i ç i Şile civarında 9 yaşında | bir çocuğu öldüren gencin - muhakemesine başlandı Mahkeme, suçlunun aklından hasta olup olmadığının tedkikine karar verdi “Tahkikat evrakına nazaran vaka şu- dur: Şilenin Sunturlu köyü civarında dağ yolunda üç çocuk oynarlarken Odun kesmek üzeredağa giden 19 yaşlarında Halid adında biri bunla- nn yanına sokulmuş ve çocukları bazı mânasız sualier sorduktan son- Ta elindeki balta ile çocuklardan 9 yaşındaki Muharremi parçalayıp öl- dürmüştür. Müddelumumilik, Türk ceza kanu- nunun 448 inci maddesile cezalandı- rılmak üzere Halidi ağır ceza mahke- mesine vermiştir. İddianame okunduktan sonra suç- Tu Halid birbirini tutmıyan cümle- Terle vakayı şöyle anlattı: — Gezmek üzere dağa çıkmıştım. Bir şeyler oldu amma ne yaptığımı bilmiyorum. Üzerime sinir hastalığı gelmişti, Dağda dolaşırken üç çocuk gördüm. Yüksek sesle sayı sayıyor- Jardı, Böylelikle bana büyü yaptılar. Birdenbire baltamı kaldırıp savur- dum. Ondan sonra ne olduğundan haberim yok. Halidin ilk tahkikat esnasında verdiği ifade okundu. Bu İfadede ci- nayeti şöyle anlatmıştı: — Anamla beraber dağa çıkmış- tik. Odun kesip anam köye dönünce ben yalnız başıma dolaşmağa başla- dım. Sunturlu köyüne doğru gider- ken tanımadığım üç çocuk gördüm. Bağıra çağıra sayı sayıyorlardı. Yan- larma yaklaşarak okumak bilip bil- © mediklerini sordum. «Bizim yaşımız küçük, mektebe gitmedik; dediler. Bu defa da kendilerine, Allah kaç ta- nedir? dedim, «Bilmiyoruz; cevabı- nı verdiler, Bu cevab beni fena halde sinirlendirdi. Çocuklar gözüme yılan gibi görünmeğe başladılar. Baltami kaldırdım. Üçü birden kaçtılar. Bal- © tayı arkalarından fırlattım. Bünlar- dan Muharremin omuzuna isabet et- ti ve yuvarlandı. Derhal arkasından © yetiştim. Balta ile çocuğun vücudü- a © me gurur! Onun güzel dedi; © hüküm verdiğini söylemiyor. Sohbet (Baş tarafı 3 üncü sahifede) veya birkaç kimse vardır, Fikir - eyve- lâ bizim kafamızda belirse dahi - her- kesin malıdır. pili MİHAK — Andre Suarâs: «Ben gü- xelliğin mihak taşıyım» demişti. O za- manlar sağ olan Paul Souday buna Kızdı, köpürdü: «Hele şuna bakın! Bu muhak- kak güzel, çirkin dediği de muhakkak çirkinmiş!.» diye söylendi. İçimden © Souday'e hak vermiştim. Fakat asıl © Suarös'in haklı olduğunu, asıl onun tevazu gösterdiğini sonradan anla- dım. O kendi namına konuşuyor, baş- ç ka kimseyi kendi gibi düşünmeğe mec- © bur etmiyor, yanılmaz kıstaslara göre Hani şu «objektif» olduklarını, ken- > dilerinden hariç ölçülere, kaidelere | göre büküm verdiklerini iddia edenler | yok mu? İşte asıl onların gururu müd- hiş!.. ; Nurullah Ataç “Tashih — Geçen baftaki yazımın adı © «Marginollas değil, «Margineliae idi. Yani © kenara, «en marges yazılmış satırlar. ç N.A Je MW DERN)| K <7 İ ! / | İ ta ağabeğim Muharremin omuzuna DEANNA DURBİN kar?» cevabını verdi , AKŞAM m —— (AL General Mariç dü -- akşam Belsrada sitti nü delik deşik ederek öldürdüm. Bundan sonra, ölen Muharremin | yedi yaşındaki kardeşi İsmail şahid | olarak dinlendi. Vakada bulunan İs- ! mall şunları anlattı: — Dağ yolunda oynarken bu Ha- lid yanımıza gelerek, «Siz evli misi- niz?» dedi. Biz, daha çocuk olduğu- muzu söyliyerek güldük. Halid bu defa da «Okuyup yazmak biliyor mu- sunuz, mektebe gittiniz mi?, dedi. | Hayır, dedik. Halid birdenbire elin. | dek! baltayı kaldırdı. Üçümüz de Kaç- | tık. Arkamızdan fırlattığı keskin bal- çarparak yaraladı, Muharrem düşün- ce Halid arkadan, Allah Allah diye bağırarak koşup baltayı tekrar aldı ve kardeşimi kesmeğe başladı. Biz korkudan kaçıştık Diğer şahid Abdullah da şunları söyledi: — Çift sürerken tarlanın kenarın- da bir adamın yerden bir şeyler alıp kuşağının arasına doldurduğunu gör- düm, Yanına yaklaşınca adam aya- ğa kalktı. Üstü başı, elleri ve yüzü kanlar içindeydi. Bir elinde de kanlı bir balta vardı. Korktum. Yanıma yaklaşırsa kendisini (o öldüreceğimi söyliyerek köye doğru koşup seslen- dim, Jandarma ve köylüler gelip bu adamı yakaladılar, Biraz ötedede Muharremin parçalanarak öldürül- müş olduğunu gördük. Kendisine bu çocuğu niçin öldürdüğünü sorduğu- muz zaman; «Sizi ondan kurtardım. Yolda sizin hayvanlarınızı çeviriyor- du. Ben de öldürdüm. Dünyada in- san çoktur. Bir tanesi eksilirse ne çi- | Diğer şahidler de vakayı aynı şe- | kilde anlattılar. Halid, şahidlere kar- şı bir diyeceği olmadığını söyledi. İddia makamının talebi üzerine mah- keme, Halidin akli vaziyetinde, cezai ehliyeti üzerine tesir edecek bir bo- zukluk olup olmadığının tesbiti için kendisinin tıbbı adlide müşahede al- tına alınmasına karar vererek muha- kemeyi başka güne bıraktı ; Zi Mayıs 1938 Ive İSTİKRAZLAR (Kapanış fiati) Türk borcu birinci tertip vadeli Erganı 19 95 ÇEKLER (Kapanış fiatleri) 2881) Berlin 07086). Varşora 13,08,54 ! 8.81 Budapeştı 4MA5İ Bükre 81AR55 348,38, Belerad dasazo) Yokohama 14990) Stokholm Londra 224048 13,1568: Moskova Paris Nevyork Milâno Brüksel Atina Çenevre Sofya Amsterdam Prag Madrid 141,607 4,2055 401,12 10646,92 349315 215,4 8.1124 62225) 275) Müsamere tehiri # Parti Yeniköy Kamun yünetim ku- rulundün: Ocağımızın Yeniköy palas sa. Jonlarında Millet bahçesi şerefine 28/5/030 Cumartesi akşamı vereceği mevsimlik ba- lonun hasbelicap 4/0/938 Cumartesi günü akşamına tehir edildiği sayın halka say- gılarla bildirtlir. Acele satılık 4 ev ankazı Ayaspaşa cihetinde dört aded ahşap evin ankazı satılacaktır. Evleri görmek ve fiat vermek isteyenlerin Gümüşsuyunda İzzet- paşa sokağında Ekselsior apartı- manı kapıcısma müracaat, Bugün Ss Ü m e R Sinemasında Gör... işit... Söyleme İl (1G İ NACE, İ PERNANDEL | Suvare 8,15 2 film birden A PANGALTI KURTULUŞ Sinemasında MEVSİMİN EN GÜZEL PROGRAMI KARYOEA — CANAVARLAR VADİSİ Matinelerde ve geceleri 9 da 2 film birden A Facialar Spor ve sair sahalarda olduğu gibi te de «dünya rekorüs haberlerini oku- mak her halde entresandır. Bana o! da kaybetmek noktasından en fazla Yel İ kırmış eller Bangileridir? diye sordular hidi olduğum aşağıdaki elleri bu suâle cevaben «şampiyon» olarak gösterebilrilm. Eriç müsabakalarından iktibas ettiğim aşağıdaki elde oyun fena oynanmadığı gibi deklârasyonlar da modern kaidelere göre yapılmıştır. Garb kâğıd verdi, bir pika dedi, Şimal kontre etti, şark sürkontria cevab verdi. Cenub iki kupa ile mukabele etti, Gârb iki pike, şimal üç kupa dedi, Şark üç Ku- payı kontre etti. Cenub ve garb pasla geçlikten sonra şimal sürkontre etti Ve oyun üç kupa sürkontre oynattı. Şimalin sürkontrü bertaraf, deklâras- yonlar tamamen usule muvafıktır. Şima- in nikbinliği elindeki kuvvetli kâğıddan mülhemdir. Fiühakika elindeki kuvvete göre ortağında tek bir leve bulunması oyunu çıkarmağa kâfi görünmektedir. Şimalin sürkontrü, pikoyı kesmek ka- biliyelinden ileri geldiği muhakemesile İ garb elindeki tek kozunu çıktı, Koza de- vam edildiği takdirde sekisliyi eline geç- mek ve elden sinek pasını yapmak için rantre olarak muhafaza edebilmek mak- #adile cenub yerden kupa dikuzlusunu koydu. Şark bu birinci ileveyi vale ile aldı, arkasından birer birer kozlarını çek- ti. Dördüncü levede el cenuba geçti. Garb son üç koz üzerine iki karo ve sinek se- kizlisini yedi. Cenub sinek pasını yaptı, fakat geçmedi. Şark Tuna ile aldı, pika geldi. Muhasım taraf pikadan altı leve kırdı. On birinci levede cenub ya sineğin asnı ve yahut ta karonun damını ye- mek mecburiyetinde bulunuyordu. Her ikisi de aleyhine idi. Muhasım taraf böy- lece petişilem Yaptı. Cenub ve şimsi zonda olmadıklarından 2500 sayı oca verdiler. Benim mâtalâama göte bu elde en bü- yük hata şarlan sürkontrü üzerine ci bun kupa deklâre etmiş olmasıdır. buki böyle zayıf bir elle geçmesi ve sö- sü ortağına bırakması lâğımgelirdi Or- tağı ya sürkontrü kabul eder ve yabut Ji karo deklâre ederdi. Başka bir misal: AD10175 Şark kâğıdı verdi, pasla ge Cenub bir sanzato dedi, garb pasla geçti. Şimal iki karo, şark iki pika, cenuh iki sanzato ile mukabele etti. Oyun cenubun üzerin- de kaldı, Ben garbde oturuyordum, Or- tağım ik elde pasla geçtiğinden pike yerine kupanın 'dâm açtım. Or- tağım uzunca süren bir düşünceden Eoh- ra elindeki tek rantreyi feda elmemeğe karar vererek asi basmadı. .Cenub leveyi kazandı. Arkasından nitı karo ve âltı si- ek ularak granşileri yaptı Halbuki şark, mevcud kalde ve usullere riayet ederek âsi koymuş olsaydı cer“- bun tek ruası aw üzerine düşecekti, Bon kupanın onlusunu bolke ederek ikili e Şarkın bana rin yayıfı ise pika ıdan kupayı bloke etmekteki maksadı anlıyarak pika- nın damını oynıyacaktı. Böylece granşi- lemi biz yapmış olacaktık. «Bridge Magazine» tahrir heyeti sabık müdürü bay Graham'ın dünyaca rekar kazanmış bir deklârasyonu ve oynayışı vardır, 4 RV109764 Y:54 » — de 1082 1069 2 v v107 »— Yre o Rs4 SARDVE543 Bu e) «Briç oyuncuları klübüs tarafın- dan tertib edilmişti. Bay Graham garb- de oturuyordu. Kâğıdı şimali verdi ve bir pika dedi, Şimalde oturan maru? aklör- lerden biri )di, fakat bu deklârasyonun- dan briçte «fens bir aktör» olduğu görü- Tüyordu!. Şark pasla geçti. Cenub, san- zâlu geklâre etmek sevdasına atıldı, garb Sn, e Ke iğ 5 25 Mayıs 1938 n Beyanatında : “Türk ordusu dünya orduları içinde birinci sınıfta yer alabilir,, diyor Döst ve müttefik Yugoslavyanın Har-| biye ve Bahriye Nazırı general Mariç | dün şehrimizde bazı ziyaret ve tedkik- İlerde bulunmuş, akşam Konvansiyo- | nelle Belgrada hareket etmiştir. Muhterem misafirimiz saat dokuz- da Perapalas otelinden ayrılarak oto- mobille Yıldıza Harp akademisine git- miştir, Akademi kumandanı, profesö- ler ve yüksek rütbeli subaylarla talebe- ler tarafından hararetle karşılanmış- tır. Misafir genera! mektebin her ta- rafını gezmiş, sınıfları dolaşmış ve gür- düklerinden memnuniyetle akademi- den ayrılmıştır. Dost memleketin kiymetli askeri akademiden doğruca Maltepeye Topçu Atış mektebine gitmiş, Metris çifliğin- deki atışlarda bulunmuştur. Mektep kumandanı, subaylar ve talebeler ta- rafından karşılanan general Mariç mektebi gezdikten sonra kısa bir müd- det istirahat etmiş ve müteakiben sa- at on bire doğru başlıyan atış talimle- Tinde bulunmuştur Misafirimiz atış tatbikatından çok memnun olmuş, kumandanları tedbik etmiştir. Dün Ankaradan şehrimize gelen Milli Müdafaa Vekili general Kâzım Özalp da Topçu Atış mekte- bine gitmiş ve general Mariç İle be- raber atış talimlerini seyretmiştir. Misafir generalin şerefine ziyafet Atış tatbikatı saat yarıma doğru bitmiş ve misafir general refakatinde general Kâzim Özalp, Genel Kurmay Asbaşkanı general Asım Gündüz, mih- mandar heyeti reisi general Remzi Yi- gitgüden ve diğer yüksek rütbeli su- baylar olduğu halde doğruca Tarabya Tokatliyan oteline gitmiştir. Vali ve İstanbul kumandanı Tarabya Tokatli- yan otelinde misafir general şerefine bir öğle ziyafeti vermişlerdir. 1,30 da başlıyan ziyafet çok samimi bir hava içerisinde saat üçe kadar sürmüş- tür. Muhterem misafirimiz ziyafetten sonra tekrar otele dönmüş ve kısa bir müddet istirahatı müteakib otelden çi- karak şehirde gezintiler yapmıştır. Belgrada hareket Muhterem misafirimiz general Ma- riç dün akşam saat 20,15 de Perapa- Jastan ayrılarak Sirkeci garına gel- miştir. Türk ve Yugoslav bayraklari- Je donanmış olan Sirkeci garında ka- Jabalık halk misafirimizi şiddetle al- kışlamıştır, Bando evveli Yugoslav, sonra İs- tiklâl marşını çalmış, bir kıta asker selâm resmini ifa etmiştir. General Mariç hususi vagona girmeden evvel Mili Müdafad Vekili general Kâzim Özalp ile çok samimi bir görüşme yapmış, gördüğü çok dostça misafir. | perverlikten dolayı teşekkürlerini bildirmiştir. : General-Mariç kendisini: teşyle ge leh diğer zevalırı da-ayrı ayrı'öllerini sıktıktan sonra hususi vâgona gir miştir. Tren saat tam 20,30 da hal- kın şiddetli alkışları arasında hareket etmiştir, Dost ve müttefik memleketin Har- biye ve Bahriye Nazırını teşyi eden- ler arasında Mili Müdafan Vekili general Kâzım Özalp, donanma ku- mandanı amiral Şükrü Okan, Vali ve Belediye reisi B. Muhiddin Üstün- dağ, İstanbul kumandanı general Halis, merkez kumandanı general İhsan Ilgaz, deniz kumandanı yarbay Mahmud, diğer yüksek rütbeli subay- lar, Belediye ve Parti erkânı, polis müdürü B. Salih Kılıç, Yugoslav konsolosu B. Vukotiç konsoloshane erkânı ve daha birçok zatlar bulun- TEE EEEE EEE EEE EE EŞE iki kupa ile mukabele etti. Şimal iki pi- ka dedi, Şark gene pasla geçti, Cenub İki sanzatu dedi. Garb üç kupa We mukabele elâi, Şimal ie pikasında ısrar ederek üç pika dedi. Gark tn nihayet uyanarak kontrü bastırdı. Cenub üç sanmmtu ile ce- vab verdi. Garb kontre etti. Şimal ve şark pasla geçtiler, cenub sürkontre etti ve oyun üzerinde kaldı. Garb plkanın se- kizlisini çıktı. Şark Jeveyi kazandı ve elindeki kupa yedilisini ortağına çevrid. Garb kupadan yedi leve kırdıktan Sonra pika ikilisi ile eli tekrar ortağına verdi. Ortağı bu defa karo damını ortaya koy- du. Böylece muhasım taraf granşilem yap- mış oldu. muşlardır. Genel kurmay asbaşkanı generai Asm Gündüz, mihmandar heyeti reisi general Remzi Yiğitgüden v9 | mihmandar heyet misafirimizi hu- duda kadar teşyi etmişlerdir. Atatürkün hediyesi Büyük Önderimiz Atatürk, dost ve müttelik oYugoslavyanın kiymetli Harbiye ve Bahriye Nazırı general Mariçe gümüş bir çerçeve İçinde im zalı bir fotoğraflarını göndermişler dir, Bu yüksek hediye sayın misafiri. mize genel kurmay asbaşkanı gene- ral Asım Gündüz tarafından takdim edilmiştir, General Mariçin beyanatı General Mariç dün gece hareke tinder evvel kendisile görüşen bir muharririmize şu beyanztta bulun- muştur: Türkiyeyi ziyaretimden elde et- tiğim en iyi hatıralarla memleketi- me dönüyorum, Her tarafta hararetli ve samimi bir hüsnü kabul gördüm. Türklerin gösterdiği ihtimam ve mi- safirperverlik bütün ümitlerin fev- kindedir, Ziyaretim Türkiyenin her sahada tahakkuk ettirdiği büyük te- râkki ve inkişaflarını görmek ve tak- dir etmek fırsatını temin etti. Yeni Türkiyenin yaratıcısının dehâsı her tarafta bariz bir şekilde göze çarp- maktadır. Türk sskerinin meziyetleri malüm- dur. Hududsuz bir vatanperverlikle meşbu olan ve yüksek kumandasına karşı tam bir emniyet beslemekte bulunan Türk ordusu memleket da- hilindeki Mili Müdafaa sanayiinin temin ettiği en asri vasıtalarla mü- cehhez olarak dünya orduları ârâ- sında. birinci sınıfta yer alabilir. Bu sayede Türkiye ile ittifâk arzuları çoğalmaktadır. Hülâsa Türkiyedeki ziyaretimden aziz ve silinmez bir ha- tıra muhafaza ediyorum.» Hazin bir ölüm Denizbank, İstanbul Liman işletmesi antrepo memurlarından Mehmed Kahra- man, müptelâ olduğu hastalıktan kurtu- lamıyarak Heybeliada sanatoryomunda vefat ettiğini teessürle haber aldık. Kır mın asil ve hecib bir ailesine mensub olan Mehmed Kahraman, ciddiyet ve hüsnü ni- yetile kendisini sevdirmiş halük ve temiz kalbli bir genç idi. Genç bir çağda hayat- tan ayrılması aile efradını ve arkadaşla” rını derin bir matem içinde bırakmıştır. Alle efradına ve biraderi Üsküdar Tram- vay Şirkeli Mühendislerinden Osmana beyanı taziyet eyleriz. ipek sinsmasında Bradway Melody 1938 2 film birden; ROBERT TAYLOR ve ELEONOR POWELL . ve ASİ GENERAL'in SON EMRİ Gary Cooper ve Madeleine Ca MELEK sineması Bugün 2 büyük filın birden 1 — Meşhur Çigan orkestrası RODE SANDO MAVi TUNA filminde (Yeni kopye) 2- 3 Ahhap çavuşlar | Fransızca Orijinai Kopyesi . ŞEHZADEBAŞI TURAN TİYATROSU Halk sanatkâr Naşid ve srkadaşiarı Miçe - Pençef varyötesi DALKAVUK Operet 3 perde. Dans, solo, düet, varyete, İzmitte Şark Pazarı Sadeddin Yalım Ticarethanesi Kocaeli vilâyeti mektep kitapları satı yeri, Mer nevi kirlasiye çeşitleri, Nauman dikiş ve yazı makineleri, Ko- dak foloçraf makine ve levazmı saire bulunur.