Üncü mevki vago çıkan kral İsviçre zabıtası büyük bir muam- ma karşısında şaşırmıştır. kralı üçüncü Leopoldun “Tirolde seya- hate çıktığı ve Tirole giderken Bal şehri tariki ile İsviçreden geçeceği Brükseldeki İsviçre sefareti tarafın- dan İsviçre zabıtasına bildirilmişti. Kralın hangi trenle Bale geleceği de $arih olarak haber verilmi: Belçika hükümdarının geleceği ha- ber Verilen tren (Bal) garına geldiği zaman şehrin emniyet müdürü ve bir mikdar resmi ve sivil polis, kralı kar- Şilamağa çıkmışlardır. Tren durduk- tan sonra müdür ile polisler trenin Yataklı Yagonlarını baştan aşağı ara- Muşlardır. Fakat kral yok Aşk ve Londra barlarından birinin direk- Görü B, Viliam Man, bara yeni angaje ettiği dansöz bayan Bala âşık oldu Günlerden bir gün bayan Bal şu mektubu aldı; «Sevgili bayan Bal, “Benimle evlenir misiniz? Eğer bu €iddi teklifimi kabul ederseniz mesud olurum. Bu saadetimi müjdeliyecek mektubunuzu dört gözle bekliyorum. Mektubunuzda hangi tarihte nikâh acağımızı da bildirmenizi rica ede- rim * Direktörünüz: Man.» Bayan Bal uzun müddet düşünmek tahmetine katlanmadı. Hazır, kurul- Muş, iyi işliyen bir barın sahihi olmak hiç te fena değildi, Derhal evlenmeğe Tazı oldu. Bir hafta barda parasız ça- İiştı, bir hafta sonra nikâhları kıyıla- caktı, Gelgelelim direktör bay Man fikrin- den caydı, süzünü tutmadı, evlenmek- ten vazgeçti, Belçika | | Acaba yolda krala bir şey mi oldu diye emn urları telâşa düş- müşlerdir unca döndükleri zaman kralın arkasına mekteb çocuk- ları gibi bağlamış olduğu seyahat çan- tası ile üçüncü mevki bir vagonun kapısından çıkmakta olduğunu göre- İ rek hem sevinmişler hem de şaşırmış- İ lardır. Möğer ki kral Kont Rety nami altında mütenekkiren gaye mütevazi bir tarzda seyahat ediyormuş. İ Kral kendisine hoşâmedi beyan eden | polislere gösterdikleri nezaketten do- karışarak Tiroldeki Junsbrücke gide- İ cek diğer trene aktarma yapmak için İ garın öteki rıhtımına geçmiştir. Kanun Bayan Bal mahkemeye müracaat edip zarar ve ziyan istiyeceğini söyle- di. Bay Man sordu: — Neye dayanıp dava açacaksınız? — Yazdığınız mektuba... — Öyleyse açınız. Bayan Bal davayı açtı. İlk celsede bayan Bal direktörün yazmış olduğu mektubu ortaya koydu: — Müessesenin resmi kâğıdına ya- zılmıştır dedi. Bunun üzerine bay Man ayağa kalktı: — Müessesenin resmi kâğıdına ya- zıldığı için hiç bir kıymeti yoktur de- di, lütfen kâğıdın sonunda matbu ola- rak yazılmış olan cümleyi okuyunuz. Müessesenin resmi firmasını taşı- yan kâğıdın sonunda şu cümle vardı: «Bu kâğıda yazılan teklifler kati bir kontrat hükmünde değildir.» Bakalım mahkeme ne karar vtre- cek? Güzel kadin, otomobil, fare.. Tondra 2 Mayıs — Dün Londranın geniş bulvarlarının birinden kırmızı bir Otomobil geçiyordu... Otomobili genç, güzel bir kadın kullanıyordu Bulvar tenha olduğundan, güzel kadın seksen kilometre ile yol alıyordu... Fakat birdenbire fren yaptı. Otomobil kızaklıyarak durdu... Genç güzel kadın telâşla indi ve avaz avaza: — Can kurtaran yok mu?.. Diye haykırdı. Biraz ötede duran Yânmı ile koşup geldi... Meğer güzel şoför otomobilde bir zabıta memuru büyük bir felâket var küçücük fare görmüş!.. N Patates unu Yeni bir gıda maddesi keştedildi: n haline getirilmiş patates. Anasıl tuanyah olup Şarki Prusyada Königs- *gdeki Alman üniversitesini bitir- ü ten sonra evvelâ Pariste ve sonra- an Londrada lâbratuvarlarda tecrü- Ve tetkiklerle bir çok seneler meş- Bul olan Dr. Voltertas patatesi pudra haline getirecek bir usul bulmuştur. Bu keşfi elde edineiye kadar bir kaç Tim çok vagon patates sarfetmiş- rilçe duğu usulle pudra haline geti- Patatesi bir mikdar sıcak su ya- W SÜt karıştırarak yenilebilecek le getirmektedir. Yilvaki şimdiye kadar patatesi un iie getirecek bazı keşifler yapıl- çimi Lâkin elde edilen madde yalnız ran yemi olarak kullanılabiliyor- ibiş Lituanyalr mütefennin patatesin İva ettiği tabit rütubetin dörtte Sas izale etmektedir. Çıkan rütu- ikiye Patatesin sıkleti azal gibi r. Patates unu, buğday unu i çuvallarda muhafaza edilmekte- dir, Sıcaktan ve soğuktan müteessir olmuyor. İngiltere hükümeti bu keşif ile ya- kından alâkadar olmuştur, İngiltere devletinin müdafaa noktasından en ziyade üzüldüğü mesele deniz yolları- nin serbes olmasına bağlı olan iaşe meselesidir. Britanya adalarında kül- liyetii mikdarda yetişen patateslerin un halinde muhafazası kabil olduğun- dan İngiltere hükümetinin iaşeye aid büyük endişesi ortadan kalkacak- tır. Pudra haline getirilen patatesin resmen yapılan tahlilinde muhtevi ol- duğu maddelerin ve bunlara aid nis- betlerin şu olduğu anlaşılmıştır; Yüzde 12,11 rütubet, yüzde 3,18 madeni emilâh, yüzde6,45 protein, yüz- de 0,13 “yağlı maddeler, yüzde 65,7 nişasta ve yüzde 12,43 maiyeti fahm. Bir porsiyon pudra patatesine sık- letinin üç büçuk misli sıcak su yahud süt karıştırıldığı zaman dört buçuk porsiyon patates püresi elde edilmiş olur, Balıkesir (Akşam) — Balıkesirde Dikiş ve biçki yurtlarının adedi gün Geçtikçe artmaktadır, Yukarıdaki resim, bayan Hayriyenin idaresindeki Biçki, kiş ve Nakış yurdunun bu seneki mezunlarını göstermektedir. layı teşekkür etmiş ve diğer yolculara | Seyyah gelmesini temin için her tarafta büyük propaganda yapılıyor Avrupanın her tarafında seyyah gelmesini temin için büyük bir ça lışma var. Bröşür- ler o neşrediliyor, renkli güzel duvar ilânları bastırılır yor, gazetelere, .mecmüalara ilânlar veriliyor, hasılı seyahat edebilecekle- rin dikkatini çekmek için elden gelen güyret sarfediliyor. Avrupada en çok seyahat edenler İngilizlerdir. İngilizler, imkân bulduk- ça, İngilterenin sisli, rütubetli hava- sından kaçarak beş on gün mavi gök- yüzü, mavi deniz görmekten zevk alırlar, Yaz tatillerinde, yorlularda yüz binlerce İngiliz İngiltere haricine çıkar, yabancı memleketlere gider. Bu sebeble seyyah celbi için propaganda yâpanlar başlıca İngiltereyi hedef tut- maktadırlar, İngiliz gazeteleri, İngiliz mecmuaları muhtelif memleketlerin ilânlarile doludur. Seyyah gelmesi için yalnız propa- ganda kâfi değildir. Ucuzluk ve eğlen- ceyi de temin etmek lâzımdır. Yapılan ilânlarda bu cihetlere bilhassa ehem- miyet verilmektedir, Konforlu oteller- de yiyip içmek dahil olduğ uhalde günde kaç paraya kalmak kabil oldu- ğu, ne gibi eğlenceler bulunduğu, sey- yahlara demiryollarında ve sairede ne gibi kolaylık gösterildiği uzun uzadı- ya anlatılmaktadır. Yakın zamana kadar Fransa, Avru- pada turist bakımından en kârlı vazi: 937 yette idi, Her sene milyonlarca ecnebi seyyah Fransaya gelerek milyarlar bi- rakıyordu. 920 senesinden sonra ikti- sadi buhran yüzünden seyyah akını azaldı. Bu hal 936 senesine kadar de- vam etti. İki senedenberi yeniden bir canlanma alâmeti görünüyor. Bunun başlıca sebebi iktisadi buhranın zail olması, bir çok memleketlerde ve bil- hassa İngilterede yeni bir refah der- resi başlamasıdır. İngilizler bu vaziyet karşısında yeniden seyahate başlamış» lardır, Fransa 937 sergisini sırf seyyah çek- mek, İngilizleri ve sair seyahat eden- leri tekrar Fransaya çekmeğe alıştır- mak için tertib etmişti. Sergi büyük bir açıkla kapanmakla beraber gelen yüz binlerce yabancının bıraktığı pa- ra ve bu münasebetle yapılan propa- ganda hiç şüphesiz bu açığı kat kat fazlasile kapatacak kadar mühimdir, Neşredilen bir istatistiğe göre Fran- saya son seneler zarfında gelen sey- yahların mikdarı ve bıraktıkları para şudur: Bene Seyyah mikdarı Bıraktıkları para 8 215000 14 milyar 38 424,000 18» 000, 4 » Fransaya 927 senesinde 2,125,000 seyyah gelmiş, bunlar 12 milyar frank bırakmıştı, 936 da seyyah miktarı 424 bine, bıraktıkları para 1,5 milyara inmişti. Fransa şimdi yeni bir hamle yapmak istiyor Bu rakamlar âra- sındaki fark çok büyüktür. 927 de yabancılar 12 mil- yar frank bırakmış- larken 936 da bu mikdar 1,5 milya- ra kadar inmiştir. Geçen sene yeniden bir yükselme baş- lamıştır. Fransa bunun devamını ve eskisi gibi seyyah akınını temin etmek istiyor. Bu maksadla seyyahlara yeni kolaylıklar gösterilmesine karar ver- miştir. Bu karara göre pasaport vizesi alırken istiyen -30 frank vererek bir turistik kart alacaktır. Bu kart şu menfaatleri temin edecektir: 1 — Şimendiferlerde yüzde 40 ten- zilât. 2 — Otomobil için alınacak benzi- nin flatinde tenzilât (litre başına 60 santim.) Turistik karttan istifade etmek içir Fransada en az 6 gün kalmak lâzım. dır, Bu kolaylığa mukabil en az 300 bin daha fazla seyyah geleceği ve bun- ların 1 milyar frank bırakacakları tahmin edilmektedir. Şurasını söyliyelim ki diğer mem- leketler de seyyahlar için bir çok ko- laylıklar gösteriyorlar. Alman şimen- diferlerinde seyyahlara yüzde 60, İtal- yada yüzde 50, İsviçrede yüzde 40 ten- zilât yapılmaktadı, Hububat ofisi Haziranda faâliyete igeçmesi ümid ediliyor Teşkili kararlaştınlan hububat ofi- si İçin tedkiklere devam edilmektedir. Bu hususta temaslarda bulunmak üzere Ankaraya giden uyuşturucu maddeler inhisarı müdürü bugünler- de şehrimize dönecektir. Bundan bir müddet evvel şehri- mizde âyhi mevzu üzerinde meşgul olan İktisad Vekâleti ticareti teşki- lâtalndırma müdürü B. Servetin de şehrimize gelmesi beklenmektedir. Ticareti teşkilâtlandırma müdürü hububat ofisi hazırlıklarile meşgul olacaktır, Merkezi Ankarada kurula- cak olan ofisin İstanbul şubesi teş- kilâtı için uyuşturucu maddeler in- hisarının mevcud teşkilâtından isti- fade edileceği haber verilmektedir. Afyon ve daha bazı mahsullere aid işleri de hububat ofisi görecektir. Ofis ayni zamanda toprak mahsullerinin ihracatını tanzim edecektir. . Hubu- bat ofisinin haziranda faaliyete geç- mesi muhtemel görülüyor. Kırkçeşme sularının ıslah yolu tedkik edilecek Dahiliye Vekâleti, Kırkçeşme su- larını mikropsuz bir hale getirerek Şehre akıtmak için ne gibi tedbirler alınması lâzım gelece; tedkikini belediyeye emretmişti. Bu tebliğ üze- rine belediye mütehassıslardan mü- rekkeb bir komisyon teşkil edecek- tir, Komisyon yakında toplanacak, bir hafta, on gün içinde kararını ve- recektir. Meşhur Opera Lirik şantözü OLGA SOMOGYI Yunan öperası tenoru BAKEA Ve Tenor YUNKA NOVOTNİ'de Mo, KEMAL orkestrası iştirakile KEL OĞLAN Devlerin ve Devrimlerin destanı $7 sayfa - 10 kuruş, Yazan: Dr. Ziya Kaya Remsi Kitabevi — İstanbul Bahçesinde otururken gözüne alelacalp bir şey ilişti. Ağaçlardan birinin dalıng sanki bir hevenk asılmıştı. Dikkat edince bunun bir arı oğulu olduğunu gördü. «Kom- şumun arıları olacak?ı diye dü- şündü, nerde ise kendi de gelir, Filhakika bir saniye geçmeden bahçe kapısı hızlı hızlı çalındı. Kanter içinde, kapıda komşusu gö- ründü. Acele bir «günaydın; dan sonra, «Buraya bizim arılar uçmuş galiba» diyerek bahçedeki ağaçla- rın dallarını kontrola başladı. Arr- ları görünce rahat bir nefes aldı, Müsaade ederseniz şunları kovanı- ma silkeyim, diyerek arkasından gelen uşağın elinden boş kovanı al. dı ve arılarını da bu kovanın içine düşürerek sevinçle çıkıp gitti. Bahçe sahibi arıları iade etmek- Kanun Biloileri Arılar uçtu | | le mükelleftir, çünkü kanun baş- kasının mülküne uçmakla arı oğ- lunun sahipsiz sayılmıyacağını ya- zar, O tarihden sonra birinci komşuyu da bir arı merakı sardı. O da iki ko- van arı aldı. Artık her İki komşu- nun da selâmdan sonra konuştu- ğu mevzu arı idi. Yalnız ortaya hailedilecek bir mesele çıktı. Ba- zen bir komşunun arıları diğerinin kovanına gidip prada kalıyorlardı. Böyle başkasının kovanına uçan arılar ne olacaktı? İşte cevabi: Kanunu Medeni madde 698 den «Bir kimsenin arı İle meşgul kova- nına uçan başkasının arıları tazmi- nat vermeğe mahal olmaksızın ko- van sahibinin olur» Avukat Emcet Ağış Papazyan biçki yurdu mezunları ii i DI Kurtuluş, Tepeüstündeki Biçki Dikiş yurdundan diploma alan bayanlardan bir grup. (Ortada direktör ve öğretmenleri bayan Papazyan) KANSIZLI Nörasteni, zafiyet ve Chlorose Ermeni rinin teripelisişiz. SIROP DESCHJENS, PARS