Cakite 8... . (tutan katilin - Üç kişiyi öldüren, üç Çatalcanın Örcünnü köyünde Kı- zilca bayır denilen yerde bir tarlayı on beş senedenberi bu köyün eşrafın- dan Ali kâhya zaptetmiş ve kendi hesabına burada ziraat yapmıştır. Aradan uzun zaman geçtikten sonra hükümet bu tarlayı o köye İs- kân edilen muhacirlere vermiştir. Fakat Ali kâbya ile oğulları hükü- metin bu emri hilâfına olarak yine bu tarlayı kendileri ekmişler, mah- sulü almışlardır, Köy halkını teşkil eden muhacir- ler bu sene kendilerine tahsis edilen 'bu tarlada ziraat yapmak istiyerek “keyfiyeti Ali kâhyalara bildirmişler- se de Ali kâhya ile oğulları bunu şid- detle reddedip tarlayı yine kendileri sekeceklerini' söylemişlerdir. Bir gün Ali kâhyanın yirmi elti yaşındaki büyük oğlu Hüseyin kâhya köy kahvesinin önünden geçerken içeride köylülerin yine bu tarla ms- selesini konuştuklarını duymuş ve derhal eve dönüp ötedenberi evinde sakladığı mavzer tüfeğile fişekleri bir arabanın içine yerleştirmiş, üzerini otlarla örtmüş ve bu suretle silâhı kendi uşaklarna da göstermeden araba ile üç uşağı alıp tarlaya git- aniştir. Çatalca sorgu hâkimliği tarafından yapılan tahkikata nazaran Hüseyin #ğhya o gün köylülerin de tarlaya ge Jeveklerini bildiği için uşakları tarla- da çalışırken kendisi arabanın yanın- da beklemiş ve biraz sonra kadınlı erkekli otuz kadar köylü tarlaya gel- mişlerdir. Zaten kendilerini beklemekte olan Hüseyin kâhya bunların geldiklerini « . görünce yavaşca mavzeri arabadan — Çıkarıp fişekleri doldurmuş ve kendi- — sine epeyce yaklaşan köylülere doğru teş etmeğe başlamıştır. Bu âni mav- “zer aleşi karşısında şaşıran köylüler © OKaçışmağa başlamışlar, fakat içlerin- © den Ahmed oğlu Mehmed adında biri © — vurulup derhal ölmüş, Ali ve Selim adlarında İki kişi ile Selimin karısı © Behiye de yaralanmışlardır. Köyde kurşun yağmuru Gözleri büsbütün kararan Hüse- yin kahya köylüleri dağıttıktan son- — Ya mavzerini tekrar doldurarak tar- “ Jâya yakın olan köye koşmuş ve kö- — yün içinde önüne gelene küfrederek kurşun atmağa başlamıştır. © Hüseyin kahya, bir müddet evvel hakaret suçundan dolayı babası Ali kâhyayı mahkemeye verip üç gün hapse mahküm ettiren köy ihtiyar . me > Niyazinin kendisine gül ve Safer adlarında beş kişiyi de öldür- ç mek maksadile müteaddid kurşunlar , atmışsa da İsabet ettirememiş, bu su- —retle bu beş kişi hayatlarını kurtar. mışlardır. — Gözlerini kan bürüyen Hüseyin ç kâhya etrafa kurşun yağdırarak evi- © ne doğru giderken gene muhacir köy- « Jülerden İbrahim çavuşla oğullarına — tesadüf etmiş ve bunlara da mavze- - rile ateş ederek İbrahim çavuşu öl- - dürmüştür. - Hüseyin kâhya teslim oluyor Bu suretle tarladan başlayıp köyün © ortasına kadar yirmi beş dakika fası- © lasız mavzer kurşunu yağdırarak üç © © kişiyi öldüren, üç kişiyi yaralıyan, a “beş kişinin üzerine de öldürmek mak- © sadile kurşun atan Hüseyin kâhya son defa İbrahim çavuşu da öldür- “ dükten sonra evine uğramış ve bir “ böygire “binerek Çatalcaya gitmiş, ç kasaba yakınında bir tarlada otlar Köy halkını mavzer ateşine muhakemesi kişinin de yaralanma- sına sebep olan katilin idamı isteniyor Katil ve suç ortakları neler söylediler ? karılmış, Çatalca sorgu hâkimliği der- hal tahkikata veziyed etmiştir, Yapı lan tahkikat neticesinde Ali kâhya ile küçük oğlu Hasan kâhyada bu cinayetler için Hüseyin kâhyayı teş- vik ve cesaret hislerini uyandırmak suçlarından meznunen yakalanmış- lar ve katil Hüseyin kâhya İle babası Ali ve kardeşi Hasan kâhya muhake- me edilmek üzere mevcuden İstanbul | ağırceza mahkemesine gönderilmiş- Jerdir, Dün ağır ceza mahkemesi bu müt- hiş cinayetlerin muhakemesine baş- Jamıştır, Maznun Hüseyin kâhya ile babası Ali kâhya mevkufen, kardeşi Hasan kahya gayri mevkuf olarak muhakeme altına alınmışlardır. Ka- til Hüseyin kâhya 328 doğumlu ok duğunu söylemektedir. Sarışın, İri yapılı temiz giyinmiş bir adamdır. Babası Ali kâhya elli beş yaşlarında, kısa boylu, esmer, sakalsız, dinç bir köylüdür. Diğer gayri o mevkuf maz- nun Hasan kâhya da kardesinden bir yaş küçüktür ve gerek sima, gerek vücud itibarile babasına benzemekte- dir. Mübaşir seslenince Hüseyin kâhya uzun, sarı bıyıklarını büküp düzelte- rek babasile beraber jandarmalar ara- sında mahkemeye girdi. Gayri mev- kuf kardeşi Hasan kâhya da bunları takib etti ve maznunlara mahsus ye- re sıralandılar, Hüviyetlerinin tesbi- iinde Hüseyin kâhya ile babası Ali kâhya okuyup yazmak bilmedikleri- ni, köyde rençberlik yaptıklarını, Ali kâhya, hakeret suçundan üç günlük bir sabıkası bulunduğunu söylediler, Hasan kâhyea okuyup yazmak bildi- ğini, babası ve kardeşile beraber köy- de rençberlik yaptığını anlattı, Son tahkikat kararnamesi Bundan sonra son tahkikat karar- namesi okundu. Karamamede feci cinayetler yukarıda yazdığımız şekil- de bütün tafsilâtile anlatıldıktan son- ra Hüseyin kâhyanın bu cinayetleri evvelden tasarlıyarak teammüden iş- lediği sabit olduğundan hareketine uyan Türk ceza kanununun 450 nci maddesi mucibince idamı talep edili- yor, babası Alinin, vaka yerinde oğ- Tunun yarına sokularak; «Vur. Hep- sini öldür.> diye bağırmak suretile Hüseyin kâhyayı teşvik ve cesaret hislerini arttırdığı ve evvelce de oğ- lunu tahrik ettiği sabit olduğundan sabıkası da göz önünde tutularak 65 inci maddeye göre tecziyesi, diğer maznun Hasan kâhyanın suçu sade- ce kavga yerinde hazır bulunmaktan ibaret kaldığı cihetle 464 üncü mad- deye göre cezalandırılması istenili- yordu. Hüseyin kâhyanın ifadesi Evrak okunduktan sonra Hüseyin kâhya ayağa kalkarak soğukkanlılık- la vakayı şöyle anlattı: — Bu tarlayı on beş stnedenberi bizim ailemiz ekip biçer. Geçen sene hükümet bize danışmadan bu tarlayı muhacir köylülere vermiş, Biz buna razı olmadık ve geçen sene olduğu gir bi bu sene de tarlayı kendimiz ektik. Vaka günü ben üç uşakla beraber çâ- lışmak üzere tarlaya gittim, Oralar- da domuz çok olduğu için tüfeğimi de her zamanki gibi yanıma almiş tım, Tarlada çalışırken kadınlı erkek- Mi otuz kadar köylü tarlaya gelerek ellerindeki tabanca, balta, kazma ve sopalarla üzerime hücum ettiler, Ken- dimi kurtarmak için tüfeğimi çekip evvelâ havaya ateş ettim. Fakat on- lar beni öldürmek istiyorlar ve Üzeri- me atılıyorlardı. Bu vaziyet karşısında ben de anlar rın üzerlerine ateş ettim. Kimin vu rulduğunun farkında değilim. Hepsi kaçışlılar, Ben de tüfeğim elimde ol duğu halde köye gittim, Kahvenin önüne gelince köylüler burada da üzerime hücum ettiler. Gözlerim ka- Muamele vargisindeki Menzile Son defa olarak muamele vergisinde yeni bir tadilât yapılmıştır. Bu tadilâ- ta göre, fabrikalarda yapılan bazi ma- mül maddeler de yüzde 20 tenzilâta tabi tutulmuştu. Bundan maksad şu idi; Bazı mağdeler vardır ki, daha güm- tTükten geçtiği zaman, muamele ver- gisine tabidi. Meselâ; Demir mamül madde olduğu için, muamele vergisi vermektedir, Halbuki kömürken mua- mele vergisi veren demir, diğer fabri- kalarda muhtelif şekillere girdiği za- man gene muamele vergisi vermekte- dir. Demirden başka bazı maddeler da- ha vardır. Sanayide kullamlan mamül maddeler arasında kakao tozu, kakao yağı da bulunmaktadır. Halbuki bu maddeler mamül madde olduğu için gümrükte muamele vergisi vermekte- âir, Fakat bu maddelerden çikolata yapıldığı zaman, tekrar muamele Ver- gisine tâbidi: Bu yüzden bazı maddeler iki defa muamele vergisi vermekteydi. Netice- de, mükerrer olarak muâmele vergisi veren bu maddeler, fabrikalardaki ma- mül maddelerin maliyet fiatini arttar- maktaydı, muamele vergisinde son yapılan" bu tadilâtı hâyat pahalılığı İle mücadele sahasında bir adım te- lâkki edebiliriz, Fakat bu telâkki pek mazaridir. Çünkü şimdiye kadar fab- rikalarda maliyet flatinin inmesine seebbiyet veren bir vergi tadilâtı, sa- tış fiatleri üzerine Hiç tesir etmemiş- tir, Bu mesele üzerinde pek haklı ola- rak durmak lâzumdir, Bundan allı gy evvel. havagazı ve elektrikten alınan istihlâk resmi kal- dırıldığı zaman fabrikaların maaliyet fiatine tesir edeceğini ümid etmiştik. 'Teşviki sanayi kanunu muafiyetlerin- den İstifade etmek için bir fabrika- nın senede 20 bin kilovat elektirik is- tiblâk etmesi lâzımdır. Halbuki 20 bin kilovat ve daha ziyade elektrik serfe- den bu müesseseler, şiğidi binlerce lira vermekten kurtulmuştur. Yani masrafları azalmıştır. Bütün bu az8- Jan masrafların, şimdiye kadar ma- liyet fiatleri üzerine müsbet bir tesiri olduğunu görroedik, acaba son muamele vergisindeki tenzilât ta böy- le bir netice mi verecek? H.A ECE EVYE EYE VEEE EMEREK feğimle rasgele ateş etmeğe başladım. Orada da vurulanlar olmuş, Sonra hizmetçilerden birinin evden getirdi. ği beygire binip Çalalcaya gittim ve karakola teslim oldum. Bu işte babam beni teşvik elmedi, Esasen vaka ye rinde babam ve kardeşim yoklardı. Ben sabahleyin saat beşte tarlaya gi- derken onlar evde uyuyorlardi. Katilin hazırlık tahkikatında ver- diği ifade okundu. Bu ifadesinde, kahvede köylülerin kendi aleyhinde konuştuklarını duyduğu için tüfeğini beraber alıp tarlaya gittiğini ve köy- Jüleri orada bekleyip üzerlerine ateş ettiğini söylemişti, Hüseyin kâhya bu ifadesinin yanlış olduğunu, o zaman sersemlikle ne söylediğini bilmediğini * ileri sürdü. Vaka esnasında Hüseyin kâhya ile beraber tarlada bulunan Mustafa, Cemil ve Mehmed adların- daki üç uşak da şahid olarak verdik- leri ifadede Hüseyin kâhyanın tüfeği kendilerinden de gizli olarak tarlaya götürdüğünü"ve tarlaya gelen köylü- ler kendisine taarruz etmedikleri gi- bi bir kelime bile söylemeden Hüse- yin kâhyanın tüfekle üzerlerine ateş ettiğini söylemişlerdi. Ali kâhya ne diyor? Bundan sonra katilin babası Ali kâhya şunları söyledi: — Bekiz çocuğum var, Ben evlâd- ne rasladım, Silâh atıyordu, Oğlum, Iktisadi meseleler Yeni spor kanunu mucibince te şekkül eden beden terbiyesi umum müdürlüğünün spor bölgelerine gön- derdiği bir tamimle askeri ve sivil talebelerle subayların klüplere tescil edilmemesini ve evvelden hazırlan- mış olan tescil evraklarının muame- leye konmadan klüplere geriye iade edilmesini istediğini evvelce bfidir- miştik, Bu kararı bildiren yazımızda klüp- lere eskiden kayıdları yapılan mek- tepli sporcular hakkında henüz veril- miş bir karar olmamakla beraber bu husustaki kararın da bugünlerde tat- bikat sahasına konacağını Kkaydet- miştik, Klüpler arasında, haziranda tatbi- kat sahasına konacağı tahmin edilen bu karar bütün tahminler hilâfına dün resmen İstanbul mmtakasına tebliğ edilmiştir, İlkmektepten başlıyarak yüksek mektepler ve sanat mektepleri de da- bil bütün talebelerin subay ve gedikli erlerin sivil spor oklüplerine giremi- yecekleri ve eskiden kayıdları yapıl- mış sporcuların kayıdlarının iptal edilmesi yolundaki karar yeni sene- nin Nk gününden itibaren bilâ kay- duşart tatbik edilecektir. Beden terbiyesi umum müdürlüğü- nün bu husustaki kararı vaktin dar- Jığı yüzünden gazetelere tebliğ edile- memiş ve dün akşam kiüp murah- hasları mıntaka merkezine davet edi- lerek kendilerine klüplerdeki mektep- Mi sporcuları bu pazar gününden iti- baren futbol takımlarına ithal ede- miyecekleri resmen tebliğ edilmiştir. Beden terbiyesi umum müdürlüğü- nün kararı müsabakaları idare eden hakemlere de tebliğ edildiğinden bu haftaki maçlarda mektepli sporcula- rn klüp takımlarında oynatılmasına hakemler tarafından mâni olunacak- tar, Şu hale göre ayın İlk gününe tesa- düf eden bu haftaki Jig maçlarında birçok müsabakaların oynanmamak ihtimali kuvvetlenmiştir. Bugün İstanbul mıntakasında ka- yıdlı bulunan 1261 sporcudan 649 u- nun talebe olduğunu söylemek bu kararın İstanbul klüplerine yaptığı büyük tesiri göstermeğe kifayet eder, Şehrimizdeki klüplerden, içlerinde spor camlasında mühim mevjdii bu- Yunanlar da dahil olmak üzere bir çoklarının bütün faaliyetlerine, geri kalanların da faaliyetlerinin bir kıs- mına nihayet verecekleri ümid edil- mektedir. Bilhassa atletizm, denizcilik, voley- bol, basketbol şubelerinin bütün €le- manları talebe olduğu için bu şube- lerde faaliyet gösteren klüplerimiz bilmecburiye bu branşları iâğvede- ceklerdir. Çünkü bu sporlara hiç bir serbes meslek mensubu iltifat göster- memektedir. Yeni vaziyelin en büyük tesirinin birer liseye istinad eden Galatasaray ve İstanbulspor kiüpleri üzerinde gö- rüleceği muhakkaktır, Sporun bütün şubelerinde faaliyet Mektepli sporcular bu ai | itibaren maçlara iştirak edemiyecek 31 Kânunvuevvel men bugünkü Galatasaray birinci butbol takımının kadrosu esas ku”- vetinden bir hayli kaybedecektir. Çünkü takımın en belli başlı elema- larından Salim - Eşfak, Celâl, Bülend, Fazıl, Ekrem hâlen mektep talebesi bulunmaktadırlar. Birinci küme klüplerinden İster bulspor ve Hilâlin bütün fasliyetleri: ne nihayet vereceklerine ve bu haftaki Ng maçlarına tâkım çıkaramayacakld- rma hemen, hemen kati nazarla bâ- kılmaktadır. İstanbul voleybol birincisi olan v9 ikinci küme Jiglerinde oynıyan Fener Yılmazın da aynı vaziyette olduğu söylenmektedir. Bu karardan az 7 rar gören klüpler kenar semtlerde | bülunanlardır. Çünkü bu civar srk€- neleri umumiyet itibarile serbes me lek mensubu olduklarından bu klüp” lerde az mikdarda talebe vardır. Bazı klüpler *tarafından genç i# “| kımlar arasında hususi olarak tertib edilen lig maçları bu takım oyuncu” | larının hepsinin talebe olması dol# | yısile kendiliğinden feshedilecektir. İl Birinci sınıf klüplerin lig maçlarına | iştirak eden kadrolarına pek fazla tesir etmiyen bu karar bu klüplerin B ve genç takımlarını tamamile elin» den almaktadır. Klüpler arasında ya- pılan B ve genç takımlar müsabakâ- larının kaldırılacağı tabiidir, Şampiyonluk için çarpışan klüple- rimizin birinci takımlarında oynıyan mektepli talebelerin cetveli aşağıya çıkarılmıştır. ) Galatasaray: Eşfak, Salim, Bülend, Fazil, Celâl, Ekrem, yi Fenerbahçe: Küçük Fikret, Beşiktaş: Rifat, Fuad. Vefa: Muhteşem, Sulhi, Hüseyin, Mehmed, Ahmed. 5 Beykoz: Gazanfer, Sadettin, Cahid. hid. 5 x Kayak sporu hakkında konferans Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Dağcılık Ajanlığından: 1 — Kurban Bayramı tatilinde yâ” pılacak kayak seyahati münasebetile, Taksimde Dağcılık klübü salonların- da kayakçılık hakkında, bu spora bil- ş hassa yeni başlamış ve başlıyacak olanlarla ders mahiyetinde ve seri ha“ R İ İ NE linde konuşmalar yapılacaktır. 2 — Birinci konuşma 7/1/1939 Cu- martesi günü saat 15 de yapılacaktır. 3 — Bu derslere iştirak etmek her- kes için serbestir. 4 — Kar bölgesinde müşkülâta te- sadüf etmemek üztre, kayakçılığa he- vesli olanların üç kısma ayrılan ders- © lere gelmeleri kendileri için faydalı olacaktır, 2d 5 — Konuşma mevzuu; A) Kayak tahtaları, bağlantıları ve bastonları hakkında malümat, B) Kayak ve bastonları satın alir nırken dikkat edilecek noktalar. C) Kayak pabuçları hakkında maâ- Tümat ve salın alınırken dikkat edi- lecek noktalar. “ D) Techizat ve malzemenin mük fazası,