pi Eggerth, Pariste kocası Kiepura'yı bekliyor Meşhur tenor Polonyada milli müdafaa menfaatine konserler veriyor Martha, kocasile birlikte Pariste yerleşiyor. Bahçeye bakan güzel bir apartıman bulmak istiyor Jean Kiepura Meşhur tenor ve sinema artisti Jean Kiepura ile karısı Martha Eggerth iki ay evvel Amerikadan gelmişler, Paris- te yerleşmişlerdi. Fakat Klepura bu- rada çok kalmadan Polonyaya hare ket etmeğe mecbur olmuştu. Bunun sebebi dünya vaziyetinin aldığı şekil Üzerine Polonyanın silâhlarını arttır. mak için bütün kuvvetile çalışmağa karar vermesi idi. Halk müdafaa vesa- iti temini için teberrüatta bulunurken iyi bir Leh vatanperveri olan Kiepura buna seyirci kalmağa razi olmamış, hemen Varşovaya koşmuştu. Kiepura iki aydanberi Polonyanın her tarafını gezerek milli müdafaa menfaatine konserler vermekte, şarkı- Jar söylemektedir. Artist bu vazife için herşeyi bir tarafa bırakmışlar. Hattâ Fransada çevireceği filme baş. Jamağı da tehir etmiştir. Martha Eğgerth kocasının gelmesi- ne intizaren Pariste bir otelde otur. makta, kendilerine iyi bir apartıman aramaktadır. Sevimli yıldız diyor ki; «— Bu defa Pariste temelli surette Yerleşeceğiz. Bunun için tutacağımız spartımanın ferah olmasını istiyo. Tum. Apartıman bir bahçeye bakmalı, aydınlık olmalıdır. Herhalde Pariste böyle apartımanlar vardır.» Martha ayni zamanda fransızca ders| Almakta ve her gün iki saat musiki İle meşgul olmuktadır. Martha evvelce hiç fransızca bilmezken şimdi fransız. casını çok İlerletmiştir. Yalnız konu- gurken bazı kelimeleri unutmakta; «Nasıl derler?...» diye sormaktadır. Sevimli artistin fransızca hocası yaş- tıca bir kadındır. Dersleri müküleme şeklinde devam etmektedir. Martha az gaman içinde bir Parisli gibi fransızca konuşmak istiyor. Bunun için ciddi su- rette çalışmaktadır. Klepura Parise döndükten sonra ka- rı koca operada birkaç mühim rol ala. caklardır. Bundan başka filim çevire» ceklerdir. İkisinin bir arada mi oyni- yacağı, yoksa ayrı ayr filimlerde mi rol alacakları henüz belli değildir. Martha Eggerth aslen Macardır. Fa- kat kocasile ayni hisleri beslemekte- dir. Yani Polonyaya kuvvetli surette bağlıdır ve mihver tarafını değil, de- mokrasiler tarafını iltizam etmekte. dir. Martha Eggerth Artist fransızcayı öğrendiğinden çok memnun görünüyor. Bir gâzeteciye demiştir ki: — İngilizce, almanca ve Macarca bilirim. Şimdi fransızcayı ön öğren- dim. Yakında lehceye o buşlıyacağım. Fakat lisan hususunda kocamın ya» nında ben âdeta cahil kalırım. O lehce, macarca, ingilizce, almanca, fransızca, italyanca, ispanyolca bilir. Hem bü. bün bu lisanları pek iyi bilir. Hava almak isterken Pencereden beyin üstü sokağa düştü Galatada bir apariimanin üçüncü katında oturan Yuda adında 65 yaşın. da bir adam evvelki gün fazla sıcaktan bunalmış, pencereyi açıp hava almak istemiştir. Yuda, serinlenmek üzere pencere- den “dışarıya sarktığı srada muvâ- zenesini kaybederek sokağa düşmüş- tür. Tepe Üstü taşlar üzerine yuvarla- nan adamcağızın beyni parçalanmış ve derhal ölmüştür. Adliye doktoru B. Enver Karan tarafından yapılan mu- ayende Yudanın düşme neticesinde öldüğü anlaşılarak cesedin gömülme- sine ruhsat verilmiştir. | E i Yol inşaatı Bir milyon elli bin bin irabk yol yol 31 ağustosta ihale edilecek İstanbulda yenid yeniden ye yapılacak mü. him bir kısmı asfalt diğer kısmıda mozaik parkeden ibaret bir milyon el. W bin Jiralık yol inşaatı 31 ağustosta ihale edilecektir. Bu münakasaya girmek Üzere bazı yerli müteahhidler aldık. ları gibi İstanbul eski kanalizasyon şirketi ile Anadoluda bazı yollar ve gi- mendifer hatları yapmış diğer bir ec- nebi şirket de talip olmuştur. İhale yapılır yapılmaz inşaata hemen baş- eseri için icap eden tedbirler alın- pie nahiye müdürü er rl va müdürlüğüne tayin edil. Anadolu ile İranda at koşturanlar | hayvanı tarif ederken ayakları kalem | gibi derler. Bundan ayakların kalem gibi ince ve düz olduğunu kasdeder- ler, Bu tabir ayakların kalem gibi düz olmasını doğru olarak ifade eder: se de âyakların inceliği devamlı ko- şan hayvanlar için iyi bir işaret de- ğildir. Basra - İle Yemen kıtalarının Ve İramli Acem körfezine yakın mın- takalarında gayet süslü ve ceylân güzelliğinde ince bacaklı at ve kıs- râklar çokça bulunursa da bunlar hiç bir vakit Arap kısraklarının yeri- nİ tutamazlar. En iyi ve devamlı ko- şan hayvanların ayakları kalem gibi düz, yani hangi istikametten bakılsa eğrilik görülmez. Kalın kemikli ve dizkapaklarında farkedilecek kadar geniş; bukağılk denilen kısmın mümkün oldukça dik ve tırnakları- run çizgisiz, düz ve yuvarlak, büyük ve lırnağın meyli 45 derece ve hüy- van dört ayak üzere tabii bir halde İ dururken ayak ve bacak istikameti İ toprağa amud olursa o hayvanın başka bir ârızası yoksa mutlaka İyi ve devamlı koşacağına inanmak lâ zımdır. İ Hayvanın baldır kısmile bacak kıs- mı arasındaki zaviye açık, yani arka ayağın toprağa bastığı noktanın | mümkün mertebe hanep ucunun şa- kul noktasına yakın olması mühim ve | dalma aranılan bir vasıftır. Koşular- | da çabuk kesilen hayvan ya ciğer- lerin müsaadesiz olması yüzünden | iyi nefes alamamaktan, “yahut ayak- | larında ve sağrıda her hangi bir âr- | radan yâhut bukağılığın fazla uzun- luğundan dolayı kesilir. Kısa buka- Bılıklı hayvanlar vakia binicisini sar- sarsa da fazla mukavemetlidir. | Boyun: Başa yakın mahalli ince, omuzlarla göğse bitişik yeri kalın ve ekseriya cldagunun yüksek noktası boyunca yukarı doğru uzanıp hay- vanın başile birleşen boyun iyi koşan bir hayvanın boynu demektir. Bununla beraber cidagunun yük- sek noktasından başa doğru hafif bir ufak kavis yaparak bâşa bitişik olan bazi Avrupa atlarının da devamlı koşular kazandıkları görülmüştür. Hayvanın tabli uzunluğunun en mühim kısmını boyun ile sağrı teşkil etmelidir. Boyunun başa muttasıl | olduğu mahalli ile yanak kemikleri arası ne kadar geniş olursa, yani ya- nak kemiklerinin arası ne kadar g& niş olursa o atın çök devamlı koşuya istidadını gösterir. Baş: En iyi ve makbul baş mu- rabbal denilen baştır ki İngilizler, cins Arap Hamdani atlara mahsus bu nevi başları çok iyi tesalüple kendi atlarına nakletmişler. Böyle bir başta gözler arası geniş ve alin biraz yumru, gözler büyük, açık ve patlak denecek kadar İleriye firlâamiş; kulaklar dik ve sivri; alın. dan burna doğru kuru ve biraz ha #4 çukurluk yaparak burnu teşkil eder. Burun delikleri mutlaka geniş ve içerisi berrak kırmızı olmalı, Arap at cinsinin en maruf hayvanlarından | | Saklâvi losraklarının müstesna ola 18 Ağustos 1939 At koşularında bahsi müşterek Süratli koşan bir hayvanı evvelden tanımak için nelere dikkat etmeli ? rak kulakları biraz gevgeç olur. Ara- bıstanda da her türlü vasıfları havi İki kısrağın yüksek boylusu hemen ekseriya kisa boylusunu geçtiği sa» Bütün fenni ve tecrübevi va- 1 haiz olan koşu hayvanının ko- addüm eden günlerdeki id- belerinde asgari ve âzami zaman zarfında kâtolunan mesafe ile hayva hararet derecesi ve nabzı gözönünde bulundurulmalıdır. Koşu atlarının göğüsleri doğru frlak've geniş olur. Çök geniş göğüslü hayvân üzün koşulara mü- tehammil ise de ekseriyd süratten ileriye kaybeder. Dar göğüslü Hayvanlarda kısa mesafelerde - başka vasif! rinde ise - süratle koşabilir, fak vamlı koşuda gi hr Karın: larla ön geniş kavisle kaburgalar idmarlı karından ayrı olarak hayvanla ve daba 2 de yaklaşmış olur seriya İng koşu hayvanlarının karın ve k gaları böyle görünür. Lâkin daim faaliyette bulunmak suretile idi Arap kısrak ve atlarının kar kaburgalar hizasında ve bazan daha fa e yakın olabilir ve Anâdolu usulile hayvana idmen yaptırılınca k nı büsbütün çekilir ve kaburgal n daha çok yerden uzaklaşmış olu Bel: Hayvanın tabii teşkil eden baş, boyun, bel ve si dan ibaret olan kısımları ayn ayı enerjiler sarfetliklerinden - bu: en zorlusu beldir. Uzun belli ha lara dönüşler güçlük verdiği Üzerine ağırlık ta fazla yorulur. Hayvanm bel kısmı kısa olursa dönüşleri kolay yapabilir ve dairevi koşularda iç tarafta kak maktan çok istifade eder. Çukur belli hayvanlar umumiyetle mukave. metsiz sayılır. Kambur belli hay. vanlar da nadiren mukavemetli ko- şularda muvaffak olmuşlardır. Bu- güne kadar hayvan hakkında yazi- lan ve tavsif edilen uzuvlardan baş, kuyruk, kulak teşekküllerinin mut. laka her iyi koşan hayvanlarda bu- lunması şart değilse de boyun, amu- diyetler, göğüs, sağrı hakkında zikrolunan vasıfların her halde iyi koşan hayvanlarda bulunması zaru- ridir. Geniş sağrılı ve dörtayağının dikliği mükemmel olan hayvanların - başka bir ârızası yok ise - her halde devamlı koşabileceğine inanmak lâ- zımdır. Gelecek yazıda Afrika hayvanlari- le Arabistan şibihceziresi hayvanları arasında görülen farklardan bahso- lunacaktır. Emekli süvari: Aziz Akgönül Çerkes çökerse Yer değiştirecek kiracılara tavsiye | Akşam'ın KÜÇÜK İLÂNLA. RI'nı dikkatle okursanız kendi. nize en elverişli yurdu yorulma. dan bulabilirsiniz. ii halkevinin Paşa yayla gezinisi Aydın (Akşam) — Aydın Halkevi Paşa yaylAsına bir gezi tertip etmiş, birçok zevat, alilelerile bu geziye iştirak eylemiştir. Paşa yaylâsında hep birlik. Samatya nahiye müdürü B. Nuri te yemek yenmiş, köylülerle hasbiühallerde bulunulmuş, mil oyunlar oynan- mış ve çok güzel vakıt geçirilmiştir. “Yukarıdaki resim, Halkevinin Paşa yüy- lâsındaki gezisine aid bir intibadır.