i Li 7 Mikey Mavs'i yapan Walt Disney'e Los Angeles üniversitesi fahri dek- tor payesi vermiştir. Yukarıda sanat- kâr elinde fahri doktorluk diploması olduğu halde ü İngilterede kadınlardan bir müstafaz kuvveti yapılacaktır. Yeni teşkilâtın başma, resmini bastığımız Lady Reading getirilmiştir. Balkanlarda bir seyahat yapan bayan Sabiha Gökçen Sofyada iken sefaret erkânı ile bir arada ederken görür Nevyorkta yeraltı şimendiferinde imdad işaretini çeken bir çocuğu mahkeme anmesi tarafından 10 sopaya mahküm etmiş, annesi 10 sopa vurmazsa çocuğun hapsedileceğini bildirmiştir. Yukarıda anne mahkemenin kararını tatbik yor şuyorum. Ben ita kazanılması herkes için elzem olan dört büyük zen; ar- dır: Sıhhat, tatlı dil, güleryüz, temiz yürek! Bunlar öyle büyük bir servet- tir ki ne bir yangın, ne bir tufan, ne de herhangi bir kriz onlari yok ede- mez. Bakınız şu paraca zengin olan- ların bir haline! Zahiren hiç'bir ek- sikleri yok gibi görünür. Mükemmel köşkleri, apartımanları, otomobilleri, şık elbiseleri, atları, uşakları her şey- leri var, Yalnız rahatları yok! Para kazanmak onlarda iptilâ halini aldı- ğından İşlerinden başka bir şey dü şünmezler. Ben bir gün parasının he- ını bilmiyecek katlar bir zenginin Ayaspaşada © ap: a davet dum. Şık bir o beni mu şem bir binahın kapısında bıraktı. Mermer merdivenlerden yukarı kata çıktım. Gayet temiz giyinmiş livreli bir uşak paltomu ve şapkamı aldı. Beni hakikaten zevkle düşenmiş, en nadide - tablolarla süslü bir. salona götürdü, Maroken koltuklardan bi- rine oturdum. Biraz sonra ev sahibi geldi. Yaşı henüz. kırkı bulmamış olan -bu- genç adam elli gösteriyordu. Yüzünün rengi balmumu sarısı gibi, alnındaki çizgiler hayli derinleşmiş, birkaç ge- ce uykusuz kalmış gibi yorgun bir hali vardı, Kaşları o kadar çatıktı ki bir felâkete uğramış zannettim. Ben ki çok neşeli bir insanım, onun dur- gunluğu bana da sirayet etli, Bir müddet süküt ile geçti. Sonra ben bir konuşma zemini olsun diye * Apartımanını: güle oturünuz! Salonl etraf açık; her taraftan bol ziya gi — Ne fayda hiç istifade edemiiyo- Gece geç vakte kadar büroda yorum. Karanlıkta g parça bir şey bahleyin erke: en işimin b e biliyorum bu işler beni bunaltıyor amma başka türlü de olmuyor. Hepsine kendim bakmalı- yım, Ya pazar günleri! dedim, — O gün de rahat yok, mağazalar- lışan şefler gelir, onlarla Avru- paya yapılan siparişleri İstanbul, İz- mir, Trabzon gibi büyük şehirlerdeki şubelerin işlerini görüşürüz. İnanır mısınız İki lokma ekmeği bile rahat yemek kısmet olmuyor. Vakıa sene- de bir ay kadar Avrupaya gidiyorum. Orada gene her günü fabrikalarda ticaret bürolarında geçiyor. Çoluğum- la çocuğumla bir gün baş başa kaldı- ğım vaki değildir. Sizi bugün davet zel sözlerinizden istifade Çok rica ederim bana iniz! dedi. — Estağfurullah ben kendimde kimseye “akıl öğretecek kudret bul- muyorum, Yalnız sizin için çok zen- gin diyorlar, Servet ancak saüdeti temin etmek şartile makbuldür. An- lattıklarınızdan anlıyorum ki para sizin rahatınızı kaçırmış! Gene had- dim olmıyarak size bir kaç tavsiyede bulunmak isterim; 1 — Daima yemeklerinizi çoluk çoduklarınızla yiyiniz. Yemek yediği- niz müddet dışardaki işlerinizi tama- mile unutunuz! Eğer neşeli kahka- hası bol dostlarınız varsa onları da yemeğe davet etmeyi unutmayınız! 2 — Yemekleri müteakib bir şez- longa bir saat kadar uyumamak şar- tile uzanınız, ya bir karikatür yeya içinde güzel tablolar (bulunan bir İlüstraslona göz atmz, bir yandan da gramofonda gönül açan Şakrak, şen havalar dinleyiniz! 3 — Sabahları on dakika cimnas- tik yapınız! Sonra duşunuzu yapıp itınızı yedi rek işinizin başına gi , yanlış yapılan i vuku bulan ile hareke Adam sende sağ- yirmi dö: Bir milyonerle neler konuştum ? Yazan; Selim Sırrı Tarcan üç saaliı ailenizle (çocukla dosti zla eğlenmeğe, y eğlenceli bir filim müzik dinlemeğe, dokuz işlerinize ayırını Gücünüze gitme ha lavsiye edeceğin yani güler yüzlü Bu askın çehreyi bir tarafa alınız. Her sabah aynanın karşısına geçip gülme tali mi yapınız! Çünkü hayat ta bir ayna- dır gülerseniz o da güler, kaşlarınızı çatarsanız o da suratını asar Biraz gülünüz, | Biliniz ki münevver bir ze iy bir kalb, sağlam bir vücud bir kulü- beyi bir saray haline koyabilir ve bun- Jar olmazsa en muhteşem apartımar an bir evden farklı olmaz, Ma- nevi zenginlikler, maddi zenginlik- lerden daima daha üstündür. Şimdi müsaadenizle gene sizdcn sormak isterim; Geceleri rahat, deliksiz bir uyku uyuyabiliyor musunuz? — Hayır! — Ağız tadile yemek yiyip, yediği- nizi güzelce hazmedebiliyor musu- nuz? - Hayır! — Vücudünüzün her günkü hare ket gıdasını verebiliyor musunuz? — Hayır! — Dostlarınızla güle oynıya haf- tada bir gün olsun hoş vakit geçiri- yor musunüz ? Bayır! — Gönül rahatlığı ile halinden İ memnun olarak etrafınıza neşe sa- İ çarak hem kendinizi, hem başkaları- İ nı mesud edebiliyor musunuz? İ — Hayır! — O halde bu kadar emek sarfede- rek topladığınız bu servet niye rar? Benim anladığıma “göre siz tün ömrünüzü yarmı düşünerek P | relanişsiniz, Bugün çalışayım, didir yim, “uğraşayım, - kazana yarın rahat ederim! demişsiniz ve bu yarı- nm uğruna bugünü * harcamışsınız Bilmelisiniz ki dün ölmüş, doğmamıştır. Sizin olan bugündür. Siz yalnız ona saliipsiniz. Ömrünüzün ber bir saatinin altmış dakikası, her biri altmış saniyede açan ve solan çi lere benzer, Eğer siz bu birer dakika- lık ömrü olan çiçeklerden zevk alma- Sını bilirseniz ne ülâ, aksi takdirde günün birinde karşınızda yalnız ku- rumuş yapraklar (göreceksiniz! de- dim. Bu sırada kapı açıldı uşak bir gü- müş tepsi içinde bir kart getirdi İ Muhatabım bir an düşüddü, sonra İ bana: — Bir Amerikalı dostum gel Nevyorkta bir büyük otomobil 1ğ: fabrikasının - mümessilidir, Rahaft- 8ız olmazsamız hep birlikle yemek yeriz! dedi. Bu iş adamile beni tanışlırdı, Bu İ zat Amerika aksanı İle fransızca ko- uşuyor/u. Biraz sonra sofraya otur- duk. V- solrağa mütemadiyen işten konuştular! Selim Sırrı Tarcan Dep kuruşluk pul göndermek llzımdır. - Ruzubuzur 49 432.833 1200 203 2,16 16,11 1945 2148 İdarehane: Babıkli civan Acımusluk So. Ne.” mmm inter “