10 Kânunusan! 1939 —— — AKŞAMDAN AKŞAMA | 4 Genç nesil ve belediyecilik Bu son günlerde yapılmış: — Şehrin kirlenmemesine siz de göz kulak olun! - denmiş. Ötedenberi şu fikir hâkimdir: — Ah şu çocuklar, ah... Tek dur. marlar; bir sürü muzırlıklar yapar. lar... Yıkarlar, kırarlar, dökerler... Ne fena tahrip insiyakları vardır. Hoş iftirada değil ya... Mahalle çeşmesinin musluğunu koparan, yeni boyanmış bir duvara tebeşir süren, çöp tenekesine bir tekme vurup ka- çan, ilh ilh küçük çapkınlara sık sık rastlarız. Annelerimiz bazan bir politika gü- derler: — Kilerdeki reçel kavanozuna göz kulak ol, oğlum! Aman kimse ilişme- sin! - derler. Halbuki evde göz kulak olunacak zâ- ten çocuktan başka kimse yoktur. Kediye peynir ısmarlanırcasına, onun hissiyatından; gururundan istifade edilmek istenir. Bilmiyorum bu tamim de ayni mü- lâhaza ile mi yapılmış? talebeye tamim — Talebeyi pohpohhyalım, koltuk- layalım da ortalığı kirletmesin, harap etmesin... - diye mi? Ben, kendi hesabıma bu işi çok da- ha ciddi ve samimi telâkki ettim. Mektep hayatı ki, senelerce süren ve ömrümüzün pek ehemmiyetli bir çey- reğini yutan mühim bir baskı, telkin safhasıdır; maşeri terbiye namına sadece: — Kirletme! - yi mi öğretecek? Kubilây vakası münasebetile Me- nemende muhakeme edilenler arasın. da bir Lâz Hoca vardı: — Bir insan, bir şeye İnandı mi ona karşı müteaddi (yani faal, aktif) ha- reket etmezse tam insan değildir! - demişti. Genç münevver neslin kendi muhl- tile alâkasını sırf oKirletme, bozma» ile «pasif» şekilde tahdid etmeyip de telkin ve terbiyeyi «Temizle, yap!» haline getirmek lâzımdır. İtirazları biliyorum: — Amma da yaptın! Bunlar, çöpçü mü? Belediye çavuşu mu? Ancak kötü bir evin hanımları, bey- | leri, oğulları, kızları ev hizmetlerini | taşradan gelmiş, işten anlamaz az üc- | retli hizmetçilerin eline bırakırlar; ve tabii ortalığı pislik götürür. Anane- si iyi kurulmuş bir ailede ise, manzara bambaşkadır. Küçük büyük o herkes, hizmetçi ve uşakla beraber, paçaları sıvar; ve işte ancak o zaman, ev eve, bahçe bahçeye benzer, İstanbulun temizlik işlerile uğraşan ücretli insanlar, bu işi başarabilmek keyfiyet ve kemiyetinde değildirler. Ancak o bahsettiğim mükemmel-ana- neli evlerde olduğu gibi (ve bazı garp komünlerinde olduğu gibi) çoluk ço- cuk, belediyecilik faaliyetlerine gönül. lü olarak, amatör olarak iştirak et- meği Adetlerimize karıştardığımız gün sokağımız, meydanımız, kapımızın önü, yollardaki ağaçlarımız, mezbele halindeki arsalarımız abus, müstek- reh çehrelerini değiştireceklerdir. Halkevlerinin ve mekteplerin reh- berliğile böyle bir ananeyi yeni nesle aşılamanın çaresi yok mudur? Ne yapılabileceği, bir şey yapmak için gençlere neler öğretilebileceği tetkik edilemez mi? Müsabakalar açılamaz mi? Kendiliğinden faaliyetler göste- renlerin mahallesi bir umran yardı. mile mükâfatlandırılamaz mı? ŞEHİR HABERLERİ Uskumru az Iki gündenberi fazla torik çıkıyor Uskumru flatleri yeniden yüksel- miştir, Perakende fiatler 25 - 35 ku- Tuş arasındadır, Flatlerin artmasına sebep az balık tutulmasıdır. Dün 10,000 kilo kadar uskumru çıkmış ve dahilt sarfiyat için toptan 17 - 20 ku- Tuş arasında satılmıştır. Torik bol tutulmaktadır, Dün 23 bin çift torik tutulmuş ve için 15 - 16 kuruş arasında satılmış- fır, Alıcılar İtalyanlar ve Yunanlılar- dır. Balık gemilerinden bir kaçı dün Yunan ve İtalyan limanlarına hare- ket etmişlerdir. Orkinos balığı Amerikanın talebi büyük alâka uyandırdı Amerikanın Türkiyeden mühim mikdarda orkinos balığı mübayaa et- mek istemesi şehrimizde alâka uyan- dırmıştır. Dün birçok firmalar alâka- dar makamlara müracaat ederek bu hususta malümat istemiş, nasıl ha- reket edeceklerini, orkinosu oAmeri- kada hangi firmalara gönderecekle- rini sormüşlardıf. Bazı tacirler de dün Amerikan ticaret nlaşesile temasa geçmişlerdir. Orkinos; her cins balığın bol çık- tığı sularımızda balıkçıların hiç d9 iltifat etmediği bir deniz mahsulü- dür, Bu balığı şimdiye kadar bizden en çok İtalyanlar alıyor ve konserve haline getirip ton balığı adile birçok memleketlere ihraç ediyor, bu arada | bize de satıyordu. Bizde balık konser- veciliği inkişaf etmediği için orkino- su ton haline getiremiyoruz. Fakat Amerikanın da bu balığa alıcı olma- $ı, balıkçıların orkinos İle daha ya- kından alâkadar olmalarını icab et- tirecektir, Yenicami kemerinin altından yalnız yayalar geçecek Eminönü istimlâk sahasında Ye- nicami önünden Balıkpazarı ağzına kadar uzanan yol ikmal edildikten | sonra köprüden gelen nâkliye vasi- taları Yenicami kemerinin altından değil, Yenicami ile Mısırçarşısı kapı- sının önünden ve caminin arka tara- imdan geçerek İş bankasının önüne çıkacaklardır. yalara tahsis edilecektir. Yenicaminin ününde yıkılan bina- ların etrafı şimdilik bir tahta perde ile çevrilecek, ileride buraya mermer bir merdiven yapılacaktır, arana anana çarpık soba bacalarım, âciz komşula- rının akan oluklarını düzelten, otur- dukları binanın kapısına, önündeki kaldırımma biçim veren gençler... Ye sokaklarmın, mahallelerinin umranı. nı, zerafetini klüp müsabakaları gibi yarışa çıkaran bir nesil... Bunlar hayali ham mıdır?.. Ola- maz mı?,.. Nice şeylere de «Olamaz! Bu memlekette neredece'. dedik, Fakat oldu... Bu da olabilir... Yolunda bulunulsun, parmağa dolansın, azme- dilsin yoksa... (Vâ - Nü) ihrâcat | Kemeraltı yalmz ya- | Haklı şikâyetler Köprünün bu kadar geç vakte kadar açık kal- ması doğru değildir İstanbul sınai ve ticari bir şe- hirdir; İstanbul kalabalık bir ş8- hirdir; İstanbul dağınık bir şe- hirdir; ve nihayet İstanbulun bir tek geçid yeri vartlır; Galata köp- rüsü, Fabrikalar ve bir çok hususi müesseseler ekseriya yedi ile s6- kiz arasında açılır. Zamanında işinin başında bulunmak #stiyen birçok kimseler, sabah saat altı buçukta köprüyü açık bulmakta, ya kayıkla geçmek meoburiyetin- de kalmakta veyahud da yediye çeyrek kalaya kadar soğukla bek- iemektedirler. Beklemek, işe yeç kalı mektir; kayıkla geç bir - masraf olduğu kadar tehlikelidir de. Zira muntazam bir iniş ve biniş yeri yoktur. Acaba köprüyü daha erken ka- pamak kabil deği mi? İL ak de ise, fü- Karaya oturan vapurlar Üçü daha kurtarıldı, diğerle- rinin tahlisine çalışılıyor Ereğli faciası etrafında tahkikata devam olunmaktadır. Mület vapurun- dan kurtulabilen losiromo Ahmed Aydın ile ateşçi Sabri Sarı dün De niz Ücareti müdürlüğüne celbedilmiş ve kaza etrafında ifadeleri alınmış- tır. Taylaların ifadelerine göre Millet vapuru, Ereğli limanında demirli bu- lunan Yunan bandıralı Nomikos va» purunun sadmesine uğrıyarak aldığı yaradan batmıştır. Gene tayfaların ifadelerine göre, Yunan vapuru İ- man kanunlarına muhalif olarak Mik let vapuruna çok sokulmuştur. Tah- kikata devam olunacak ve Yunan va- purunun kaplanı da dinlendikten sonra kati neticeye varılacakfır. Karaya oturan Yunan vapurunun | dün yüzdürüldüğü haber alınmıştır. Şu hale göre Nomikos bugün, yarn Umanımıza gelecektir. Karaya oturan diğer vapurlardan İkbal, Sümer Şilepleri de kurtarılmış; İ Zonguldak vapurunun suları tahliye edilmiştir. Tahiisiye - gemileri Sam- sun, Mete, Kaplan ve Galata vapur- larını yüzdürmeğe çalişmaktadırlar. Dün hafifçe fırtına çıktığı için kur- tarma işi kısmen güçleşmiştir. B. Prostun muavini çalışmaya başladı Şehircilik mütehassısı B. Prostun Paristeki bürosunda çalışan desima- tör B. Jober'in İstanbul imar bürosun- da çalışmasına Dahiliye Vekâletince müsaade edildiğinden Fr: Tessa” mı İstanbul Belediyesinde çalışmağa başlamıştır. B. Joker mütehassıs B. Prost gelin- ciye kadar burada mütehassısın ver- diği direktifler dahilinde proje ve istimlâk kanunu Belediye tadilât için bir proje hazırlıyor Vali ve Belediye reisi Dr. B. Lütfi Kırdar, eldeki isümlük kanununda zaruri gördüğü tadilât için bir proje hazırlatmıştır. Bu tadil projesi Bele- diye hukuk işleri müdürlüğünde ted- kik edilmektedir. Tedkikat bittikten sonra Dahiliye Vekâletine gönderile- cektir. Fatihte ve Beyoğlunda birer malmüdürlüğü yapılacak Defterdarlık biri Fatihte Kıztaşın- da, diğeri de Beyoğlunda olmak üze- re birer mal müdürlüğü “binası inşa» sına karar vermiştir, Asfalt caddeler Yük arabalarının geçmesi yasak edilecek Öküz ve at ile işliyen yük arabala- rmın asfalt zemini bozdukları anla- şıldığından Belediye asfalt caddeler yapıldıktan sonra bu kabil yük ara- balarının ya parke döşeli, yahud ar- navud kaldırımı caddelerden geçme- lerini emredecektir. Bu suretle asfalt caddelerin bozulmalarının önü alıma- caktır, Belediyenin yeni muhasebe müdürü işe başladı Belediye yeni muhasebe müdürü B. Muhtar dün Belediyeye gelmiş ve yeni vazifesine başlamıştır. Harbiye - Şişli yaya kaldırım- ları tamir edilecek Harbiyeden Şişliye kadar uzanan yaya kaldırımların tamir eğilmeleri kararlaştırılmıştır. Defterdarlık binası tamir edilecek Şimdi defterdarlık tarafından işgal edilen eski Dahiliye ve Hariciye Ne- zeretleri binasının esaslı surette ta- mirine karar verilmiştir. Maarif müdürü Ankaraya gitti Maarif müdürü B. Tevfik Vekâlet- le temas etmek üzere Ankaraya git- miştir. İki çocuğun yaptığı hırsızlık On beş yaşlarında Ahmed Yavuz ve Şükrü adlarında iki çocuk Bakır- köyünde Hasan adında birinin dük- kânunın kilidini Kırarak içeriye girip para ve eşya çalmışlar, bunlardan Ahmed Yavuz yakalanmış, Şükrü “ kaçmıştır. Dün adliyeye teslim edilen Ahmed Yavuz müddelumumilikte verdiği ifadede: — Poliste verdiğim ifade doğtu de- ğildir, Benim bu hırsızlıkla alâkamı yoktur, Bu işi Şükrü yapmıştır. Demiştir. İkinci sorgu hâkimi ta- rafından yapılan sorgu neticesinde Ahmed Yavuz tevkif edilmiştir. Şük- rü hakkında tahkikat yapılıyor. ISTANBUL HAYATI Grip çarpıyor! Ninelerimizin, büyük babalarımızın gençlik zamanlarında insanlar ne ka- dar bahtiyarmışlar!... Sokakta, eçarp- ma. korkusu çekmeden rahat rahat gezerlermiş. Onları çarpmasile korku- tan şey, sadece cinlermiş. Fakat, ge- eleyin, destur demeden sokağa su serpmek, mezarlıkta fena söz söyle mek ve saire gibi iyi saatte olsunları kızdıracak şeylerden sakınmak sure- le bunun da önü alınabilirmiş. Bir de bizim halimizi düşünün... Gerçi bugün insanlar öyle açıkgöz ol. dular ki, ninelerimizin hayalhanele- rinden doğan o eski cinler tası tarağı toplayıp ortadan çekildiler; artık, cin çarpması diye bir korku bilmiyoruz. Fakat şimdi de bir sürü yeni çarpma tehlikeleri peyda oldu. Sokakta, ev- de, hattâ sıcacık yatağımızın içinde bile kendimizi kurtaramıyoruz: Sokak. ta tramvay çarpar, otobüs, otomobil, motosiklet çarpar, acemi bir çocuğun elinde haşeriliğe kalkışan çelimsiz, çit kırıldım bisiklet çarpar, beygirleri şahlanmış yük arabası, çarpık teker- Hekli el arabası çarpar, yankesici çarpar, tayyare piyangosu çarpar -böylesi dost. lar başın; Evde de yakamızı kurta. ramayız. Maazallah, ampul takarken elektrik çarpar, musluğu açık unutu- lan hava gazı çarpar, kömür çarpar, pencereyi, kapıyı açarsınız hava cere yanı çarpar. Velhasıl çarpıcı şeyler o kadar çok ki, saymakla tükenmez. Bu arada, mevsimin hâkimi «grip» hazretlerinin çarpmasını da unut. yalım ha... Bunun çarpması ötekilere de benzemez: Evvelâ bir anne şefka- katile okşar, sever, gıdıklar ve, bir. denbire gazabe gelerek bütün hızile çarpıp yere yuvarlar. Akşam üzeri matbaadan eve gider- ken bümum tatlı tath gıdıklanmaya başladı. Birkaş hapşırmadan sonra ha- raret bastırdı. Her zaman içtiğim su bugün başkalaşmış, lezzeti artmış. Bar. dak bardak içerken o kadar hoşuma gi- diyor ki, su küpünü kafama diksem kanmıyacağım. Göz kapaklarımda lâtif bir ürperme peyda oluyor. San- ki, pamuk gibi yumuşacık, bembeyaz, minimini bir el kirpiklerimin uçların. dan ağır ağır bastırıyor. Tatlı tatlı es- nedikçe beynimin içinde çeşid çeşid çalgılar çalmıyor, kulaklarımdaki re havet bütün vücudüme yayılıyor. Öyle bir yerde bulunuyorum ki, dört yanımı eğlenceler sarmış, çapkın ba- kışlı, melek yüzlü hanendelerin nefes- lerinden etrafa uyuşturucu bir esans kokusu yayılıyor ve ben, onu koklıya koklıya kendimden geçiyorum, Doğ- ruca yatağa... Fakat, başımı yastığa koyar koymaz vaziyet değişti. Beynimin içindeki çal gıcılar, okuyucular birdenbire kavga- ya tutuştular. Biraz evvel göz kapak- larımı okşıyan yumuşak parmaklar kayboldu. İri, nasırlı bir el, başıma, yüzüme, vücuduma tokatlar, yumruk. lar savuruyor, Grip hazretleri gazaba geldi ve çarpıyor. Cemal Refik Otomobil kazaları Cevdet isminde birinin idaresinde- ki hususi otomobil Taksim bahçesi önünde beş yaşlarında Şerefeddin is“ minde bir çocuğa çarparak yaralar mıştır, Şoför Mehmedin idaresindeki olö- mobll Aksarayda Apti isminde birine çarparak yaralanmasına sebep ol muştur. Apti tedavi altına alınmış, şoför yakalanmıştır. Baf mi yün N « Fakat içlerinde oldukça değerli. ler de var hani!... Meselâ şu halis kurt cinsinden bir köpektir!.. — Onu hayvanları | koruma kurumu. na başkan yapsalar, sarıyorum Ki, siv- vii mitandni meri hila wasal alar... — Bizim bayanın hayvanlara karşı olan sevgisi hastalık halindedir bay » Evin içini görüyorsun: Kuşlar, kediler, köpekler, maymunlar, sincap- lar!... Âdeta hayvanlar eline esir di B. A, — Yanlışın var dostum, ma rifetine bakılırsa köpek cinsinden kur