Beşiktaş klübündeki ihtilâf halledilmiştir. Takım tam kadrosile sahaya çıkacaktır Bu hafta iki büyük milli küme maçı seyredefektik: Güneş - F. Bahçe, Galatasaray - Beşiktaş Büyük bir seyirci kütlesini toplıya- cak kıymette olan bu iki karşılaşmar dan birincisi, maalesef Fenerbahçe- nin milli kümeden çıkarılması yüzün. den oynanamıyacaktır. Eğer Beşiktaş klübündeki ihtilâf da, halledilmemiş ol- saydı milli küme programının bu gü- zel ve dolgun haftası sıfıra inecekti, Bu maçlardan birincisinin yani Gü- neş - Fenerbahçe maçının yerine ko- nulan Güneş - Altılar muhteliti, oyu- nu en ufak bir alâka çekebilecek mak hiyette değildir. Öyle bir maç tasav- vur ediniz ki takımlardan birinin ga“ libiyeti « oyunun neticesi ne olursa ol - daha evvelden ilân ediliyor ve Üç puanı, otomatik bir şekilde alıve- riyor. Fenerbahçe milli kümeden çi- karıldıktan sonra böyel ciddiyeti ol- miyan ve futbol, hattâ spor mevzuu ile alâkası bulummıyan bu nevi kar- şılaşmaların niçin ortaya atıldığını anlamak cidden müşkildir. Eğer maksad milli kümenin alâka» sini kaybetmemek ise, galibi daha evvelden beli olan bir antrenman maçının seyirci toplıyacağını düşün- mek tamamile yersizdir, Yok, eğer, milli kümenin teşekkü- lünden sonra üvey evlât gibi kenarda bırakılan milli küme haricindeki İs- tanbul takımlarına bir nevi tazminat vermekse, bu da yarım bir tedbirdir. Çünkü altı Kübün birinci takımla» rında altmış altı oyuncu vardır. Böy- le bir muhtelitten bunların ancak altıda birl istifade edebilmektedir. Hülâsa, hangi zaviyeden bakarsak bakalı u Altılar muhtelitinin ne- den icad edildiğini anlamağa imkân yoktur, Mini küme haricinde kalan klüp- lerin, bugünkü metrük vaziyetleri daha ciddi ve esaslı bir şekilde düşü- nülecek bir mevzudur. Bu haftanın ciddi karşılaşması, Beşiktaşla Galatasaray arasındaki maçtır. Besiktaş klübündeki ihtilâfın, hal ledilmiş olduğunu memnuniyetle öğ- rendik. Klübün yeni idare heyeti Hüsnü ile Hakkının İstifalarını kabul etmemiş ve reis bay Ziyanın teşebbü- sü ile bu oyuncular istifaları geri almışlardır. Bu vaziyete nazaran Be- şiktaş takımı bu hafta tam kadrosi- Je Galatasarayın karşısına çıkacaktır, Siyahbeyazlılar milli küme maçlarının başında, Galatasarayı yenmişlerdi. Fa- kat o maçta Onlatasaray, Beşiktaşa nisbetle daha güzel oynamış fakat Hakkının son dakikalardaki şahsi bir gayreti neticesinde mağlüp ok muştu. Galatasarayın hâkim oyunu- na rağmen mağlübiyetile neticele- nen bu maçta iki takım müsavi kuv. vette idiler, Eğer Beşiktaş klübündeki ihtiâf olmasaydi bu sefer tevazün Beşikta- şan lehine olarak bozulacaktı, Çünkü Beşiktaş, Güneşe karşı oynadığı gü- zel fakat talihsiz maçile milli küme- nin en İyi ve formde takımlarından biri olduğunu isbat etmişti. Bir hafta» dır devam eden dahili sarsıntıdan Beşiktaşın zarar görmeden sıyrılmış olduğunu kabul etmek güçtür, Yalnız bu sebepten dolayı Beşiktaş takımı, bu hafta umulandan aşağı bir oyun çıkarabilir, Galatasaray ta- kımına gelines, geçen hafta Altilar muhteliti karşısında - bütün hüsnü niyetine rağmen - güzel bir oyun oy- niyamamıştır. Bu maçı takımın son formüne bir miyar telâkki etmemek. le beraber Galatasarayın bâzı oyun- cularının, mevsimin bu derece İlerile- Miş olm; a rağmen, elân âzami ka» biliyetlerini bulamadıklarına. işaret etmeden geçemiyeceğiz. Güneş karşısındaki Beşiktaş je, geçen haflaki Galatasarayı karşı kar- ter | Klüplerine dönen ve bu haftaki maçta oynıyacak olan Beşiktaşın iki kıy- metli oyuncusu, Hakkı ve Hüsnü şiya getirecek olursak, Beşiktaşın ga- libiyetine hükmetmek lâzıdır. Fakat, Beşiktaşın geçirdiği dahil sarsınlıdan gördüğü zararı, Galata- sarayın ciddi bir maç oynamak için sarfedeceği âzaml! gayreti göz önün- de tutarsak, maçın müsavi şartlar İçinde oynanacağını kabul etmek mecburiyetinde kalırız. Ulvi Yenal T. 9. K. İstanbul bölgesi csekrim ajan- lığından: 24/4/688 Pazar günü iılıçla başlıyan eskrim müsabakalarına çarşamba günü de Beyoğlu Halkevi mlonunda devam edilmiştir. Kılıcrn Beşiktaştan: oOOrhan, Osman, Nihad, Sadun, Ralf, Adil, Güneşten: Riza, Nuri, Kemal, Halld, Murad iştirak etmiş- lerdir. İ 55 müsabaka Üzerine yekdiğerile çafpı- şan bu mübarizlerin aldığı neticeler sera ie: Birinci Orhan Adaş hiç mağlüb olma dan 10 galibiyetle, İkinci Osman 6 galibi yet, 1 mağlübiyet, Üçüncü Riza, Nihad galibiyet, ve 3 mağlübiyetle ve 22 ger ti sayısı ile, Dördüncü Sadun 6 galibiyet, mağlübiyet, Beşinci Nuri 5 galibiyek, mağlübiyet. 1/5/9033 pazar günü saat 18 de Beyoğlu Halkevi salanunda Flore ve Epe müsa- bakalarına başlanacaklığ. Atletizm müsabakaları İstanbul atletizm bayramı tertib heye- tinden: İstanbul atletizm bayramı seçme müsa- bakaları bir mayıs pazar günü sabebi Bebekte Kolej sahasında yapılacaktır. Müsabakalar seçme programı: Saat 930 100 m. Birinci seçme Gülle, yüksek 950 400 m. Birinci seçme 10,00 Uzun, Disk 10,5 1500 m, Birinci seçme 1030 3 adım, Cirit, 10,50 200 m. Birinci seçme M5 Sınk 1140 100 m. İkinci seçme 11509 110 m. Birinci seçme 12,00 200 m. İkinci seçme 12,10 400 m. İkinci seçme Her sene İstanbul atletizm bayramın- da hakemlik eden arkadaşların pazar gü- nü sabahı Kolej sahasında bulunmaları rica olunur, Barutgücü sahasında Barıtgücünün bu hafta yapacağı maç- lar: Taksim stadyomu: 10/4/988 cu- martesi günü: i — Bantsücü ve Gelata- saray okulu B. takımları saat 15 de, 3 — Bantgürü ve Galalasaray okulu A. takım- ları saat 16,30 da kargılaşacaklardır. Barıtgücü sahasında, 1/3/938 pazar gü- nü: 3 — Bantgücü - Şerefspor genç ta- kımları saat 14 te, 4 — Baritgücü tekn- üd ve 3 üncü genç takımları saat 1530'da, 5 — Bantgürü ve Altınova B. takımları saat 1630 da, 4 — Bakırköy genç ve Sparta genç Rüm takımları maçı saat 10 da yapılacaktır. Bursadaki güreş Bursa lbayı B. Şefik Soyerin yük- sek himayelerinde Mustafa Kemalpa- şa kazasında 8 Mayıs 938 pazar günü yapılacağı ilân edilen büyük güreşler pehilvanların başka yerlere sözlü ol- maları itibarile 22 Mayıs 938 pazar gününe bırakılmıştır. 22 Mayıs pazar günü Türkiye baş pehlivanı Tekirdağlı Hüseyin M, K. Paşalarla güreşe iştirak için söz vermiştir, iplerile orada karşıla” şacaklır. Ya; büyük arebes gü- reşlerden başka yağlı güreşler de ya- pılacaktır. “Bütün ünlü Türk pehli- vanları bu güreşlere iştirak için söz vermiş bulunmaktadırlar, Samatyada Sümer klübü sa- hasında yapılacak maçlar 1/5/998 pazar günü sant 18 da Sümer Küp ve İstanbut bölgesi sanat okulu (A) takımlar arasında, saat 14 te Sümer klüp ve İstanbul bölgesi sanat okulu (B) ta. kımları arasında folbol maçları, saat 14 ta Simer klüp voleybol (A) takımı ile Bamatya ermenileri voleybol CA) takım. ları arasında voleybol maçı Tekirdağında güreşler N , Güreşlere iştirak eden pehlivanlar Tekirdağ (Akşam) — Bu hatta iştirak etmiş, bunların (39) u yağlı ve (12) si de serbes güreş yapmışlar» dır, 16 -20 yaşlarındaki gençlerden Banarlı Mahmud birinci, İnecikli Ali ikinci, 21 - 27 yaşlarındaki peh yanlardan İnecikli Mustafa birinci, Köseliyaslı Mustafa ikinci, 28 - 40 yaşlarındaki olgun opehliyanlardan SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM —Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 129 İkinci fırka Harbiye Nezaretinin emrine geçiyor, kumandanı değişiysr Remzi bey - mütekaild generâl - ba- na tevdi eylemiş olduğu hatıratında vakayı şu suretle tasvir ediyor: (İttihad ve Terakki cemiyetinin merkezi umumisi ile Manastır vilâyet heyeti merkeziyesi arasında hasil olan anlaşma üzerine Manastırdan İstanbul heyeti merkeziyesine âza ola- Tak gönderilmiştim. Bahaeddin Şakir beyle birlikte sadrazam Kâmil paşa- nın konağına gittik, Paşaya takdim olundum, Kendisine karşı hürmeti- mizden, inkılâbın selâmeti için delâ- let ve yardımına olan ihtiyacımızdan bütün samimiyetimizle bahsettik Mülâkatın devam ettiği müddetçe Kâmil paşanın çenesini oynatmak- tan başka bir hareketini görmedik. Bizi pek soğuk karşılıyan Kâmil pa- şa söylediğimiz sözlere karşı da hiç bir mülaleâ beyan etmedi. Bu esnada paşanın oturduğu oda- ya muttasıl salonda oğlu Said paşa - amiral - dolaşıp duruyordu. Muhak- kak, Ki bizi dinliyor, tarassud ediyor- du. İstanbulun vaziyeti pek şüpheli gö- rülüyordu. Güvenllebilecek bir kuvvete ihtiyac vardı. Kumandanı bulunduğum üçüncü avcı taburu bu sebeble İstan- bula getirildi. Galata rıhtımında kar- şıladığım taburumu misafir olacağı- mız Taşkışlaya götürdüm. Kovuşlara yerleştirdim. Fakat daha ilk saatler- de kışlada bulunan ikinci fırkaya men-| sup efradın koridorlarda rasgeldikleri avcı efrad ve zabitanına kol çarptık- ları, arsızlık ettikleri, kabadayılık tas- ladıkları görüldü. Ben alaylı bir kolağasının daracık odasında misafir bulunuyordum. Bu odada ot minder üstündeki beylik bi- le kaldırıldı. Sebebini kolağasının oda hizmetçisinden sordum, Arsız ve ter- biyesizce bir tavır ile bu beyliğin kol. ağasına aid olduğu, başka bir örtü de bulunmadığı cevabını verdi. Bu haller beni ihtiyatlı bulunmağa sevketti. Taburumun zabitlerini topla» dım. Vaziyetin nezaketini, her şeye in- tizar etmek lâzım geleceğini izah et- tim. Bir tuzağa düşmemek için ken- dilerinin geceyi kovuşlarda ve efiradın yanında geçirmelerini, efradın da si- lâhlarını yanlarında, cephanelerini üstlerinde bulundurmalarını tembih ettim. Odamda elbisem üstümde yat- madan evvel cebimdeki sekiz lirayi yastık altına koyarak tuvalete gittim. Dönüşte parayı yerinde bulamadım. Kolağasının neferine sordum, Gene ayni tavır ve edasile: — Ben ne bileyim! den başka ceva- bımı alamadım. bu hırsızlığı bir mesele yapmaktan ictinap ettim. Bu sirada kışla kumandanı Edirne- H Şevket paşa çağırdı. Yamna gitti ğimde pencereye yanaşarak talim meydanında görülmekte olan efrada işaretle âsi olduklarını, silAhları ve cephaneleri yanlarında bulunduğunu ya terhis edilmek yahud zabit olmak istediklerini anlattı, Böyle taleblerde bulunmak bu as- kerlerde eski bir görenekti, Başlarında» ki zabitler de bu suretle terfi etmişlerdi. Şevket paşa bu Asi askerlerin kışlaya alınmasına taburumu memur ediyor- du, Halbuki taburum o gün Rumeli- den gelmiş, yorgundu. Bu vazifeden bizi affetmesini, gelir gelmez İstanbulun eski askerlerile aramıza nifak girmesine mahal veril- memesini paşadan rica ettim; o israr etti. Sabaha kadar belki fikrini tebdil eder diye sustum ve çıktım. Sabahle- yin tekrar çağırttı ve emrini tekrar etti. Bunun bir sebebi- yet vermesi ihtimalini ileri sürdüm. Paşa telâşa düşmekle beraber: — Katiyen! Müsademe olamaz. An- cak siler mutlaka kışlaya alınmalı, Emrini verdi, İcabında silâh kullan- madan bu emri nasıl yerine getirebi- lirdik? Zabitleri topladım. Vaziyeti izah ettim. Tüfekler dolu olmakla be- Taber efradın Üzerine biraz daha cep- hane aldırdım, Talim meydanına çık- tık. Kışladaki yedi tabur efradmın ğa talimhaneye odoMluklarmı hayretle gördüm. Biz âsilerle uğraşacağımiş sırada bu dar yerde bu taburların işi ne olabilirdi? Şevket paşa da talim- hane meydanına gelmişti, Yanına gi derek bu taburların böyle bir sirada burada bulunmaları doğru olamıyaca» Zımı, biz âsilerle uğraşırken bu tabur- Jar tarafından bir tecavüze maruz kalabileceğimiz hatıra geldiğini, bu takdirde işin büyüyeceğini, böyle bir hal karşısında derhal lüzumu gibi tedbir alacağını, atılacak kurşunların kendisine de isabet edebileceğini söy- ledim, Paşayı telâşlı haline bırakarak görünen tehlike üzerine hemen bir bölüğüme âsilere, diğer bölüklerime etrafımızı saran taburlara karşı cep- he aldırdım, Teslim olmalarım âsilere emrettim. Bunlar vadiye doğru kaç- makla beraber bölüğüme ateş ettiler. Avcılar da mukabelede bulundular. Bir kaç dakika içinde mesele hallo- lundu, Sükün avdet etti, Öteki tabur- - lar kendilerine xeüteveccih üç bölü- ğün ateşi altında kalacakları zannile panik balinde kışlaya çekildiler. Kumandan paşa ateş başlar başla- maz çekilip gitmişti, Ölenleri kaldırta tık, yaralıları kışlaya taşıtarak tabur doktoru ve mükemmel olar sıhhi ve saitimiz ile tedavi ettirdik. Kaçanları kâmilen toplattırıp kış- lada bir kovuşa hapsettim. Bu vaka- nin akisleri büyük olacağını tabii gö- rüyordum. Pek az müddet sonra kol- ordu kumandanı Mahmud Muhtar paşa geldi. Taburumu vaka meyda- nında toplattı, Taburumuzun icraatı- ru beğendiğini, vazifesini bilen bir askerin mesuliyetten, ateşten kork- miyarak bu yolda hareket etmesi lâ- zım geldiğini söyledi ve benimle umum taburumu tebrik ederek gitti, Bundan sonra kışlada vaziyet, ta» mamile değişti. Bir gün evvel yalnız irada değil, zabitlere de kol çarpan- Jar şimdi avcı neferi geçerken dü- vara dayanıp selâm vermeğe başladı- lari Vakanın Taşkışladaki safhası bit- mişti; fakat saray, harbiye nezareti ve hükümet, işi bu derecede bırakamıya» caktı. Mahmud Muhtar paşanın me- taneti önünde bana ceza veremediler. Ancak beni Serezde 34 üncü alaya ku- roandan tayin ettiler; harbiye nazın Ali Rıza paşanın bu kararı inkılâb ile slâkadar olanlar tarafından kabul edilmedi. Beni Sereze göndermekten sarfı nazar ettiler, Yıldızdaki fırka erkânıbarbiyesi riyasetine tayin etti. ler. Bugüne kadar ikinci fırka harbiye razırının doğrudan doğruya emri al tında sayılmazdı! Bundan sonra bu füli imtiyaz kaldırıldı. İkinci fırka askerlerinin de diğer taburlar gibi katiyyen harbiye nezarelinin emrinde bulunması ve hükümetçe görülecek lüzum üzerine istenilen tarafa sevko- Junabileceği hakkında irade çıktı, İkinci fırka kumandanı müşür Şey- ket paşanm bu fırka başında daha zi- yade tutulmasına tabii imkân olamaz- dı, Azlolunup da yerine ferik Cevad paşa tayin olununca Yıldızdaki istih- kâm taburu ile imalâthane mürette- batı arasında gene galeyan eserleri görülmüş, bunda da Şevket paşa ta- raftarlarının tahriki hissolunmuş ise de hâdise büyümesine meydan veril meden teskin olunmuştu, Avcı taburları hükümetin nüfuzu- nu takviyeye her zaman böyle hizmet edecekler miydi? İstanbuldaki fesad cereyanları bun- larda Rumellde İttihad ve Terakki ce- miyetine hasıl olmuş irtibatı ve alâ» kayı idameye müsaade edecek miydi? Bunu zaman gösterecektil Kâmil paşa cemiyetçe gösterilen arzu Üzerine sadaret makamına geti rilmişti. Said paşanın sukutile Kâmil