7 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

7 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rs ere vü mes eler, , buz ayni alman veya evveli ekte ceed taze kan ikliğe e e bip rabis kek | ürüle bole nat pe ır. aadi- t bü < bir seni © vu ise 7 Mayıs 1938 Hatayda tahrikât Türklerle tahrikâtçılar arasında kanlı çarpışmalar oldu Türklerden biri ağır 4 yaralı var Şamda çıkan Eddifa gazetesi: “Mazide yaptıklarımızdan nadim olduk, bunu bir daha tekrar edemeyiz,, diyor — İskenderun 6 (A.A) — Anadolu #jansının hususi muhabiri bildiriyor: Usbe ve İttihadı vatani mensupları bu sabah burada şiddetli tahrikâta başlamışlar ve kahvede bir Türkün Şapkasını yırtmışlardır. Tahrikâtçı- lar müteakiben sokaklarda şapkalıla- Ta tecavüze başladıklarından Türk- lerle aralarında kavga çıkmış ve kay- Ba, silâh teatisi suretile müsade- meye çevrilmiştir. Şehirde bu yüz- den panik çıkmış, mağazalar bir kaç Saat kapalı kalmıştır. ; Türklerden biri ağır olmak üzere dört kişi ve bir ortodoks çocuk yarar lanmıştır, Tabrikâtçılardan yaralar manlar yoktur. Jandarma kumandanı mesullerin mutlaka yakalanarak tecziye edile- Ceklerini bildirmiştir. Kayıt muamelesi buna rağmen de- Kırıkhanda kayıd başladi Kırıkhan 6 (AA) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bildiriyor. Kayıt muamelesi buzün burada da başladı. Tabi şekilde devam ediyor. Edinilen malümatın tescil muame- 'Türk cemaatine müsait şekil- Romada mühim görüşmeler (Baş tarafı 1 inci sahifede) Diğer tarafdan İtalya, İngülz: İtalyan ve Fransız - İtalyan müna- *Sebetlerinin tanziminin Almanya ta- atından tasdikini istemiştir. B. Hif- (ler ve Mussolini İspanya meselesini de görüşmüşlerdir. Paris mahafilinin kanaati Paris 6 — Havas ajansından: Pa- TİS Taahfileri B, Hitlerin Roma ziya- Tetinin mühim siyasi neticeler ver Miyeceği kanaatindedir. Bu mahfil- lerin düşüncesi şudur: B. Hitler, İtalyaya askeri bir itti- İsk teklif edecektir. Fakat B. Mus- #olininin bu teklifi reddetmesi çok muhtemeldir. Çünkü böyle bir itti- | fak | İtaiyı anlaşma m inde elde İaydaları kaybettirebilir. Diğer tarafdan İtalya Hariciye Na» “irt kont Ciano İle Fransanın Roma Maslahatgüzarı B. Elondel arasında- $on. görüşmeler memnuniyet veri- Ci mahiyettedir. Bu görüşmeler İtal- Fransa ile münasebetlerini 15- etmeği arzu ettiğini göstermek- tedir. Bu vaziyette İtalyanın Almanya İle askeri bir ittifaka girişmesi hay- Met uyandırıcı bir hareket olur. lovakya meselesi yüzünden bir ihtilâf çıkarsa İtalya hiç olmaz- $a bilaraf kalacak ve bu suretle İn- Şitere ile husumet haline gelmek- , “ER çekinecektir. Filhakika malüm- * Sur ki Çekoslovakya bir taarruza uğ- vesile mevcud müahedesi Mücibince. Çekoslovakyanın yardımı- Mi me Fransanın ya asik bildirm; e alacağını sarahaten Tuna havzasında bir İtalyan © Al Man İŞ beraberliği hakkında Roma- ta, bildirilen haberlere gelince bu, alyanın bu havzadaki nüfuzundan hiç bir Suretle vazgeçmiyeceği mâna- (e Belmektedir. Küçük Mtlâf kon- Yansın İtalya ile bir anlaşma için n İngiltere ile yaptığı edeceği APOğı davete İtalyanın muvafık | Cevab vereceği tahmin ediliyor. YS Dünkü geçid resmi “ma 6 — B. Hitler bu sabah saat dökuzda Napoliden Romaya gelmiş, | tisyonda B. Mussolini, . Alman ve tarafından karşı- yon meydanında top- alk kendisini şiddetle alkış- dü ir. B. Hitler, Mussolini ve na- * doğruca Kirinal sarayına git Miişlerdir. ie Saat onu on geçe Zafer meydanın- | | | için muhakeme başka güne bırakıldı. de cereyan etınekte olduğu merkezin- dedir. Eddifa gazetesinin bir makalesi antakya 6 (A.A.) — Anadolu ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor: Şamda çıkan Eddifa» gazetesi, 26 nisan Sayısında baş makalesine iri harflerle şu cümleleri başlık yapmış- tar: Mazide nadim olduk, bunu bir dahg tekrar edeme- yiz. Atatürk Türkiyesi, Osmanlı Tür- kiyesinden başkadır. Arablar Osmanlılara nasıl müca- dele ettilerse Kemalist Türkiye de öy- le mücadele etmiştir. Eğer Arab şehitleri bugüne kadar yaşasalardı Türklere meveddetle bağ- lı en yakın kimseler olurlardı. Geliniz, mazinin sayfasını kapatar lum, çünkü o sayfa kendi nefsimize vatanımıza kendi elimizle yazdığımız idam kararıdır. / Bu neşriyat, Hataydaki intihab $i- rasında alâka uyandıran bir mahiyet göstermektedir. da bir geçid resmi yapılmıştır. Kral, kraliçe, B, Hitler B, Mussolini ve Al- man nazırlar hususi tribünden geçid resmini tamaşa elmişlerdir. Balli müfrezeleri, avan gardistler, genç faşistler, işçiler, askeri mektebler talebesi, piyade askerleri, motörlü kıtalar, hava kuvvetlerine mensub bir alay, tanklar geçmiştir. Elli bin asker, 600 otomobil, 320 zırhlı otomobil, 200 tank, 400 top, 200 torpil endaht makinesi ve 2500 at ge- çid resmine iştirak etmiştir. Geçid resminden sonra B. Hitler tekrar Kirinal sarayına dönmüştür. » Hitler şerefine musiki * müsameresi Roma 6 (A.A) — Bu akşam, Hit- lerin şerefine Osiena meydanında bu- | güne kadar görülmedik muhteşem bir musiki müsameresi verilmiştir. Müsamereye Dopomlavoronun 10 bin mugannilik korosu ve tam kad- rolu 45 orkestra, milli kıyafetlerle 800 çift dansör iştirâk etmiştir. Münha- sıran 900 akordeyoncudan mürekkep bir orkestra da ayrıca müntehap par- çalar çalmıştır. Istanbul geniş bir meydan kazanıyor (Baş tarafı 1 inci sahifede) adliyöye başvurulmuş ve mahkeme- den tahliye kararı alınmıştır. Fakat bu defa de. müstecir mahke- me kararını temyiz etmiştir. Şimdi Dokuzuncu işletme temyizden gelecek kararı bekliyor, Bu meydan açıldık- tan sonra iyice tanzim edilecektir. Yeni meydanın plânları Ankarada hazırlanmıştır. Denize doğru olan mey- danda havuzlu bir park yapılması muhtemeldir. Nakliyat ambarları için deniz tarafına doğru sıra ile modem binalar yapılacaktır. Bu binalar mar- şandiz vagonlarının tahmil ve tahliye esnasında meydandan görünmesine mâni olacaktır, . Eniştesini öldüren Vehabın muhakemesi Fatihte bir kahvede eniştesi Meh- medie kavga ederek Mehmedi taban- ca İle öldürmekten mazmun Vahabın muhakemesine dün ağır ceza mah- kemesinde bakıldı Dünkü celsede dinlenen müdafaa şahidleri kahve- deki kavgayı görmediklerini söyledi- ler. Gelmiyen şahidlerin çağırılması AKŞAM Eminönü meydanı İstimlâk ve tanzim işi 939 martına kadar bitecek Yalde hanı ve müştemilâtı arkasın- daki 30 parçadan ibaret emlâkin sâ- hiplerini bulmak için belediye bir çok güçlüğe uğramıştı. Bunların adresle- Tİ polis vasıtasile tahkik ve tesbit e dilerek kendilerine tebliğet yapılmış- tır. Burasının da islimlâkine ald ka- nunİ muameleye başlanacaktır, Bir gazetede, Valde hanı ve müşte- milâtından sonra Eminönü meyda- nındaki diğer adaların istimlâk mu- amelelerinin tehir edileceğini yazı- yordu. Bu haber, doğru değildir. İs- timlâk edilecek saha, muayyen par- çalara ayrılmıştır. Bunlar sıra ile ve »- evvelce neşrettiğimiz harita muci- bince - tamamile istimlâk edilecek- tir. İstimlâk muamelesinin tamam- lanarak binaların yıktırılması ve sâ- hanın tanzimi 939 senesi martı sonu-( na kadar ikmal edilecektir, ilk mektepler Ders kesimi ve tatil zamani kararlaştırıldı Vilâyet ilk tedrisat meclisi dün vali muavini B. Hüdainin relsliği al- tında toplanmıştır. Dünkü toplantı- da şehir ve köy ilkmekteplerinin ders kesimi ve ders senesi sonu tatil ta- rihleri tesbit edilmiştir. Verilen kararlara göre üç sınıflık köy mektepleri 14 mayısta derslerini kesecekler ve 21 mayısta senelik ta- til devresine girecekler, tam devreli köy mektepleri de 28 mayısta dersle- rine nihayet verecekler ve derhsl im- tihanlara başlıyarak 8 haziranda tâ- til yapacaklardır. Şehirdeki ilk mekteplerin son si- nıfları 31 mayısta derslerini kesecek- ler ve 15 haziranda Imtihanlara niha- yet verilerek mektepler tatil edecekler. dir. Birinciden dördüncüye kadar di- ğer sınıfların dersleri 31 mayısta ni- hayet bulacaktır. 19 eylülde bütün mekteplerde ye- ni ders senesi münasebetile kayıd ve kabul muamelelerine başlanacak ve 3 teşrinievvelde derslere başlanacak- tır. İlk tedrisat meclisi bundan baş- ka ilkmektep başmuallimlerinin ma- kam ücretleri hakkında da karar ver- miştir, Makam ücretleri talebe sayı- sının yekününe . göre maktu olarak 10, 12, 15 lira üzerinden verilecektir. Gazete kâğıdlarından kese kâğıdı ve paket Geçen gün gazetelerde Ankaradan gelmiş şö; te kâğıdlarından kesekâğıdı ve paket yapılmıyacağına dâir bir kanun lğ- yihası hazırlanmış ve Meclise veril- miş. 'Tahkikatımıza göre bu haberde yanlışlık (vardır. eo Hazırlanan ks- nun lâyihası, sırf o bir kısım kilap- lardan ve el yazılı gâğıdlardan paket ve kesekâğıdı yapılmamasına dairdir. Gazetelerin iade nüshalarının bu ka- nun lâyihasile alâkası yoktur. Edirneye ilk gezinti treni ya- rın sabah hareket ediyor Devlet Demiryolları dokuzuncu iş- letme müdürlüğünün İstanbul - Edir- ne arasında tertib ettiği haftalık ge- zinti treninin birincisi yarın sabah Sirkeciden hareket edecek ve gece yarısından sonra dönecektir. Yarınki pazar günü Edirnede gü- reş müsabakaları yapılacağı için ge- zinti treninin rağbet göreceği tah- min ediliyor. Bu tecrübe İyi netice verirse gezinti trenleri her pazar muntazaman yapılacaktır. Gezinti trenlerinde yapılan tenzilât normal tarifeye nisbetle yarıyarıyadır. Belediye getireceği otobüsler için kredi temin etmek üzere temaslara başladı Belediye, bizzat işletmek üzere Ay- rupadan getirteceği 80 - 40 otobüs için şehir meclisinden 500 bin Jira- lık kredi salâhiyeti almıştı. Bu salâ- hiyetin kullanılması için 938 bütçe- sinin Dahiliye Vekâletince tasdiki icab etmektedir. Maamalih belediye şimdiden böyle bir kredi temini için milli bankalarla temasa başlamıştır, Yazan: Sermed Wuhtar Alus NANEMOL 'Tefrika No. 53 LA Oturup masa işgal etmenin imkâ- ni yok, zira on para yok, Küçüğü gör- dü mü, herçebadâbâd yanına yaklaşa- Gak; son sözünü söyliyecek; cevab is- tiyecek: Ya evet, ya hayır... Bahçe kalabalıktı. Hepsi de seçme kimseler, civardaki köşklerin kibarla- mı, Bazıları içki içmede; bazılarıda yemeklerini yiyip gelmişler, önlerinde kahveler, limonatalar, Üç beş şapkalı kadın mevcuddu, gelgelelim Küçükden gene eser yok.. Taflanlarla, hanımellerile bölünmüş hususi yerlerin birinde mi yoksa? — İrfan beyfendi!.. İrfan beyfen- dil. Seslenen, aktör Necib. Oldukça ke- Yif; başını, kolunu sallıyarak çağırı- yor ve iki parmağını uzatıyor: — Masamıza tenezzül etmezsen, kadeh rakımızı içmezsen boz şunu!.. Arkadan da avazda: — Havadislerim var. Buraya gel- mezsen vallahi bağıra bağıra söyliye- ceğimi, İrfan lâhzada oraya seğirtti. İçlerin- de, dilinde metelik dönebileni Ahmed Necib, Yanındakiler hep zom olmuş- lar, Bir ikisi sızmış; üç dördü hâlâ iç- meğe devam ediyorlar; kadehler elle- rinde, ağızlarını bulamıyorlar; rakıla- rı, mezeleri göğüslerine giyiyorlar. Ahmed Necib misafirini zorla oturt- tu, Garsona el vurdu: — İki karafaki daha getir!. — Yemek yedim Necib efendiciğim! — Daha âlâ ya, deler... Sızanları, üstlerine rakıları, meze- leri giyenleri gözucile göstererek (Çe- kinme, bunlar bu haldeler) demek is- iyor, yavaşça da diyordu ki: — Şu küteliklerin biri, sarayı hü- mayun bekçiler müdürü Şakir ağanın küçük oğludur, bizi buraya getiren o. Senden iyi olmasın, kibirsiz gurursuz, ahbab canlı, ikramı bol bir gençtir. Yanındaki de eniştesi... İrfanın içi içine sığmıyordu. Acaba nedir havadisleri? Karafakiler geldi, Aktör efendi ka- dehleri doldurdu: Haydi şerefe, beyciğimin şerefi- ne! — Bana müsaade edin... — Marsığın şerefine demedim diye mi içmiyorsun? Eğer böyle ise kadehi alıp olduğu gibi şuradaki memşaya atarım, İrfan içmeğe mecbur oldu. Rakı bo- gazında düğümlenmişti. Halecandan durumıyor. Mutlaka yeni bir şey var, Küçük, bir münasebetsizlik mi etti? Yüzünden bir vaka mı çıktı, bir reza- let mi koptu? Ahmed Necib veriştirfyordu: — Arşın gibi surat, marsık gibi ten, maşa kadar vücud, On paralık mezad malı aynasına bakmıyor da dev ayna- sına bakıyor karı. Böylesine zümbül- bebek tohumu demezler, çalı süpürge- si tohumu derler. Genç artık sabredemedi: ; — Dilinin altında bir şey var, rica ederim söyle Necib efendiciğim. — Dilimin altında kurbağacık var- dı ama şap bastırdım, geçti, — Sahi ne oldu, ne var, dinini se- versen söyle!.. — Kurbağacığa şap, bademciğe te- peye köpek tersi, hıyarcığa Şemsipa- şanın hıyar turşusu birebirdir... Oooo, aktör efendi de fitilleşiyor; sapıtıyor, Fırsat düşmüşken burada da söyli- yelim. Güllü Agobun aktörlerinin, memurlarının dörtte üç buçuğu Kü- çük Karakaşyana hınçlı, Bunu ne ta- rafa çekerseniz çekin. Göz koydukları ve yüz bulamadıkları için mi?.. Her- kesten fazla aylık aldığından, sık sık menfaatine oyunlar verdidiğinden mi?. Güllü, ufacık şeylere kızıp önüne ge- leni haşladığı, kapı dışarı etmeğe kal- kıştığı halde büna gözünün üstünde kaşın var dememesinden mi? Ahmed Necibin dilinin altındaki şuymuş meğerse: — Vezirzadem, bende kabahat var- sa, bildir ama, açıkça beyan et, kaba- hatli isem boynum kıldan ince. Nah uzatıyorum, kahrolayım gücenmem, kes boynumu, sık gırtlağımı, öfkeni al... Ve lâkin ayaklarının altını öpe- yim, kundura köselelerine yüzümü gözümü süreyim, bir de beni dinle. Kara koncolos sana karşı beni yalan- cı çıkardı, Gece bahçeye $az dinliyeceğim dedi, bu vakitler oldu. iz | hâlâ görünmüyor, Suç, günah bende mi, onda mi? Ne çıkarsa son kadehten çıkar der- ler. Onunkisi Son kadeh de değil, son karafaki, Adamcağızı çarpmıştı. İrfan alık'alık bakıyordu, Bu kadar hiddet şiddet, ser veriş, candan geçiş Küçüğün bahçeye gelmemesi için mi , alarm dolduracak sebeb de- kalkacak, Üsküdar yolunu tutacaktı. Adamın dili işlemede: — Maamafih daha gelir, vallahilâ- zim, billâhilkerim gelir. Bu karı zan- goç gibidir. Gece uykusu ona haram. Gayet geç yatar, o vakitlere kadar do- laşır, gece gezintisine bayılır. Aşık, gene yerleşti yerine, Hamdise horozlar ötecek. İrfan, toa toprağa bata çıka, köşklerin hav hav havlıyan bekçi köpeklerinden kaça kaça, Bağlarbaşına geldi. Yokuşu in- di. Çarşıyı döndü, Kahvenin önüne gelip hepengi vurdu ve girdi içeri, gürültü yerinde: — Göççük gozu goy! — Ülen yanlış attın; dineyrinin ye- dülüsünü al, seküzlü gozu çık, — Yere düşen kâğıt galkmaz! — Memmed, aha bas ikilüyü! Mavi çuha saltalı ve şalvarlı, et, — Vur çifleyi şu çıfuta!.. Neftiden grileşmiş, kolları dirsekte, etekleri diz kapakta setreli, gübre ko- kulu, gene kapısız, Sivaslı, Şebinkara- hisarlı arabacılar dominoda.... fes giymiş, sansar kürklü, mest pa” puçlu Evkaf mukayyidleri.. beyaz, ye- efendiler, imam efendiler ve içerideki cemaat, Nenin Nanemollası? - Birbirini bas- tıran bu kadar üzüntülere, yorgunluk- lara, işkencelere benim diyen babayi- ğit dayanamaz. . . — Salâhaddin efendi; üçüncü vap. run gelmesine ne kadar var? semi KARMAN el mi 5 4 ağ ARE

Bu sayıdan diğer sayfalar: