14 Kânunuevvel 1938 Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA | Gözlerini hediye eden idam mahhümu kadın «İnsanın parmağı kazara kopacak olursa sıcağı sıcağına derhal yerine koymak ve fenni şekilde bağlamak sü- Tetile tekrar kaynatılabilir!» diye mü- sahede edilmiş. Matta daha da ileri varılmış: Bir genç kadının parmağı kesile Cekmiş. Hayatı güzelliğine istinad eden bir kadın... İki göz iki çeşme ağ- iyor. Annesi demiş ki: Iğdım! Benimkini kesip sana aşlasınlar. Aşılamak! Tam yerinde bir keli- Me!... Zevallıya kayısı aşılar gibi! Derken güzellik ameliyatları da Şiktı: Yanmış bir yüzün arızalı par- Şasını çıkararak, vücudun başka kıs- Mmundaki lekesiz deri ile trampa edi- Yorlar.., Amâ sevgilisi olan bir kız: — Bir gözümü nişanlıma hediye #ttim! « demiş. - Benden çıkarın, ona atakan... Şu haberi de gazeteler yazıyor: «Birçok cinayetler işlediği için ida- Ma mahküm edilen bir kadın vasiyet- de bulunmuş: «— Ben öleceğim! Arlik görmeğe ihtiyacım kalmadı. Bir hayır işlemek | Aarrusundayım. Gözlerimi bir amâya Vereceğim. Bu ameliyat yapılsı Feci akibetini görmemek için ola- cak? Böyle hayırlı bir teklifi reddedemi- Yecekleri şüphesizdir. İdamdan evvel Ameliyat için tabiatile muayyen bir Yüiman geçecek. İnsan hasta hasta asılmaz ya, iyileşmesi bekle: siniz ki, canı şöyle bir hayırperverliği de düşünsün: — Parmaklarımı, 2üvlarını kaybeden Yakfettim... Ölçüler alınacak, münasip kimsele- ?e dağıtmalar yapılacak... Bunun için de ayrıca bir zaman fabrikalarda w- hemşerilerime geçecek. İşittiğime göre, dahili uzviyetlerde | de bir insandan ötekine bazı nakil. ler Yapılahiliyormuş. Nöbet buna ge lecek... Sonra cild tevzintı... Hulâsa, vakit kazanmak için, nakid Marfeder gibi, idam mahküm vücut Parçalarını, yavaş yavaş elden çıka- Tâcak!.... Tıpkı, hurde bir otomobili Saraja satarcasına... Her parçası baş- tarafa... Yennin biraz daha ilerlediğini ta- Sâvvur edin: Bir öküzün boynuzun- dan derisine, patiğinden etine, işkem- nden tersine kadar, tutkal, ayak- bıçak sapı, yemek ve gübre ya- bılır, Onun gibi, insanın da her par- Şasını çıkarmak, diğer birine eklemek Künün birinde mümkün olacaktır ek bette... Böylelikle, idam mahkümları, kendilerini gönüllü olarak, asri bir İşkence masasına yatırabilirler; bir- denbire öleceklerine: «Gözüm şuna, kulağım buna, burnum ötekine, böb- Teğim berikine!» diye vasiyetnameler... Böylece ceste ceste ölebilirler... Esa- Sen «Yaşamak yavaş yavaş ölmektir!» diye filosofane bir söz yok mudur, Üstelik de tesellisi caba: Yine gözleri Börecek, yine kulağı işitecek, ayakla- N yürüyecek... İlh... Fakat herbiri ay- T ayrı yerlerde... Demek, ancak, haya- tw manası değişecek... Çok işitmişliğim vardır; derlerdi kiz — En ehemmiyetlisi görmektir.. Ö- teki tahassüsler ikinci plânda kalır... ——. benden sonraki hayatta gör- xte devam etse, öldüğüme pek yan- Mim... : Bu, şimdiden oluyor! <a Maksadım huzuru âlinizde felse- Yapmak değil bay Amca. Hâşâl.. ŞEHİR HABERLERİ | | | Facia tahkikatı * » Teftiş heyeti .. . dün de yedi Ve . kişiyi dinledi Dolmabahçe sarayı önündeki hâdi- Senin tahkikine memür olan mülkiye müfettişlerinden B. Ali Seyfi ve Saim polis müfettişi B. Nimet dün de geç vakte kadar meşgul olmuşlardır. Dün, hâdise gecesi, sarayda ve saray mey- danında intizam ve inzibatı temin et- meğe memur olan polis âmir ve me- murlarından daha yedi kişi müfettiş- ler tarafından dinlenmiştir. O gece, polis kuvvetlerine nezaret eden eski polis müdür muavini ve Em- niyeti umumiye birinci şube müdürü B. Kâmran dün de dinlenmemiştir. Mülkiye teftiş heyeti B. Kâmranın ifa- desine müracaat etmeden evvel alâka- darlardan bazılarının malümatını ak mağı, bundan sonra kendisini dinle- meği lüzumlu görmüşlerdir, B, Kâm- ranın bugün müfettişlerce dinlenece- ği tahmin ediliyor, Sarayda ve meydandaki inzibat ve kuvvetle- rine zamimeten şehrin muhtelif rTakollarından bir takım memurlar da ilâveten celbedilmişti, Birer yardımcı mahiyette vazife alan bu zabıta me- murlarının isimleri mülkiye teftiş he- yetine bildir ir. Bunlar şahid si- İatile dinleneceklerdir, Dericilerin derdi Dün bir toplantı. yaptılar, hükümete müracaata karar verdiler Hükümet; deri, kebrako, jüt ipliği, jüt mensucat vesair dokuz maddenin memlekete ithalini, bazı emtianın ihracı şartına tâbi tutmuştu. Dericiler bu husustaki kararname hükümleri dahilinde hariçten ithalât yaparlarken son zamanlarda müşki- Tata maruz kalmışlar ve dün Mit sanayi birliğinde bir toplantı yâpa- rak vaziyeti hükümete bildirmeye ka rar vermişlerdir. Karşılaşılan güçlük şudur: Ham deri ithali için evvelâ apmuk ihraç edilmekte, bu maddenin dövizi Merkez bankasına gelmekte ve bu döviz karşılığı olarak ta yola çıka- rilan mal gümrüklerde kaimaktadır, Merkez bankası görülen lüzum üze- rine mezkür maddenin dövizini başka bir tarafa kapattığından derlciler mallarını gümrükten çikâramamak- tadırlar. Bu vaziyet karşısında para- sını alamıyan karşı memleket taciri de tekrar mal gönderemediğinden ham deri buhranı korkusu başgöster- miştir. Dün bu mevzu üzerinde konuşan dericiler Vekâlete acele Fakat hir de aksini düşünün: Kati- lin gözlerile kâinatı görmek de hoş bir şey değil... Kanlı bir zaviyeden dünyaya bakmaktansa karanlıkta oturmağı tercih edenler çoktur sanı- rum... O da başka... (Vâ.NÜ) Bay Amca Birahanede |. | | Haklı şikâyetler Vergi vermek için çekilen müşkilât Maruf bir kariimiz yazıyor: Benim Cağaloğluda Şeref sokağın- da bir evim vardır. Vergisini öteden- beri Hocapaşa şubesine verirdim. Emlâk vergisinin tahsili, belediyeye geçtikten sonra şubemiz değişti, Ver- giyi Alemdar şubesine vermeğe baş- ladım. Geçen gün ovimin vergisini vermek üzere Alemdar şubesine gittiğim 2a- man: — Vergiyi biz alamayız. Hocapaşa şubesine gidiniz! dediler. Alemdardan Hoçapaşa (şubesine gittim. Hocapaşa şubesinden de; — Verginizi vermek için Liman ha- nındaki vergi şubesine gidiniz! ceva- bını verdiler. Hocapaşadan Liman hanına koş- tum. Oradaki şubeden de: — geref sokağındaki cülerin vergi- lerini tahsil etmek Kumkapı şubesine alddir. Kumkapıya gidiniz! demez- ler mi. Artık çileden çıkmıştım. Vergisini vermek istiyen bir mükellefin şube- rn şubeye koşması revamıdır? Ca- R lu nerrde, Kumkapı nerede? Kumkapı şubesinden, işimi Samat- ya şubesine havale edeceklerinden korktuğum için oraya gidemedim. Ri- ca ederim, slükadarların nazarı dik- katini celbediniz Vaniköyünden başka bir kari- iz yazıyor” Vaniköy halkı, vergimizi, şim- diye kadar Beylerbeyi vergi şubesine verirdik. Şimdi emlâk vergisini ver. mek için Üsküdara gitmeğe mecbur tutulduk. Beylerbeyi, biza çok yakın iken, vergimizi vermek için Üsküda- Ta gitmeğe mecbur tutulmamızın acaba hikmeti nedir: Başka bir mesele daha var: Vergilerini vermek için şubeye gi- denlerin emlâk vergileri çöp parala- nnı ödemedikçe kabul edilmemek- tedir. Fmlik vergisi ayrı, belediye çöp parası da ayrıdır. Mükelleflerin emlâk vergisinden evvel çöp praları- nı ödeyeceklerine dair kanuni bir mecburiyet var mıdır? Bilmiyoruz. Bu noktaya alâkadar makamların dikkat nazarını çekmenizi rica ederiz, Vali ve Belediye reisi dün vilâyet konağında çalıştı Evvelki akşam ailesile beraber Ma- nisadan şehrimize dönen Vali ve Be- lediye reisi Dr. Lütfi Kırdar, yolda kendisini üşüttüğü için, dün Vilâyet ve Belediyeye gelmemiş, Nişantaşın- daki Vilâyet konağında çalışmıştır. Valinin rahatsıdığı münasebetile dün Vilâyet ve Belediyeye ait bazı ev- rak kendisine gönderilmiştir. Yugoslavya ile afyon anlaş- ması için bugün müzakereye başlanıyor Müddeti biten Türk - Yugoslav afyon anlaşmasını yenilemek üzere müzakerelere bugün başlanacaktır. Yugoslav heyeti dünkü konvansiyonel. le şehrimize gelmiştir. Türk heyetile Yugoslav heyeti arasında dün ihzari mahiyette temaslar yapılmıştır. Denizbank aşçılık kursu yakında açılıyor Denizbank ahçılık kursunu yakın- da açacaktır. Kursa devam edecek talebenin iaşesi müstakbel salon lo- kantasından temin edilecektir. Bu kursun muallimi Fransadan, kama- Tot kursu öğretmeni de İsviçreden getirtilecektir. Talebe nehari olarak | ruhfyat enstitüsü, her türlü ruhi tec- » Parti kongresi Dün bir toplantı yapıldı, hazırlık- lar bitti Yarın saat 11 de toplanacak olan Halk Partisi Vilâyet kongresinin son hazırlıklarını yapmak üzere Vilâyet idare heyeti dün akşam vali muavini B. Hüdainin başkanlığında toplan- mıştır. Vilâyet kongresi münasebelile, kay- makamların, nahiye müdürlerinin ve diğer resmi dairelere mensup müdür ve reislerin kongreye gelmeleri lüzu- mu, Vilâyet makamı tarafından bir tamim ile alâkadarlara bildirilmiştir. Üniversite pedagoji enstitüsü için yeni âletler geldi Üniversite Pedagoji enstitüsünde tecrübi ruhiyat dersine mahsus ola- rak Almanya ve Amerikadan sipariş edilen âletlerden bir kısmı gelmiştir. Diğerleri de geldikten sonra Tecrübi l rübeleri en son sistem vessitle yapa- bilecek vaziyete gelecektir. 3 > Hava soğudu Dün hava soğumuş, termometre beş dereceye kadar inmiştir. Sabahı hava güneşli iken öğleden sonra yağmur yağmağa başlamışlır. Yağmur kısa fasılalarla bütün gün devam etmiştir. Trakyada ve Orta Anadoluda ter- mömetre sıfıra kadar inmiştir. Yük- sek yerlere kar yağmaktadır. Haldeki ücretler Fazla olduğu hakkındaki iddiaya itiraz diliyor Dün bir gazete, Trakya umumi mü- fettişi general Kâzım Dirik'in şehri- mizde yaptığı son tedkikler sırasında Trakyadan gelen meyva ve sebzelerin süratle elden çıkarılmaması ve Hâlde alınan etler yüzünden Trakya müstahsillerinin çok ziyan ettiğini kaydediyor, Hâldeki ücretlerin pek pahalı ve hamallarının az olduğunu ilâve ediyordu. Bu neşriyat üzerine alâkadarların malümatına müracaat ettik. Verilen malümata göre, ardiye ve hamaliye | ücretleri yeni meyva hâli açılmadan üç sene evvel alâkadar tacirlerin ve komisyoncuların Belediye ile yaptık- ları uzun müzakereler neticesinde tesbit edilmiştir, Bu hususta muhtelif nevi ve cinsteki meyva ve Sebzelrin satış kabiliyetleri nazarı dikkate alın. mıştır. Trakyadan, malldrın hemen hepsi kara tarikile şimendifer ve kamyon- larla geldiğine göre, bunların moför veya kayıklarda bekledikleri iddiası yerinde değildir. Nitekim hâl idaresi ge- çen yaz Trakyadan gelecek kavunla- rın bozulmadan ve çürümeden satışı- nı temin etmek üzere yeni bir tedbir almış, bir kısmı deniz yolile gelen ka- vunların kayık veya motörlerden mü- tehassis ellerce çıkarılmasını temin etmek için tahliye işlerini komisyon- cuların mütehassıs adamlarına yap- tırmıştır. Hâldeki nakliyat işlerinde de teah. hür olmadığı temin edilmektedir. Erenköy cinayeti muhakemesi Karısını öldüren ve marangoz Hüseyini yaralıyan bahçıvan ne diyor? Erenköyünde karısı Fatmayı bi. çakla öldüren ve marangoz Hüseyin adında birini de yaralıyan bahçıvan Hüseyinin muhakemesine dün âğır- ceza mahkemesinde (başlanmıştır. Son tahkikatın açılmasına dair ka- rarmamede Hüeseyinin, tehevvüren karısını öldürmek ve diğer Hüseyini de yaralamak suçlarından dolayı muhakeme altına alınması istenili- yordu. Evrak okunduktan sonra maz- nun Hüseyin vakayı şöyle anlattı: Fatma benim karımdır, Üç çocuğumuz vardır. Fakat son zamanlarda karım beni ihmal etmeğe ve bir gün de evden çıkıp marangoz Hüseyinin yanına giderek onun- la beraber yaşamağa başladı. Bve dönmesi için müteaddid defalar ihtar ettimse de gün kendisini karakola da- Karakolda yine be“ le barışmadı. Oradan çıkıp giderken kendisine yalvardnm. En büyük çocuğu- muz 12 yaşında Hali de yanımızda idi, Ağlayan çocuğu göstererek, hiç değilse buna acımadını edim. Fatma yine din- lemedi, Hüseyin de koluna girip kendi evine götürmek üzere sürükledi, Karakoldan çıklığımız sırada Hüseyi- belinde tabanca olmasından şüphele- k ben de yol üz «Hüseyin vur- ye bağırdı. H vu attı, Bana ta- ğ nladım. O esnada Yü- de bir tokat vuruldu. Fakat hangisi- nin vurduğuhu farkedemedim. Üçümüz de biribirimize gitdik. Aıtık kendimi kaybet- miştim. Bundan sonm me yaptığımı bil. imiyorum, Vakanın en yakın şahidi ve katil ile ölen Fatmanın çocukları 12 yaşın- da Hall! şahit olarak mahkemeye ge tirildi. Küçük Halil, maznun Hüseyi- nin kendi babası olduğunu söyledi ve hâkimin: — Şahitlik yapaçak mısın? İster- sen şahitlikten çekilebilirsin. Demesi üzerine; — Ben şahitlik yapamam. Bu işte bütün kabahat annemdedir. Ben ba- bamı isterim, Dedi ve şahitlikten çekildi. Halilin ilk tahkikat esnasında verdiği ifade okundu, Çocuk bu ifadesinde! «Babam, anncme dalma #cnalık yapar, onu döverdi. Annem de evden kaçıp ma- rangoz Hüseyinin bizmetçiliğine gitti. Va ka günü hep beraber karakoldan döner- ken babam bıçağını ânnemin göğsüne 60- karak büktü Sonrada öteki Hüseyini vurdu. Annemin göğsündeki yaraya ben mendilimi sardım.» Diyordu. Çocuk ifadesinin yanlış olduğunu söyledi. Dinlenen şahitler vakayı yakından görmediklerini bil- dirdiler. Diğer şahitlerin celbi için muhakeme başka güne bırakıldı. Sucu dükkânlarındaki ziller ve bazı esnafın oparlörleri kaldırılacak Bir takım sucu dükkânlarında müş“ teri celbetmek için elektrikli, elek- triksiz ziller kullanıldığı ve bazı esna” fın da oparlörlerle gelip geçenleri rahatsız ettikleri görüldüğünden; Be- lediye bu hususta bir tedbir alacağın- dan, alâkadar şube müdürlerinin mü- talâalarını sormuştur, Yurdun varlığı çocukla kaim- dir. Bakımsızlıktan ölen yavrula- rı da düşün. Yılda bir lira ver. cuk kurumuna ÜYE OL! Ni 1/1 — Hayır, âlimler İspanya toprak- ları altında medeniyet eserleri bul- B. A. — Bayır amma üstünde bul salardı şaşardım!...