ENEEENEEEA NN UEAAAENAKEEEEEE ENE BAEEEEEEEUEEEANEEESEAKASANUEAANEN ço- mak için onlar r, İşte, bu adam da ge | bir yandan da oğ- tmemesini sıkı ışir, e alışveriş ıp, çu rek değir- Bizim ri arabaya yükleye olun boylamış. Tam iğinde bakmış ki de- Babar at ederdi, ki bâri, ötekine gide- r dolusu mende öğ veris etme, derdi, akılı ve tec» nci, vaziye- anlıyarak arkadan, ardan ikinci de- Çocuks ikihel değir- e, bakar, onün sahibi Bu sefer de üçüncü değir- eye kar Faki ten rübeli ol olacağını »€ gitm erir. Üçüncü de; ne geldiğinde onun nu ve öleki benzediğini başka değirmen mecburen da sal se oldu değirmenci! yek çok r, fakat köyde buğdayları nadığından burada öğütür Köse de) der »enci genç köylüye simdi ikimiz de birer yalan ngimizinki daha üs- lar onun olacak, Buna ise İlk-evvelâ sen başladı henüz ya | budak salıverdi, uzun köprüler oldu. Ki velâ adamlar, sonra atlılar, daha 5 ra da arabalar geçmiye başladı. Bir gün un kabak istedi. Mal benim değil mi? Baltamı aldım, gittim bir ye vurdum, fakat benim balta bağın içine kaçtı, o da benim, ben de arkasından girdim, dolaştım, do- Za ben ne edeyim? Idı yaratılalı Bağdad irkin bir in- nya yarat Abdi görülmemişti ı k bakıla- bil üzüne nı olduğunu bütün aynaları mü görmeğe ta- hamm Bir gü lasivken tün kam sadrızamı ile sarayda do- n uğradı. Biü- ı Büyük bir ytu bir köşesinde gözüne bir adı, aynanın karşı- lı dikkatlı seyret- müddet sonra gözlerinden yaşlar l akıyrdu. Sultan hıçkıra hıçkıra ağlı- | yordu. Uzun müddet çirkin yüzüne bakıp Deniz tutan balıklar nırmısınız? Deniz tutan balıklar | i bilginlerinden | wğe memur eğildi. l omları vapura yükle | rasıng, girdi. | Budala bir o kurander iliklerime işliyordu. Hastalanacağım diye yüreğim ötü- Hebennaka bir arkadaşına anlatıyor: Pendiğe gidiyor- oturmuştum... nniyor, müdhiş Tkincikânun Bilmecesi yomdaki balıkların ne âlemde oldu- gunu anlamak için gidip bir göz atı- yordu. Balıklarda bir acemilik vardı. Kâh sırt üstü uzanıyorlar, kâh yan yatıyorlardı. Âdetâ sersemlemişlerdi. Vapur Halifaks limanına girdikten sonra balıklar da tabii hallerini aldı- lar, yordu... Pı ağzında dondum, son» | 'T& Pendiğe kadar, böyle ka- , arana EDEN n harfini atıp sağdan sola dm kışın yağan olur?.. Suhandan 25 Eği Se Ziya Arıca ştım, Bana, ne ara- neye geldiğimi sor aradığ len sönra ımı söyledim. Uzun bir gülüş- «İlâhi, dedi, ben burada devemi kaybettim, saçımı ağarrtım, kırk senedir ari- nadım... Sen ufakbir hiç bulamazsın!» Bunun üzerine oradan çıktım. İ Değir inin lâfından sonra genç köylü söze başladı: - Bizim arılarımız vardı. Ben her | n rı sayar, tam haberini ba- | irdim. Gene bir akşam say- | arı kovanda yok. Gidip im ki: «Topal arı yok> aben babam: «Horozu eğrle a çıks dedi, Cins horozlar- dan birini eğerledim, dağ tepe aştım, nihayet topla arıyı buldum ve getir- | dim. Getirdim amma, horozun ense | sini eğer vurmuş, açılmıştı. Hemeh ek- mek içi ile cevizi dövüp, yaraya itina | ile bağladım. Kısa bir zaman sonra zavallı horozun ensesinden birşey | nden güne büyüdü, koca- viz ağacı oldu. Mahallenin | yaramaz afacanları ceviz düşüreceğiz | diye taş toprak ata ata, orasıni bir | tarla haline soktular, Ben de orayı im, buğday ektim, işte şimdi de öğüttüklerim babama i Bunun üzerine köse değirmenci: — Senin yalanın benimkinden haydi unlarını al da, gü- ıllan, para da istemem, nç köylü de memnun, çifli- ğine döner, ağladı. Yanımda sadrıâzamı da ağlıyordu. n göz yaşlarını sildi, sadrıâza- ıdan çekti: dı, gel gidelim, dedi, Fakat sadrıâzamın göz yaşları dur. muyor, ağlaması kesilmiyordu. Sultan kızdı: — Ne oluyorsun yahu!... Ağlamak- la gülünç oluyorsun. Çirkin olan sen değil, benim... Badrıâzam içini çekti: Siz bir dakika yüzünüzü görüp ağimliDn ya ben, ne.edeyim ki yüzü- nüzü her gün sabahtan akşama ka- dar görüyorum... Ve gene ağlamağa başladı, Bu balıklar tatlısu balıkları değil, Açık deniz balıklarıydı, En fırtınalı denizlerde, meddücezri olan sularda yaşıyan balıklardı, Mesele anlaşıldı. Sudan çıkarılıp yapura bindirilen köpek balıklarile balina balıklarının sallanmağa ta hammülleri yoktur, Bu balıkları de- hiz tutuyormuş!... — Peki neye yer değiştirmedin! — Nasıl değiştireyim istiyorsun, kiminle değiştireyim, vağonda yapa yalnız, ek başına idim. Adres..... ime bulunuz. Soldan sağa okursanız boynunuza takarsınız, sağdan sola okursanız Denizban. ur idaresi olur. an cildi ile r demir safha olsun, harfli yamanın sonuna bir harf koyunuz, Yağ, petrol gibi şeylere kap yapılan üstü ecemizi doğru halledenlerdenBirinciye: 10 lira, İkinciye: 5 lira, Üçüncüye: Güzel hir dolma kalemli kurşun kalem, Ayrıca yetmiş yedi kariimize da muhtelif hediyeler verilecektir. KANUNUZA ,Meraklı şeyler Ağaç Bu Pirene köpeği yer yüzünün en uzun boylu köpeğidir ve yer yüzünde bir eşi daha yktur. Bütün köpek ser- gilerinde birinci mükâfatı kazanmış olan bu hayvanın değerini dir edemiyorlar. Her halde bir kaç yüz bin lira kıymeti var, KARDAN BAR Fransada Dijon şehrinde resmini gördüğünüz ağaç herkesin nazarı dik- katini çekmektedir. Bu hakikaten ga- rip bir ağaçtır. Yüksekliği 15 metre dir. Buna mukabil gövdesi 32 santim- tir. Bu ağaçın fidanı Japonyadan getirilmiştir, Bu sene her tarafta karakış var. Biz burada İstanbulda ilkbahar havası yaşarken Şark illerimiz kar altındadır. Avrupanın bir çok şehirlerinde de kar bir metreyi buldu. Resmimizde Tirolda kardan yapılmış bir bar görüyorsu- nuz, Kayak sporu yapanlar bu kar barda gelip içki içiyorlar... Yeni ve eski Dalgıç mı? Su... Su i Mısırda bugün hâlâ sakalar vardır, Vaktile İstanbulda uzun tulumlar. la su satarlardı. Bugün hâlâ Misir da resimde gördüğünüz şekildeki tu- lomlarla: Su... Sul... diye feryad ederek mahalle aralarında su salan sakalar dolaşır. nüz adama bakınca; Denizin dibine inmeğe hazırlanan bir icad eden kolonel Herera" Bu âleti lead eden kolonel-Herea'dır, Bu ületi takan adam, gök yüzünde 18,000 met- rTeye kadar yükselebilir,