Pazarlıksız satıştan beklediğimiz faydalar Önümüzdeki bir teşrinivwelden ; pazarlık usulü nihayete eri- /İ Yer. Bu, Türkiyedeki ticaretten mane- l Vifesin, abani sarığın kalkması; piya» ” > asyailikten kurtulması demek- İtirazlar malüm!.. Ezber biliyoruz: *İ — Bakalım muvaffak olunacak mi? ( ; ne hileler bulunur. Fakat ne kadar müşkül çıksa, çaba- lamaktan, behemehal muvaffak ok Maktan başka çare yok! Yara ağyara karşı yerlere geşiyorduk. Yüz kuruş İslenilen bir malım yetmişe, hattâ bazı alivalde dörtte birine, beşte birine ters kedilmesi piyasamızın yüz karasıydı. Memleket bur kötü tenmülden kurtu- lataktır. Mutlaka kurtulmalıdır! Pazarlıksız satış kararnamesini dik. katie okudumuzsa elbet farketmişsiniz- ÖlE ki, mikyas pek geniş tutulmakla beraber, çok etraflı da düşünülmüş; Kikdisi, çıktısı iyice hesaba katılmış. Evvelâ yalnız muayyen gıda madde- üzerinde tecrübeler yapılacağım- dan hahsolunmuştu. Halbuki üç bü Yük şehrimizde - Ankarada, İstanbul- da ve İzmirde - yalnız yiyecek değil, Bİyecekten halıya ve antika eşyasına kadar nice nice perakendeler üzerine kati bir zabtu raht konuluyor. Diğer #übeler de, bunlara iltihakta muhay- Yer bırakılıyor. Toptancılık ve seyyar #aticilık şimdilik hür... Kakat bunla. YN dâ perakende ucuzluğu üzerinde | Müfuzu olabilecek. Şüphesiz, akla gelmedik birçok müşr er çıkacaktır. İlk günleri aksama- la olacaktır. Fakat rıhtımlarımızı, Hi Mmanlarımızı dolduran Hamal kargaşa- liğr nasıl yoluna sokulduysa, piyasas Müzin bu kötü huyuda nizam ve ted- bire ergeç mağlüp olacak. Gerçi bu se- İttki daha müşkül bir dava... Parmağa dolanan başarılıyor. Ba da başaracak! Bunu böyle bilmeli... Onun için, tüccar, esnaf ve halk, pa- #arlıksız satişi kasmen seyirci, kıs. | Men mâni çıkarılması lâzım biriş $İn ucunda sicil diye birşey de var. ta taannüd edenler, Türk pi- Yasasında ticaret yapmağa lâyık değil tasnif olunacaklar,.. Bunuda akıldan çıkarmamalı... Bütün bunların heyeti umumiyesi, (maca, durmaca tarzı satışlar ek mühim bir nisbette mâni ola» Bazı sıkı kimseler belki derler ki: — Klendim ben öyle çekişe çekişe bazarlık ederdim ki, filânca malı üç kuruş otuz paraya alırdım. Şimdi ise, Miketteki fiat dört kuruş... Gördünüz. Mü ya... İçeri gittim! m Evvelâ: — İlktimal o maldün on pa- Ya kârlarroluyordü. Fakat pazarlık sis. temi sebebile diğer taraftan zararları sene Bursada, çanta ve yerli malı vazo Almıştım. Bu sefer aynini almak iste- “im. Çantanın dikişleri dalin itinasız, Yâzonun sırları daha baştan savma... ve sebebini sordum: Dükkân- “lârm ikisi de: — Ne'yapalım, bayım? - dediler. « Halk bir kuruş eksiğine alayım diye ca- balıyor. Boyuna fiat düşürmek gayre- Pazarlıksız satış Belediye şimdiden hazırlıklara başladı Pazarlıksız satışa tabi olan madde- ler hakkındaki kararname henüz Be- lediyeye. tebliğ” edilmemiştir; Ancak Belediye, daha geçen (Ağustosta » kanunun Eylül başında tatbiki ih- timmlini göz önüne alarak-icab eden hazırlıkların yapmış ve esnaf teşekkül ve cemiyetlerile temas et- mişti. Belediye, kanunun 1 'Teşriniev- velde tatbikine başlanacağını göz önü- ne'alarak pazarlıksız. olarak satıla- cak maddelerin behemehal üzerinde etiket bulunmasını temin edecektir. Bündân başka, tcnret erbabı ara- sında rekabet üzerine fiatlerin meşru bir şekilde tesbit edilip edilmediği de göz önüne almacaktır. Belediye Teşrinievvele kadar pazar- Yıksız satış. yapacak müesseselerin icab'eden hazırlıklarını yapmaları için lâm gelen kolaylıkları da. göstere cektir. Kararname, seyyar satıcılarla pa zar mahallerinde satılan maddeleri pazarlıksızdan İstisna ettiğinden ma- navlarla bazı küçük. bakkalların p&r zar yerlerine rağbet gösterecekleri ve semt pazarlarının bir kat deha imki- şaf edeceği tahmin ediliyor: Beledi e Seçim günü ve akşamı şehir donatılacak Belediye seçimine €sa5 teşkil eden defterlerin muntazam olarak hazır- lanmasından dolayı ölükadarlardan pek az kimsenin itirazda bulunduk- larınr yazmıştık. Bu itibarla iliraz Ledkik (Omüddetinin uzatılmasına lüzum görülmemiştir. Her intihab mıntakasında yapılan itirazların ne- ticeleri merkeze bildirilmiştir. Mers kez bundan sonra intihaba başlar» makta bir mahzur görmemektedir; Bu maksadla intihaba aid' diğer Tia- zırlıklara: başlanmıştır. İntihaba fk ilen Teşrinlevvelin birinci günü. baş- lanacağından o gün şehir bayraklarla donatılacak ve gece de aydınlatıla, caktır. Pazartesi için fevkalâde içlimna çağırılan şehir meclisi âzasına da- vetiyeler gönderilmiştir. Bir ustabaşı elini makineye Pazarlığın kalkması, belki filânca acar alıcının bir kuruş zararına olacak; i diğerlerinin: nie ter mada; mahı diy kali» tede yapılmasına'yol açacaktır... Uh- duğumuz bunlardır. Söylediğim: gibi: Herkes yeni şekle zahir olmalı; bilmeli ki, bu, iki tara: fın da faydasınadır.. Hayır, üç tarafın dai.. Zira; memleketin maneviyat, $0* mevzuu bahstir... ye (VAN) Şikâyetler | mak için pek çok müşkülâta kat- lanacağımıza idarenin kalabalik bir zamanda ikt memur bulun. durması mümkün değil midir? çalıştığını ve halkın zahmetsizce bilet aldığını görünce bura halii- Tan bahtiyarlığına gıpta ettim. Ne olur idare mümkün olan bu şeyi yapsa bizleri de müşküllerden kur- tarsa. Lütfen hakir şitâyetler sü- tununda bu müracadtımın. is'afı- na delâlet Uuyurmanızı rica ed&- rim. Kadıköyünde'Yeldeğirmeninde No; 18'de: M: Bir Haliç vapuru karaya oturdu Yarım saat uğraşıldıktan sonra kurtarıldı Haliç vapurlarmdan biri evvelki gün bir Kaza atlatmıştır; İdarenin 10.numaralı vapuru, köprüden on iki kirk beş postasını yapmış, Eyübe ka- dar gitmiştir. Buradan: Ayvansaraya giderek paydos yapacak olan gemi Eyüpten kalkıp Defterdâr hizasına gel mek Üzere olduğu bir sirada, karaya oturmuştur. Vapurun kaptanı bir saat.kadar kens di kendisini kurtarmağa uğraşmışsa, da muvaffak olamamış ve çamurluğa saplarıdığını Hissetmiştir. Bunun üzerine idarenin 6 numarali vapuru kurtarma işine tahsis edilmiş, | yarım saat kadar uğraşdıktan sonra gemiyi yüzdürebilmiştir. Maliye vekâleti erkânı arasın- da yeni tayinler Maliye Vekâleti erkâm arasında bazı mühim değişiklikler yapılmıştır: Bir müddettenberi'münhal. bülünan Maliye Vekâleti müsteşarlığına bütçe kontrol umum müdürü B. Cemel, bütçe kontrol umum müdürlüğüne vekâlet tedkik bürosu âzasmdan B; Hulüsi, tedkik bürosu reisliğinemüs- teşar muavini B; Esad; Tâpu ve kas dastro umum müdürü B. Cemalin tekaüde sevkile" Tapu ve kadastro umum müdürlüğüne” İstanbul def- terdarı B. Kâzım; İstanbul deftardars lığına da Vekâlet tahsilât müdürü B. Şevket tayin edilmişlerdir; B. Kâzım, Mâliye Vekâletinin çok kıymetli: erkânındândir. Uzum müds det mühtelif maliye işlerinde ve ma» liye müfettişliğinde bulunmuş ve Fransada ikmali tahsil etmiştir Tapu umum müdürlüğü gibt mülim bir mak&ma getirilmesi iktidarına bir delildir, Yeni deflardar-B. Şevket de iktidarile temayüz” etmiş maliyecile- rimizdendir. B. Kâzım yakında yeni vazifesine başlamak üzere Ankarayâ gidecektir. . Istanbulun imarı . . Şehir meclisi . tahsisat mesele- “. e e sini görüşecek Belediye, şehircilik mütehassıs B. Prost'un hazırladığı İstanbul ve Beyoğlu nâzım plânlârınm tatbiki için henüz geniş mikyasta tahsisat ayıramamıştır. Mâamafih şetirin ima rna taallük eden müteferrik işler için 938 bütçesinin muhtelif fasıl larına bazı tahsisat koymuştur. Fakat Dahiliye Vekâleti, imara ta- alluk eden işlerin böyle müteferrik bir surette: bulunmasını doğru bul madığından bunların bir fasılda top- lanmasını istemiştir. Pazartesi günü toplanacak şehir meclisi, bu hususta bir karar verecektir. Fotogrametri kongresine işti- rak edecek murahhaslarımız gittiler Bu ay'içinde Romada toplanacak beynelmilel Fotogrametri kongresine iştirak etmek üzere-tapu ve kadastro fen baş müşaviri B. Halid Ziya, refâ- katinde baş müfettiş B. Ahmed Salih olduğu halde'dün Pülastina vapurile şehrimizden: hareket. etmiştir. Bir zarfcılık 401 lira dolandırmaktan suç: | lu iki ki i yakalandı li Çörlulu Salih adinda birt geceleyin Büyükpostanenin arkasındaki sokak- tan geçerker İsmail Hakkı ve Vehbi adlarında iki sabıkalı önüne çıkarak zarfçılık suretile o adamcağızn 401 lirasını dulandırmışlardir. - Salihin müraçaalı üzerine zabıta bunları yas kalayıp adliyeye teslim etmiştir. Dün Sultanahmed ikinci sulhceza mahkemesinde yapılan. sorgularında | maznunların. ikisi:de-suçlarını inkâr ederek: — Biz böyle birşey yapmadık. Sabıkalı olduğumuz için zabıta” bizi yaknladı. Davacı da bizi başkasına benzetli. demişlerdir. Hâkim bu iki maznunun: tevkifleris nekarar vererek evrakı müddeiumuz miliğe iâde etmiştir. Nakil vasıtaları kazaları Dün şehirde muhtelif nakil vasıtâ- ları kazaları olmuştur: 1 — Şoför Funadımidaresindeki oto- büs Fenerde Sofya isminde bir kadına; çarparak'yaralamış, Söfya Balat has tanesine'yatırılmıştır. 2 — Ortaköyde oturan on bir yaşla rındâ Celâl isminde bir çocuk asıldı. ğı tramvaydân yere atlaymeca şoför” Ahmedin idâresindeki taksi önüne düşmüş, muhtelif yerlerinden yarar ağ hastaneye gönderilmiş-. 3 — Beşiktaşta oturanReşad, tram- vây caddesinde karşıdan karşıya. ge- çerken şoför Yakubun idaresindeki otomobil sadmesine maruz: kalarak yarlanmış, tedavi için Hastaneye kal- dirilmiş. L HAKİKAT, — Bir romancımız. de- mişti ki; cAnlatlığım vakanın geçtiği tarilite havanın nasıl olduğunu me rak ettim: Güzel bir gündür bahsedi- yordum. Ya' hakikatte o gün yağmur yağdı ise... Heömem gazete koleksiyon larma başvurdum. Onlarda bulduğum malümat kâfi gelmese idi rasadhnane- den soracaktım...» Bununla realiteye ne kadar sadik kaldığını göstermek is- tiyordü; Römanlarını yazmadan önce birta» kım tib kitabları okuyanlar; veraset ve" rüyalar hakkında son nazariyeleri öğ- sözlerin, kendileri tarafından uydurul. madığını âdeta vesika ile isbuta kalkı. şıyorlar. Okuduğum romana inanırsam, yani ondaki şahıslar bana tabii gözükürse vakanın tarihi hakikatini araştırmağa kalkmam. Meselâ romancı «25 mayıs 1924 saliw demiş ve o günde yağmur yağdırmış; halbuki 1924 mayısının 251 bir cumaya gelmiş olabilir; o gün bel- ki hava çok güzeldir. Bana ne? Roma- nm hakikati başkadır. Shakespeare; Balzac; Dostoyevski yir. minci asrın veraset ve rüya nazariyo- lerini bilmiyorlardı, Freud'ü okuma. komedialarda, tragedialarda okuduğu. muz kıs cevablar veya uzun uzun nutuklar; hiç kimse tarafindan söyle- nilmemiş-oldukları için daha az mı sa- hihtir? İçinde bir âlem taşımıyan; tasvir et- tiği şahısları gözleri ile görmiyen, ku- lakları ile duymıyan: adam inanılma» maktan korkar, kendine tarihte, haki. ki hayatta şahid arar; tıb kitablarına müracaat eder, Zavallı adam! boşuna zahmet ediyor; kendisinin inanmadığı şahıslara - ne yaparsa yapsın - başka- sını da inandıramaz. Yahud ki ancak inanıp inanmamasının da hiç bir ehem- miyeti olmıyan kimseleri inandırır. a ır BİR KİTAB. — On sekizinci asrın büyük İngiliz romancısı Henry Fiel- ding'in hiç bir kitabını okumamışlam. Onün, realist romanın babası sayıldi- ğını bilirdim, işle o kadar. Doğrusu yalnız ben değil, çoğumuz birkaç Fran sız veya Tolstoy, Dostoyevski gibi Rus romancısından başka kimseyi bilmiyo ruz. Anglo - Sakson edebiyatından ha- berimiz yok. Bugünlerde 'Tom Jones'i okudum. Kocaman bir kitab; şöyle orta büyük- lükte dört beş romanı. bir araya geti- rin, işte'o kadar bir şey, Fakat zevkle, elden bırakmadan okunuyor. «Bir ham- lede» demek bittabi kabil değil, bir- kaç gün sürüyor. Fakat bu kitab için «okumak» tabiri de pek yerinde olmaz: insan birkaç gün onunla yaşıyor. Bö- nim için öyle bir döst olmuştu ki son satıra gelince, artik elimden birakaca- Fakat bir romanı, aradan bir müddet geçmeden tekrar okumanın ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Keşke dilimize tercüme edilse!.. Amd. mütereimlerimizden biri buna kalkı. şacak olursa - kitabcıların bugün koş- tukları şartları kabul ederek - kitabın bir hayli yerini keser. İşin fenası 'Töm Jones, ilk bakışta buna pek. müsaid, Fielding birçok yerleri uzatıyor, bazan oturup kariğle konuşmağa başlıyor, on. (Devamı:4 üncü sahifede)