AKŞAM Eski ve yeni Istanbul Yedikuledeki Altınkapının 1548 sene evvel yapılışı Bunun bânisi büyük Teodos, rakibi imparatorun kafasını kesen; ilk aforoza uğrıyan; Sultanahmed meydanına Dikilitaşı diken hükümdardır Yedikuleye dair seriyi bitirmek üze- teyim, Bu meşhur kalenin vaktile beş kule Olduğunu, sonradan tamir görüp Fa- tih tarafından yediye iblâğ edildiğini bay Celâl Esad ve diğer bazı mütellifler Yüzmaktalarsa da, bay Halil Ethem Mezkür beş kulenin bu olmayıp başka tarafta bulunduğunu, Fatihin burası- Mi doğrudan doğruya kendi inşa ettir. diğini haber veriyor; ki buna dair ev- velki yazılarımızdan birinde izahat vers Mmiştik, Fakat George Youngun kitabında da, Yedikulenin -rumca ayni mâriada- ki ismile. daha eskiden mevcud oldu- Bunu, haçlıların 1204 de İstanbulu aptı esnasında burasmı yıktıklarını, © zamandan itibaren bu iç kalenin asır. p larca harap kaldıktan sonra, Fatih ta- Yafından eski plânı üzere ihya edildi- Bini okuyoruz. En makul iddia, bu sonuncu gibi gel. ir. Ancak münaziünfih olmıyan bir nok, ta var: Birinci Teodos (Theodose) Yedikulenin en eski ve dikkate şayan Parçasını bina ettirmiştir. se Tarih, Milâdi 390. İmparator birinci Teodos, rakibi ve #eriki olan o yaman kumandan Mak- İmin'in kafasını kesmiştir. Bu hâdise İzerine iki zafer takı yaptırmağı dü- Şünüyor. Birisini şehrin içinde bina ettiriyor. (Ki harabesi müze idaresi ta. | Tafından Reyazıde keşhane dahi. inde kısmen meydana çı nış İkincisi de, o zamanki şehrin dışmda yapılmıştır. Malüm olduğu üzere, o sıralarda, İs- tanbulun surları daha gerilekti. Bilâ- hare, Şehir tevessü ettiği için, bu hü- kümdarın torunu olan ikinci Teodos $imdi harabesini gördüğümüz meşhur Surları milâdi 413 senesinden itibaren daha ilerlek yaptırmış ve Altınkapı adı Verilen takı zaferi Marmara kıyısında ina mebde sayarak, müdafaa duvarı- Tig öteki ucunu Halice kadar indirmiş. ir, vi Bu hesaba nazaran, şimdi Yedikulede âlâ mevcud olan bu muazzam tak 1548 senelik bir ömre sahiptir. Banisi olan Teodos 346 senesinde İs- Panyada doğmuştu. Babasının emir ve sinde kumanda ederken, bu adam- “ağızın felâkete uğraması üzerine, İn- Zivaya çekildi; bir müddet silik yaşadı. $ sene sonra imparator Grasyen onu $arkta muharebelere yolladı. Genç ser. dar Gotlara karşı muvaffakıyet ka- Sandı, Bu sıralarda, şark imparatoru âlans da vefat edip taht hükümdar- $z kaldığından Grasyen Teodosu ken- ine şerik seçti. O aralık, Teodos Selânikte hasta düştü. Hıristiyanlık, geniş bir inkişaf Bösteriyordu, Esasen imparator Gras. Yen de İsa dinini kabul edenler arasın- Gaydı. Teodos kendini vaftiz ettirip ka. tolikliğin barbarlar ve payenler karşı- ,nda muhteşem bir müdafii kesildi, En meşhur azizlerden iki şahsiyeti lanbulda dini salâhiyetlerle resmileş- ii, Ayni zamanda Vizigotlarla da çar. Yordu. Kendilerini mağlöp edeme- İçin, devletine rahat nefes aldır. yk Üzere, bu barbarlara geniş arazi ve ei Gotlarla da bir ittifak yaptı MW böylelikle rahat edildiği için memle- tin geri kalmış aksamında ziraat ve ret arttı, "a E©0dos, sekiz yaşındaki oğlunu ken- taht ortağı seçmekle beraber, di- Bi dalâlete sapanlar aleyhine mücade” açtı. Eski dinlerin bakiyesi olan b Tİ ve nefis eserleri yıktı, yak- » hârap etti. Hıristiyanlığın yayılması Bahasma en mühim tahribat bu impa- yatorun devrinde olmuştur dense mü- baliğa sayılmaz; İskenderiyede, mu- Kaddes Boğa dininin (Bir takım mek- Altınkapının çatlamış ve demir kemer. Jerle tutturulmuş olan dış methal ve Halice müteveccih sütunu tepleri, misafirhaneleri ve saire mü&s- sesatı ihtiva eden) Serapeum isimli mabedi de bu meyanda tahrip edilmiş. tir. Bu sıralarda, Şark imparatı velinimeti Grasyen Paris civarınd kumandan Maksim'e mağlüp olmuş ve çok geçmeden, yirmi dört yaşında iken Lion şehrinde öldürülmüştü. Muazzam imparatorluğun taksimin- de bu zatın hissesine şimdiki Fransa ve İspanya arazisi isabet ediyordu. | Maksim onun yerine geçince, Teodos | -csasen asinin askeri kabiliyetinden de çekindiği için - hükümdarlığını tasdik mecburiyetinde kaldı, Fakat bir şartla ki, İtalya ile Afrika toprakları, gene €s- kisi gibi, velinimetinin biraderi ikinci Valantinyen'in olsun... Bu aralık, karısı ve kızı da vefat et- İ miş, bir de muharebe çıkmıştı. Teodos, Barbarların yeni bir istilâsı önüne dus rarak muvaffakıyetle İstanbula döndü Valantinyen'in kız kardeşile evlendi. Romada kıtlık zuhur ettiğinden yar- dım için her yerden şiddetli vergiler toplanıyordu. İskenderun halkı, bu cis bayetler aleyhine kıyam etti diye, Te- odos bütün ahalinin katliâme uğratıl- ması için bir (edi-ferman) yazdı. Pa- kat hıristiyan dininin merhamete mü- temayil papasları hükmü geri aldırt- tılar. Acar bir asker olan gasıp İmpara- tor Maksim, komşusu Valantinyenin elinden İtalya ve Afrika topraklarını almağa karar vermişti. Bu maksadla İtalyaya baskın verir şekilde girdi ve Valantinyen'i Selâniğe kadar kaçırtta. 'Teodos da, ekseriyeti Barbarlardan müteşekkil ordusunu topladı. Maksi- min âskeri böylelikle ikiye ayrılmak mecburiyetinde kaldı. Şark imparato- ru Balkanlar üzerinden yürüdü. Gasıbı, Adriyatik denizi civarında bozdu, Aki! lea'da muhasara edip teslim olmağa | mecbur kıldı. İmparatorlük alâimi kendisinden alındı. Kafası da kesildi. İşte Yedikulenin en muhteşem par- çasını teşkil eden Altınkapı (eski adi Oreoporta) bu hatıranın tebcili için yapılmıştır. Teodos, galebesini müteakip, üç se- ne müddetle İtalyada kaldıktan ve genç kayınbiraderinin devletini idare ettik- ten sonra Selânikte bir kıyam oldu. Şark imparatoru bu harekete öyle hid- detlendi ki, hıristiyanlığın mülâyemet ve şefkatını biran unutarak yedibin kişiyi birden katliâme uğrattı. Bunun üzerine ilk mühim aforoz vakası olmuştur: İmparator, Milân ki- lisesine girmek isteyinceğ Sent Ambru» mun | az, eşikte karşısına dikilip kendisini içe ri sokmamıştır. Ancak kilisece tertip edilen cezayi umum muvacehesinde çekdikten, töv- bekâr olduktan sonra, imparator yeni- den mabede alındı. Bu hâdise, tarihteki meşhur aforoz. ların birincisidir, v#$ Şarka dönen imparator, yeni Yapi. lan Altınkapının altından ihtişamla geçti. Fakat, kayınbiraderinin Arbogast isimli kumandan tarafından öldürül. düğünü haber alınca, tekrar garbe koştu ve gene muzaffer olarak bu se- fer şark ve garbin imparatoru İlân edildi. Fakat bir sene sonra da, tahtı evlâdlarına bırakarak öldü. Barbarlara topraklar veretek impa- ratorluğun hududlarını küçültmesine rağmen, dini birliği tesis ettiği için, bu “Teodos'a «büyük» lâkabı verilmiştir. İd İşte İstanbulumüuzun en mühim âbi. delerinden Altınkapıyı yapan adam ve bu binanın inşasındaki sebep. Bu münasebetle şunu da hatırlatma, dan geçemiyeceğim: Sultanahmed meydanındaki meşhur Dikilitaşı İstanbula getirip oraya diken de ayni büyük Teodos'tur. Milâddan 1700 sene evvel Mısırda Heliopolis şeh rinde Firavun üçüncü Totmoz tarafın. dan yekpare bir granitten yontulup dikilen bu abide daha evvelki İstanbul hükümdarlarınca da şehrimize getiril» mek istenmişse de, ancak Altınkapınm banisi buna m: Imuştur. (390) Marmara sahilinden Atmeydanına kadar bu taşın nakli için hususi bir de- miryolu yapılmıştı. Dikililaş, mermer» den yapılan ve üzerine Teodos'un ha- yatındaki vakalar hakkedilen bir kai- deye oturtulmuştur ki, bu da hâlâ mev- cuttur. Dikilitaş etrafına büyük iskeleler kurularak 32 günde rekzedilebilmiştir. Altınkapının inşası ise iki sene sür- müştür. Yürük Çelebi i Otomobil ile Londradan ge- len İngiliz gazetecisi Londrada çıkan Deyil Herald ga- zetesi hususi muhabirlerinden B. Reş, bergberinde bir arkadaşı olduğu halde otomobille Londradan şehri- mize gelerek Ankaraya gitmiş ve dün şehrimize avdet etmiştir. B, Reş, aynı otomobille bir Anka- ra - Londra rekoru yapmağa teşeb- büs edecektir, Oldukça ufak olan otomobilinin her bir tarafına, yağlı boya ile İngi- liz ve Türk bayrakları resmi yapıl mış, ayrıca büyük harflerle Ankara- London yazısı konmuştur. B. Reş yarın şehrimizden Iondra- ya hareket edecektir. Bir çocuk kafatası ensiz öldü Balatta oturan Esterin bir buçuk yaşındaki oğlu İsak dün evin pence- resi önünde oynarken dışarıya fazla sarkmış ve muvazenesini kaybederek sokağa düşmüştür, Bu düşme netice- sinde kafası parçalanan İsak hasta- nede ölmüştür. Vaka müddetumumi- liğe bildirilmiş, adliye doktoru B. Enver Karan cesedi muayene ederek gömülmesine ruhsat vermiştir. Ka- za etrafında müddelumumilik tahki- kat yapıyor. Yankesici Hüseyin Sabıkalı yankesicilerden Hüseyin dün Sirkecide tramvay durak yerin- de tramvay bekliyen Adnan adında birinin yanına sokularak cebinden cüzdanile sekiz lirasını aşırmış ve biraz sonra yakalanmıştır. Hüseyin evrakile birlikte adliyeye teslim edil- miş, asliye dördüncü ceza mahkeme- * sinde yapılan sorgu neticesinde Hü- seyin tevkif edilerek tevkifhaneye gönderilmiştir. Bahife 7 Dünyanın en garip ve en korkunç düğünleri Vahşi Bororo kabilesinde damad ilk gün gelini bir ağaca bağlayıp bayıltıncaya kadar döver Litvanya köylerinde gelin, güveyin ayaklarını yıkamak mecburiyetindedir. Finlândiyada ise genç evliler yedi gece elbiselerile yatarlar İzdivaç merasimleri dünyanın her tarafında ayrı ayrı hususiyetler ar- zederler. Medeni Avrupada bile nikâh memuru önünde birleşen çiftler ev- lerine dönünce mahallin âdetlerine uygun bir düğün yapmaktan kendi- lerini alamazlar, Bu âdetler de her memlekette başka başkadır, Son zamanlarda Avrupada düğün- ler umumiyetle sadeliğe doğru git- mektedir, Basit bir merasimden sonra genç evliler doğruca istasyona inerek akraba ve dostlarının saadet temen- nileri arasında bal aylarını geçirmek üzere Cöte d'Azur'e hareket ediyor- lar, Fakat gene Avrupanın birçok mem- Jeketlerinde bugün bile henüz husu- siyetlerini kaybetmiyen, yüzlerce s€- nelik âdetlere uygun düğünler yapıl- maktadır. Meselâ Finlândiyada, bilhassa Fin- lândiyanın etrafı sık ormanlarla mu- hat olan Karny taraflarında yapılan düğünler eski zamanlardan kalma hu- susiyetlerini hâlâ muhafaza ederler. Düğüne herkes mahalli kıyafetlerile gelir. Sabah başlıyan eğlenceler yedi gün yedi gece devam eder. Düğüne başlandığı günün akşamı gelin odasında merasimle yan yana üç süslü yatak yapılır. Bu yataklardan yalnız ortadakinin üzerinde yorgan vardır. İki yandakilere örtü konmaz. Çünkü yeni evliler bu yataklarda tam yedi gece elbiselerile yatmak mecbu- riyetindediler. Şimdi siz kendi ken- âlnize «ortadaki yatakta kim yatı- yor?» diye sorarsınız. Keşfedin baka- lm; Bu yatakta yeni gelinin kayna» nası yatar. Yedi gece hiç soyunmadan, hattâ ayakkabılar bile çıkarılmadan yatın uyumak hayli sıkıntılı şeydir. Karny”- de gündüzlerin gayet kısa olduğunu da nazarı itibara alırsanız, bu yedi gecenin ne kadar tahammülfersa ol- duğunu anlarsınız, Fakat şimdiye kadar Karny'de hiç kinse bu dededen kalma âdeti bozma- ğa kalkmamıştır. Bu şekilde yedi ge- ce geçtikten sonra yedinci gecenin sa- Eororolarda evlenme merasimi, yukarıda: Sabahleyin ormana toplan 3 Sa nında iki şahid ve elinde sopa olduğu bal- do müstakbel karısının yanına gelirken, solda; Ağaca bağlanan gelin bahmda kaynananın yatağı ortadan kaybolur, düğün eğlencelerine de ni- hayet verilerek davetliler evlerine dö- nerler, Litvanyadaki düğünler de garabet bakımından Finlândiyalılarınkinden aşağı kalmaz. Burada da bir takım âdetlere riayet etmek mecburiyeti vara dır, Burada düğünlere evvelâ dini me- rasimler hâkimdir. Uzun zuzun dua lar okunur. Bunu müteakip içki ve eğlence başlar, şarkılar söylenir. Bun Jar nihayetlenmek üzere iken düğü- ne İştirak eden halk gelinle güveyin kollarına girerek hep beraber gelin odasına çıkarlar, Odanın tam ortasın- da bir yatak kurulmuştur. Gelinle gü- veyi yatağın iki tarafında karşı kar- şıya geçerek ayakta dururlâr. Bu es- nada güveyi yüksek sesle geline: — Bu ev içinde sana düşecek vazi- İeleri lâyıkile biliyor musun? diye sorar, Gelin hafif gülümsiyerek seve makamında başını öne eğer, Bunu müteakip odüya toplanmış olan da- vetliler önünde gelin, ortada munta- zam surette yapılmış duran yatağı üç kere bozarak yeniden yapar. Bu işi muvaffakıyetle başardığı görüldükten sonra damad ayakkabılarını çıkara- rak, ayaklarını yatağın kenarında du- ran leğene sokar. Bunu gören gelin derhal seğirterek rahip tarafından okunmuş bir su İle müstakbel koca- sının ayaklarını yıkamak mecburiye- tindedir, , Bu iş te bitince, gelinin gözleri bağ“ Tanır. Gelin kapalı gözlerle odada do- laşmağa başlar. Bir traftan da elleri- le mobilyelere dokunarak yeni yuvayı koruması için Allaha dua eder ve me rasim böylece nihayetlenir. Fakat ne olursa olsun, dünyanın en garip dünğünlerini Amerikada Amazon nehri üzerinde yaşıyan Boro“ rolar yaparlar. Hind ırkından olan Bororolar tabiaten gayet haşin adam- lar oldukları için her işleri gibi dü- Ş$.A.R | (Devamı 10 uncu sahifede)