Valinin mühim beyanatı Türkiyede yiyecek sıkıntısı çekilmesine imkân yoktur 1914 de unu hariçten getirirdik, bugün ihtiyaçtan fazla buğday istihsal ediyoruz Zeytin, pirinç, fasulye, mercimek ve sair bir çok maddeleri fazlasile istihsal ediyoruz Avrupada başlıyan harp Üzerine bir- gok kimseler ihtiyaçlarından fazla yi. yecek, içecek tedariki gayretine düş- müşlerdir. Lüzumsuz ve sebepsiz bir endişeden doğan bu vaziyet, piyasada iyi tesir bırakmamıştır. Bu vesile fle Vali ve Belediye Reisi Dr. Lâtfi Kır dar, dün gazetecileri kabul ederek, iü- gumundan fazla erzak tedarik etme- nin ne kadar beyhude olduğunu aşa İhdaki beyanatile anlatmıştır: — Avrupanın feci vaziyeti karşısın- da halkımız, Mili Şefimize sonsuz iti- madına ve kuvvetimize dayanan sü- küneti disiplinle muhafaza etmeki€- dir. Disiplinli bir kültür, her sahada, her | mevzuda kendini göstermelidir. Bu mevzular arasında en başta gelmesi icab eden nokta, müstehlik disiplini, sonra da tüccar disiplinidir. Şuurlu ve mütekâmil milletlerde bu disiplin, ka- ranlık, körükörüne bir disiplin değil, fakat bilgiye ve vaziyete dayanan bir disiplindir. Son günlerde bazı sivriakıllıların, bulanık suda balık avlamak hevesins düşen birkaç menfi ruhlunun ve bel- ki de memleket düşmanı birkaç un. surun ve bilhassa hareketlerinin neti- cesini ölçemiyen bazı gafillerin kulak- tan kulağa fısıldadıkları güya ihtiyat kârlık tavsiyeleri, halkın bir kısmını telâşa sevketmiş, bazı maddelerden bir kısmını evlerinde saklamak hevesine sürüklemiştir. Bu, kuvvetli bir cere- yan halini almış olmamakla beraber, tekerrürünün önüne geçmek emelile gazeteci arkadaşların dikkat nazarla- rını celbetmek isterim. Gazetelerimiz, halkın en küçük har reket ve dileklerini hassasiyetle kay- detmektedirler. Lüzumsuz ve zararlı telâşların da önüne geçmek için haki- katleri rakamlara istinad ederek yaz- malarını kendilerinden rica ederim. Bugünkü Türkiye iktisadi ve bilhas- sa gıdai kifayet bakımından 1914 Tür- kiyesi değildir. Eski Türkiye, milletin en esaslı gıda maddesi olan ekmeğin Aptidat maddeşi olan unun mühim bir kısmını hariçten getirirdi. Limanları» muzdaki vapur hareketlerimiz kısmen un nakliyatını temin etmekte idi. Bu- günkü Türkiye, ihtiyacından çok faz- da buğday İstihsal etmektedir ve buğ- day ihracatçısı olmuştur: Memleketin istihlâkâtı takriben üç milyon tondur. İstihsalâtı ise $ 1/3 milyon tondur. Bi- naenaleyh ekmek ve un ile yapılan di. ğer maddeler için her hal ve şartta Türkiye bolluk memleketi olacaktır. Stoklarımız dalma, hattâ geniş ih- racatı mümkün kılacaktır. Eskiden- beri memleket mühim miktarda zey- tin ihraç eder, Vasati istihsal 30 bin tin ihraç eder, Vasat! istihsal 30 bin, den pirincimizin en mühim kısmını hariçten temin ederdik, Şimdi mem- leket ihtiyacından fazla pirinç istih- sal etmekteyiz. Fasulye, nohut, mer- | cimek, peynir her zaman ihtiyacımızı ' fazlasile karşılıyacak miktarlarda i5- tihsal edilmektedir. Bir zaman tamemen hariçten gelen şeker için de yüzde yetmiş nisbetinde ihtiyacımızı yerli fabrikalar temin et- mektedir: En sathi bir tedkik bile Tür- kiye, ne olursa olsun, bilhassa gıda maddeleri bakımından bir bolluk mem- leketi olduğunu gösterir. O halde her hangi bir gıda maddesinin azalaca- ğından endişe ederek normal ihtiyaç- tan fazlasını satın almağa teşebbüs, eşyanın tevzii vazifesini yapan tica- | Tet mekanizmasının işlemesindeki lü- sumlu nizamı bozar, normal İhtiyaç- lari karşılamakla mükellef olan tüc- carı, gayrı tabii bir talep karşısında bırakır. Bolluk içinde suni bir darlık ve pahalılık tevlid eder. Bunlar, hep müstehlikin zararına olan akislerdir. Müstehlik, alışverişlerinde süküneti- ni muhafaza etmeli ve disiplinle hare- ket etmelidir. Türke yakışan budur ve esasen memleketin vaziyeti de bu- nu âmirdir. Şahsi menfaatlerin ancak umumi menfaat çerçevesi dahilinde temin edi- leceğini bilen bizim gibi mütekâmil miuhitlerde tüocarımız da bazı An! ve münferid vaziyetlerden, talep artma. larından istifadeye kalkışarak fiatleri- ne zam yapmamalı ve halkı endişeye, flatlerin yükseleceği zehabına sevket- memelidir, © İngiltere ve Fransa hükümetleri bu nokta Üzerinde tüccarlarının dikkat nazarlarını celbetmişler ve alâkadar- ların disiplin hissine muvaffakıyetle hitap etmişlerdir. Min! disiplini çok yüksek olan mem- leketlerimizde, ticari terbiyesi pek ileri olan şehrimizde tüccarımıza yapmak istediğim hitabın derhal ve devamlı bir mukabele bulscağına kaniim. Müs. tehlik disiplini, tüccar disiplini Avru- panın şimdiki vaziyetinde en lüzumlu kuvvet Amilleridir. Tüccar arasında bu disipline riayet etmiyenlere karşı harekete geçmek için kanuni mevzua- tımız bize kuvvetli silâhlar vermek- tedir.» BU AKŞAM Saat 9 da Fransız güzellerinin en çıldırtıcısı ViVİANE ROMANCE Fransız sanatının hakiki incisi ARKA SOKAK LALE sinemasında Ayrıca: 1 - En son Dünya haberleri Metro Jurnal 2 - Renkli Miki Walt Disney Bu akşam: Bütün İstanbul halkı SARAY sinemasında Yeni mevsimin İlk açılış programı olan: CASUS Büyük macera, heyecan ve helecan Fransiz filmini, Ultra - Violels makinasiyle görecek ve alkışılıyacaktır. Baş rillerde: mükemmel Fransiz artistleri AVCISI yeni 1940 R.C.A. En MIREİLLE BALIN ve JEAN MURAT Yaşadığımız heyecanlı saatleri... Silâhların muharebesi... Aşkın mücadele- #ini tasvir eden hissi bir mevzuda bir şaheserdir. Türkiyenin en geniş ve en mühteşem salonu olan SARAY SİNEMASINDA en müntehap ve en güzel filimleri göreceksiniz. Bu akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız. Bir matbuat davası B. Hasan Ra ne ve Nurul lah Ataç hakaret olmadığını söylediler 16 ağustas 939 tarihli Haber ga- setesinin üçüncü sahifesinde «<Ahrar- dan bir zata serlevhası altında inti- gar eden bir yazıda kendisine haka- ret edildiği iddiasile İkdam gazetesi başmuharriri B. Ebuzziyazade Velid | tarafından Haber gazetesi sahibi B Hasan Rasim Us ve yazının muharri- ri B. Nuullah Ataç aleyhlerine açılan davaya dün asliye dördüncü ceza mahkemesinde başlanmıştır. Mahkemede B, Velid davasını izah ederek gazetede çıkan yazıda kendi- sine hakaret ve halkın husumetine maruz bırakacak mahiyette parçalar bulunduğundan dolayı B. Hasan Ra- simle B. Nurullah Atacın, matbuat kanununun 27 nci maddesi delâle. tile Türk ceza kanununun 482 inci maddesine göre cezalandırılmalarını istedi. B. Hasan Rasimle B. Nurullah A- taç bu yazının hakaret kasdile yazıl- madığını, esasen yazıda hakaret ma- hiyeti olmadığı gibi böyle bir şey mevzuubahs olmadığını söylediler Taraflar dinlendikten sonra müd. delumumi iddianamesini okuyarak hakaret suçu sabit olduğundan maz- nun B. Hasan Rasim ve B. Nurullah Atacın matbuat kanununun 27 inci maddesine tevfikan Türk ceza kanu- nunun 64 üncü maddesi delâletile 482 inci maddeye göre cezalandırıl- malarını talep etti. Maznunların müdafaalarını (hazırlamaları için muhakeme başka güne bırakıldı, Hava taarruzları Havre'da iki defa tehlike işareti verildi Le Hayre 6 (A.A.) — Bu sabah Havre'da saat 8,30 dan 840 a ve 8,50 den 9,40 a kadar devam etmek Üzere iki defa hava tehlikesi işareti verilmiştir. Berlinin bombardıman edil- diği tekzib olunuyor Londra 6 (A.A.) — İngiliz tayya- relerinin Berlini bombardıman etti. ğine dair ecnebi memleketlerde çi- kan haberleri, İstihbarat Nezareti bugün öğleden sonra tekzip etmiştir. Bu haberler katiyen esassızdır. Alman tayyareleri İngiltere- nin şark sahillerinde Londra 6 (A.A) — İstihbarat Ne- zaretince resmen bildirildiğine göre, düşman tayyareleri bu sabah erken. den İngilterenin şark sahillerinde gö- rülmüştür. Fakat memleket içine girdikleri tesbit edil- memiştir. Hiçbir yerde hiçbir hasar | olmamıştır. Varşovaya hava taarruzu Varşova 6 (A.A.) — Pat ajansı teb- Uğ ediyor: Bu sabah saat Ste Al man tayyareleri, Varşova'ya İaSrruz etmişlerdir. Birkaç bombanın patla- dığı işitilmiştir. Taarruz, kısa şür- İ müştür. Varşova 6 (A.A) — Resmen bildi. rildiğine göre eylülün dördüncü gü- | nü öğleden sonra Alman tayyareleri Varşova üzerine bir akın yapmışlar» dır. Akına 70 bombardıman tayyare si iştirik etmiştir. Şehrin üzerine İ tahrip ve yangın bombaları atılmıştır. Tayyareciler bilhassa fakir halkla meskün olan mahallelere taarruz et- mişlerdir. 15 kadar ölü ve birçok y&- ralı vardır. Mermilerden biri bir ço- cuk grupuna İsabet etmiştir. Tayyare defi topları 7 Alman tay- yaresi o düşürmüşlerdir. Bunlardan başka bir düşman tayyaresi de bir ormAâna düşmüştür. Bu tayyare aran- maktadır. TİYATROLAR: EGE TİYATROSU Nuri Gençdur arkadaşları Bu gece Beşiktaş Büyük Alle Bahçesinde İKİ SÜNGÜ ARKASINDA MELİRA SELÂME könseri “ Raşid Kıza, Krtuğrul Sadi Tek Tiyatrosu Bu gece Tepobaşında GAİP ARANIYOR Vodril 4 perde bu tayyarelerin | gn Heybeli Deniz harp okulundan bu sene mezun ları dün merasimle tevzi edilmiştir. Merasime İstiklâ? arb Okulu mezunzları n 27 subayın diploma- narşile baş! tep komutanı bir nutuk irad etmiş ve talebeden Muzaffer cevap ve ya iltihak etmişlerdir. Yukarıdaki resimler dünkü merasime âit nedir. iki enstantar Bir tokat yüzünden bir adam öldürüldü Katil: “Sarhoştum, kendimi kaybettim, ne yaptığımı bilmiyorum,, diyor Dün sabah yoktan bir kavga çıkmış, on beş gün kadar evvel vurulan bir tokat yüzün- den bir adam öldürülmüştür. Müdelumumilik tarafından yapılan tahkikata nazaran vaka şöyle olmuş- tur: Bahçıvanlık yapan Mustafa adın- da bir delikanlı bundan bir sene ka- dar evvel Fuad adında biri ile kavga etmiş ve Fuadı balta İle başından yö ralamıştır, Bu suçtan dolayı mah- küm olan Mustafa mahpusiyet müd- detini ikmal edip çıktıktan sonra, yaralanan Fuadın amcasının oğlu motörcü Salih kendisine bu vakayı niçin yaptığını sormuş, bu yüzden çıkan kavgada” Salih de Mustafaya bir tokat vurm Aradan on beş gün geçtikten sonra dün sabah Salih motörlle Anadolu Fenerinden #ldığı sebzeleri sebze hâ- Mine getirip bırakmış ve Küçükpazar- da bahçeli kahveye gidip bir kaç kabzımalla beraber bir masaya otu- Tup motör ücreti hesabi görmeğe baş- Jamıştır. O sirada Salih de kahveye girmiş ve Mustafayı masa başında görünce hiç sesini çıkarmadan bir. denbire tabancasını çekip Mustafaya ateş etmiştir. Göğsünden vurulan Mustafa kanlar içinde yere yuvarla- nınca Salih kaçmıştır. Vakayı haber alan sabita tahkika- ta girişmiş, ve müddeltumumilik ha- berdar edilmiştir. Nöbetçi müddelumu. mi muavini B. Reşad Saka vaka tah- Xikatına el koymuştur. Yaralı Musta- fa krşunun tesirile düşer düşmez öi- müştür. Adliye doktoru B. Salih Hâşim ta- Küçükpazarda hiç | rafından yapılan muayenede atılan kurşunun Mustafanın kalbini parçâ layıp içeride kaldığını bu yaranın te sirile öldüğü tesbit edilerek cesedin gömülmesine ruhsat verilmiştir. Vakayı müteskib kaçan Salih biraz sonra Aksaray civarında yakalanmış- tır. Yakalandığı zaman Salihin cebin- de bir şişe rakı bulunmuştur. Salih dün akşam üzeri geç vakit adliyeye teslim — edilmiştir. Kendisi müddeilumumilikte verdiği ifadede şunları söylemiştir; Motörcü Mustafa Anadolu Fene- rinde çok kabadayılık yapar, herkese küfreder ve döğerdi. Amı n oğ Fuadı başından yaraladığ na da düşman oldu ve sık sık et meğe, kavga çıkarmağa başladı. Ha- reketleri tahammül edilemez hale gek mişti. Bundan on gün kada bana bir tokat vurmuş, fena halde canım yanmıştı. Bu si 1 kahveye girdiğim zaman sar Karşımda Mustafanın oturduj görünce rakının tesirile birde fena halde asabileştim, kendimi bettim, Bundan sonra ne yaptı bilmiyorum. Mustafa vurulup yi lanınca aklım başıma geldi, kaçtım. Müddiumumilik suçlu hakkında ev rak tanzim etmiş ve Salih cinayet su- çundan dolayı Türk ceza kanununun 448 incel maddesine göre ve cürmü meşhud kanununa tevfikan muha- kemesi yapılmak üzere akşam geç vâ- kitkit ağırceza mahkemesine sevke. dilmiştir. Salih sorgu neticesinde tevkif edil. miş, şahldlerin dinlenmesi için mu- hakeme başka güne bırskılmıştır. evvel de İPE K sineması BU AKŞAM Yeni sinema mevsimine başlıyor LOREL HARDI KODESTE 'Türkçe sözlü ve dayânılmaz derecede gülünç, eğlenceli bir mevzu. Filme Nâve olarak: Şanlı Ordumuzun Trakya Manevraları Hakiki Sesli ve Türkçe Sözlü, 1000 metre