16 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

16 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

/Sah'fe 10 Üzüm ve incir mahsulü | Çocuk Dünyası | SARAY ve BABLÂLİNİN İÇ İZİ bu sene çok nefistir Üzüm rekoltesi 65-70 bin incir de 36,000 bin ton tahmin ediliyot Üzümler kurumak için sergilere seriliyor © İzmir (Akşam) — Üzüm ve İncir pi- yasasının açılması yaklaşmıştır. Mani- sa, Kasaba, Salihli, Alaşehir, Mene- men, Kemalpaşa, Cumaovası bağ mın- takalarından İzmire gelen haberlere göre her tarafta kemale gelen üzüm- ler sergilere yatırılmıştır. Bazı yerler- | de de üzümler kurutulmak üzeredir. Bu sene, zamanında Ziraat bankası ta.| rafından alınan tedbirler neticesinde (potas) buhranı görülmemiştir. Üzüm. | lerin kurutulmasında kullanılan pota» sı, müstahsiller istedikleri miktarda | bulabilmektedirler. Kasaba bağlarında kürutülan val üzüm, Manisa borsasına gi müştür. İzmir borsasına da şimdiye kadar yalnız dört çuval üzüm gelmiş- tir. Bunlar Menemen mahsulüdür. Bu seneki üzüm rekoltesi hakkında muh- inler yürütülmekti Ege ıda bu sene 75 bin ton kuru stihsal edileceğini söyliyenler bu- Tunduğu gibi ancak 6$ bin ton üzüm yerler de vardır. Bu i, iri taneli ve çok çüzel- Dünyanın garip ve (Baş tarafı yedinci sahifede) günleri de en ufak bir merhametten uzak ve kalbi sızlatacak kadar sert- tir, Böroro kabilesine mensup bir deli- kanlı evlenmek istediği zaman alaca- ğı kızın ailesinin, bilhassa aile reisi- nin bu talebe muvafakat edeceğine emin olmalıdır. Bunun için birçok en trikalarla aile relsinin gözüne girmek icab eder. Delikanlının talebi ailenin ihtiyarlarından mürekep bir mecliste | müzakete edilir. Muvafık görülünce İ genç kız hemen ertesi sabah dallarla sarılı olduğu halde güneş doğmadan ormana götürülür. Kızın üzerine gü- neş ziyası vurmamasına çok dikkat İ edilir. Zira Borolar sabahleyin biraz | geç davranıp güneşe kalınırsa bu izdi- vaçta bir şeamet olduğuna inandık- larından kızı derhal öldürürler. Kız sağ, salim ormana götürüldük- ten sonra delikanlı da yanmda iki şa- hid olduğu halde ormana gelir. İki ailenin büyükleri de ayni mahalde toplanırlar. Bundan sonrü delikanlı melül melül kendisini bekliyen müs- takbel karısını yakalıyarak kalın bir iple oradaki ağaçlardan birine bağ- lar. Artık kızı günahlarından temizle- mek üzere icab eden merasimin baş- laması için her şey tamamdır. Ağaçta sıkı iplerle bağlı duran kı- zın ayak ucuna küçük bir ateş yakı- Ir. Damad da eline kızın bağlı oldu- fu ağaçtan kopardığı bir değneği ala- rak müstakbel karısını döğmeğe bas- lar. Fakat döğer gibi yapar zannew meyin, hakiki darbeler indirir. O kadar döver ki nihayet zavallı kız yediği sopalardan duyduğu izti- rapla ulumaya başladığı zaman kabi- İncir mahsulü de nefistir, rekoltenin 36 bin ton olacağı tahmin ediliyor. İz- mir borsası idare heyeti toplanmış. üzüm ve incir piyasalarının açılacağı tarihi tesbit için müzakerede bulun- muştur. Piyasanın 22 ağustosta açı- lacağı tahmin ediliyor. Bu seneki ge- cikmenin sebebi, mahsulün, havala- rın müsaadesizliği yüzünden geç istih- sal edilmiş olmasıdır. Geçen sene, pi- yasa 15 ağustosta açılmıştı. On gün zarfında İzmir ve Manisa piyasalarına mühim miktarda kuru üzüm getirile- ceği anlaşılmaktadır. Borsa idare he- yeti, iyi cins incirler arasına hurda, yanık, kuş yiniği ve kara yaprak nevi- lerinin karıştırılmamasını karariaştır- mıştır. Bu hususta ticaret odaları va- sıtasile müstahsile acele tebligat yapı Tacaktır. Geçen sene incirler çuvala dol- durulurken dikkat ve itina gösteril- memesi yüzünden incir piyasası ilk açıldığı gün mahsule iyi fiat veri'me- mişti, Bu sene, bu hatanın tekrar edil. memesi temin olunacaktır. Bir taraftan da İngillere ve Mısıra İzmirden yaş üzüm ihracına başlan- mak üzeredir. korkuç düğünleri lenin en meşhur sihirbazlarından bi- rinin müdahalesile dayağa nihayet verilir. Kızın akrabaları ağaç etrafın- da neşe ile dönmeğe başlarlar, Bir he- kim derhal kızın ayak ucunda yanan ateşe giderek oradan aldığı iki parça ateşi gelinin tabanlarına yapıştırır. Kızcağız çektiği ızlıraba tahammül edemiyecek hale gelip bayıldığı 2za- man ruhunun temizlendiğine ve için- de yaşıyan şeytanın öldürüldüğüne kanaat hasıl olur. Merasim bitmiştir. Damad kendini tamamen kaybetmiş olan müstakbel karısına yaklaşarak iplerini çözer; onu yavaşça sırtına alır ve koşa koşa ken- di kulübesine kadar getirerek içeri 80- kar, kapısını kapatır. Kabile halkı ku- lübenin etrafında toplanarak üç gün üç gece eğlenirler, Kızcağızın vücudünde sopa yerleri ve ayaklarındaki ateş yaralarile geçirece- ği geceyi siz düşünün! Bororo kadın- larının ömürlerinin sonuna kadar unulanadıkları yegâne hatıra kocala- rile evlendikleri gecedir, o geceyi da- ima ürpererek hatırlarlar, — $. H.R. Hediye kazananlar Temmuz bilmecemizi doğru bhalleden- lerden hediye kazananların isimlerini 19 LİRA KAZANAN A. Rıza Olcayto: Vefa lisesi sınıf 4 -C 1032. $ LİRA KAZANAN Mualli Kepli; Çapa orta okul No. Sö4. 3 LİRA KAZANAN Buphi: Şehremini orta okul mezunu, ? LİRA KAZANAN İhsan Gevcik: Edime lisesi No. 828. 1 LİRA KAZANAN Faz Kızıltekin: Adana İnkılâb ilk oku- Yu sınıf 3. KOLONYA KAZANANLAR Neclâ: Çamlıca Bulgurlu Sarıgazi 50- kak No. 47 — Tarık Gücüyener: Kadirgü ehsüvarbey sokak No, 14 — Nadire: Fa- ih Çamaşırcı sokak No. 19 — Muallâ: Şişli 44 üncü ilk okul — 5. Ayas; Kemal- paşa caddesi No. 2 Şehzadebaşı — Müj- gin: Pangallı Bay Songur sokak No. 101 — O. Vahram: Galata Mehmed Ali paşa han No. 50 — Sabahat Berik: Şişli Koor Mansur öokak No 4 — Teoman Komuray: Mühürdar caddesi Kadıköy — Sadi Berkmen! Çamlen. KRAVAT KAZANANLAR Burhaneddin Mecid: Tayriye lisesi No, 113 — Ekrem Savcı: Bandırma İs- mall Hakkı Güngür yazıhanesinde İhan Çallı: Tüm salın alıma komisyonu başkanı oğlu Samsun — Şemseddin Yas- tamanoğlu: Özgen mahallesi Uçar sokak No. 3 — "Tevfik Çoköven: Ankara Ha- mamönü Yeni cadde No. 83 - 89 — Er- doğan 'Turaz: Çorum Alay komutan oğ- Ii — Haldun Torgat: Bakırköy XI inci okul No. 123 — Turgut Sermed: Şişli — Talât Ekinci: kültür direktörlüğü ilk öğ - retim ispektörü Remzi elile — Vali Uras: İzmir Gazi okulu No. 797. MENDİL KAZANANLAR Munllâ Suneven: Eskişehir Ülkü ilk okulu karşısı No. 7 — Belkis İlkengin: Köprü sokağı No, 217 Akhisar — Şadu- man: İstanbul 1 inei ilk okul #73 Ahmed: Vefa lisesi No. 416 — Sunman: Çengelköy Talimhane yokuşu No, 21 — Nazan Ülmen: İşletme şefi Nihad Ülmen elile Hereke — 5. Nazif Yeşilova: Gazi- anteb adliye Yanında Doğruluk yazı evi — Güzin Aktel; İzmir kız lisesi 4-C No. 589 — B. Çağlı: Sumutya Müdafaği Mi- diye enddesi No. 52 ÇORAP KAZANANLAR Müfit O. Arkan: Kadıköy Rıhtım cad- desi Ralf bey apartımanı No, i — Rahmi Önen: Çanakkale Cevad, paşa mahallesi 10 — Ayten Terzioğlu: Bafra Gazi oku- lu No. 385 — Muzaffer/Okay: Diyarba- kır İzset Peşa caddesi No. 49 — Sadık Sığın: Saint - Benolt Jisesi talebesi — Sedad Ürergi: Kuzguncuk Bostan sokak 1 — Süha Şenman:; Ayaspaşa — Sa- mi Büyüker: A, Karahisar Odun pazar Nurcukuluk sokağı No. 4 — Aydın Ga ni Tektaş: Çamlita — Tuna Timuçin: Kanlıca Çubuklu caddesi No. 7. DEFTER KAZANANLAR Muzaffer Kayacan: İnönü kız lisesi No. 404 — Bulat: Beşiktaş Ihlamur Fulya sokak No, 13 — Zahire Kinav: Ça- pa kız öğrelmen okulu No. 970 — Hamid İmer: Haydarpaşa intaniye hastanesi — Hulki Şengün: Emirgân orta okulu sı- nıf 3 — Tale: Sürp Agob — Ayşe: Kadı- köy Recaizade #okak — İbrahim Osman Örbabacan: (İstanbul Ankara caddesi No. 58 — Leman: İstanbul Süleymaniye orta okul No. 4i — N. Taşan: Pangaltı Sarı Alemdağ apartımanı No. 6. MUHTELİF HEDİYE KAZANANLAR Bedia Başkurt: İstanbul kız lisesi No. 59 Bedia: Edirne Osmaniye caddesi No. 4 Hasan Vardar: H. İ, K, oğlu Kayseri — Türkân Başdoğan: Çanakkale — Neclâ Ayışık: Çamlıcı Nesrin (oBaştunç: OHayriye (lisesi Ayşe Teksoy: Bakırköy - incirli No. 32 — Suad Demiray: Ihlamur caddesi No. Fund Yüksel: Askeri fabrikalar yollaması Haydarpaşa Zafen Kor- tum: Amavutköy Beyaz Gül caddesi — Şehzadebaşi Kırma Tulumba cad. No. 16 — Nezahat: Fatih Ömerelendi sokak No. 235 — Öğüdgen: Vefa erkek lisesi No. 26 — Münime İşcan: Eyüb orta okul 3/A No. ST — Sabahaddin. Bozkurt: Ödemiş — Gönül Demirel: Tah- rirat kâtibi Tevfik kı Erbaa Fund Akın: Kayseri piyade alayı 1 inci bölük- te Harbiye stajyeri No. 3096. BAŞ Diş, Nezle Nevralji ve bütün ağrılara karşı görmüyordu. Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No 133 amman Hareket ordusu kumandanı Mahmud Şevket paşa bir beyanname daha neşreylemişti İstanbuldan Hareket ordusuna ilti- hak için gelen bir çok zabitler silâh- sızdılar. Bunlara silâh verilmesi Rüs- tem beyden rica edildi. Bahriye zabit- lerinden Kırımizade Ali Rıza bey va- sitasile silâhlar tevzi olundu. İstibdad zamanında donanmanın hareketinden o kadar tevahhuş eden Abdülhamidin korktuğu işte başına geliyordu! 10 - 23 nisan cuma günü Abdülha- mid mutad veçhile selâmlığa çıkmış- tı. Fakat hazır bulunan asker ve aha- li kalabalık değildi. Sefaret heyetle- rinden de kimseler yoktu. Padişahı ancak kıyamda dahil askerler alkışla- mıştı, Bir çok yerlerden Abdülhamidin namı hutbede zikredilmediğine dair meclise telgraflar geliyordu. Ertesi günü İstanbul gazetelerinin bazısı büsbütün serbest tavır takın- muştı. Serbesti kendini müdafaa edi- yordu: (Hilâl) saraya hücum ile meş- guldü. İhtiyatlı İkdam (Bugünler is. tibdadın son günleridir) diye bağırı- yor. Nisanın yirmi üçünde milli meclis gene hafi celse akdetti. Bu celsede âyandan Ulah milletinden Besarya efendi - Balkan harbinden sonrs Ro- manya millet meclisi âzasından ol- muştur - Beyoğlunda deveran eden bir şayiaya atf ile meclise müthiş bir haber getirdi. (1) Abdülhamid Rumeli hareketine mâni olmasi, Hareket ordusunu arka- dan vurması için Avusturya impara- toruna müracaat etmiş! Bu haber fikirleri altüst etti, Abdülhamid bu denaeti de irtikâb etmişti demek! Artık hiddet ve asabi- yet son dereceyi buldu. Heyecandan hiç kimse haberin uydurma olup ol. madığını tedkike, tahkike bile lüzum Zaten Abdülhamidi meşrutiyetle uzlaşmaz addeden Ahrar fırkasından Ankara mebusu Mahir Said bey he- men Talat beye müracaatle: — Ne duruyoruz? Bu adam hakkın- da niçin bir karar vermiyoruz? O her şeyi, her denaeti yapsın, biz eli kolu bağlı duralim! Bu yakışır mı? Demişti. Haberin hakiki kıymetin- den haberdar olmaması hiç muhtemel olmıyan Talât bey: — Bu baptaki his ve fikrinizi bir tekrir ile resmiyete koyunuz. Ben de sizinle beraberim. Bu işin bitmesi ta- raflarıyım. Cevabını verdi. Mahid Said key: (Bunca zulümlerine .zâmimelen milli bir kuvveti ecnebi âskerine vur. durmak isteyen müstebid hükümda- rın hemen hal'ine karar verilmesi ve bu kararın icrasının Hareket ordusu kumandanına bırakılması) lüzumuna dair bir takrir yazdı. Talât beye gös- terdi. — Pek güzel ve münasip. — İmzala. — Fikir sinindir! İptida sen imza. la. Ben de senden sonra imzalarım. Böyle yapıldı. Takrir Said pâşaya verildi. Said paşa bunu evirdi, çevirdi; evvelâ okutmamak istedi. Sonra okut- tu. Fakat celse sonunda mutadı veç- hile zaptı takrir ederken bu haberi ve takriri zapta geçirtmemek için; — Bir Osmanlı padişahı bunu yap- maz, yapamaz değil mi efendim? diye etraftan fikrine uygun yardım aradı. Fakat meclis Basarya efendinin ha- berile coşmuştu. Hararetli bir müza- kereden sonra hariciye nazirının he- men celbine ve keyfiyetin ondan isti- zahına karar verildi. Fakat Said pa- şanın istediği de oldu. Mesele zapta geçmedi. Ne hariciye nazırı * meclise geldi; ne de mecliste bu haberden bahis geç- ti! Ahval ve hâdisatın teakubu arasın» da bu karar unutuluyerdi Milli meclis Ayastafanosta son İç- timamı nisanın yirmi beşinci günü âkdetti. O gün Mahmud Şevket paşa İstan. bulda «meşrutiyetin mükemmelen te. yid ve takviyesi için payitaht asayişi. nin istihsal ve idamesi maksadile ör- fi idare ilân eylemiş ve keyfiyeti mec- lise de bildirmişti. Mecliste cereyan eden müzakereler Üzerine şu karar kabul edildi: (Hareket ordusu kumandanlığı ta- rafından yösterilen esbab mevcud ve bunun kabul ve tatbiki ahvali zaruri- yeden madud olmasına nazaran âti- nin göstereceği lüzuma binaen mecli- si umumi idarei örfiyenin lâğv ve tah- didi ve müddetinin temdidi hakkında- ki hak ve salâhiyetini muhafaza ile beraber bu babda beyanname münde- ricatını tasvib eder.) Ayni günde Mahmud Şevket paşa mili meclisin gene İstanbulda kendi dairesinde içtimaında mahzur kalma- dığını da bildirdi. Meclis te ertesi günü kendi dairel mahsusasında toplanmağa karar ver- di. Tevfik paşa kabinesine itimad re yi verilip verilmemek meselesi meclis- te günden güne tehir olunuyordu. Kabine de Mahmud Şevket paşanın İlân ettiği idareli örfiyeyi kabulü zarü ri bularak bunu usulüne irca eyleme. ği muvafık düşünmüş, ahvali hazıra dolayısile bir güna uygunsuzluğa ma- hal verilmemek için payitahtta ida- rel örfiye ilânı hususunu padişahtan İstizan ve iradesini istihsal etmiş, bu- nu Mahmud Şevket paşaya tebliğ ey- lemişti. İdarel örfiye divanıharb ri- yasetine Tophane nazırı Hurşid paşa tayin edilmişti. Mahmud Şevket paşa bu 25 nisan günü dikkate şayan diğer bir beyanname neşreylemiştir ki bu- nun da meali şudur: (Yerli ve ecnebi gazetelerin çoğu Hareket ordusunun İttihad ve Terak- ki cemiyetile münasebette bulundu- gunu yazıyorlar. Bu fikir ve mülalea hakikate tamamile muhaliftir. Umum ordular meşrutiyetin muha- fazasına ahdü misak eylemiş olmala- rile İstanbulda vukuagelen irtica te- şebbüsünü imha ve devletin bünyanı- ni tarsin emelile ittifak ederek İstan- bul üzerine bir ordu sevketmişlerdir. Bu ordunun kümandanlarile zsbitan ve efradından hiç biri hiç bir cemiye- te ve siyasi fırkalardan hiç birine mensup değillerdir. Esasen devletin siyasetine müdahaleleri katiyen caiz olmıyan âsker zabitlerile efradının yalnız mafevkleri tarafından aldıkları emirleri harfi harfine icra ederek baş- ka hiç bir kuvvetin nüfuz ve tesirinde bulunmıyacaklar ve aksi hareketi sa- bit olanlar kanunen tecziye edilecek- lerdir, Binaenaleyh Hareket ordusu- nun hafi ve aleni bir cemiyete mensü- biyeti, hususile herhangi bir tesir al tında hareket etmekte bulunduğu hakkındaki müddeiyatın külliyen asıl ve esası olmadığıilân ve ihtar olu- nur.) Bu «ihtar ve ilân» hale, hakika- te muvafık değildi. Bir defa Hareket ordusundaki gönüllülerden ?aüslü- manlar İttihad ve Terakki cemiyetine, Bulgarlar da Sandanski partisine mensuptular. Zabiller arasında cemi- yete girmemiş belki pek az kişi vardı. Vakıâ ordu İttihad ve Terakki ce- miyetini değil, meşrutiyeti muhafaza ve tahlis için toplanmış ve hareket et- mişti ama ayni zamanda İtlihad ve Terakki cemiyetini de kurtarmış olu- yordu. Hareket ordusu Harbiye talebesinin. oynıyacağı role ehemmiyet veriyordu. Gönderilen bir haber üzerine talebe- den Trabzonlu Ahmed Bedevi Ayasta- fanosa geldi. Evvelce mektepte ders nazırlığı etmiş olan erkânıharb Şevki paşa ile görüştü. Ondan şu talimatı aldı; (Harbiye civar kışlalara hâkimdir. Harbiye mektebinin Hareket ordusun»- ca işgali mühimdir. Mektebin âsi as- kerler eline düşmemesine dikket edil. melidir.) > Ahmed Bedevi mektebe avdetle bu talimatı arkadaşlarına tebliğ etti. Mektepte buna göre tedbir alındı. (2) (Arkası var) (0 Bu havadis hemen ağni tamanda Belâniğe de endişe vermişti! (4) Ahmed Bederinin hususi notların- dan,

Bu sayıdan diğer sayfalar: