5 Şubat 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

5 Şubat 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RR İngilterede feyezan: Mahsur kalan halka yiyecek veriliyor X4 MM yi ws Fransız . İspanyol hududunda İnzibat tedbirleri ary Üooper'le mulaka “ Fransız yemeklerine hayıldım, Türk yemeklerini de çok lezzetli buldum. ,, Fransız kadınları çok şık. Fakat beni kadınların tuva - etleri, güzellikleri değil, zekâ ve ahlâkları alâkadar eder Paris (Hususi muhaâbirimizden) - Gary Cooper ve zevcesile yaptığım mü- Tâkatın son kısmını bildiriyorum. Ar- tiste sordum: — Mösyö Cooper Fransada en çok neyi beğendiniz? — Fransız yemeklerini cidden pek lezzetli buldum. Pariste bulunduğum müddetçe ne kadar şöhretli lokanta varsa hepsini dolaştım. Fransızların ne kadar kıymetli yemekleri varsa hep- sinden yedim. Fransiz yemeklerini ye- dikten sonra Amerikan yemekleri in- sana pek lezzetsiz geliyor, — Hiç Türk yemeği yemediniz mi, meselâ meşhur 'Türk pilâvı? — Evet, ondan da yedim. Hattâ pi- lâvdan başka birşey daha yedim. Ona ne diyorsunuz bilmem, üzüm yapra: ğında sarılmış pirinç? - Yalancı dolma, Gary Cooper yemek isimlerine pek enterese olduğu için yalancı dolmâyı birçok defa ezberledikten sonra tekrar söze başladı: — Bir ahbabim var bütün lokanta. Jarı biliyor, benim yemeğe meraklı ol duğumu bildiğinden bana Fransız lo- kantalarını gezdirdikten sonra bir de Türk lokantasına götürdü. (Bulvar Senmişel)de bir lokanta. — Türk yemeklerinden daha başka ne yediniz? — Bir et yedim, bu et ufak ufak ke. silmiş bir demire geçirilmiş. İnsanın gözünün önünde pişiriyorlar. Amma ne de güzel kokuyor, onun ismi nedir? — Şiş kebabı, dedim. — Birşey daha yedim, dostum hep- sinin ismini söyledi amma o kadar çok yeri yeni yemekler yedim ki biç biri. nin ism "ımda kalmadı. O yediğim şey de su..c yapılmış amma içinde ta vuk eti varmış. Onu da çok sevdim. Çok şükür ki Pariste çok kalmıyacağım, yoksa Türk yemeği, Fransız yemeği, ondan biraz ötekinden biraz derken midem hastalanacak Hollivuta öyle gidece- gim. — Fransız yemeklerini çok beğen mişsiniz kadınlarını da beğendiniz mi? — Fransız kadınları çok şık kadın. lar amma, bizim Hollivutta da onlar- la müsabaka edecek zarif kadınlar var. Vaklâ ben kadın zerafetinden pek ince anlamam, kadınların tuvâletle- ri de beni alâkadar etmez, sade giyin- miş kadınları daha çok tercih ederim. Gary Cooper ve karısı Sandra Sehaw İ Güzel kadınlara gelince, beni güzellik- ten ziyade zekâ ve ahlâk alâkadar eder. — Fransız filim nuz? — Fransada filimciliğin kısa bir za- man zarfında mazhar olduğu terakki- ye cidden hayret ettim. Birkaç filim gördüm, stüdyoları gezdim, materyel- lerini ve tekniklerini mükemme! bu dum. Temsile gelince cidde: ISUTSUZ. Bir çok filim Hollivuttakilere faik, yap nız bir kusur buldum, o da Amerikadı olduğu gibi muntazam teşkilât yok, meselâ bir sinema şehri yok, stüdyo- lar oraya oraya dağılmışlar, bel lı şirketler yok, herkes kendi he, bir miktar para koyuyor bir filim çı viriyor. Ortada bir sermaye bir endüstrisi yok, Fransız sinemasının en büyük noksanı bu, bu da olmazsa Hollivudu geçeceğine hiç şüphe yok. — Projeleriniz? — Hollivuta gider gitr virmeğe başlıyacağım. Pr gaje olduğum kadar sinemada çalı- şacağım. — Gençleri filim çevirmeğe teşviğe taraftar mısınız? Bu sualime madam Cooper verdi — Garynin de benimde fikrimiz kati yen kimseyi, bilhassa gençleri filim çe virmeğe teşvik etmemektir. Çünkü si- nema çok para kazandırdığı nisbette mahzurlu bir sanattir. Müsabaka, da- imâ müsabaka, heyecan... Bu, bir mes. lekten ziyade bir koşu müsabakasına benzer, nefes almadan koşmak lâzım- dır, biraz ağırlaşacak olursarız parti- yi kaybedeceğiniz muhakkaktır. Bu- nun için sair mesleklerdeki devam ve sükünet bu meslekte yoktur. Ücretlerin yüksekliği bu sanati dai- mi bir müsabaka haline sokmuştur. Herkesin peşinde yüz binlerce kişi var. dır. Bir artist biraz nazlanacak olur. sa hemen yerine başkasını getirirler, Yalnız bu kaldeden büyük yıldızlar is. tisna edilmişlerdir. Çünkü onlar için şirketler milyonlar sarfetmiş, reklâm yapmış ve kendilerini halka tanıtmış. lardır, Onun için onların bir derece. ni nasl buldu- CEYAp ye kadar nazlarını çe Fakat o dereceye kadar yükselmek kaç kişiye naşiptir? Ve yükselinceye kadar ne ke dar müşkülâta göğüs germek 'lüzim- dr? Buralarını düşününce (gençleri filim çevirmeğe teşvik için insanın kalbsiz olmusı lâzımdır, — B, ©,

Bu sayıdan diğer sayfalar: