6 Teşrinisani 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA m mmm an ilim İnsan sürüleri... Bir kaç gündür bütün Avrupa, Amerikalıların safiyetile alay ediyor. Bilmem sizin de gözünüze, gazete- lerde çıkan şöyle bir haber ilişti mi Meşhur romancı Vels, radyoda oynan- mak üzere yeni usul bir piyes yazmış, Sözde seyyareler arasında muharebe olu- yor, Amerikada radyo başından oluran- lar, bunun bir smiz an radyo» olduğunu anlımamışlar. Zira eser şöyle başlıyor: muş. Evvelâ bir hava raporu okunmuş. Son- ra dans plâkları çalınmış. Derken bir program kıraat edilirken yarı yerinde sekteye uğratılmış ve korku verici bir ha- ber duyulmuş: — Bir feza gemisi arzımızım üzerine in» di. Ölüm şunlarile mücehhez! Gemiden çıkan mahlüklar en son sistem tahrib Âletlerile Birleşik Amerikaya hücum edi- yorlar, Bunlar sözde başka bir seyyarenin sa- kinleri imiş. Derken çüya Amerikanın bir büyük kamandanı mikrefon başına geçmiş. Müslerlilerin silâhlarındaki müt- hiş tesirleri izah ederek korunmak İçin alınacak tedbirleri izaha girişmiş. Dahi- Hye Namrı rolünü üzerine alan aktör ise, halka, şehirlerden kaçmağı ve açık era» zide barmmağı tembih etmiş. Netiçede bir paniktir başlamış. Radyosu açık olan elmıyana koşup haber vermiş, Asansörlerde yer bulamıyanlar, merdiven basamaklarını dörder dörder yarak sokakları beylamış. Hattâ polis) disenin doğruluğuna inanmış, Bütün bü yük şehirlerde milyonlarca İnsan, rom cı Vels'in bu oyununa kanmış, Umumi hayat değişmiş... nuna sehirleyici gaz kokusu çalınıyor te- yehhümile mendil tıkayanlar da olmuş... Şimdi, bütün Avrupalılar, Ameri: kahların safiyetile alay ediyor. Zaten ötedenberi takılıp dururlar, Meşhur fıkradır: Yeni dünyalı bir zat, Londraya gelmiş, Otemebil beklerken, kapıcının oğlu ken- disine bir çocuk tuhaflığı parak bilme. €© sormuş: — Büyük babamın biricik oğlunun biri- ik oğlu benim nem olur? — Vallahi sizin aileyi tanımıyorum. — Ben kendim olurum yahu! Anlıya- madın mı? — Yat. Merkes gülmüş; o da gülmüş. Amerika- ya dönünce bilmeceyi ahbablarına tek- rarlamış demişler ki: — Vallahi, büyük babanın biricik oğlu- mun biricik oğlu kimdir, anlıyamadık! — Kim olacak? Londradaki otel kapı” Gasmın oğludur, yakın! Sözde yeni dünyalılar, bütün tek- nik muvaffakıyetlerine rağmen bu derece mercimek dimağlı imişler.. Bu son hadise de, işte buna şahid- Ben kendi hesabıma bu iddiaya inanmıyorum. Bir Avrupalı, Ameri- kadaki müşahedesini oralı bir mü- nevvere: — Bizde pek çok zeki memur var- dır. Sizin bütün memurlara dikkat ettim, hepsi ahmak! - diye anlatın- ca, Nevyorklu: — Sebebi var! - diyerek gülmüş. - Bizde “akıllı adam şahsi teşebbüsile İşlere girişir, zengin olur, Bu üslüb dahilinde düşünülürse, Amerikada, Vels'in romanını haki- kat sanarak sokaklara ırlıyacak milyonlarca insan bulunabitir. Fakat buna mukabil eski dünyada o re manın mevzuunu takib edemiyecek hamakattekiler o ekseriyeti. Me sele burada! Şayet insanlık heyeti umumiyesile daha uzun asırlar terakki ederse o olduğunu siz kıyas edin.. » Heyhat!... Bir taraftan akalli kalil dehâlar.. Öteyanda, ekseriyetin ek- Seriyeti bu kabil safderun bir sürü... Tevekkeli değil, dünyanın işleri be »diz bu minval üzere... (VA - Nü) “ümeENEEr ENE EEAEEEAEENAEEESASAAAAEAA EAA Hatay heyeti yarın gidiyor Şehrimizde bulunan B. Abdülğani Türkmenin relsliği altındaki Hatay heyeti dün Kapalıçarşıyı vesair Yerleri gezmiştir. Heyet, hava mü- #8id olursa bugün Yalovaya gidecek- Ür. Heyet azası pazartesi sabahı şeh- Tİmizden hareket edeceklerdir. Seyrüsefer işaretleri Beynelmilet seyrüsefer İşlerinin tevhidi için hir kaç sene evvel Cenev- Tede toplanan beynelmilel bir komite bütün bu işaretler hakkında bir ka» Tar vermiştir. Belediye bu karara gö- To yollara talik edilecek olan işaret- İtin şekil, eb'ad ve rengini teshit et» başlamıştır. Yeni işaretler ya» zum görü yorlere konan pa vam 8 Hattâ © sıralarda bur- | ŞEHİR HABERLERİ Nakil vasıtaları Içlerinde yolcu varken benzin alamiyacaklar Şehir meclisinee müzakere edilmek Üzere Belediye relsliği makamı tara- fından hazırlanan motörlü ve motör- süz nakliye vasıtalarına ald talimat. name bugünlerde mecliste müzakere edilecektir. Yeni tallmatnameye son Zâ- manlârda görülen ihtiyaçlara göre yeni bazı maddeler ilâve edilmiştir, Bu maddelerde bilhassa Şoförlerde diğer meslek erbabından farklı olarak aranması lâzım gelen hususi vasıflar sayılmaktadır. Benzin alım v; satımı ve motörlü nakliy» vasılalarının benzin alıp ve ri hakkında da bir talimatna- me hazırlanacaktır. Bu talimatna- me, bilhassa benzin depolarının haiz İ bulunacakları şartlarla benzin satı- şının, bu meyanda vesaiti nakliyelere benzin verilme şartlarının tanzim ve ıslahını istihdal ediyor. Otomobil otobüs gibi motörlü nak- liye vasıtalarının içlerinde yolcu Var- ken depolardan benzin almaları memnudur. Nitekim geçen sene Be lediye şiddetli bir tamim İle bu mem- İ nuiyet hakkında alâkadarlara şid- detli ihtarda bulunduğu halde son zamanlarda bazı otobüslerin içlerin- de yolcu varken yolda depo önünde durarak benzin aldıkları görülmüş- tür. Benzin alırken iştial vukuu her an mümkün olduğundan yeni tali- malnamede bilhassa bu kayda fazla ehemmiyet verilecektir. Haydarpaşa lisesi sahilinin ağaçlandırılması Maarif Vekâleti ile Belediye müşterek bir masrafla tesisatı yapacaklar Haydarpaşa lisesinden deniz kena- rına kadar uzanan sahanın tanzimi ve buraya geniş bir park yapılarak çıplak kısmın ağaçlandırılması, sahil- de de bir banyo yeri ve kayıkhane vü- cude getirilmesi kararlaştırılmışta. Bu karara göre Belediye ve Maarif Vekâ- Jeti mühendis ve mimarlarından mü- rTekkeb bir heyet mahallinde icab eden tedkikleri yapmışlardı. Vali ve Belediye reisi B. Muhiddin Üstündağ dün Haydarpaşaya giderek yapılacak tesisat etrafında mahallin. .de isdkikler yapmıştır. Tesisat Maa- rif Vekâletile Belediye tarafından müştereken verilecek tahsisatia temin edilecektir. Belediye, birkaç sene evvel Selimi. ye sırtlatını ağaçlandırmışlı, Haydar. paşa lisesi önünde dikilecek ağaçlar. la bu çorak arazi yeşillenmiş olacak. Randevucu kadınlar Atinanın hasta olmadığı mua- yene neticesinde anlaşıldı Gizli randevuculuk ve döviz kaçak- çılığı suçlarından maznun Atina ve Katina adlarındaki kadınlar hakkın. da hazırlık tahkikatı devam ediyor. Dün de muhafaza teşkilâtından bir çok memurlar dördüncü sorgu hâ- kimliğine çağırılarak şahid sıfatile dinlenmişlerdir. Diğer taraftan maz- nunlardan Atina sorgu hâkimliğine müracaatla basta olduğunu ileri sür- müş ve muâyenesini istemişti. Adliye doktoru B. Enver Karan dün Atinayı tevkifhanede müayene etmiş- tir. Muayene neticesinde Atinada has- talık bulunmadığı anlaşılmış ve key- fiyet raporla müddetumumiliğe bildi. rilmiştir. B. Muammer Eriş geldi İş bankası umum müdürü B. Muammer Eriş dün muhtelit katarla Ankaradan şehrimize gelmiştir. Haf. Vini geçi ka takili. GEÇ iş MGR İ( Şikâyetler Niçin yarim ton kömür verilmesin? Gazetelerde Türk antrasiti kullanınız» diye reklâmlar görü- yoruz. Fakat bu kömürden &i- mak için deposuna müracaat et- tiğimiz zaman şu cevabı alıyo- Tuz — Yarım ton verilmez. En aşa- ğı bir ton alınabilir. Bu vaziyet karşısında tonu 22 buçuk lira olan kömürü pera- kendecilerden tonunu 26 lira he- sabile almak mecburiyeti hasıl oluyor. Hem de yalvarır bir şe- kilde! Yerli kok ve ecnebi her cins maden kömürlerini depoların- dan yarım ton almak müwkün oluyor da türk antrasitini neden vermiyorlar? Fakir halkı maden kömürü yakmaktan soğulan pek fena bir usul! R.K. i Kininier saf mı, yoksa mağşuşmu? Bir şirket, bir eczane aleyhine dava açtı Anadolunun muhtelif yerlerinde yol inşaatı yapan bir şirket bir müd- det evvel işçilerine tevzi etmek üzere İstanbuldan bir eczaneden on bin li- ralık kinin salın almış ve ameleye dağıtmıştır. Sıtmadan müteessir olan işçiler kinini kullanmışlar fakat bek- lenilen tesir görülmemiştir. İddiaya nazaran, bu vaziyet karşı- sında şirket idaresi bu kininlerin ar- tan kısmını tahlil ettirmiş ve kinin- lerin tam evsafda olmadığı anlaşıl- mıştır. Bunun üzerine şirket mahke- Asliye birinci hukuk mahkemesine intikal eden davaya dün bakılmıştır. Bu celsede davacı şirket vekilleri id- “ dialarını yukarda yazdığımız şekilde anlattıktan sonra kininlerin bakıye- sinin bir kere de mahkeme tarafın- dan tahlil ettirilerek lâzım gelen ev- safı haiz olup olmadıklarınının resmi mahiyette. tesbitini istemişlerdir. Bi- rinci hukuk mahkemesi bu talebi ka- bul ederek mahkeme Aâzasından B. 'Mefhareti naib tayin etmiş ve B, Mef- haretin riyasetli altında profesör B. Etem Akit, kimyager B. Celi Tahsin ve adliye doktoru B, Enver Karandan müteşekkil bir ehlivukuf heyeti teş- Kiline karar vermiştir. Ehlivukuf he- yeti mevcud kinin nümunelerini mu- ayene ve tedkik ederek neticeyi ra- porla mahkemeye bildirecekler ve bu rapora, göre muhakesmeye,devam edi- Jetektir, Havagazı tarifeleri Tarife komisyonu fiatleri biraz indirdi Üç ayda bir toplanan havagazı üc. retleri tarife komisyonu fiatlere esas teşkil eden kömür vesair unsurların fiatlerinde biraz düşüklük olduğunu görmüş ve havagazı fiatlerini bir mik- dar ucuzlatmağa karar vermiştir. Ye ni flatler şu suretle tesbit edilmiştir: Beyoğlu havagazı şirketi fiat tarifesi altı kuruş bir para yerine 5 kuruş 36 paraya, İstanbul Yedikule tarifesi 5 kuruş 35 paradan 5 kuruş 28 para- ya, Kadıköy tarifesi de 8 kuruş 4 pa- radan 5 kuruş 37 paraya indirilmiş. tir. Yeni flat tarifeleri 1 teşrinisani- den itibaren muteberdir. Eroin satanlar Emniyet direktörlüğünün ikinci şube memurları, Galatada Osman, Tarukpazarında Şükrü, Receb İsim- lerindeki eroin saticılarını yakala. eye vermiştir, Aytıca Sara» mer ve Abdullah isimlerinde ilik bir eroin satıcı şebekesi de yakalanmıştır, Zabıta memurları, şebeke efradının , Ticaret filomuz Büyük bir vapur daha sipariş edildi Deniz ticaret filomuzun takviyesi yolunda faaliyet deyam etmektedir. Denizbank, geçen sene sipariş ettiği vapurlardan başka, açık deniz yol- culuğu için Almanyaya 5,200 tonluk büyük bir vapur daha ısmarlamıştır. Geçen sene ısmarlanân on vapur- dan üçü açık deniz yolculuğu için- dir. Bu vapurların ısmarlandığı tez- gühlarda gösterilen teahhur dolayı- sile ayni tip diğer üç gemi başka bir Alman firmasına sipariş edilmişti. 5,200 tonluk büyük vapurların da bu firmaya ısmarlanması münasib görül müştür. Şu vaziyete göre açık deniz yolculuğuna tahsis edilecek yeni va purların adedi yediyi bulmuştur. Yakın sahillere işliyen iki vapur da dahil olmak üzere Denizbank Deniz- yollari işletmesinin yeni vapur adedi Almanyadan gelecek olanlarla birlik» te 15 tanedir, Fakat yeniden ısmarla nacak olanlarla beraber, bir iki sene içinde yeni vepurların adedi yirmiyi bulacaktır. Istrancada köy yatı mektebi Maarif müdürü B. Tevfik Kutun İstrancaya giderek tedkikat yaptır ğını yazmışlık. Haber aldığımıza gö- re vilâyetin diğer bâzı kazalarında olduğu gibi İstrancada da bir köy yatı mektebi tesis edilecektir. Bu mekte- be elverişli bir bina bulmak veyahut yeniden inşa ettirmek üzere icab eden tahsisat bütçeye konacaktır. Bedianın yanağını kesen Yunus mahkemede Maznun, şahidlerin ifadelerini reddetti Bir müddet evvel erkek elbisesi gi- yerek dolaşan ve ismi Bedia iken ken- dine Bedi ismini takan bir genç kız Ortaköy civarında Yunus adında bir delikanlı ile tanışmış ve bir müddet konuştuktan sonra bir gün kahvede otururlarken aralarında çikan kav. gada Yunus ustura İle Bedlanın ya- nağını kesmişti. Dün asliye birinci ceza mahkeme- sinde Yunüsün mevkufen muhakeme- sine bakılmış ve şahidler dinlenmiş. tir. Şahidlerden bir kısmı bir pazar günti Bedia yanında birkaç erkek ar- kadaşile ve erkek elbisesile Melime. din kâbvesinde otururken Yunüsün arkadan yavaşça sokularak elindeki ustura ile Beadianın yanağını kestiği. ni söylemişlerdir. Bir kısım şahidler de hâdiseyi aynı şekilde anlattıktan sonra: — Yunüs, Bediayı yaraladıktan sonra; «İş bu kadarla bitmedi. Sonra onu gene yaralıyacağım» dediğini ilâve etmişlerdir. Maznun Yunüsün vekili bu şahidlerin ifadelerini red- detmiş ve Yunüsün zalülcenb hasta- ağı geçirdiğini, mevkufiyeti devam et- tiği takdirde bu hastalığın tesirile verem olup Ölmesi ihtimali kuvvetli olduğunu söyliyerek müekkilinin tah- Yiyesini ve müdafaa şahidlerinin din. lenmesini istemiştir, MahkemX tahli- ye talebini reddederek müdafaa şa- hidlerinin celbi için muhakemeyi baş- ka güne bırakmıştır. Dünkü sis Dün sabah şehrin her tarafını ke- sif bir sis tabakası kaplamıştı. Bu yüzden vapur seferleri sekleye uğra- muş, bilhassa yukarı Boğazda ilk s8- İerler yapılamamıştır, Yukarı Boğaz- dan ilk vapur Köprüye saat on birde gelebilmiştir. Aşağı Boğaz iskelelerin- de de İlk seferler teahhurle yapılımış- tır, Tramvay çarpti Vatman Arifin idaresindeki tram- vay arabası, İstiklâl caddesinde Sotiri isminde birine çarparak muktelif yerlerinden yaralanmasına sebep ol- , muştur, Vatman yakalanmış, yaralı İSTANBUL HAYATI Delikanlının aşk mektubu İkisinin de yaşları -on alli ile or yedi arasında, giyinişleri düzgündü. Tramvayda yanyana kanapeye otur- dular. Biri kasketini dizinin üzerine koyarak briyantinli saçlarını itina ile düzeltikten sonra elindeki çanta- dan mini mini, şık bir zari çıkardı. Derin derin içini çekti ve mırıldandı: — Bu defa mutlaka kafese girecek. Arkadaşı güldü: — Ne oldu? Halâ seninkini getiremedin mi? Kaşlarını çatıp homurdandı: — Hınım... Benim elimden kurtu labilir mi azizim? Şimdiye kadar kendini naza çekti, randevulara gel- medi, beni enayi yerine koymağa külkıştı amma, bunlar para elmez Bilirsin ya, elime kalemi alınca taşı bile dile getiririm. Dün akşam ye mekten sonra odaya kapandım, sa- baha kadar uğraştım. Şu mektubu görüyor musun? Gece sabaha ka dar kafa patlattım amma, onun da aklını fikrini altüst ettim. Şu mek- tup eline geçer geçmez bomba gibi patlıyacak, Kendi ayaklarile tıpış tı- Pış gelip beni arınyacak. Yazdıkları- mı okuyup da yola gelmiyecek kadın tasavvur edemiyorum. Bilirsin, ben herkese açılmam, sen yabancı değil- sin. Hadi, sana okuyayım da dinle... Biraz da edebiyat öğren İtina ile zarftan çıkardığı pembe kâğıdı açtı. Kargacık burgacık sa- tırları kekeliyerek okumağa başladı: «Cicim, (L...), Aaaah.. Gece yarı- sı, zindan gibi kapkaranlık odamın simsiyah duvarları arasında şu mek- tabu yazarken nasıl ahlar çekiyo- rum biliyor musun? Ooof, hain oof... İşte, gene hayalin göründü. Perde. nin arasından sızan güneşin ışıkları arasında seni görüyor gibi oluyorum. Aah..» Gittikçe sesinin perdesi yükseli- yor, ahlar, oflar, okurken galiba ken- dini kapkaranlık odasında yapayal- nız sanıyordu. Sesini titrete titrete devam etil; «Aaah, Sevgili (1...) cığım ah... Gecenin karanlıkları içinde gözyaşi- le karışık terler dökerek düşünüyo- rum. Acaba seni niçin sevdim?. Ah, ben ne kadar talihsiz bir gencim! Keşke seni hiç görmeseydim. Ooof, cicim of, Beni deli divane ettin, ak- imi başımdan aldın, serseriye çevir. din beni... Sende bir parça vicdan ol- sa... Aaaaah, ah... Kalemim yürümü- yor. İşte, sana son defa yazıyorum. Eğer bu defa da bana acımazsan bir gün mezarımın başında... Oooof... Ha- yor, hayır... Sana kavuşmadan ölmi- yeceğim. Sen de bana kızmazsın de- gil mi? Bak, güneşin ışıkları bana kr yamıyorlar. Perdenin arasından gil. Tümsüyorlar. Sevgili (1....). Gece ya- rısı çektiğim ahları, ofları duysan sed de acırsın ya... İşte... Sana binlerce, yüz binlerce anaaah, of..» Mağrur bir eda ile arkadaşına dön- dü: v — Nasıl? Şu mektubu Kicopatra- nm, Venüsün heykellerine okusam, -* onlar bile dile gelirler ya... , Arkadaşı güldü: — Belki onları dile getirirsin am- ma, senin sevgiliye vız gelir, Sen ona ahlar, oflar yazacağına bir maç bile- ti göndersen daha kolay yola getirir. sin. Cemal Refik Kızlara mahsus askerlik. dersleri Geçen senedenberi kız liselerine de haftada bir saat olmak üzere mecbü- ri askerlik dersi konulmuş ve tatbik eğilmişti. Vilâet seferberlik şubesi müdürlü- ğü maarif müdürlüğüne bir tezkere yazarak kızlâra mahsus askerlik dersi nin haftada iki saate çıkarılmasını bil dirmiştir. Fakat Maari? Vekâletin- den gelen emirde kızlara mahsus a5- kerlik dersinin haftada bir saatten fazlaya çıkarılmasının doğru olmadı. ğı ve ders müfredat programının tâ- mamile tatbiki lâzım geldiği bildiri. miştir. Denizden çıkan cesedin hüviyeti Evvelki gün Kadıköy açıklarında denizde bir erkek cesedi bulunmuş- tur. Yapılan tahkikatta bu adamın, Kadıköy sakinlerinden Eirkor isminde biri olduğu tesbit edilmiş ve gömül- yola