POLİTİKA Almanyanın Danzigi ilhakı için yapılan hazırlıklar Memel meselesinin #rkasından «Danzig serbes şehri» işi, şarki Ayrupa- yun mühim bir davası halini alacaktır. Şu kadar var ki, Memel gibi Danzig de, artık büyük devletleri çarpıştı- racak bir vesile olmaktan çıkmıştır. Fransa kendi müttefiği Çekoslovakya- nın üçte bir nisbetinde arazisini ve beş milyon miktarında nüfusunu kay- betmesine razı olduktan sonra, yirmi sene evvel Almanyanın eczasını teş- kil eden bu iki küçük mıntaka zaten mukadder olan akibete haydi haydi boyun eğecektir. Pariste Almanya ile Fransa arasında geçen hafla imzalanan beyanna- mede, Fransa, Orta ve Şarki Avrupada Almanyanın faaliyetine engel olma» yacağını taahhüd ettiğinden Hitlerin artık şarkta hiçbir pervası kalmamıştır. B. Hitler ile Mareşal Göring bu ay zarfında Danzigi ziyaret edecekler. O zamana kadar Danzig hükümeti idare ve rejim tarzını büsbütün Nazi Almanyasınm üslübuna uydurmağa çalışıyor. Hatta yahudi aleyhtarlığını Almanyadakinden daha ileri götürerek, Hitlerin ziyaretine kadar Dânzigde bir yahodi kalmamasını tamim etmiştir. Milletler Cemiyeti, Versay muahedesile, Danzig hükümetini kendi neza- reti altıma almıştı. Bundan da maksad, buradaki Lehli ve Yahudi gibi baş- ka ırktan olan ckalliyetleri ve muhtelif partileri korumaktı, Halbuki son in- tihapla ekseriyeti kazanan milli sosyalist hükümetinin ilk işi Milletler Ce- miyetini ve komiserini hiçbir işe karıştırmayıp ekalliyetler ve partiler hak- kında dilediği gibi tedbirler almak oldu. Bu Nazi hükümeti, memleketteki iktısad ve sanayii de tamamile Al. manlaşlırmaktadır. İngiliz ve Fransız firmalarına rak gemi sanayiinin yüzde seksenini Almanlaştırmıştır. Kalan misi Lehistan hükümetine aittir. it bütün. bahri inşaat lezgühlarını ala- yüzde yir- Lâkin Lehistan hükümeti, Danzigin hükümranlık hakkı kendisine ait olmasına rağmen - hu tezgâhlarda harp gemisi yaptırmamaktadır. Bura- daki nüfuz ve hükümranlık hukukunun baki kalacağına emin olmadığın- dan harp gemileri için kendi mülkü olan Gdyniada İngiliz mütehassıslarına yaptırdığı tezgâhlarda istilade etmektedir. Danzig hükümeti; Almanyanın bir eyaleti olan şarki Prusya hududu» na doğru birçok askeri yollar yaptırmaktadır. Bunların köprüleri en ağır topları ve tankları çekecek kabiliyettedir. B. Hitlerin ziyareti ile, Danzigin Avusturya gibi, büyük Almanyaya iltihakı için tamamile zemin hazırlan- muş olacaktır. Danziz hükümetinin adı serbest bir şehir ise de hakikatte 1894 kilo. metre murahbaında bir memlekettir. Başlıca beldeleri, 200,000 nüfusu olan Danziz, 30,000 nüfusu olan Zoppot ve Neufahrwasserdir. Bu hükümetin AKŞAM Pot kıran işyar * Nevyorkun büyük mağazalarında dünyanın hiç bir yerinde kullanılmı- Yan bir nevi işyar tipi vardır. Bu İşyara Amerikada «mistake - elere» derler. Pot kıran işyar; daha Türk- çesi şamar oğlanı, Mağazaya gelen müşterilerden biri her hangi bir şeyden şikâyet edecek Olursa « müşterilerin şikâyet ede- cekleri şey muhakkak bulunur - ken- disini derhal daire şeflerinden birinin önüne çıkarırlar, Müşteri hiddetle Ağzına geleni sövüp sayar, Daire şefi 8es çıkarmadan dinler; müşteri sö- Zünü kesince zile basar, şamar oğla- mını çağırtır: — Kırdığınız pot bini aştı diye haykırır, fakat bu seferki tahammül Traş müsabakası Viyana berberler cemiyeti bir mü- Babaka tertib etti: Hangi berber üç gün traş olmamış birini bir dakika- da traş edecek?. Bu oldukça eğlen On iki berber iştirak Üç gün traş olmıyan on iki Yüzünü sabunladı. Hakem: — Başla! Emrini verdi. Usturalar 'kete Beçti. Birinciliği Karl Sesenhaher aldı, Yalnız birinci olmakla kalmadı, traş rekorunu da kırdı. On dokuz sa- hiyede traşı ve perdalu bitirdi. İkinciliği otuz İki saniye ile, üçün- Cülüğü otuz dört saniyede diğer iki Usta kazandılar. Traşı en geç biti- Yen yetmiş beş saniyede bitirdi. Biz gene en çabuk traşın bir çey- Tek, on dakika sürmesine razı olalim, Biz iyi şeydir amma, yüzde ustura dolaşırken değil! müsabakaya On iki usat, kişinin edilir gibi değil. Vazifenize nihayet veriyorum. Biçare pot kıran işyar bir şeyler mırıldanır, boynunu büküp çıkar, Müşteri: ölkesi yüzde doksan geçmişitr. Hattâ işyarm bu dercee şiddetli bir cezaya oçarptırılmasına bile razı olmaz. Daire şefine memu- run işten çıkarılmaması için rica eder. Daire şefi de müşterinin hatı- rını kırmaz, pot kıran memuru affe- der.. Müşteri memnun olur, gider. Ahveriş için gene ayni mağaza- ya geleceği muhakkaktır, Pot kıran işyar işine devam eder, vazifesini mükemmel görür ve bol para kazanır. Hele hali tavrı pısırık olanların istikballeri müemmendir, Güzellik enstitüsü Ma'üm diyeceksiniz, şimdi her me- deni şehirde bir güzellik enstitüsü açılıyor... Bizim bahsedeceğimiz güzellik ens- titüsü kadınlara mahsus değil, kö- peklere mahsus. 'Tuluz Veteriner mektebinden me zun bir zat büyük bir «köpeklere mah- sus güzellik e üsü açtı. Köpek sahiblerine gönderdiği tamimde sun- lar yazılı «Yüzün şeklini değiştirmek 50 frank, Bir buldokun yüzünde çizgiler peyda etmek 80 frank. Kuyruğu uzs- tıp kısaltmak 20 frank. Lüzumsuz tüylerin rengini değiştirmek 30 frank. Sarkık kulakları değiştirmek, dik ku- lakları sarkıklaştırmak 20 frank. Buldokun çarpık bacaklarını düzelt. mek 100 frank» Enstitünün rağbet gördüğünü söy- lüyorlar, AMELIYAT . Avusturya Macaristan #mparato- Fu Pransua Jozef'in akrabalarından ârşidük Gabriyel hastalandı. Doktor- lar ameliyat dedi. , Viyana Tıb faküllesi profesörlerin- den biri ameliyatı yaptı. Hayli güç VE tehlikeli bir ameliyat. Muvaffak, Oldu, Arşidük iyileşti. « Bir kaç zaman sonra arşidükün Yaveri operatöre geldi: — Arşidük hazretleri soruyor, eme- ine mukabil Fransua Jozef nişar- | mi? Operolör bir müddet sustu, sonra dedi ki: — Yann geliniz, cevab verirm. İki gün sonra yaver geldi: — Cevabınız? Operatör: — Ne nişan isterim ne de 20 bin Jloren isterim dedi. — Ya ne istersiniz? düşüneyim de © ME me istersiniz, yoksa 20 bin jloren | : — Kirk bin Jioren isterim! ann kn nini at maa İngilterede 40 sene bir kişi tarafından çıkarılan dünya- nın en garib gazetesi kapandı İngilterede'dün- yanın en garib bir gazetesi ka panmıştır. Bu ga“ zetenin garabeti bir tek adam ta- rafından çıkarı masındadır, Ga- zeteye (o havadis toplıyan, yazıları yazan, bunları dizen, makinede basan, sonra abonelere dağıtan hep bu adamdır. Gazetenin adı Hartland Chronicle- dir. Çıktığı yer İngilterenin şimalin- de, enhücra bir köşesinde Devon r. Bu köy en yakın demiryolu istasynu olan Biderford'a 22 kilomet- re mesafededir. Köy nahiye merke- zidir. Nüfusu beş bin kadardır. Bura- ya Londra gazötel ahud İngilte- renin büyük $ ri çıkan ge- zeteler hemen hiç gelmez. Halk yal- niz köyde çıkan gazeteyi okur, Dün- ya havadislerinden ziyade köyde ce- reyan eden vakalara civardaki hâdi- selere ehemmiyet verir. Gazetenin sahiyi, muharriri, mu- habiri, mürettibi İmekinisti ve mü- vezzii Mister Thomas Burrow adında 65 yaşlarında birjadamdır. Kırk se- ne evvel, 25 yaşında iken köyde yer- Jeşmiş ve bir makine, hurufat getir- terek gazetesini çıkarmağa başlamış- tır. İptida karileri pek aziken ya: vaş yavaş artmış İki bini bulmuştur Mistr Burrow her sabah erken kal- Ayaspaşa mezarlığı Belediye hakkı olan parayı istiyor Senelerce Belediye İle Evkaf ara- | sında uzun ihtilâflara sebeb teşkil eden Ayaspaşa mezarlığı meselesi ye- ni bir safhaya girmiştir; Metrük ve gayri metrük bütün va- kıf mezarlıkların Evkaftan Belediye- ye devredilmesi lâzım geleceğine dair kanun çıktıktan sonrâ Belediye, ev- veles mezarlık olduğu halde bilâhara muhtelif parçalara ifraz edilerek sa- tılan ve üzerlerine binalar yapılan Ayaspaşa mezarlığına da el koymak istemişti. Evkaf idaresi bu sahanın esasen bir mezarlık olmadığını, Ayaspaşa vakfının bir (Hadikâi kehiresi) oldu- gunu, yani vakıf tarafından bir bah- çe olarak vakfedildiğini iddia etmişti, | Belediye bu iddiaya mukabil bir çok tarihi vesikalarla, kanuni delillerle noktal nâzarını isbat ederek Ayaspa- $a Thezarlığı denilen kabristanm eski kayıtlarda (Karanlık kuyu me- zarlığı) olarak mükayyed bulundu- ğunu fsbat etmişti. | Belediye İle Evkaf arasındaki ih- | tilâfı meseleleri tedkik eden Hakem | heyeti bu meseleyi de incelemiş, Ayas- paşa mezarlığında satılmıyân arsala- rın aynen Belediyeye verilmesini, sa- tılanların da parasının teslimini ka- rarlastırmıştı. Bu suretle mezarlık | sahasında 88 bin tira bedelinde olan satılmış arsaların faizile birlikte yüz küsur bin lira tutan parasının Bele- diyeye verilmesi lâzımdı. Belediye, Hakem heyetinin bu kararı üzerine icraya müracaatla bu parayı tahsile teşebbüs etmiştir. Fakat bu sırada Ayaspaşa ahfadından olduğunu id- dia eden B. Şinasi namında bir zat Şüray devlete müracaatla Ayaspaşa mezarlığı hakkında mütevellilik ka- rarı almış ve bu karara göre Beledi- yenin alacağı yüz küsur bin liranın tediye edilmemesi için icra nezdinde teşebbüste bulunmuştur. İcra da pa- rayı Belediyeye tediye etmemiştir. Şimdi Belediye, Hakem kararına istinaden bu parayı istirdad etmek üzere icra hâkimliği nezdinde bir da- va açmıştır., Belediye, mütevellinin ancak hakkını Evkaftan istiyebilece- dini ileri sürmektedir. Mister Burrow 40 sene evvel İngilterenin hücra bir kö- yüne giderek bir gazete'çıkarmağa başlamıştır. Gazete- nin sahibi, muharriri, muhabiri, mürettibi, kendisi idi. 40 sene çıkardığı gazete çok rağbet tür. Fakat son zamanlarda ibtiyarladığından satış azal- mış ve gazete kapanmıştır. kar ve bisiklete binerek işe başlardı. İptida köyün hududunu gezerek tar- lalarda bulunanlarla görüşerek, olup biten şeyler hakkında malümat alır, sonra nahiyenin Belediye reisini ve baş papasını ziyaretle birinden idare ve ümran işleri, diğerinden İçtimai meseleler hakkında malümat alırdı. Gazete düğün ve boşanma İşlerine k ehemmiyet verirdi. Dört kü- fe olarak çıktığı halde bü- di. Halk dedikoduyu çok sevdiğinden bu haberleri büyük merakla okurdu. Mister Burrow havadisleri topla- dıktan sonra derhal evine dönerdi. Evi ayni zamanda hem gazetenin ida- rehanesi, hem matbaası idi... Masa- sinin başına geçerek aldığı haberleri yazar, yazı işleri bittikten sonra bun- ları dizer, tashihini yapar, nihayet alt kattaki tabı makinesinin başına geçerek gazeteyi basardı. Gazete basıldıktan sonra da işi bit- mezdi, Basılan gazeteleri bisikletinin arkasındaki sepete yerleştirir ve bun ları iki salış yerine, abonelerine bi- satıcı rakırdı. Bu İş bi- tirdikten sonra evi- nedüner ve uzak- taki abönelerinin güzetelerine Kuşak yapar, pul. koyar, sonra gene bisikle tine binerek 22 ki- lometre uzaktaki — postahaneye gide rek gazeteleri teslim ederdi, Gazete- nin Avustralya ve Amerikada on ka- dar meraklı abonesi vardı. Misler Burrow yaz, kış bunların gazetelerini muntazaman gönderirdi. Gazetenin sahibi tek başına ga zete çıkarmak. ve çok çalışmakla be- raber kırk sene iyi bir hayat sürmüş, küçük bir servet yapmıştır. Fakat son zamanlarda ihtiyarladığından çok gezemiyor, halkın istediği dedi- kodulu haberleri, düğün, boşanma hâdiselerini kâfi derecede öğrenemi- yordu. Bu yüzden gazetenin satışı yarıdan aşağı düşmüştü. Gazetenin son süshası tam iki İn- giliz lirası zararla çıkmıştır, B. Bur- row: «Zararın neresinden dönülse kârdır: diye düşünerek gazetesini kapamıştır. Fakat bu hâdise garib gazeteciye bütün dünya matbuatın- de büyük bir şöhret temin etmiştir. Bir Amerika gazetesi sekiz on maka- lede hayatını ve en mühim hatırala- rını yazması için kendisine mühim bir para teklif etmiştir. hep rmüş- GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ ngiterede yapılmakta olan Kraliçe Elizabet transatlanti- inin bu yaz sefere başlıyacağı bildi- | rilmekledir, Yeni transatlantik dün- yanın en büyük vapurudur. Hacmi 85 bin tondur. Süratinin 32 milden yukarı olacağı tahmin ediliyor. Bun- dan sonra gelen vapurların büyüklük- leri şudur: Nrmandie (Fransız) 83423 ton, Çucen Mary (İngiliz) 80774 ton, Ma- jestle (İngiliz) 56,551 (Leviathan (Amerikan) 54,282, Berengarid (İn- giliz) 52,228, Rex (İtalyan) 50,000, Europa ve Bremen (Alman) 49,864, Conte di Savoia (İtalyan) 48,600, Olymbie (İngiliz) 46,439, Aguitania “Kovadis ünkü Tan gazetesinde bir izah okuduk. Bir kari «Mişel Zevako kimdir?» diye soruyor. Gazöte, kendi- sine şu cevabı veriyor; «Polonyalı bir muharrirdir, En mühim eseri de Ko- vadis'tir.» : Meslekdaşımızın dalgnlığına gel diği anlaşılıyor. Zira elbette Mişel Ze- vako'nun Pardayanlar tarzında x10- Yunan Y unan kralı ikinci Jorjun, Bak kan antantının kuvvet ve sağ- iamlığına dair Pariste çıkan Intran- sigeant gazetesine vaki olan beyana tını dün yazdık. Komşu ve mütttefiğimiz Yunanis- tanın kralı ikinci Jorjun büyük babası âslen Danimarkalıdır. Hanedanının adı da Giliksburg'dur. Yunanistan, istiklâlini kazandıktan sonra Yunan tahtına İlk kral olarak Bavyera prenslerinden Oton oturmuş, fakat dahili bir kıyam neticesinde Yu- nanistandan uzaklaştırılmıştır. Bu- hun üzerine memleketin başma bita- taf bir hanedana mensup bir kral ge- tirilmek istenmiş, bu maksadla Dani- markada Giiksburg hanedanından prens Jorj, «Kral birinci Jorj» namile Yunanistana davet edilmişti, Kral bi- tinci Jorj, Balkan harbinden sonra bir gün Selânikte yaya gezdiği sırada, Shinas isimli bir meczup tarafından Şimdiki transatlantikler (İngiliz) 45,647, İle de France (Fran- 812) 43,153, Empress of Britain (İngi- liz) 42,500, Paris (Fransız) 34,569, Homeric (İngiliz) 34,356 ton. Vapurların süratlerine gelince baş- ta 3063 mille İngiliz Gueen Mary ge lir. Bundan sonra en süratli 3 vapur şudur: Normandie (Fransız) 30,58 mil, Rex (İtalyan) 28,92 mil, Bremen (Alman) 28,51 mil, Bunlardan sonra en yollu vapur Mauretanla (İngiliz) idi, Sürati 23,69 mildi. Fakat bu va- pur birkaç ay evvel çürüğe çıkarı mıştır. Şimdi en süratli vapur Atlantiği 4 gün, 3 saat, 2 dakikada katetmekte- dir. - », Müellifi manlarile tanınmış şahsiyet olduğu- nu bilir, Guo Vadis (Kovadis) müellifi Hen- ryk.Slenklewlez (telâffuzu:. Siyen- kiyeviç) 1846 - 1916 seneleri arasın da yaşamış Polonyalı ediptir. 1905 s0 nesinde Nobel edebiyat müküfatını almıştı, kralları Yalılar caddesinde bıçakla öldürül müş, yerine büyük oğlu Kostantin hü- kümdar olmuştur. Kral Kostantin, umumi harp bâş- ladığı zaman bitaraf kalmak istediği cihetle, İtilâf ordularının yardımile Venizelos tarafından tahttan indiri miş, küçük oğlu prens Aleksandr hü- kümdarlığa getirilmiştir. Aleksandr uzun müddet tahtta kak mamiş, sarayın bahçesinde bir may- mun tarafından isırılma neticesi, 20- hirlenerek vefat etmiştir. Bunu müteakip Yunanistanda ya- pılan intihabatta Venizelos mağlüp olmuş, kral Kostantin, ikinci defa tahta getirilmiştir. Fakat Anadolu harbinin neticesinden sonra hal'edik miş ve İtalyada ölmüştür. Eral Kostantinden sonra, yerine gö çen büyük oğlu şimdiki kral Jorj da iki defa tahta geçmiştir.