B ve v7 038 AKŞAM k Sahife 13 — Büyük Millet Meclisinde (Baş tarafı 1 inci sahifede) zakereler esnasında şirket tarafından ileri sürülm lan metalibatın mâ- tmiş ve nihayet netice hakkında da de- r milyon lira üzerin- | u suretle aramızda tam bir mutabakat hasıl oldu. Şimdi bı ba mukabil menfaatimiz ve asıl mü- him nokta budur, bunu da arzede- | yim: 1933 de 5.175.000, 1934 de 5.140.000, 1935 de 5.253.000, 1936 da 5.211.000, | 19317 de 4.944.000, yani vasati olarak | senelerdeki farkın sebebi her sene ta- rifede tenzilât o yaptırmamızdandır. Bunu prensip olarak koyduk. 1937 senesinde bunun için dört milyon do- kuz yüz küsur bin liraya düşmüştür. Vasati olarak bugün 5 milyon lira varidat getirmektedir. Netice ve hü- lâsa bundan ibarettir. Arkadaşlarının encümenlerde gös- terdikleri alâka ve esbabı mucibe lâyihasinda yaptıkları teşekküre kar şı minnetle büyük meclise ve encü- menlere teşekkür ederim, Yaptığımız vazife nihâyel sizindir. (Alkışlar) Uafia Vekilinin bu izahatını müte- akip maddelere geçilmiş ve satin alın- ma mukavelesi tasdik edilmiştir. Meclisin bugünkü toplantısında ye-! niden yapılacak su işlerine $1 milyon lira tahsis ve bunun için gelecek se- nelere geçmesi taahhüdat (icrasına mezuniyet verilmesi hakkındaki ka- nuna ek lâyiha da müzakere ve kabul edilmiştir. Meclis, hükümet tarafından tevdi edilmiş bulunan Iş Kanununa ek ka- nun Iğyihası ile matbuaf kanununa sının şu kanunların €vvelce tedkik edilmiş oldukları muh- telit encümenlerce tedikik etmelerini, gayri mübadiller işlerinin — tasi taksitlerle hükümetten mal alah va tandaşların taksitlerinin. teciline ald sinema ve tiyat- | IK imlerin *tahfifine aid Jâyihanın Maliye, o Dahiliye ve bütçe encümenleri tarafından müş- tereken müzakare edilmelerini tesvi> eylemiştir. B. M. Meclis caktır. Türk - Afgan muahedesi Ankara 22 (A.A.) — B, M, Meclisi- nin bugünkü toplantısında Afganis- tan hükümeti ile münekid muhade- net ve teşriki mesai muahedenamesi nin temdidi hakkindaki . protekolun tasdikine aid kanunun müzakeresi münasebetile söz âlan Hariciye Veki- li B. Tevfik Rüştü Aras sık sık sürekli alkışlarla ve tasvib seslerile karşıla- nan aşağıdaki izahatı vermiştir: Arkadaşlarım, © © Geçende tasâikinize iktiranı etmiş | “olah Türk - Yunan muahedesi müna- sebetile maruzatta bulunurken Bal- kanlarda takib edegeldiğimiz siyase- fin ana hatlarını arzetmiştim. Bugün de yüksek tasvibinize â170- lunan Türk - Afgan muahedesinin temdidi vesilesile müstakil olduğu “gündeberi bu kardeş devletle pürüs- süz devam eden dostluğumuzun kısa | bir tarihçesini ve bu münasebetle | Garbi Asyada kanaat ve hararetle takib etmekte bulunduğumuz siyase- tin esaslarını arzetmek isterim. Bu | suretle Türkiyenin harici münasebet- , lerde hedef edindiği ülkünün sami- | miyeli ve berraklığı huzurunuzda bir | defa daha tezahür etmiş olacaktır. 1920 de istiklâline kavuşan Afga- nistan İlk esaslı ittifak muahedesini 1921 de Türkiye ile yaptı. Bu mua- hede 1928 de yeniden gözden geçirile- rek bir teşriki mesai ve kardeşlik ifa- denamesi halini almış ve içinde bu- lunduğumuz dünya şeraitine daha uygun bir hale getirilmiş ve kardeşi- miz İran devletile aramızda mevcut olan mughede İle telif edilmiştir. Böy- lece 1928 Mayısının 25 inde imza edi- len Türk - Afgan muahedesi Türk - İran muahedeşinin İranla hemhu- dud olmak hususiyeti haricindeki ah- kâmunın siyasi prensiplerine muvafık ve Garbi Asya devletlerile hep birlik- te güttüğümüz siyasetle ahenktar ve mutabık bir şekil almıştır. Türk - Afgan muahedesinin hususiyeti “ * Ancak bu emel ve gaye ile yapılan ik “Türk - Afgan muahedesinin kendisine ns günü toplana- | iki büylik âkid tara i memleket ve milletlerinin terakki ve tealisi için bir tarafta mevcud ve diğer taraf için faydalı olan ve ihtiyaç hissedilen her türlü vessil ve vesaiti aynca tertib ve tanzim edilen vey& edilecek olan 1 hususi mukaveleler ile temine ve bu | Surelle onun ihtiyaçlarını teshil ve tehvine çalışmasının taahhüd edil- miş olmasıdır Bu muahede ile iki büyük âkid- lerden biri aleyhinde başka bir veya bir kaç devlet tarafından hasmane, bir hareket vaki olduğu takdirde di- ger âkld taraf o tecavüzün men'i emrinde bütün gayret ve mesaisini sarfetmeyi ve bu mesaiye rağmen harb emri vaki olursa iki hükümet yüksek menfaatlerine muvafık olan musib kararı ittihaz etmek üzere | vaziyeti aralarında tekrar hayırha- | hane ve itina ile mütalea etmeyi ta- ahhüt etmişlerdir. Yine bu muahe- denin üçüncü maddesi âkid taraflar- dan her biri başka bir veya birkaç devlet tarafından diğer âkid devlet aleyhine tevcih edilen hiçbir ittifak veya siyasi, askeri, iktisadi ve mali hiç bir itilâfa ve bundan başka bir veya bir kaç devlet tarafından diğer âkid tarafın askeri emniyeti aleyhi- ne tevcih edilen hasmane hareketlere de iştirak etmemeyi taahhüt etmiş- lerdir. Ayni zamanda iki yüksek âkid taraftan her biri bu muahedenamede tayin edilen karşılıklı taahhüdler haricinde diğer devletler her türlü münasebatta hareketlerindeki ser- bestiyi tamamile muhafaza etmişler- dir. Türk - İran muahedesi Kardeşimiz İranla da aramızda ine ahedede Türk - Afgan mua- hedesinin hususiyetine dair işaret ettiğim kısımdan mada olan esaslı ve karşılıklı taahhütler temamile var- | dır. Bundan başka gene Türk - İran muahedesi birimizin.hasmane bir te- cavüze maruz olduğu zaman İtinalı ve samimi mü mali kuvvetli olmasına rağmen, dige- rinin bitaraf kalması iki memleke- tin yüksek ve milli menfaatlerine ve | Kudretine daha uygun telâkki edilen hallerde bile seferberlik yapmak su- retile biraflığmdaki tecavüze uğnyan tarafınran müdafaasını âzami teshil e- decek mahiyette tatbikini temin eden hükümlerini ve hemhudud olmak hu- | susiyetinin istilzam ettiği karşılıklı vecibeleri de ihtiva etmektedir. Siyasi ülkümüz Sözlerimin başında Garbi Aasya- nın bu kardeş devletlerle yapılan muahedenin arzın bu geniş Ve kıy- mekli kıtasında hep birlikte takib etti: ğimiz siyasi ülkü ile ahenkdar olma- sına dalma dikkat edildiğine işaret etmiştim. Şimdi de huzurunuzda bu siyasi ülküden tekrar bahsetmek is- terim. Derhal şurasını bu bahiste gene açıkça ve minnetle tebarüz ettitme- liyim ki, bu ülkümüz İran Şa- rinin yüksek görüş ve teşebbüslerile Sadabad misakı ha- Tinde olarak bugün tahakkuk etmiş bulunuyor. Arzettiğim bu misakın im- zesı nünasebetile Tahranda söyledi- im bir nutukta ifade etmiş olduğum gibi Garbi Asyayı müşterek bir kar- deşlik vatanı haline getiren bu mi- salın, misaka dahil devletlerin terek komşusu ve dostu olan iki yük devletin yani dostumuz Sovyet Rusya İttihadı e diğer dostumuz Büyük Britanya İmparatorluğunun muvafakat ve hattâ müzaheretleri inzimam ederek yapılmış olmasi ile kendilerimize olduğu kadar büyük | komşularımızın da yüksek menfaatle- rine uygun ve dünyanm mühim bir kısmında sulha samimiyet ve cid- diyetle hadim bir muazzam eser mey- dana gelmiştir. Bu büyük eserin istikbali emin ve açıktır. Kurulmasında âmil olan ar- zettiğim asil zihniyet sayesinde sul- hun hizmetinde bu eserin vadettiği inkişafları basit tahayyüileri aşacak mahiyettedir, Komşumuz ve dostu- muz İrakın bu misakda kendine lâ- yik olduğu yeri tutmuş olması misa- ka dahil devletlerle istiklâllerini can Te gönülden istiyerek görmek bahti- yarlığına nali olduğumuz Arap âle- mi devletleri arasında ayrıca yeni bir rabıta daha teşkil etmiş bu avere neticesinde İki | tarafın beraber yürümeleri ihti- | öğrendiğimiz İran İmparalorluğu hanedanı ile diğer kardeşimiz Misir krallık hanedamı arasında sıhriyet hu- Sulüne dair olan haber, taaddüdünü daima dilediğimiz bu rabıtalara ye- ni, mesut ve kuvvetli bir bağ daha katıyor. Kaldıki memleketimiz Arap âlemi devletlerle doğrudan doğruya pek çok kardeşlik “ münasebetlerine malik ve onları döjma takviyeye Sa- | liktir. Yakın komşumuz Suriye Garbi Asyadan bahsederken yakın komşumuz Suriye hakkında da düşün- düklerimizi hulâsa olarak söylemeli- yim. Milletimizin her vakit hakkında bir kardeş muhabbeti taşıdığı Suriyenin de bir gün ve yakın bir günde istiklâ- line kavuştuğunu görmekle bahtiyar olmak isteriz, Arap âlemine karşı yü- reklerimizdeki samimi muhabbet ve saygıyı yeni Türkiyenin Mısırla, İrak- la, Hicazla, Yemenle idamesine itina ettiği münasebetleri en beliğ surette ifade etmektedir. Sevdiğimiz Suriye halkı hakkında bundan başka türlü ve daha az duygu taşımak için hiçbir sebep yoktur. An- cak samimi bir dostluğun idamesi yal- nız bir taraflı olarak uzun uzadıya te- min edilemez. Suriye halkının vatan- perver ekseriyetinin bizim duyguları- mıza tam bir kulrşılıkla bize karşı kar- deşlik hisleri beslediklerinde şüphe- miz yoktur, Şu kadar var ki hükümetler millet- lerinin hakiki temayüllerini gösteren yollarda yürüdükçedir ki karşılıklı ve arzu ettikleri münasebetlerin inkişaf- Tarıma hizmet edebilirler, Bir tarafta velev tahrik ve iğfal ile olsun, diğer ta- rafın aleyhine füzuli nümayişler ya- pıldıkça ve hükümetler bunlara mü- said oldukça diğer tarafın iyi duygu- ları ne kadar samimi olursa olsun, ve ne kadar kuvvetli bulunursa * bulun- sun, nihayet bir gön rencide olması insani bir neticedir, Türkiye uriye kardeşlik münasebetlerini böyle âkı- betten kormayı istiyoruz. Ve biz daima dostluk için çalıştık ve çalışıyoruz. İşin bu cihetini olduğu gibi söylememiş ol- saydım bütün alâkadarlara karşı ol- duğu kadar kendimize karşı da sami- miyetimizde kusur etmiş olurdum Türk - Afgan muahedesinin temdi- | di münasebetile yaptığım bu maruza- tıma nihayet verdirirken, 'siyasetimi- zin şu cihetini de kaydeylemeliyim ki, dostluklarımızın bir müeyyidesi de dost hükümetlerin biribirimizi anlıya- rak bu münasebetin idamesine karşı- lıklı çalışması kadar bu dostlukların milletler arasında kurulmuş olması- dır. Arkadaşlarım, muhteviyatını söyle- diğim gibi diğer komşularla olan mü- nasebetlerimize inikâsatını da etrafile ! izaha çalıştığım Türk - Afgan muahe- desi temdidi protokolunu tasdik bu- yurmanızı istirham ederim.» Bir suale cevap Bu izahatı müteakip, Emin Sazak (Eskişehir) — Bir-sual soracağım, de- miştir: «— Büyük Britanya ve komşumuz Sovyet Rusyanın muvafakatlarile mu- ahedenin imzalandığını şimdi dinle- dik. Gerçi Ankara hükümeti iyi kom- şuluk hislerile komşularına bağlıdır. Fakat komşularımız buna muvafakat etmeseydi bunu yapamıyacaktık gibi bir şey anlaşılıyor. Bilmem amma bu tabir bana alıştığımız şekle uygun de- El gibi geliyor.» z Hariciye Vekili Aras — Arzedeyim, arkadaşlarımın malümudur ki, Sovyet Rusya ile Türkiye arasında meri ve ahiren teridid edilen müahedemiz mucibince iki tarafın yakın komşula- rile her İki taraf için her hangi bir si- yasi bir muahedenin müzakeresine baş- ladığı zaman biribirine haber vermek ve imaza edebilmesi için de muvafa- katini almak zaruridir.» Diğer taraftan gene arkadaşlarımın da malümudur ki, Şark misakı âza- ları arasında bulunan İrakın İngiltere ile ittifak muahedesi vardır. Her han- ği bir misaka imza koymak için İn- giltere devletinin muvafakati zaryfi- dir. Binaenaleyh bu misak iki büyük komşu devletin muvafakatlerinin ve hattâ müzaheretlerinin İnzimamile yapılmıştır. Onun için burasını böy- le ifade etmiş bulunuyorum. (Çok gü- zel sesleri). - “Tevfik Rüştü Arasın bu cevabi üzerine kanun lâyihası okunmuş yi Notamızdan Fransayı resmen haberdar ettik (Baş tarafı 1 inci sahifede) Türkler şimdiye kadar elde edilen ne- ticelerden memnun değillerdir. Bu memnuniyetsizlik Antakya Türk hal- kı arasında da göze çarpıyor Fransız Hariciye Nazırının beyanatı Paris 22 (A.A) — Ecnebi gazeteler birliği bugün Hariciye Nazırı Bonne 5€- refine bir kabul resmi tertib etmiş ve bu kabul resminde diğer birçok rical de hazır bulunmuştur. B Bonne, yaptığı beyanatta ezcüm- le Ankaraya gideceğini teyid etmiş ve demiştir ki; «Bu ziyaret, Fransa ile Türkiye ara- sında mevcud samimi münasebatı par- lak bir tarzda teyid edecektir. Fransız ve Türk mümessilleri İskenderunda | bir dostik muahedesini müzakere edi- yorlar. Bu muahede üçüzlü Türk - Fransız - Suriye muahedesi ve erkânı- | harbiye anlaşmalarile tamamlanacak- tire Hatay anarşi içinde Antakya 22 (Hususi muhabirimiz- den) — Hatay idaresinde müsbet bir veçhe yoktur. Harbiye nahiye müdü- rü İbrahim, Suriye ve Hatay hapisha- ! nelerinden çaldığı katilleri etrafına toplamıştır, Tedhiş ve tahrikçiler lâ- yıkile takib edilmiyor. Hulâse, Hatay bir anarşi içindedir. Bugün kendisile görüştüğüm Fran- sanın Hatay delegesi B. Kole ise beya- natında şöyle demektedi «— Herkesin gözlerile gördüğü gibi | Hatayda vaziyet iyiliğe doğru gitmek- | tedir, Mesuliyeti müdrik olar ve nasi- | hatlerimi dinliyen cemaatlere mensub mümessiller aralarında iyi münasebet- ler tesisine gayret göstermektedirler. Eminim ki bu hareketlerile eskiden ol- duğu gibi, balke hizmet ediyorlar ki, bu muvaffakiyet ciddi bitaraf bir ida- renin neticesi olabilir Artık bulanık suda balık avlamak is- tiyenler tahriklerine nihayet vermeli» dirler. Bu gibiler kim olursa olsun ta- rafımdan menedileceklerdir. Askeri konuşmalara gelince: Sizi te- min ederim ki bu müzakereler karşı- lıklı bir anlaşma havası içinde devam etmektedir.» Orgeneral Asım Gündüz şerefine ziyafet Antakya 22 (Hususi muhabirimiz. den) — Vali B. Abdürrahmen Melek bugün Türk askeri heyetinin reisi ge- nel kurmay ikinci başkanı orgeneral Asım Gündüz şerefine bir ziyafet ver- miştir, Valinin ve Kole'nin beyannameleri Antakya 22 (Hususi muhabirimiz- den) — Vali B. Abdürrahmen Melek bir beyanname neşrederek bütün un- surları vergilerini ödemeğe davet et- miştir. Delege B. Köle de bir beyan- nâme neşrederek bütün unsrları sü- küna davet etmiş ve örfi idarenin ipka edileceğini, intihap kayıtlarının ağır- laştırılacağını bildirmiştir. . atakye 5 Yan MEME Antakya 22 (Hususi irimiz- den) — Hatayda bir taraftan yolsuz- luklar devarg cdip dururken, diğer te- raftan da ıslâhata devam edildiğini gösteren emareler vardır: Antakya müddelumumisi vazifesinden uzaklş- Antakya 22 (Hususi muhabirimiz. den) — Ordu nahiyesinin Kislah kö- yünde 120 yaşında bir ibtiyar tesçil. bürosunda mensup olduğu cemaat 60- rulunca:. «Ben Atatürk cemaatin. denim» demiştir. k Katmerli numaralari Antakya 22 (Hususi muhabirimiz. den) — Ortakuseyirdeki Babutturun intihap şubesi faaliyete geçmiştir. ğ İntihap sahtekârlıklarında yeni ye- ni numatalar oluyor. Şimdi de Usbe- ciler Kolhisyon nezdinde bir Arabın. iki, hattâ üç defa tesçilini temin edi- - Usbetiler yatağı Antakya 22 (Hususi mhabirimiz- | den) — Antakya telgrafhanesi Usbe- ciler yatağı olmuştur. Postalara bip 1200 seyyah gelecek © * 30 temmuzda Romanya vapurile 700) "500 seyyah gelecektir. Bu “seyyahjer, birkaç gün şehrimizde kalacaklardır. * Deninaltı sınıflarına verilecek zam (Baş tarafı 1 inci sahifede) cib sebebler mazbatasında ezcümle Şöyle denilmektedir: «Hergün bir sürelle genişlemekte olan denizaltı mensuplarına veril- mekte olan zem yeni vaziyetin icab ettirdiği hususları oKarşılamamakta- dır. Denizaltıcıların sıcak, ratib ufak teknelerde"hava, zıya ve hayat şart- ları dışında uzun zaman çalışmak mecburiyetinde (Oolmaları hasbile kendilerini teşvik edici mahiyette olan hükümet teklifi . yerinde görül- müştür.» Hükümet teklifinde, vazife icabı malül kalan odenizaltıcılarla deniz gedikli erbaşlarının ve deniz askeri memurlarının tekaüd maaşlarının bir mafevk rütbe ve derece üzerinden hesab ve erden baş gedikliye kadar (baş gedikli dahil) olanların tekaüd- lüklerinin asteğmen (maaşına. göre Milli Müdafaa encümeni bu hük- mü gedikli denizaltıcılar lehine değiş- tirmiş ve erden gedikliye kadarının tekaüdlüklerinin teğmen ve baş ge- diklilerin de üsteğmen maaşına gö- re hesab edilmesini muvafık görerek lâyihanın buna aid maddesini o şe- kilde tadil etmiştir. Gene Milli Müdafaa encümeni pro- jenin, denizaltırı vazifesinden ayrı- lanlardan deniz ordusu vaziflesinde çalışanların on seneden . ziyade hiz- metlerinden ne sureule istifade edile- gösteren muw i ; ; di ; Sazaasg R çEs Eaaasaoxup 8 n Büdü » VE