Bir gecelik itfaiye memurluğu.. Koğuşta bekliyorduk. Birdenbire opar- lörde bir ses bağırdı: “Yangın var |. » Fuar m Tahtakaleye gelmiştik. Yangın olan yere yakınız.. Etrafı dehşetli Gece... Saat 11... Dışarıda sicim gis bi bir yağmur yağıyor. İtfaiyenin Fa- tih grupu binasında oturuyoruz. Bir gecelik bir itfaiye hayatı yaşıyacağım. Yahgına gideceğim, kazaya gidece- ğim. Sabaha kadar göz kırpmıyan itfaiye santral memurunun karşısındaki odada ” oturuyorum, Başımda itfaiye tası, sır- tımda itfaiye kaputu, hazır bekliyo- rum. Acej (faiye neferi böyle olur. Çünkü itfaiye memurları gözümü korkuttular: Yangın gili çaldığı zaman biz © kadar çabuk hareket ederiz ki çabu- cak giyinip yetişemezsiniz. Bunun için giyinik bekleseniz daha iyi olur sanırız. Ben de bunun için giyinik bekliyo- rum. Bundan başka da çare yok. Ta- savvur ediniz. Giyinmemişim de, yan- gın zili çalınca itfaiye arkadaşlara yes tişememişim. Yangına giden grupu kaçırmışım. Otomobillerin arkasın» dan, yağmurun altında yaya koşuyo- rum. Herhalde parlak bir vaziyet de- 6 İtfaiye karargahında hep birlikte nöbet beklediğimiz memurların ara- sında en tecrübeli, en eski itfaiyeciler var... İşte şu köşede oturan zat 22 se- nedenberi İstanbulda her yangına git- miş bir itfaiye memurü. Meslek aşkı onda o hale gelmiş ki mezun gecele- Yirmi iki senedenberi dizlerinde itfa- iye tasını kapınca yangına gitmiş... Yirmi iki senedenberi dizlerinde infa- iye pantalonu, çizmeleri yatağının yanında, kaputu ve tası baş ucunda gu he bir halde ve tetikte uyumuş... İşte onun yanındaki memur bir Yangında yedi kişiyi alevler arasından kurtarmış. Büyük yangınlar Meşhur yangınlar hakkında konu- şüyoruz. Sultanahmedde ayni binada 17 ay içinde sekiz defa nasıl yangin çıktığını anlatıyorlar. Bir itfaiye memuru saate baktı: — Alevli yangınlar gece 24 den son- ra başlar, dedi, çünkü herkes o 72- manlar uykuya yalmıştır. Ekseriya yangın ileriledikten sonra işin farkı- na varırlar ve itfaiyeye haber verirler. Birdenbire içeriki santral odasında acı acı bir zil sesi... Telefon santral yor: — Allo... Yangın mı efendim?... Ad- Tes bu değil mi? Derhal bize telefon numaranızı veriniz?.. Santral memuru yangın haberi ve- ren adamın telefon ettiği yerin numa» rasını aldı. İtfaiye memurları son hazırlıklarını yaptılar. Bu sırada santral memuru yangın haberi veren adamdan aldığı numaraya bir daha telefon ederek s0- ruyordu: - Yangın haberini siz verdiniz de. ğil mi efendim? Bundan sonra duvarda, üzerinde bü- yük kırmızı harflerle «Yangın!» yazılı olan fener yandı. Her tarafta ziller ça- lınmağa başladı. Koğuşların her kö- şesindeki oparlörler bağırıyordu: Yangın, yangin!.. Kafile hareket ediyor Bütün bu gürültü, bu hazırlık, bu koşuşma yıldırım süratile oldu. Ken- dimi evvelce bana hazırlanan otomo- bilimdeki yerimde buldum. Biz garaj- dan çıkarken, Fatih parkı köşesindeki büyük düdük te çalıyor, nakil vasıta- larına bizim süratle geldiğimizi haber veriyordu. Bir yandan yangına giderken ya- nımdaki memura soruyordum: — Telefon santralı niçin yangın ha- ber veren adamın telefon numarasını aldı? Ve bir daha niç yni yere yan» gını sordu? Efendim... Bize bir takım çocuk- lar musallat olmuştu. Mütemadiyen yangın diye telefon ediyorlardı. Fakat bunları yakaladık. Şimdi varın Na. memuru konuşu” İtfaiye grupu berinin doğruluğunu konirol için bi- 2e haber verilen yerin telefon numa- rasını alıyoruz. Bir daha oraya telefon ediyoruz. Otomebillerimiz çan çalarak sokak- larda koşuyorlar. Yağmur büsbütün şiddetini arttırmış... Yanımdakine; — Bereket ki yağmur var... Yangın çabuk söner... Dedim. Eski itfalye memuru cevap verdi: — Halk ta böyle zanneder. Fakat yağmurun yangın üzerine bir iyiliği olmaz, hattâ fenalığı dokunur... Yağ- mursuz zamanlarda itfaiye daha ra- hat çalışır... Yanık kokusu Tahtakaleye (gelmiştik. Yangın mıntakasına yaklaşmıştık. Yanımda oturan arkadaşım Sordu: — Kokuyu duyuyor musunuz? Evet havada bir yanık kokusu var- dı.-Bir köşeyi dönünce kalın bir du- manın kepenkleri kapalı bir dükkâ- nın damından süzüldüğünü gördük. İ ibi dükkân sanki kendi ken- pimli gibiydi. Sokak pek tenha idi. Mahalle uyku içinde gibi... Yalnız iki kişi oradan oraya koşuyor, kapıları çalıyorlar, dükkân kepenkle- Tinİ yumrukluyorlar, telâşlı telâşlı bir şeyler söylüyorlar. Otomuobillerimiz «zink!» diye durdu. İtfaiye memurlarının yere alama- Jarile hortumlara yapışmaları bir ol- du. Hortumun bir ucundan da ben yapıştım. Yangın dükkânın bodurum katın- daki talaşların tutuşmasından çık- | miştı. K Fakat bodurumda öyle bir duman vardı ki içeri girmek imkânsızdı. İçeri girilse de dumandan göz gözü görmü- vordu. Dükkün cam eşyası, tabak, ça- nak ve saire satılan bir yerdi. Mağazanın adamlarından olduğu- nu anladığımız biri — Aman... diyordu, içeride kırıla- cak eşya var ne yapsak acaba? Eğer aşağıdaki penceresiz, koyu, boğucu dumanla dolu boduruma gis rilemiyecek olursa yangının büyüye- ve bütün semti tehdid edeceği muhakkaktı. Maskeler takılıyor İstanbul itfaiye grupu Amiri bay İsmail bağırdı: bir yanık kokusu kaplamıştı hareket ediyor — Bana bir maske bulunuz Uzalılan maskeyi taktı. Ben de bir maske taktım. Eilerimizde baltalar boduruma daldık. Bodurumda 14 ta- ne talaş dolu sandık varmış... Karanlıkta elimizdeki baltaları sal. hyarak bu sandıkların yerlerini tesbit ediyorduk. Fakat duman müthiş... İtfaiye grup âmiri beni kolumdan çekerek yere çö- meltti. Duman içinde itfaiye ancak böyle çalışabilir. Dumanın kesif tarafı yu- kurda olduğu için ayakta çalışmak pek müşkül... Halbuki iğilirseniz aşa- gıda, dumanın nisbeten hafif olduğu yerde çalışmak daha kolay... Fakat baktık ki bodurumu öyle ko- lay kolay söndürmek imkânı yok... Bütün hortumu getirdik. Bodurumu yarısına kadar su ile doldurduk. Bu sefer yangın çıkan dükkânın önünde büyük bir kalabalık vardi. Onları da- Zitmak ta bir mesele. Meselâ biri telâş- Ja geliyor: — Suya ihtiyacınız varsa bizim ku- yu doludur. geliniz. "Tahkik ediyoruz ki evi dört mahal. le uzakta... Fakat bütün bunlara hiç intiyac kalmıyor. Yarısına kadar su İle doldurulan bodurum söndü bile.. Tekrar otomobillerimizle dönüye- ruz, İtfaiye karargâhındaki sıra sira, ga» yet güzel, beyaz fayanstan yapılmış duş yerlerinde itfaiye memurları yi kanıyorlar,.. Terin ve dumanın pisliği- ni gideriyorlar. İşte bir gece itfaiye karargâhındaki hayat böyle geçiyor. Hikmet Feridun Es İzmirde bir esrar kaçakçısı yakalandı İzmir (Akşam) — Ötedenberi İz- mirde esrar kaçakçılığı yapan İsmail adında birisi, araştırma memurları tarafından suç İsmaili memurlarından ikisi kadın kıy: girmiş ve başka birisi para vererek esrarı alırken kendisini tutmuşlar- dır. İzmir zabılası, takdire değ muvaffakıyet daha közanmıştır. izmir mektupları İzmir fuarının kapanma - sına bir hafta kaldı İ dadır. 939 da Nevyorkta açılacak dün- ve evsimin en iyi dinlenme eğlenme yeri halini aldı İzmir Fuarında Çinili çeşme İzmir (Akşam) — Bu seneki Fua- rım, geçen yıllar Fuarlarından üstün- (© lüğü yalnız dekorasyon ve eğlence | vasıtalarının çokluğunda değil, Tür- | kiyede yetisen muhtelif mahsullerin | yerli ve ecnebi ziyaretçilere tam bir ! fikir verecek şekilde teşhir edilmei, : sinde, bilhassa geceleri, yapılmış olan | fenni tesisat sayesinde Fuar sahasi- nın ışık tufanı içinde bırakılmasın- dadır, Muhtelif çiçek ve ağaçlar, ışık oyunu İle sarı, lâciverd, kırmızı vesair renklerde o kadar güzel görünüyor ki insan Saatlerce bu işik tufanı seyrelse gene doymuyor. daha seyret- | mek istiyor. Yorgun insanlar, yazın | senenin yorgunluklarını çıkarmak için plâjlara, ılıcalara, dağlara, yay- Yalara çekilirler, İzmir Fuarı, Fuar © mevsiminde en iyi bir dinlenme v6 yorgunluğu giderme yeri halindedir. Bu güzelliği İzmir Fuarına verebil- mek için yüzden fazla Türk ve ec- nebi mütehassıs dekoratör çalışmış ve işlerinde hakikaten muvaffak ol- muşlardır . Fuarın az para sarfile eğlenecek kısımları pek çoktur, bu itibarla her kese için elverişlidir, fazla para ser- | federek dört başı mamür şekilde eğ- | lenmek istiyenlere mahsus yerleri de eksik değildir. Fuarın paraşüt kulesi, 24 kişi alan döner dolabı Kültürpar- kı kuş bakışı seyretmek istiyenlerin eksik olmadıkları yerlerdir, Gençler, müsaid havalarda paraşüt kulesin- den geceleri bile atlamalar yapıyor- lar, döner dolap, İnsanı yirmi metre yüksekliğe çıkardıktan sonra tekrar yere indiriyor, Döner dolapta başları döne döne Fuarın güzel manzarala- rına dalanların yüzlerinde tebessüm eksik olmiyor, ağızları açık kalıyor. Bu, biraz da korku tesirile olsa ge- rek, Bu sene Fuarda Şaşal suyu satan- lara zarar veren büyük bir çeşme var: Kütahya çinisinden yapılan em- salsiz güzellikteki çeşme.. Gece gündüz etrafında susuzluk- | larımı teskin edenlerin eksik bulun- madığı bu çeşme, bu seneki Fuarın en yüksek “muvaffakıyetleri arasın- ya sergisinde böyle bir çeşme inşası için alâkadarlar, Nevyork sergisi ko- miserlerliğimiz nezdinde teşebbüste bulunacaklardır, Böyle bir çeşmenin, dünya sergisinde inşa edilmesi, çini» cilikteki üstünlüğümüzü, Türk sana- timi cihana göstermek ve tanıtmak noktasından ihmal edilemmelidir. Fuarın kapanmasına bir hafta kal- dı. Bu fevkalâde güzelliklere em- salsiz eğlencelere alışan İzmirliler Fuar kapandıktan sonra ne yapacak- Jar? Hiç şüphesiz gelecek seneki Fua- rı beklemek lizem.. gönül istiyor ki bu emsalsiz güzellikler dört mevsim» de de devam etsin Süvarilerimizin kazandıkları kupası) Kurmay areşal - F Çakmağın-müsaadelerile fuarda“'Tür- Fuarda döner dolap kiye Ticaret odaları paviyonunda t€ş- hir edilmeğe başlanmıştır. İzmir genç- liği ve fuarı ziyaret edenler, Türkiye Ticaret odâları paviyonunda çok de- gerli olan bu altın kupa önünde sa- âtlerce kalarak onu zevkle seyret- mektedirler, Kupanın 11000 liralık maddi değerinden çok üstün olan ma- nevi değeri, gençlerimizi etrafına top- lamaktadır. Fuar madalyeleri Fuarda muvaffak olan opaviyon- lara verilecek altın, gümüş ve bronz madalyalar hazırdır. Bu madalyalara hak kazananları tesbit etmek üzere İzmir mebusu eski İktisad Vekili B. Rahmi Kökenin reisliğinde Belediye mühendisi B, Cahid, mimar B, Fer ruh, İzmir 'Pürkofis müdür vekili B. Rahmi Zullak ve İzmir Ticaret oda- si umumi kâtibi B. Mehmed Ali Eten- den mürekkep bir komisyon teşkil edilmiş, faliyete geçmiştir, Fuarın kapanacağı gün bütün ekspozanlara fuar gazinosunda komite tarafından verilecek ziyafetin sonunda madalya- Jar dağıtıldedktır. Ödemişte bir kadın ağaçtan düşerek öldü İzmir (Akşam) Ödemişte Cüm- huriyet mahallesinde oturan Said kızı 55 yaşında Zehra, çıktığı bir ağaçtan yaprak toplarken yere düş- müş, başından ve kolundan yaralan- mış, tedavi için nakledildiği Ödemiş hastanesinde ölmüştür, İzmirde Belediye seçimi İzmir (Akşam) — izmir bele yüzk