10 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

10 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—& Kürkler Kışın nasıl muhafaza etmelidir? Yazın kürk mantolar, yakaları, tilkileri güvelerden muhafaza etmek için uğraşmak lâzımdır. Kışın da gi- yilen kürkleri tozdan, kirden, yağ» murdan muhafaza etmek ister, Tüylü olduğu için kürkte çok toz saklanabi- Xir. Kürkleri temizlemek için en ba- sit çare sudur: Açık renk kürkler için toz halinde manyezi, koyu renkler için kepek al malı, Bunları derin bir kap içerisinde fırına koymalı. Bunlar güzelce wın- dığı zaman, temizlenecek kürkü bir masa üzerine yaymalı. Kepek, yahut menyeziyi bolca olarak kürk üzerine serpmeli. Bir saat sonra kürkü iyice uvalamalı, sonra ters trafından bir in- ce bastonla vurarak silkmeli, üstün- den fırçalamalı ve güzelce silkmeli. Kürk tamamile temizlenir, Şimdi bunların yeni gibi parlak ol- ması için daha bir ameliyeye ihtiyaç vardır. Lütr mantoyu benzine batırıl- muş bir bezle silmek kâfidir. Astrakan için iç ceviz almalı, yarım yarım cevizleri astrakanın tüyleri üze- rinden geçirmeli. Cevizdeki hafif yağ kürkü parlatır, Pulen ve kısa tüylü kürkleri parlat- mak İçin bir fanlle üzerine biraz ma- yi halinde vazelin yağı akıtmalı, ve bu fanile ile kürkü yukarıdan aşağı- ya silmelidir, Yirmi dört saat sonra Üzerine kepek serpmeli, el ile uvala- malı, silkmel ve yumuşak bir fırça ile fırçalamalıdır, Kürk yeniden farksız olur. Yağmurdan ıslanan her hangi bir kürkü olduğu gibi bırakmak doğ- ru değildir. Üstündeki suyu silmemeli, yice silkmeli ve üzerine bolca asit borik serperek ateşten uzak bir yere yaymalı. Sekiz on saat sonra asit bo- rik bütün yaşlığı çektiği için kürk kurur, fırçalanmca eski halini alır. Asit borik toz halinde değil, parlak küçük parça olarak kullanılmalıdır. Dikkat edilecek diğer bir noktada kürklerin cilde temas etmemesidir. Manto yakaları içerisine dalma bir €şarp konmalıdır. Tilkilere gelince, yağmurdan ısla- yırsa başından tutarak iyice silkmeli ve başından, ateşten uzak bir yere asmalı, Katiyen silmemeli ve fırçala- mamalıdır, Bir tutam kahve bir odayı dezenfekte eder 'Toz kahve odanın havasını gayet İyi dezenfekte eden bir maddedir. Ateşte yakılan bir tutam toz kahve | hem iyi koku verir, hetn de odayı de- | zenfekte eder. İ (CAkşam)ın edebi romani YAPRAK AŞISI BURHAN CAHID — Değirmenderede bunun minimini | bir eşini yapmak mümkündü. — Değirmendereyi ne çabuk hatır- Jadın! Birdenbire irkildi, ellerimi tuttu: — Asla o fikirle söylemedim. İnan. Gözlerimin içine bakıyor. Beni şüp- heden kurtaracak kelimeler arıyor. Saçlarını okşadım — Müsterih ol, Maksâdını rum. Lâtife ettim. Onu teskin ettiğim halde biraz son- ra Montekarlonun en güzel köşelerin- den biri olan Jardın Exotigue'i gezet- ken Değirmendereyi hatırıyan ben oldum. Biribirinden güzel kalın yap- raklı, koyu yeşil sıcak memleketler ağaçlarını görünce dayanamadım hay- kırdım: — Bunları bizim anlıyo- Değirmenderede Devam edemedim. Onun parmakları düdaklarımı kapattı. Hislerimi bu ka dar İyi anlıyan insandan ne esirgeye- bilirim. s. Öğleden sonra giyilen elbiseler ekserisinde eteğin bolluğu önde top- lanmaktadır, Birkaç model dercediyo- | Tuz: 1 — Siyah krep saâlenden elbise: Eteğin aşağısından gelen kloş bir par- ça öne bolluk vererek kemer vazife- | sini görmektedir. Dört köşe açılan de- Sirkenin saf olup olmadığı nasıl anlaşılır? Üzümden yapılmış halis sirkenin vücüde zararı yoktur. Yalnız satın alı- nan sirkenin halis olup olmadığını anlamak için şu tecrübeyi yapmalı- dır: Az miktar sirke içerisine bir tutam toz kola atarak ateşte yirmi dakika kaynatmalı, sonra bir damla tentür diyot Hâve etmelidir, Eğer sirke saf ise rengi mavi olacaktır. ! Beğ İ Elma kabuklarından çay | Yenilen elmaların kabuklarını at- mıyarak bunlardan çay yapmak müm- kündür. Gayet ince soyulan kabukla- rı süzgeç içerisine yuvarlak kesilmiş bir parça limonla beraber koymalı. Üzerine kaynar sicak su haşlamalı. Süzülen suyu tekrar süzgeçteki elma» lardan bir daha geçirmeli Hasıl olan açık çaya şeker koyarak içmeli Vücu- da çok faydalıdır. Tefrika No. 25 Küçük, temiz bir plâj. Sabakın er- ken saatlerinde tenha idi. Biz çıkarken o kadar kalabalıktı ki $ dım. Deni ze girmekten ziyade deniz kıyafetini göstermek ister gibi plâjda dolaşan biribirinden şık, çiçek gibi genç kız. lar. Necmi bey dedi ki: — 'Tahminin yanlış değil, Bu plâj- larda Parisin büyük moda mağazala- rini mankenleri dolaşır, — Fakat hepsi de manken olamaz ya... Öyle şık deniz kıyafetleri var ki! Plâj âdeta renk renk mozaikleri, çiçek- leri ile göz alıcı bir bahçe gibi. Necmi beyin yemeğe kadar bir kot- ra gezintisi teklifi hoşuma gitti. Birkaç saat için sandal gibi, otomo-| bil gibi tutulan biribirinden güzel kot-| ralar var. Bu kotra gezintisi çok ho- şuma gitti. Sahili denizden ve uzak- tan seyretmek de keyifli, Burada oyun, eğlence, spor, lüks ve inziva hepsi bir İ ni karıştırarak iyice halletmeli, son- arada. Benim Değirmendere inzivası gibi değil. Yukarıda tepelere serpilen yeşillik- koltesinin Iki yanmna porselenden renkli birer gül konmuştür. 2 — Şarabi ipekli jerseden elbise: Bluz ve eteğin önündeki büzgüler bok Tuk vermemektedir, 3 — Lâcivert muareden elbise: Bü- tün bolluk eteğin önüne toplanmıştır. Muslin gatosu 150 gram pudra şekeri, 150 gram patates unu, 40 gram un, 30 gram pi- rinç unu, 4 yumurta, bir küçük kahve kaşığı vanliya almalı, Un, pirinç unu ve patates ununu karıştırarak elemeli, Diğer taraftan yumurtaların akla- rını ayırarak bir kap içerisinde muha» faza etmeli, Sarıları ile pudra şekeri- ra karıştırılan ve elenen unların yari- sını azar azar ilâve etmeli, telle kö- pürtülen yumurta aklarının yarısını karıştırmalı. Sonra kalan unu, ve ni- bayet te kalan yumurta aklarını ilâ- ve etmeli. ( Bu hamuru telle vurmalı, kaşıkla ıkarıştırmalı.) Yağlanmış bir kalıbın içerisine ha- | fifçe un serptikten sonra hamuru dök- meli, Yarım saat orta hararette fırm- | da pişirmelidir, ları yaşıyorlar. Haftada bir defa gazi- | noya inip eğlenenler de pek çok. Yarın Menton'a gidiyoruz. söz Burasını Nisten ve Montekarlodan daha çok beğendim. Hele tepede çam- lar içinde gördüğüm bir pansiyon o | kadar hoşuma gitti ki burada birkaç gün kalmayı düşündüm. Fikrimi Nec- mi bey derhal kabul etti. Burada oyun yok, eğlence yok. Da- ha ziyade istirahat edenlerin tercih et- tikleri bir yer, Ertesi gün (Ve de Roseje yerleş- tik. Bizden başka yaşlı bir İngiliz karı koca var. Kadın bembeyaz saçlı. Er- kekde saç da yok. Fakat hâlâ balayına yeni girmiş genç sevdalılar gibi biribir- lerine sokuluyorlar, .. Menton'a yerleştiğimiz gündenberi daha mesudum. Burada deniz kostü- mü teşhir eden sarı bebekler yok. Her sabah arkadaki çam ormanında uzun gezintiler yapıyoruz. Kendimde bir kuş hafifliği hissediyorum. Hayata yeniden doğmuş bir insanın her şey- den zevk almak isleyişini kim çok gö- Tür. Saadetimi yudum yudum tatmak ihtiyacındayım. Bu hayat rüya değil. Bayal değil, Artık yaşıyorum. Saadet diye bilmeden, esrarını kâavramadan sevdiğim ve özlediğim dünyama kavuş- Yakasının iki tarafına ve kemerine taşlı klips ve toka konmuştur. 4 — Kahve rengi kadifeden elbise: Yakasının drapesi altından bir altın işleme beline kadar inmektedir. 5 — Mor ince krepten elbise: Bütün ön kısmı ince plise yapılmıştır. Lâme kumaşlara eski parlak- lığı nasıl verilebilir? Lâme kumaşlar, simli işlemeler mo- dadır. Bir müddet kullandıktan son- râ bazan bunların parlaklığı solar. i Kumaşlara ve işlemelere eski halini vermek için ispirto kullanmalıdır, İs- pirtolu bir bezle sildikten sonra kuru bir fanile ile parlatmak kâfidir, Bütün lâmeden kumaşları ise sıcak taze iç ekmekle uvalamalıdır, Lâme derhal eski parlaklığına avdet eder, Ses kısılması Havaların yağmurlu ve sisli devam etmesi nezle ve 865 kısilmasına S5€- beb oluyor. Bu iki rahatsizlik için de su içine atılan mentoldan çıkan buğuyu teneffüs etmek faydalıdır, Fıkır fıkır kaynıyan sıcak suyu bir tas veya kâse içine koymalı içine ilâcı attıktan sonra odada açıkta bi- rakmalı, Çıkan buharları teneffüs et- mek nefes borularını dezenfekte eder. Burada ömrüm oldukça kalmak iste. rim. İşte asıl sükün ve İnziva burada. | İçimi zehirliyecek hiç bir endişem yok. | Montekarlo uzakta ve biz etrafımızı Çeviren çam ormanı içinde güller, ka- i ranfiller, begonyalar arasında mesud yaşıyoruz. İhtiyar İngilizlerle dost olduk. Eğer cernet tabiatın içinde İse onlar ve biz bu cennetin ebedi misafirleriyiz. Mazi yok. Geriye, düne aid bütün hatıraları unuttum. Bu kışın sonun- da yeniden canlanan ağaçlar gibi ne- şeliyim. Kalbim tmid, sevinç ve saadet dolu. Genç kızlığı bâba evinin dar çerçe- vesinde, evlilik hayatı İstanbulun ki- bar diye ifade edilen yaldızlı fakat iğ- reti ve kof cemiyetinde geçen bir ka- dın için bu dünya mutlak saadet de- gü mi? Ne olur bugün yirmi üç yıl evvel baş- lasaydı? ve Öğle yemeklerimizi bahçede yiyo. ruz, İhtiyar İngilizler karşılıklı iki pi- iyana uzanıyorlar. Biz de bir iki par- ti tavla oynuyor, sonra gündüz uyku- suna gidiyoruz. Saat dörtte küçük bir kahvaltı ve sonra akşam gezintisi. Bazen bir bu- çuk, iki saat yürüdüğümüz oluyor. Yorgunluk duyduğumuz yerde eğer İK HONAZ Moda haberleri Siyah tayörler öğleden sonra en fazla giyilen elbiselerdir. X Lâmeden, krep satenden ve dantelden bluzlar bu tayörlerle gi- yiliyor. * Şapkalar küçük ve yassıdır. Üzerine çiçek veya tüy konulu- yor. X Büyük manşonların üzerine çiçek iliştirmek modadır. * Öğleden sonra giyilen siyah elbiselerin yakaları umumiyetle kapalıdır. Bu elbiselerin üzerine gayet enii ve elmastan gerdanlık. lar konuluyor. » (âAnyo raze) denilen kürkten şapka, çanla ve eldiven kapakları yapılıyor. X Renkli muareden öğleden son ra elbisesinden maada balo tuva- lett de rağbettedir. A Birkaç renk ipek ve simle ki rışık ensiz galonlarin cibis süslemek modadır. | UŞKULLERE CEVAP | Meyvalı kek ntaşı Emlik enddesi, Leyli Meyval: kek tertibi şudur: 250 gram pnd- ra yekeri, 900 gram un, 250 gram İere- yağı, 250 gram kuru ürüm, 150 gram meyve şekerlemesi, bir küçük kadeh rhum, 6 yumurta, dört kahve kaşığı baking, bir tutam tuz. Akşamdan üzümleri ayı şekerlemesini küçük parçı ederek, derin bir kap içer y üzerine rhumu dökmeli, ağını kapamalı. Ertesi sabah, tereyağını hafif ateşte su- landırmalı, yere indirerek içerisin keri atarak eriyinceyâ kadar karış i sonra Öylece bir çeyrek, Yirmi dakika bırakınalı. o Yumurtaları tel ile vura- rak köpürtmeli, azar Şekerli yağ içerisine karıştırarak akıtmalı, un elene- tek içerisine bâking ve tuz karıştırdık- tan sonra ilâve olunmalı. Nihayet te üzümle meyva şekerlemesi karıştırarak yağlanmış kek kabına Gökmeli ve orta hararetli fırında 40 dakika pişirmeli, 2 — Fırının sıcaklık derecesini #nia- mak için kızgın fırinin içerisine bir par- ça beyaz kâğıd koyunuz. Firin çok kız- gın ise kâğıd siyah olarak yanar, orta cakbıkta ise kâğıd koyu sarı olur, sıcak ise Kâğıd da hafif sarı olur. Yılan derisinden çanta ve ayakkabı nasıl temizlenir? Metike R,: Yılan derisinden çanta ve ayakkabını temizlemek için 60 gram kay- nar sıcak'su içerisinde 90 gram rende- lenmiş beyaz sabun eritiniz. Soğuyunca sine $ gram amonyak karıştırımz ve hiülü temiz bir fanili parçası ile veya ayakkabına sürerek temizle- yana oturuyoruz. Güneşin haşm retmek için bir tepe keş- fetlik. Keklikler, yaban kazları ile do- lu bir yeşil tepe. Burada yürürken tü- biatın en bakir kokuları nefeslerimize kanı r. Tepede ihtiyar bir fıstık ağa- cı Kükleri bir koltuk gibi tür yapmış. Bu dar yer ikimizi de için bizi biribirimize karıştırıyor. Bu tepe bizim Akropolumuz. #ş Bu sabah gezintisinden yorgun ve terli döndük. Hava çok sıcaktı, Ban- ya için hazırlanırken Necmi bey: — Artık buranın mevsimi geçiyor. dedi. Daha şukarı çıkalım. Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi somurttuğumu gören Nesemi bey güldü: — Şimalde daha güzel, daba tenha yerler bulacağımız muhakkak. Hislerimi sezmekte o kadar muvaf- fak oluyor ki, mukavemetim kırılıyor. Bu emniyetle cevap verdim: — Olur. Sen bir program hazırla. Yemekten sonra Necmi bey düşün- düğünü söyledi: — İstersen mevsim geçmeden doğ- Tu Parise çıkalım. Sıcaklar basınca Fas riste eski neşe kalmaz. Orâdan İsviç. reye geçeriz. Ben Almanyada tahsilde iken bir mevsim İsviçreye gelmiştim. Dağlar çok güzel oluyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: