16 Ağustos 1938 | AKŞAM Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA İSTANBUL HAYATI Büyükanne buhranı Ş m EHEİR xI dâ nDN Hİ RE. KE Rİ Istanbul tarafından bir tip a gan Bundan evvelki yazımda, Beyoğla Ötedenberi şikâyetlerimiz malüm: semtinde göze çarpan züppe tiplerin- — Çocuklarımız iyi yetişmiyor, çün- kü: 1 — Çocuk bahçelerimiz ve çocuk Yuvalarımız yok; 2 — Mursery âdeti- Miz yok; 3 — Evlerimizde bahçe yok; A — Dört yaşla yedi yaş arasında yav- rularımızı oyalıyacak (o teşkilâtımız Yok; 5 — Adedleri çoğalmakla beraber gene de kâfi derecede mektebimiz yok; 6 — Çocuklara mahsus sinemalarımız Yok.. Bütün bu yoklara, başka bir tane Mlâve edebiliriz: Büyükanne buhranı var... ziE Benim harikulâde bir büyükannem Vardı, Allah rahmet eylesin. Onun şef katinden, onun fedakârlık ve feraga- tihden mahrum olarak yetişseydim, “ğer üç beş manevi hasletim varsa- onlardan da mahrum kalacaktım. Ia- Nİ okuması yazması olmamakla bera- ber, fıtri zekâlarile herşeye akılları €ren, ellerine tesbih alarak en muğlâk küsuratına kadar ve mühen» dislerden daha titiz, daha isabetli ya- Pan, mazideki bütün vakaları teferrü- atile bilen, herkese ayrı ayrı ve icabi- MA göre iyi muamele eden yahud iki Yen eski zaman adamları vardır: Ya- lan söylemezler; haram yemezler; gıy- bet, dedikodu etmezler; dostluk nedir €n mükemmelini konuşurdu. Kaç 10- gat biliyorsam (işe yaramasları müs- tesma) hepsini ondan öğrendim. Hıf- zedemediğim canlı tabirlerine de müte- <sitlm... Zamanımda, yalnız benim değil, pek Şok arkadaşlarımın da benimki gibi ya- hud ona yakın büyükanneleri vardı. Herhalde bunların mevcudiyeti, birçok eksikleri kapatıyordu. Şimdi azlıkları- min ıztarabını çekiyoruz. Ne oldular? «Kadının ömrü mü ki Saldı? diye sitem ve kinayelere lüzum Yok! Gençlik devri, yahud genç üzen- iliği devri uzadı. — Vallahi kırk beşinde görünüyor. Sunuz, hanımefendi. — Sahi mi?... Haha. — Dansa kalkar mısınız? — Hayır! Dün gece halodaydık. , büyükannelik etmesi lâzım ge- Şahsiyetlerin zengin tabakası şimdi bu havada; diğer tabakalar da böyle olmanın hasretini çekmekte, Bense, simalarında ihtiyarlığın va- kur, asil ve ihtişamlı güzelliğini taşım Yanlara hasret kaldım. Torunlarını eeeğezile yetiştirme. hin ve onlara şahsiyetini vererek gele Sek nesillere naklettirmenin zevki sah. te komplimanlarda bulunmasa gerek! e Taksi kazası Şoför Yasefin idaresindeki 2743 Dümaralı taksi, Ağahamamı civarın- dan geçerken altı yaşlarında Osman de bir çocuğa çarparak yarala- — Vay bay Amcacığım, bü ne iyi üf!,. Eğlenmeğe mi... B. a — Hayır, bir Pazarlıksız satış | bakalların koya- cakları etiketler tesbit edildi Eylülün Jinden itibaren tatbik mevkiine konacak olan ee kanunu şümulüne > ga hakkında Belediyenin muhtelif esnaf teşekkülleri ve cemi- yetleri ile temas elmeğe başladığını yazmıştık Belediyenin Bakallar ce- miyetile yaptığı temas neticelenmiş- tir. Bu temas neticesinde bakkaliye maddelerinin üzerlerine konacak eti- ketlerin büyüklük ve genişlikleri tes- bit edilmiştir. Belediye, bundan başka kasaplar, ekmekçiler ve ayakkabıcılar cemiyet- lerile de temasa" başlamıştır. Bunla- rn da kullanacakları etiketin şekli tesbit edilecektir. Seyyar esnafa gelince; Seyyar ma- nav ve sebzeciler, küfelerinin görü- lecek yerlerine ve göze çarpacak bü- yük harfli etiketler koyacaklardır. Bütün bu esnafın maktu fiatleri nasl tesbit edecekleri henüz belli de- ğildir. Bu hususta Vekâleten gele- cek talimat üzerine bir karar verile- cektir. Ancak Belediye, kanunun taf- bikine başlandığı zaman könlrol iş- lerinin tamamile yapılabilmesi için icab eden bütün tedbirleri almıştır. Yapılan hazırlıklar eylül başına ka- , dar ikmal edilecektir. Fabrikalardan çıkan kumaşların üzerinde de evsafını gösteren etiket- ler bulundurulması şarttır. Peraken- de satışlarda satıcı bu malların fiat- lerini gösteren etiketleri de yapıştır- dıktan sonra müşlerinin gözü önüne koyacaktır. Kanunun bir maddesi ba- zı kimseter tarafından yanlış anlaşıl- maktadır, ş Etiketler değiştirilmek istenildiği zınan Belediyeye müracaatle bir te- kım uzun formalitelere ihtiyaç yok- tur. Ancak satıcı, tenzilâtla satış yap- mak istediği zaman Belediyenin mö- saadesini alacaktır. “Kadın çorapları Halkın İktisad Vekâletinden dileği Kadın çoraplarının standardizas- yonu hakkındaki nizamname çorap fabrikatörlerinin re he , Çorapçılar a ziy - sila Tatbik şekline itiraz ediyorlar. Bu münasebetle dün öğleden sonra milf sanayi birliğinde bir toplanti yapılarak bu mevzu üzerinde görü- şülmüştür, Çorapçıların dilekleri An- karaya bildirilecektir. ; Halkın da İktisnd Vekâletinden dileği şudur: Çürük çorapların sat şına mâni olan bu nizammameyi har- fiyen tatbik ve bu nizamnameyi er- kek çoraularına d8 teşmil eylemek. Ziraat baş müfettişliği Eski İstanbul Türkofis müdürü ve Tondra ticaret ataşesi B. Mahmud ziraat baş müfettişliğine tayin edir miştir, Karilerimizin fikri Morg tenha bir yerde olmalıdır Dün morgun önünden geçer- ken hazin bir manzarayla karşı- laştım. Tabiatın kahrına uğrıyan bir takım biçarelerin gerek hay- yen, gerek meyyiten getirildik- leri bu kasvetli binanın önünde şuurunu kaybetmiş hastalara mahsus bir olomobil duruyordu, Üç dört kişiye mukavemet ede» rek arabaya girmek istemiyen beyaz gömlekli genç bir kadının jreyadı ortalığı çınlatıyordu. Mü- tecessis halkım arasında seyyah- lar da bulunuyordu. İnsanlar hemcinslerinin tesir 8 acıların. dan müteessir oldukları için or. tahğı hazin bir süktt kaplamış #. İstanbulun en işlek yerlerin- den biri olan ve seyyahların dak ma gelip geçtikleri bu mevkide bulunan morg binasından o ci varda oturanlar da müştekidir. ler, Çünkü buradan fena koku- lar intişar etmektedir . Acaba morgun kuytu bir ma- halle nakli kabil olamaz mı? Esbak Roma elçiliği alaşemiliteri Fhik Arif Başol Deniz kazaları e — Üç kadınla bir genç boğulmak üzere iken kurtarıldı Dün, yeniden muhtelif deniz ka- zaları olmuş ve üğ kadınla bir erkek, boğulmak üzereler iken kurtarılarak tedavi altına alınmışlardır. Bunlardan üçü Aynaliçeşmede otu- ran yirmi bir yaşında Eleni, yirmi yaşında Marika, on dokuz yaşında Aleksandradır. Bunlar, Kınalıadaya terzi Nikonun evine misafirliğe gil- mişler, bir müddol oturduktan son- ra denize girmişlördir. Her üç kızda yüzmek bilmedikleri halde denize açılmışlar, fakat biraz sonra da su- ların tesiri gllında Kalarak su yut- mağa başlamışlardır. Bunların vaziyetini ve boğulmak üzere olduklarını görenler yetişerek kurtarmışlar, diğer taraftan da za bıtayı haberdar etmişlerdir. Her üç kız da tedavi altına alınmuşlardır. Ori yedi yaşında Yorgi isminde bir genç de yüzme bilmemesine rağmen Heybeli plâjına girmiş, yüzmeğe uğ- Taşırken takati kesilmiş, boğulmak tehlikesine maruz kalmıştır. Yorgi de plâj tahlisiyesi tarafından kurta- nlarak hastaneye yatırılmıştır. Esnaf cemiyetlerinin toplantısı Dün Esnaf cemiyetleri reisleri, Dİ- vanyolundaki dairelerinde toplanarak 30 ağustosta açılış resmi yapılacak olan Esnaf hâstenesinin tesisinde ve nevakısının ikmalinde gerek parti ve gerek belediye-tarafından kendile- rine gösterilen yardımdan dolayı te- şekkürde bulunmuş, hastanenin açı- lış günü 300 çocuğun sünnet düğü- nünün yapılmasına karar vermiş, esnaf dâlleklerinin bütün murabaslar tarafından #lâka ile karşılandığını ... Ne kadar da sevimli, ne kadar da şirin şeyl, Tıpkı tıpkısına sizl., i Halkın dilekleri Parti Genel sek- reterinin Beledi- yeden suali Ocak, nahiye, kaza ve vilâyet Par- ti kongrelerinde kabul ve tasvip edi- len dilekler, alâkadar makamlar teb- liğ edilmişti, Bunlardan bir kısmı derhal tatbik edilmiş, diğer bir kısmı da bütçe veya diğer sebeplerden do- Jayı tatbik edilememiştir. Halk Partisi genci sekreterliği Be- lediyeye bir tezkere yüzarak 935 ten 937 senesine kadar toplanan Parti kongrelerinden tasvip edilen dilekler- den hangilerinin yapıldığını ve han- gilerinin yapılmadığını ve sebeplerini sormuştur. Belediye, genel sekreterliğin sorgu- suna cevap vermek üzere muhtelif şubelerin malümat ve mütalâalarını sormuştur. Yakında icab eden cevap verilecektir. Tahsildarların maaşları Geçen sene bütün tahsildarlar üc- rete tabi tutulmuşlardı. Dahiliye Ve- kâleti, tahsildarların hakkı mükte- Sepleri haleldar olmamak üzere yir- mi sene ve yirmi seneden fazla hiz- meti olan tahsildarların maaş, diğer- lerinin de ücret almalarını bildirmiş- tir. Bu karar hemen tatbik olunacak- tar. i Hayvan sergileri Hayvan yetiştirmeği teşvik etmek gayesile her sene altı muhtelif yer- de'hayvan sergisi açılmakta idi. Ser- gilerin faydalı neticeleri görüldüğün- den vilâyet bu seneki hayvan sergi- lerini arttırmağa karar vermiştir. Bu sene açılacak olan sergiler şunlardır: Şile, Bozhane, Pendik, Yalova, Kemerburgaz, Veliefendi, Silivri, Ça- talca, Karaköy, Boyalık nahiyesi, Bu yerlerde açılacak olan sergiler hakkında mahalline icab eden tali- mak veilmiştr...0«0â00 Yol vergisi Kendi arzularile gelen göç- menlerde muafiyetten istifa- de edecek Gerek mübadiller ve gerek hükü- meti tarafından mnbtelif yerlere is- kân edilen göçmenler, muayyen bir za. man için yol vergisi vermekten muaf tutulmuşlardır. Bu kabil göçmenlerden başka ken- di arzularile memleketterini terkede- rek ana vatana gelenlerin de yol ver- gisinden istisna edilip edilmiyeceği hakkında tereddüd hasıl olmuş ve keyfiyet Vekâletten sorulmuştur, Ve- kâletten gelen bir cevapta bunların da aynı haklan istifade ederek muay- yen olan müddet içinde yol vergisi muafiyetinden istifade edecekleri bil. dirilmiştir. Camlı dolabı açarken Büyükadada Kumsal caddesinde oturan Nusret isminde bir genç, cam- Jı bir yemek dolabını açmakta iken cam kırılmış ve bilek damarları ke- silmiştir. Bu şekilde tehlikeli surette ... Dürbünün tersiyle zatıâlinize ba- kıyorum sandım... den birini anlatmıya (çalışmıştım. Bugün de İstanbul tarafına bir göz atalım, İşte, otobüsten inen şu delikanlı yı yavaşça takip edelim, Arabanın basamağına basmadan, yuvarlanır larını düzeltirken gözlerini de etraf- taki evlerin pencerelerine dikti. Ti raşı geçmiş çehresini buruşturması. na bakılırsa, pencerelerde umduğu- nu bulamadığı anlaşılıyor. Asabm teskin için golf pantolonunun arka cebinden mini mini bir şişe çıkardı. Avcunun ortasını ıslatıp yüzünü, alnını uğuşturdu. Etrafa keskin bir esans kokusu yayıldı. Şıklık, erkek tuvaleti hakkında maküs bilgisi, kaş- larının üst kenarını iki mor çizgi ha- linde çeviren ustura izlerinden belli, © Burun deliklerinden üst dudağının iki yanına doğru sarkan Duğlas va- ri bıyıkları, kaşlarının acayip vazi- asile sırıtan uzun biyıklar ne kadar gü- lünç görünüyor!.. Yürürken kollarını sallıyarak dara- cık omuzlarını belli etmese, ceketi- nin kol başlarındaki pamuk yastık- lar hemen hemen bizi de aldatacak. Her halde şu garip yürüyüş te tipinin icabı. Göğsünü şişkin göstermek için tahammül ettiği ıztırap, adım atar- ken bacaklarının çarpılışından bek M. Göğüs ileriye, kalçalar geriye fır- Jamış; bel çukurlaşmış, boyun arka- ya doğru bükülmüş. Bu hattı mün- kesir şeklinde vücuduna muvazene te. min edebilmek için sendeliye sende- Tiye adım atmağa uğraşırken isk çalmayı da ihmal etmiyor. Köşeyi dönünce gözlerini etrafta- ki pencerelerden indirdi. Ta uzak“ tan gelen bir kaç kadını bir müddet şürdükten Sonra sigara paketini çıi- kardı. Paket açışında bile başkalık var, Mamikürlü tırnaklarını kutu- nun üst kapağına saplıyarak asebi bir hareketle mukavvayı yırttı. Siga- rayi incecik, uzun ağızlığına geçirip yaktı. Bu ameliye esnasında galiba manikürlerinin altındaki siyah biri- kintiler gözüne ilişti. Ağızlığını azt dişlerinin arasına sıkıştırdıktan son- ra temizliğe başladı. Kadınlara yakla» şınca alçak perdeden birde şarkı tutturdu, Ortalarına doğru yürür. ken iki yana çekilen kadınları; «Amma abdal şeylersiniz, derhal kol Tarıma sarılıp ilânıaşk etmeyi bile beceremiyorsunuz» der gibi şöyle bir süzüp geçti, Fakat bir kaç adım son- ra başı birdenbire geriye döndü. Her adımda bir duraklayıp gözlerini kır- pa kırpa kadınları süzüyor... İleride. ki şerbetçi dükküninin önüne gidin- ceye kadar belki o nbeş dafa durup geriye döndü ve her dafasında karşis dan gelen bir yolcu ile çarpışla. Şer- betçiden limonata bardağını caddenin kenarına dikildi. Bisküviti limonataya batırıp ağzını şapırdata Şapırdala yerken gözleri gene karşı pencerelerde dolaşıyor... Artık takip- ten vazgeçelim. Bu limonatanın 58 rinliğile kimbilir daha ne kadar do- Jaşacak! Cemal Refik .. Allah bağışlasın, sizin mi?.. B. A. — Evet!.. Bostan kuyusuna düşmez, plâjda boğulmaz, tramvay. | dan atiamaz, otomobil altında kale sac ezik epin Gök ine emmi nedillüiüzİiiiz iha inn