, 17 Kânunusani 1039 AKŞAMDAN AKŞAMA Memurun inisyatifi Yeni barem kanunile sakın baltalanmasın! Devlet sermayesile alâkadar ai rın bir çok mütalânları varmış. Ak diğım omektuplardaki (o düşünceleri hülâsa ediyorum. Baremin tenkide mevzu olan ana- hatlarından bir kaçı şunlardır: 1 — Memuriyete başlamak, 60 « 80, âli tahsil görenler ise 80 - 90 lira ile olacak. — Âli tahsilini yapmış, yüksek ih- tisas sahibi olmuş bir ferdi, hattâ başlangıçta bile hu şerait içinde ça- lıştırmak mümkün değildir. - diyor- lar. - Bu evsaftakilerin en iyileri ar- tik memur ölmak istemiyecekler, sağa sola dağılacaklardır. Çalışacak- lar ya çok idealist insanlardır, yahut ta kendisinden istenilen randımanı veremiyecek olanlardır. Elbette sırf idealistlere istinad etmek hesahı ren- liteye uygun değildir. 2 — Dört senede bir terfi olacak. Lisan bilenlerle âli tahsili olanlar kıdemden kazanacaklar. — Dört senede bir tefi hakkı, vakıa memuru zahiren istikbalinden daha emin. daha ölçülü bir yoldan yürü- yor gibi göstermektedir. Fakat bu usul aynı zamanda da şahsi kabili- yetlerin meydana çıkmasına mâni olmayacak mı? Bu şekil, dar bir çer- çeve gibidir. Enerjik hamleleri kıra- cak. Memur, muntazaman işine ge- Up usül dairesinde evrakı sevketmek- ten başka bir yorgunluğu İüzumsuz görecektir. Tefiin münhasıran 73- manla mukayyed olması cevval zekâ ve istidadların hakları olan seri in kişafa mânidir. 3 — Memurun bugün aldığı maaş, baremdeki hangi dereceye tekabül ediyorsa o adam, o dereceli memur sayılacak. — Halbuki memurun derecesi bu- gün aldığı para ile değil, gördüğü işle mukayyed olmalıdır. Aksini kabul etmek mahzurludur, Herkes bilir ki, bütün müesseselerde, çok para ahp artık faaliyetini tavsatan bir zümre yanında az para alan, canımı dişine takan, mühim işleri başaran, buna mukabil de «Fibette kadrim anlana- cak. Şimdiki âmirimin başka bir yete gönderilip beni onun yerine getirme» Teri muhakkuktır, Çünkü bilfiil her. şeyi ben yapıyorum!» diyen bir faal gümre vardır, Onların güzel ve - yal- nız kendileri için değil, müessese için de - faydalı ümid ve gayretleri tar- sayacak. -—.. Bu mülâhazaların hepsi de birer birer tedkik edilecek şeylerdir. Çabuk hüküm vermemeli. Memurluk hayatı, mahiyeti itibarile, zaten insanların teşebbüs, o inbyelif (o kabiliyetlerini #örpüler; nizamlar, buna mâni ola- sak mahiyette teessüs etmelidir; bilâ- Her genç memurda: — Şayed istidadımı, iktidarımı is. bat eder, büyük faydalar temin eder- sem, basamakları birer birer değil, üçer beşer sıçramak, seneleri bekle- Bu, herşeyden kıymetli bir «iyi memur zâminis dir. Başka evsafın hakkı | ŞEHİR HABERLERİ Ucuz ekmek meselesi Misir unile ekmek tetkik ediliyor Belediyede toplanan ik iktisad kamis- yonu yeni tip ikinci nevi ekmek mo selesini bugün yarın halledecektir. Kısmen mısır unundan yapılan ve komisyon âzaları tarafından pek lezzetli bulunan bu yeni ekmeğin fakir halk için faydalı olacağı bildi- rilmektedir. Aynı zamanda mugaddi olduğu söylenen yeni mısır ekmeği piyasaya çıkarılırsa halkın senede 3,5 milyon lira tasarruf edeceği tah- min olunmaktadır. Fakir aileler ara- sında günde dört kilo ekmek istihlâk edenler vardır, Bu vaziyete göre gün- de dört kilo ekmek alan bir aile ayda 40 kuruş tasarruf etmiş olacaktır. Vali ve Belediye relsi birinci nevi ekmeği de sureti katiyede ucuzlat- mak kararındadır. Temin edilen 10 para ucuzluk pek az görüldüğünden Belediye fırıncılarla temasa geçmiş- tir. İmaliye ücretinin 190 kuruştan 125 kuruşa indirilmesine çalışılmak- tadır. Bir çuval undan 94 ekmek ya- pıldığına göre 190 kuruş imaliye üc- reti fazla görülüyor. İmaliye ücreti 125 kuruşa indirliirse birinci mevi ekmek 20 para daha ucuzlıyacaktır. İktisad komisyonu yağ ve süt işlerile de meşgul olacak Belediyede toplanan iklisad komis- yonu ekmek meselesini hallettikten sonra şehrin yağ ve süt derdlerile de meşgul olacaklır. Yağ meselesinde evvelâ lağşiş keyfiyeti ele alınacak ve bu derdin halli için alınması icab eden tedbirler tesbit edilecektir. Ka- rışık yağların halkın sıhhatini teh- did ettiği kanaati hasıl olmuştur. Çuval buhranı Bu yoldaki rivayekisi aslı nedir? Son zamanlarda piyasada çuval buhranı baş gösterdiği söylenmekte- dir. Bu rivayetin aslı şudur: Çuval lara, undan buğdayı koruma vergisi tahsil olunduğuna dair damgalar vu- rulup ağızları mühürlenmektedir. Son zamanlarda bazı kimselerin çu- valları diplerinden ve dikiş yerlerin- den delip unu boşalttıktan sonra çu-” valları tekrar kullandıkları, bu süret- le vergi kaçakçılığı yapıldığı duyul- muştur. Bunun önüne geçmek üzere tedbir olarak değirmencilere bundan sonra daima yeni çuval kullanmaları bil- dirilmiştir. Değirmeneiler beher yeni çuval için eski çuvallardan on kuruş daha fazla para verileceğini ve bu masrafın 6kmek fiatlerine tesir etme- sl lâzım geleceğini iddia etmişlerdir. Bu hususta tedkikler yapılmaktadır. —mma uman vikayesi için, sıçramak, sivrilmek he- Karilerimizin mektupları Eşref efendi sokağı sakinlerinin validen dilekleri Feriköy Ergenekon caddesine amud olarak sıra ile Dolapdere, Eşrefefen- di, Bilezikçi, Baysungur, Türkbeyli sokukları vardır. Bu sokaklardan en mamuru hemen hemen &Eşrefefendi- dir. Maatteesüf diğer sokaklarda elektrik ve kaldırın olduğu halde bu güne kadar bü sokak görmemiştir. Anadan ba kalmış olan bu sokak, bu » mür deryasıdır. Hastalarımız için her ne pahasına olursa olsun otomobil bu sokağa girememekte ve bu sebeb- Je evlerimize doktor getirememekte yiz. Ev ve aparlımanlarımız kaldırı #ızlık yüzünden aylarca boş kalmakta- dır. Sokuğımızdan çamur sebe! tacilar geçmemekte, iyi su sakayı günlerer beklemektey ranlıkta evlerimize gitmek için büyük atlanmakla beraber bir ifer tarafa geçmek için taştan geçit yeri veya kalaslarla köp- rü yapmaktayız. Her gün #aatlerce İstanbul halkının dı ini dinliyen hterem Valimizden cadde ve s- kaklar için tahsis etmiş olduğu meb- lâğdan bir kısmını da bu sokağa has- retmesinden büyük bir hayır işleye- ceğini sokak sukinleri namına muh- terem gazetenizi etmenisi derin saygılarımızla Meskür sokakta: 128, 126, 124, 123, 121, 109, 127, 115, 1Y1, 120, 118, 116 numa- ralı ev ve apartıman sahibleri namına 128 sakini €. Şakar Vergi tadil komisyonları Bugünkü şekl Bina vergisi için teşkil edilen tadil ve istinaf komisyonları Vali namına vilâyet veya Belediye erkânmdan bir zalın reisliği altında umumi vilâyet meclisinden, ticaret odasından mün- tahap aza ile vergi tahakkuk baş me- murlarından mürâkkeptir, Bu komisyonlar şimdiye kadar pek az iş çıkarmışlardır. Komisyon âzası- nın çoğu ihtisasları haricinde- olan bir işle meşgul olduklarından verilen kararlar ekseriyetle isabetsiz olmak- tadır. Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lütfü Kırdar, vergi işlerini tanzim etmek ve hâlkın dâ haksızlığa maruz kak mamasi için bu usulü değiştirmeğe karar vermiştir, Vergi tadil ve istinaf komisyonları vergi tahakkuk memur- ları hariç olarak meslisi umumi âza- sından gayri muvazzaf zevattan mü- rekkeb olarak teşkil edilecektir. Bu- nun için kanunda tadilâta lüzum gö- rülmektedir. Bu kanun projesi yakın- da hazırlanarak hükümete takdim edilecektir. Ğ Tekzip edilen bir haber Dün bir gazete Şirketi Hayriye ve Haliç idarelerinin Denizbank tara- fından satin alınması için temasa başlandığını yazmıştı. Bu haber her üç müessese tarafından tekzib edil- mektedir, değiştirilmesi | Sokakta su dökmüş Umumi helâ olmadığından bâkim cezanın iptaline karar verdi Fatih sulh ceza mahkemesinde ga- rib bir davaya bakılmıştır. Ahmed adında yetmiş yaşında bir adam tram- vayla Topkapıya giderken yolda f427- Ja sıkışmış ve Topkapı ile Çapa ars- sında tramvaydan inerek yol üzerine su dökmüştür. O sırada yoldan geçen Belediye memurları ihtiyar Ahmedin bu halini görünce kendisine beş lira para cezası kesmişlerdir. Ahmed bu cezaya itiraz ettiği için evrak Fatih sulh ceza mahkemesine verilmiş ve dün muhakeme yapılmış- tır. Ahmed mahkemede, yolda gider- ken fena halde sıkıştığını ve tramvay dan inince etrafta helâ bulamadığı için meğbüren yolun kenarma bu işi yaptığını söylemiştir. Mahkeme, Belediye idaresi şehrin her tarafına âmmenin ihtiyacına te- kabül edecek kadar umumi helâlar yapmak mecburiyetinde bulunduğu cihetle, Topkapı civarında umumi helâ bulamadığı için mecburen bu işi yapan Ahmed hakkındaki beş li- ra cezanın iyielime karar vermiştir. Otomobil çarpması Askeri doktorluktan mütekald B. Behiç dün Taksimden geçerken ken- disine bir otomobil çarpmıştır. Bu çarpma neticesinde B. Behicin &ol ayağının kemikleri çatlamıştır. Ad- liye doktoru B. Enver Karan dün B. Behici muayene etmiş, müddelumu- milik tahkikata başlamıştır. Yaman dolandırıcı Üç kişiyi dolandıran biri” yakalandı Mehmed adında bir sabıkalı, mua- yene edilmek üzere Gülhane hasta- nesine giden Bahçeköylü Ziya adm- da birinin yanına sokularak: — Oradaki doktorları ben tanırım. Kendilerine söylersem seni iyi teda- vi ederler, Diye kandırıp beş lirasını dolandır- muştır. Mehmed, köprünün Yalova iskele- sinde bilet almak isteyen Hasan adın- da 72 yaşında bir adamı da: — Ben memurları tanıyorum, Sâ- | na ucuz bilet alayım. Diye kandırmış ve üç bilet alıp üst tarafını iade etmek üzere adamcağı- zın beş lirasını alarak kaçmıştır. Top- kapı civarında Osman adında birinin de beş lirasını dolandıran Mehmed nihayet yakayı ele vermiş ve dün ağ- iiyeye teslim edilmiştir. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde yap lan sorgusunda Mehmed, Bahçeköy- Tü Ziyanın parasını dolandırdığını in- kâr ve diğer İk! cürmünü itiraf et- miştir. Hâkim kendisini tevkif ede- rek tevkifhaneye göndermiştir, Vali ve Belediye Reisi imar plânını tetkik etti Vali ve Belediye relsi Dr, B, Lütfü Kırdar, dün gene şehrin imar plânı etrafında tetkikler yapmış, bazı iza- hat almıştır. İSTANBUL HAYATI İşin kolayını pe, : öğretmiş! Elindeki kese kâğıdını havaya kalk dırmış, kalabalığı yarıp ön sahanlığa doğru ilerilemeğe uğraşıyor ve müte- madiyen bağırıyor: — Varda... Elimdeki kâğıda dokun. mayın ha... İçinde tehlikeli şey var... Ön kanapede oturan kendi gibi ko- ca göbekli, çember sakallı adamın ya- nına kadar ileriledi, elile omuzuns vurdu: — Maşallah, nereden teşrif böy. le? Karşılıklı uzun bir hatır sormadan sonra: — Ah, dedi. Benim halimi sorma, Şapkacıdan geliyorum, Şapkacı de- yince bütün sinirlerim ayağa kalkı- yor. Nedir o kadın şapkalarının hali? Kimi çan kulesine benziyor, kimisi, tepesindeki kocaman tavuk tüyile yel- ken açmış sandalları andırıyor. Hele dün bir genç kızın başmda gördü- ğüm şapka büsbütün âsabımı bozdu; Kömür salapuryasından hiç farkı yok... Bizim kız da: «İllâ yeni moda şapka isterim.» diye tutturmaz mı? Eh, genç kızdır, ister ya! Pekâlâ, am- ma, biçimini ben intihap edeceğim dedim! İki gün iki gece düşündüm. Hani, şöyle biraz uygunca olsun diyon dum. Nihayet aklımdan bir biçim uy- durdum, şapkacıya tarif edip yaplır- dım. Bakalım sen de ime mi. sin? Kese kâğıdını itina ile al içinden acaip bir şey çıkardı: Siyah, değirmi bir keçenin kenarları dış tarafa kıvrıl- mış, ortası kubbelenmiş, tepesine kır- muzu çuhadan horoz ibiği biçiminde bir püskül yerleştirilmiş. Bir kenarın- da da kırmızı boyalı, kocaman bir hin- di tüyü... — Nasıl? Pek hoş değil mi? Tüyüne varıncaya kadar hepsi tamam. Öteki gülümsedi: — Bizim beğenmemiz kaç para eder? Asıl mesele küçük bayanın beğenme- sidir. Bizim kız pek titizdir. Böyle şey- lere beni hiç karışlırmaz. Maşallah sizinki uysala benziyor. Şapka sahibi, ahbabının kulağına doğru eğildi: — Bizimki de titizdir amma, ben ona işin kolayını öğrettim. Akraba- dan birinin oğlu geçen sene Avrupaya tahsile gitti, Şimdi bizim kiz ne alsa, ahbaplarına: «Avrupadan getiritik, En son moda imiş.» diyor. Herkes be- ğeniyor ve derhal taklide başlıyorlar, Tabii bu şapka da Avrupadan gelmiş olacak ve hemen taklid edecekler, Bel ki sizin küçük bayan bile bundan yap- tıracaktır. Malümya, kadın tuvaletle- rinde moda taklidi, zarafete de, yakı. şığa da hâkimdir. Cemal Refik imassamansasssasasasesesesarı .asmın İki hırsız çocuk mahküm oldu Rasim ve Mustafa adlarında on s8- kiz yaşlarında iki çocuk Şehzadeba- şında bir tiyatro gişesinden bilet ak mak istiyen Rifat adında birinin yar nma sokularak pantalon cebinden on yedi lirasını çalmışlardır. Fakat Rifat işin farkına varmış ve derhal polise haber vererek çocukları yaka- latmıştır. Çaldıktan sonra aralarında taksim ettikleri paralar da meydana çıkarılmış, iki çocuk mahkemeye ve- rilmiştir, Dün Sultanahmed üçüncü sulh ceza mahkemesinde yapılan muhako- me neticesinde Rasimle Mustafanın birer buçuk ay hapislerine karar ve- rilmiştir. — Sen bizim büyük vâpurların görünüşüne bakma bay Amca... —. Fıkırdak tazeler gibi hafif bir dalgada yerlerinde duramaz, yalpa larlar, amma... .. Geçen gün bir hesap yapım » Trak, Etrüsk gibi yeni yetişmeler müstesna - ötekilerin en genci elli e « Bu hesap vapurlarımızın eski- liğine delâlet ederse de bir bakıma uslu, akıllı, feleğin çemberinden geç- miş, tecrübeli olduklarını da gösle- riri B, A, — Zannelmem, öyle olsa bir fırtınada on tanesi birden karaya oturmazdı!,.