AKŞAM PARIS MEKTUBU “Dünyada en büyük kuvvet ne Bulgar parlâmentosu yakında toplanıyor sudur, ne elektriktir, ne de buhar... Aşktır, aşk...,, Mireille Balin: “ Tino Rossi'yi görmemek, sevdiğimden ayrı yaşamak da beni Hollivuta düşman etti ,, diyor “ Tino ile biribirimizi çılgınca seviyoruz. Benden ilham alarak bir çok şarkılar besteledi. Fakat evlenmeğe henüz karar vermedik. Evlenirsek acaba aşkımız eksilmez mi ?... Arzumuz artist âleminin Romeo ve Jülyeti olmaktır ,, Mireille ve Tino Rossi birlikte çevirdikleri Yakıcı Buse filiminden bir sahnede Paris, Nisan Sevimli Fransız yıldızı Mireille Balin ile yaptığım uzun mülâkatın ilk kısmunı bildirmiştim. Artist Holli- vudu ve bilhassa oradaki çalışma tarzını hiç beğenmediğini söyliyerek filim kumpanyalarına ateş püskürü- yordu. Filim şirketlerinin artisti, artist gibi değil, esir gibi kullanmak iste- diklerini, buna tahammül edemedi- ği için tekrar Fransaya döndüğünü ilâve ediyordu. Artiste sordum: — Hollivdddan telâşla dönmenize başka bir sebeb de varmış diye işit- tim, doğru mudur?... Miretlle Balin şimdiye kadar hiç te- bessüm etmeden, çatık kaşla derdini dökmüştü. Bu sualim üzerine göz- leri parladı, gülerek şu cevabı verdi; — Tino Rossiden bahsetmek İsti- yorsunuz, değil m!?... Evet, Tinoyu görmemek, sevdiğim adamdan Ayrı yaşamak t. beni Hollivuda düşman et. Bilir misiniz dünyada en bü- yül, kuvvet nedir?... Ne sudur, ne elektriktir, ne de buhardır. En büyük kuvvet aşktır. İnsan bir kere âşık oldu mü artık gözü sevdiğinden baş- kasını görmez. Onun olmadığı yer bombaştur, onun bulunmadığı yerde eğlence yoktur. Onun hesreti hiç bir hastere benzemez. Piyanonun Üs- tündeki gramofonu görüyor musu- nuz, İşte o gramofon bana Hollivud- da arkadaşlık etti, Tino Rossinin ne kadar şarkıalrı varsa hepsini yanıma aldım. Her gün onları çalarak teselli buluyordum. Amerikalılar benim aşkıma bile te- cavüz elliler, Tino Rossiyi çok sevi- yormuşum, aklım onda imiş. Bu şe- ralt dahilinde nasil çalışabilirmi- şim!... diye dedikoduya başladılar... Bir gün o kadar sinirlendim ki; Hollivudunuz da, dolarlarınız da sizin olsun, ben gidiyorum... dedim, Mireille Balin ki günün birinde bir filim çevirme- ge muvaffak olurdum. Fakat sabrım tükendi. Leyleğin attığı yavru gibi ondan fazla Hollivudda kalamazdım. Her ne kadar para gözlü değil isem de parayı sevmem demem. Fakat pa- rTadan ziyade samimiyet ve şefkat se- verim. Etrafımda sevdiğim kimseler, sevdiğim evim, sevdiğim memleke- tim, kendilerile mükemmel anlaşıp çalıştığım arkadaşlarım... İşte bun- lar benim için en büyük servettir. "Bu servetlerin en büyüğü de aş- kımdır. Sevdiğim adamdan uzak ya- şamak benim için en büyük işkence- dir. En çok sevdiğim ve okuduğum hikâyeler “aşk hikâyeleridir. Şekspi- rin Romeo Jülyetini kırk defa oku- muşumdur. — Tino Rossi ile evlenmek niyetin- de misiniz?... Öyle bir havadis işit- tim, doğru mudur?... — Evlenmek pek kolay söylenilir. Fakat karar yermek güçtür. Henüz | evlenmeğe karar vermedim. Kim bi- lir evlenirsek aşkımız acaba bu ka- dar ruhani kalır mı? Şimdi birbiri mizi saf ve temiz bir muhabbetle 58- yiyoruz. Acaba evlenmek bu muhab- beti eksiltir mi, yoksa arttırır mı? Şimdiki halde ne Tino nede ben evlenmeği düşünmüyoruz. O da çalı- şıyor, ben de çalışıyorum. Aile teşkil etmek demek sanatı ihmal etmek de- mektir. Ne o, ne de ben sanatlarımı- zi ihmal etmek istemiyoruz. Bilâkis terakki etmek istiyoruz. Belki ileride evleniriz! —Tino Rossi sizden ilham alarak bir şarkı bestelemiş diye işittim. — Evet, bir değil, bir çok şarkılar besteledi. Fakat ben bunların umu- mi yerlerde söylendiğini istemem. Yalnız olduğumuz zaman ben çala- rım, o söyler, eğleniriz. Bazanda dostlarımıza çalarız o kadar. Bunlar- dan bir tanesinin ismi ilk ve son aşktır. Çünkü arzumuz artist âlemi- nin Romeo ve Jülyeti olmaktır. Kim bilir belki biz de bir gün gelir birbi- rimiz için ölürüz. —, Kim bilir belki de bir gün ge- lir de birbirinizi unutursunuz?... Artist bu sözüme fena halde si- nirlendi ve kati bir sesle cevab verdi: — Asla. Birbirimizi unutmak mı?... Asla!... Siz galiba hayatınızda hiç Aşık olmamışsınız, aşkın ne demek olduğunu bilmiyorsunuz, yoksa böy- le düşünmezdiniz, — Günün birinde tekrar Amerika- ya dönmeğe niyetiniz var mı? — Kim bilir ileride belki. Fakat eğer bir defa daha Hollivuda gidecek olursam kontratıma lâzımgelen şe ralli koymadan yerimden kıpırda- mam, Artistin Amerika hayatı hakkın- daki çok dikkate şayan sözlerini de diğer mektubumda, bildireceğim. E B. 0. Di Yeni meclis âzasından eski Başvekil o Çankov, eski nazırlardan Vasilev, Kojuharov, Tarkalanov, Peşev Sofya 7 — Bulgar parlâmentosu bu Ayın yirmi ikisinde toplanacaktır, Bu suretle Bulgaristan yeniden pariman- ter rejime kavuşacaktır, Bugün İş başında olan Köseivanov hükümeti üç seneden beri memlekette siyasi ihtilâfları teskin etmiş, intizam ve disiplini iade eylemiştir. Normal var ziyet teessüs ettikten sonra evvelâ belediye seçimi yapılmıştır. Bundan sonra mebus seçimi muvaffakiyetle başarılmıştar. Seçilen 160 mebustan yüz dördü hükümet taraftadır. Bu suretle hü- kümet üçte iki nisbetinde ekseriyet temin etmiş demektir. Memleketin ve kralın itimadını haiz olan bugün- kü kabine mecliste kuvvetli bir iti- mad reyi alacak demektir. Seçilen mebuslardan 86 sı eski par- tilere mensuptu. #1 i köylü, 10 u Çan- kov, 8 i sosyalist, 6sı komünist, 5İ demokrat, 5 i Zovenu, 5 1 demokrat sgovor, 3 üradikal, 3 ü Mihailovist 4di. Fakat bu partiler dağılmış oldu- | ğundan bunlar ayn ayrı blok teşkil edemiyeceklerdir, Esasen “içlerinden çoğu hükümete taraftardır. Yeni mebuslar arasında eski na- zırlardan ve mebuslardan pek çok Z€- vat vardır. Bu srada profesör Çankov, Georgi Petrov profesör Stanev, Stoy- nov, Muşanov, Dimitri Peşev, eski köylü partisinden Giçev, Obov, Kosta 'Todorof, eski demokrât partisinden Vasilev, eski radikal partisinden Stankov vardır. Yeni mebuslardan çoğu avukat, çitçi ye tüccardır. Tanınmış ilim adamı olanı profesör Çankof, Türk - Bulgar dostluk cemiyeti reisi Stoynoy ve Stanev bulunuyor. Seçimde hükümet büyük ekseriyet kazandığından Bulgaristanın iç ve dış politikası değişmiyecektir. Dış politikasının başında komşularla ve bilhassa Yugoslavya ile iyi geçinmek | geliyor. İki hükümet arasındaki mü- © nasebat gittikçe inkişaf etmekte, gi- diş geliş artmaktadır. Mayısın on be- şinden itibaren arada tayyare sefer- leri yapılacaktır. Hükümete tarafdar - mebuslar sık sık toplantılar yaparak vaziyet kak- kında görüşmektedirler. Bu görüş melerde birliği muhafaza ve partisiz idare şekli mevzuu bahsoluyor. Hükümet meclise verilmek üzere yeni bir matbuat kanunu hazırla- mıştır. Kanuna göre gazete, mec- mua, risale vesair bütün neşriyat, basılmazdan evvel kontrol edilecek- tir. Gazete çıkarmak istiyenlerin 30, mecmua çÇıkaracakların 21 yasını geçmiş olmaları şart konulmaktadır. Slovo gazetesi matbuat hakkında- ki bu Kayıdların esasen 19 Mayıs 934 denberi mevcud olduğunu, matbua- tın kendi kendisini kontrol sayesi; de memleket işlerini çok iyi kontrol edebileceğini söylemektedir. Bu ga- gete diyor ki: «Bulgaristanda günde 500 bin kişi gazete okuyor. Gazeteler bir çok büyük devlet işlerini iyi neti- celendirmek hususunda tesir yapmış, bir çok mühim teşebbüsleri hatırla- tarak hükümetleri kontrol etmiştir. Bulgar basını ötedenberi milli iş- lerde çok vatanperverane hareket et- miştir, Ortada yapılmiş hatalgr var- sa kabahat bunları gösterenlerde de- Sofya mektupları ğildir. Memleket “işlerini normal bir | yiz..> 11 Mayıs 1987 Bulgaristanda Türk mekteplerinde türkçe harflerin kas bulü - Mimar Sinanın yıl dönümü ve Bulgar gazeteleri Bulgaristanda da pazarlığın yasak i edilmesi şekle sokmakla mükellef olan müs takbel pariâmente Bulgar basınına da lâzım gelen normal bir inkişai mazhariyet çarelerini temin etmeli” Gir. Türk harflerinin kabulü Bulgar hükümeti tarafından Bü garistanda Türk mekteplerinde ted” risatın Türk harflerile yapılmasını” kabulü Türkler tarafndan büyük memnuniyetle karşılanmıştır. Bulgi ristan Türkleri Başvekile telgraf Çi kerek teşekkür etmişlerdir. a | Bulgaristanda 'Türk mektepleri de tedrisat şimdiye kadar Arab harf” lerile yapılıyordu. “Türk mekteplefii bir takım cahil softaların ellerine W rilmişti. Türk halkının başına belğö Kesilen bu softalar münevver Tür muallimlerini azletmişler, daha ileri giderek münevver muallimlere bif” takım iftiralarda da bulunmuşlardı” 'Bu suretle 800 bini mütecaviz Tür a cehalete mahküm bırakılıyordu. > Memleketi normal vaziyete kayu” turan, belediye ve parlâmento seçin" lerini muvaffakiyetle başaran “Köse ivanov hükümeti çalışkan Bulgari tan Türklerinin kültür vaziyetlerini? ıslah için Türk mekteplerinde 'Türk” harflerini mecburi olarak kabi iğ etmiştir. yağ Bundan evvelki Köseiyanoy hüküs metlerinden biri Bulgaristan Türkle rinin evlenme, boşanma işlerile mirs3 davalarına bakan ve müftülerin elle İ rinde bulunan şeriye mahkemelerin” de bir çok sulistimaller yapıldığını | görmüş ve bu mahkemeleri kaldı” * mıştı. Onu takib iden bu son karaf "Türkleri çok memnun etmiştir. Mimar Sinanın 350 nci yıldönümü Mimar Sinan'ın ölümünün 350 nel? yıldönümü © münasebetile © geçendi Türkiyede yapılan ihtifaller Bulgö” ristanda alâka ile takib edilmiş Çünkü Mimar Sinan'ın Suriye v8 Anadoludan başka bütün Balkgi yarim adasında ve bu arada Bulg#” ristanda bir çok eserleri . vardır. B eserler cami, hamam, han, medresö” köprü vessiredir, «Zora gazetesi bu münasebetle yağ dığı makalede diyor ki: a «Mimar Sinan'ın yaptırdığı cami” lerden biri Sofya'da, diğeri «Rusteff ği paşt camisi» adile Ruscuktadır, Gen” Rusçukta Rüstem paşa, Burgazif Sokollu Mehmed paşa imaretleri DÜ” Ğ yük mimarın eseridir. Svilengrad'iğ yanında Meriçin üzerindeki köprül#” ri'de Mimar Sinan - yapmıştır, Kö” tendli ile Dupsitsa arasındaki bf ğ : köprü de usta Sinan'ın eseridir. Bi. v köprülerden biri «Kadın köprü; A8“ mile anılmaktadır. Sofyada bir manlar mevcud olan Haseki hama da Mimar Sinan'ın eseridir, Pazarlığın kalkması karari Sofyanın en ciddi gazeteleri) Mir, Türkiyede alış verişte pazar yapılmasının yasak edileceği ni takdirle karşılamaktadır. Yaba” cıların bahusus seyyahların aldatıl” ması için bu işin doğru ve yeri olduğunu kaydettikten sonra diyot Bİ «Komşularımız, kabul edeceklei kanunları için bir çok işleri i alıyorlardı, Şimdi bizim de onlarği almamız zamnıdır. Komşu değil #