i- ük E Dolores Del Rio diyor diyor ki: Seneler İ kadınları çzlindeğtiriez güzelleştirir bir az daha zevkli giyinmeği, kendilerini daha güzel göstermeği Her taraf kırmızı... Duvarlar, döşeme, hattâ m kapılar... Dolores salonun döşemesirenginde | | bir elbise ile içeriye girdi. Elinde kırmızı bir | mendil vardı. Dudakiüğinne rengi bile aynı Şarlonun evinin önünden geçtim. Küçük bir tepenin üstündeki Dolores Del Rio'nun köşkünün kapısını çal “ım, İri yarı bir Meksikalı kapının ar- da belirdi, İspanyolca bir şeyler murıldandı. Anla; ama galiba no İstediğimi soruyordu. Dolores Del Rlo- Yu görmek istediğimi, kendisile rande- Yunt olduğunu söyledim. Adam bana APIYI açacağı yerde gerisin geriye . Biraz sonra birde baktım. “ip adamla - beraber bir genç Çinli kız koşa koşa kapıya doğru geliyorlar. sikalı bana demir parmaklıklı kapıyı açarken, Çinli kız: 7— Affedersiniz, dedi, bahçivan bi- #im madamın bugün kimseyi kabul #imediğini zannetmiş.. Sizi kapıda İş... Hep beraber bahçeden köşke doğru ilerledik. Bir mermer merdivenden Şiktık. Beni her tarafı alev rengi kır- Miz bir salona soktular, Burada her #€y kırmızı idi. Salonun içinde yetiş- tirilen ismini bilmediğim acaib bir Mebatın küçük çiçekleri bile birer kan lası halinde göze çarpıyordu. Oda- Di'duvarlarına koyu kırmızı, kabart- Mâ gayet şık bir kâğld kaplanmıştı. ipılar ayni renge boyânmış... Çok beklemedim. Bugün sinema deki kadın yıldızların hemen in en eskilerinden biri olan Dolo- Tes Del Rio gayet uzun etekli ve aynen Ta duğum salonun döşemesinin i nginde bir elbise ile içeri girdi. Elin- * gene kırmızı uzun bir mendil, Ar- dudaklarının rengi bile salonun sile ayni kırmızılıkta... Elimi Aaklıktan sonra geldi, sağ taraftaki Pencereden süzülen güneş ışığına yü- #ünün yalnız bir tarafını verecek bir tar?da oturdu. tleri, yürüyüşü, kalkışı, söz Mia İşİ, gülüşü, her şeyi her şeyi he- Kendisini biraz çirkin göstere- tek'her türlü hareketten kaçınıyor. mü güneş ışığı yüzüne yandan Vur- e da biraz daha güzel görünsün di- Pencerenin yanındaki “kanapeyi #eçmişti. Bunu da kendi sözlerinden anladım. —— Ben güneş ışığını çok severim İç fakat bu ışık insanın yüzüne SAğ taraftan vurursa gözler daha mâ- » çehreye daha güzel bir ifade o, Söz söylerken, bana sigara ikram toğ e hareketlerine baktıkça Dolo- ei Rio bir tiyatro piyesi temsil teiğ Yahud filim çeviriyor zannet- yade Wir sinema yıldızı hakiki ha- dâ - sanki sahnede imiş, san- Sbjektif karşısında imiş gibi - ha- €diyordu. bakindım: — Kırmızı talihe, gez rengi çok seviyorsunuz Dört salon ma dudaklarını hafifçe büzerek — Bence her renk güzeldir. Fakat fet renklerin ahenginden istifade - ektir. Benim evimde dört salon Ardır. Biri kırmızı, biri mavi, biri açık biri beyaz... Hayatımda bir misa- kırmızı salonumda, meselâ ma- Mi Yeşil, beyaz bir elbise ile kabul etti- bilmem... Bence kırmızı bir sa- Ni bir misafiri kırmızı bir elbise ile etmek bir nezaket vazifesidir. ihmızı bir salonda misafirinizi mese- Mavi bir elbise ile kabul etmek ona bir nezaketsizlik olmaz mı?.. .. Bir çok meşhur yıldızların 12 sene evvelki hali: Birinci sırada soldan sağa doğru: Mary Brian, Sally O'Nell, Janet daynor, Marsalino: Day, Ton Gravieni, Delos Cerlele, sekmiz:eyçe Osmpla, -Döleten Del Rio, Mary Astor, Fay Wray İşi şakaya dökmek için: ©, , Doğru Meksikaya — Bilseydim, size karşı ben | i Bilmem eğlenceyi biraz faz- de nezaket borcumu ödemek | Ja sevdiğimden midir nedir? için kırmızılar giyinip bu i salona öyle girerdim... dedim. | 'Meksikaya bayılırım, Bir ke- Te her gün Meksikâ radyosü- İ O devam etti: 6 hu, Meksika rumbalarını — Yok.:. Bir erkek için © mutlaka dinlerim... renklerle, * şekillerle, moda «Musiki cazbandla ile bu kadar uğraşmak im- doğdu» künsızdır. Erkekler her şey- | Sordum: den evvel iş insanıdırlar, Fa | kat bir kadın yaşadığı mü- hite dalma şiir, daima güzel- | lik, -hattâ sözlerimi belki biraz mübalâğalı bulacaksı- nız - dalma biraz renk ve rTü- ya vermelidir. Orta mektebden henüz ye ni çıkmış 16 yaşındaki genç bir kızın hulyalı halile konu- © şuyordu. Bir aralık masanın üstün- deki kırmızı saate bir göz at- tıktan sonra: — Ah, dedi, saat tam dört. | Şimdi Meksika radyosunda Don Riko başlıyacak... Size dinletmek isterim, Kalktı, Radyoyu açtı. Bü- tün dünya gençlerini yerle- rinden zıp zıp sıçratan bir rumba çalıyordu. Dolores DelRlo çalınan rumbanın büyüsüne kapı mış gibi omuzlarını titretir- ken: — Ah Meksika, dedi, rumba mem- — Cazbandı çok seviyorsu- nuz galiba... — Cazbanddan başka mu- sikinin olduğuna kani deği- Jim. Bence yeryüzünde mu- siki cazbandla beraber doğ- muştur. Size daha tuhaf bir şey söyliyeyim mi? Ben eski, klâsik musikiden âdeta nef- Tet ederim. Bana sorarsanız orta derecede bir cazband şarkısı bile en güzel opera- dan, meselâ traviyatadan da- ha ziyade dinlenmeğe de- ğer. Muhakkak ki opera bir sanattır. Fakat gülünç ve gayritabit bir sanat... Bir ke- re insan bütün hayatında, operada olduğu gibi, şarkı söyliyerek, bağırarak konu- z şur mu?, Operâda «yemek yi- yeceğim>, «sokağa çıkaca- ğım!; derken bile bunu şar- kı ile söylüyorlar. Operaya ne zaman gilsem gülmemek için ken- dimi zor zeptederim, Bence tabii ol- Dolores Del Rio'nun Akşam'a hediye ettiği resmi leketi.. Biliyor musunuz ben işimi bi- tirir bitirmez Holliyudda hiç durmam... öğrenirler kırmızılıkta... Dolores Del Rionun her herketi hesaplı. Kendisini bir az çirkin gösterecek her türlü hareketten kaçınıyor. Salonda yü- m züne vuracak ışığı hesap ederek oturuyordu. yan bir şey hakiki sanat addedils- mez. Uzun ağızlığına bir sigara;yerleşti- rirken ilâve etti: — Sonra insanların içinde daima çılgınlık, delilik, hoppalık hisleri var- dır. Bunları durup dururken insan dışarıya vuramaz. Halbuki rumba, çarliston, yeni çıkan Big Apple dans- ları insanların içlerindeki bu çılgınlık hoppalık hislerini harice vurmak için iyi birer vesiledir. Duvarda Marlene Ditrihin bir res- mi vardı. Altına «çok sevdiğim Dolo- Tese...n diye yazmıştı, Ben ona bakın- ca Dolores Del Rio: i?.. dedi.. — Evet, güzel... «Çirkin kadınlar bile güzelleşebilirler» — PBliyor musunuz?. Dünyanın çirkin kadınları bile eğer biraz zevkle. Ti varsa güzelleşebilirler, Ben sinema artistleri arasında öylelerini bilirim ki zevkleri ilerledikçe, seneler geçtiği halde, daha güzelleşmişlerdir. Seneler bazı kadınları çirkinleştirmez, güzel- leştirir. Çünkü seneler geçtikçe onlar biraz daha zevkli giyinmesini, sene geçtikçe kendilerini daha güzelleştir- meği bilirler... Bakın size geçen sene bir mecmuada çıkan bizim eski bir resmimizi göstereyim, Bu resim be- nimle beraber bir çok meşhur yıldız- Jarın figüranlık zamanında tesadüfen çekilmiştir. Tam 12 sene evvelki hali- miz. Kalktı, bir mecmua getirdi. Diz- lerinin üstünde açtı. Geçen sene çıkan bu mecmuada bir çok artistlerin 12 sene evvel çekilmiş grup halinde bir resmi vardı. Dolores Del Rio da bu grupun için- deydi, Meşhur yıldız gruptaki artist- leri bana birer birer göstererek anla- tayordu: — Rica ederim... Samimi söyleyiniz. Meselâ Mari Astorun 12 sene evvelki hali mi daha güzel? Şimdiki hali mi? Muhakkak ki şimdiki... Joan Cravforü 12 sene evvel mi güzelmiş? Şimdi mi” Muhakkak şimdi... Jeanet Gaynor 12 sene evvelkinden herhalde bugün daha güzeldir. Fay Wray da öyle..." - Dolores Costello da öyle.:. Ben bile 12 sene evvelki kendi halimi hiç beğen- miyorum, Şu 12 sene evvelki bana ba- kınız... Âdeta Çingene kızlarına benze- miyor mıyım?.. Burada gördüğünüz yıldızları 12 sene gibi uzun bir zaman daha yaşlılaştıracağı, çirkinleştireceği halde muhakkak ki daha güzelleştir. miş... Neden? Çünkü hepsinin zevkleri ilerlemiştir... Zevkli bir kadının çirkin olmasına imkân yoktur. Bahis açılmışken sordum: — Siz bugünkü yıldızların içinde mevkiinizi en uzun zaman muhafaza edenlerden birisiniz... Bir çok yıldızla-. rın parlamasile-sönmesi bir olmuştur. Siz bu kadar uzün zaman yıldızımızın parlaklığını nasl muhafaza ettiniz. Muvaffakıyetin sırrı Resmi yaşı 32 olan Dolores Del Rio bu sefer farkında olmadan biraz faz- Jaca güldü. Yüzünün bir çok yerlerine de derin çizgiler belirdi. — Siz beni galiba sinemanın, Hol- Uivudun büyük annesi zannediyorsu- nuz... Maamafihi sözleriniz doğrudur da... Ben bugünkü artistlerin en eski- lerinden biriyim. Fakat benden çok —Devamı 11 ınci sahifede— Hikmet Feridun Es 2 mii EZ