tebliğler, müzakereler ile kıymetli gün- ler, saatler geçiyordu. Devletin hali berbattı İtalya muharebesi, Arnavutluk is- yam arasında orduda zabitler siyaset. Je uğraşıyorlardı; varidat masariti ört- müyor, hariçten istikraz şartları git- tikçe ağırlaşıyordu. Eski devlet ricali artık faaliyetten kalmışlardı; pek gaflet içinde idiler, Dört senelik yeni rical ise tecrübesiz- Mklerile beraber bu kadar teşettüt, galle arasında, biribirini takip eden harici, dahili darbelerle göz açıp etra- fi lâyıkile görmeğe imkân ve takat bu- lamıyorlardı! Büyük devletler yaşamak ve can- lanmak için Osmanlı devletine vakit ve imkân birakmıyorlardı; küçük Bal- kanlılar da durmayıp kendi hesapla. rma Osmanlı mirasından birşey kap- mağa çalışıyorlardı. Meşrutiyetin bidayelinde Avustur- ya - Macaristan Bosna - Herseği ilhak ederken Bulgaristan istiklâlini ilân ey. lemişti. Yunanistan Girildi her adımda biraz daha fazla kendisine yanaştırı- yordu. İtalya Trablusgarbe el koymuştu; on iki ada da kendisine pek tatlı Jok- malar gibi görünmüştü. Artık görülü- yordu ki Osmanlı devletine karşı hiç bir hak ve kaideye riayete lüzum kak mamıştı! Amavutluk isyanı ve bunu yatıştır- mak hususunda Muhtar paşa Kabine (0) Polncardı Les Balkans en fow (3) Pırkanın ikinci reis we Hderi miralayı Badık beyin mutemedi idi müldsmlıktaşş inüLekalddı.