30 Mart 1938 öm AKŞAMDAN AKŞAMAXx Tehlikeli bir nisbet: Talebenin mikdarı '» 239 öğretmenlerin o 144 arttı lus gazetesinde Naşid Uluğ'un kültür kadromuza dair bir ted- Wik makalesi çıkmıştır ki, ifade ettiği rakamlar pek enteresan... Bunları, bir kere de ben, kendi göstermek istediğim ciheti aydınlatmak maksadile tasnif ediyorum. ORTAMEKTEPLER; 1932-33 ders 1937-38 ders senesi senesi Okul adedi 83 124 Dersane adedi o 718 1394 Kız talebe adedi 7968 18450 Erkek talebe » 22888 s2571 LİSELERDE: 1932-33 ders 1937-38 ders senesi senesi Dersane adedi 165 255 Kız talebe adedi 1156 2912 Erkek talebe » 4199 14305 Öğretmenler ise, daha az bir tempo ile artmaktadır: Ortaokul, lise ve öğ- retmen okullarında mecmu talebenin ve öğretmenlerin artış adedi ve nisbe- tini de şu cedvelde görüyoruz: 1932.33 193738 O Artış ders sene- ders sene- nisbe- sinde (o sinde o Ot Talebe adedi 38270 (91702 o 94 239İ Öğretmen » 1863 O 2585 O 96 144) Yani, beher öğretmene beş sene ev- veline kıyasla pek fazla talebe isabet ediyor; kâfi derecede çocuklarla meş- gul olamıyorlar... Maarifimiz, okuttu- ğu talebenin adedi artması, öğretmen- lerin de bir dereceye kadar artması ci- hetinden kemmi noktadan ilerliyor; fakat keyfiyet, seviye, bu tenasüpsüz- lük yüzünden tehlikeye düşüyor. Yukarıki rakamlardan, zannederim, herkes benim gibi netice çıkaracaktır ve esasen her gün karşılaştığımız ha» kikat da bunu tekzip etmiyecektir. Cümhuriyet rejimi, maarif nokta- sından pek büyük bir hamle gösterdi. Gittikçe artan bir miktarda çocuğu si- nesine alan bir kültür cihazından kim memnun olmaz? Fakat şimdiden son- ra bu sahada yapılacak işin talebeden fazla öğretmen adedini çoğaltmak, muallimlik şeraitini yükselterek bu mesleğe en kıymetli münevverlerimizi oluk oluk celbetmek olduğu anlaşılı- yor. Tabii, önümüzdeki senelerin ma- arif bütçesini de bu hedefi göz önün- de tutarak yapmalı, «Az öğrenen çok talebes sistemi mü- hakkak ki hayırlı neticeler verecek bir usul değildir. Tehlikenin tam zama- nında önüne geçmeli!, Şehir içinde ucuz nakliyat evamlı okuyucularımız hatırlıya- caklar: — Hayatı ucuzlatmak için, şehir da- hili nakliyatında bir ehvenleşme ol malı! - diye muhtelif seferler yazmış tak, Kısıklı'da oturup hergün İstanbu- la inmek mecburiyetinde olan fakir fu- karanın »& müşkül mevkide kaldığını «Haklı şikâyetler» siitunumuzda tafsi- Hâtile anlatmıştık, Şimdi, Şirketi Hayriye'nin diğer ten- silât meyanında, Üsküdar tramvay şirketi ile anlaşarak, mevcud mahzur ları ortadan kaldırdığını öğreniyoruz: Müşterek biletlerle pek ucuza seyahat edilecek. Fakat bu işi daha şamil bir şekle sok- malı, Evvelce ileri sürdüğümüz bir fik- N ŞEHİR HABERLERİ Plâka resmi Şişe başına 7,5 kuruş alınacak Şoförler cemiyeti idare heyeti isti- fa etmişti. Üç gündenberi yapılan ida re heyeti seçimi bugün bitecek ve bü- gün saat 16 da reyler tasnif edilecek- tir. Şoförlerin plâka ücretinden dolayı yaptıkları şikâyetlere kati bir netice vermek üzere Belediye plâka resmi ye- rine benzinden şişe başına 7,5 kuruş bir resim alınmasını muvafık görmüş ve karar almak üzere hükümete mü- racaat etmişti, Şoförler, bu kararı prensip itibarile kabul etmişlerdir. Ankaraya giden Şoförler cemiyeti umumi kâtibi B. Aziz Nami, bu kara- rın bir an evvel tasdikini ve Beledi- yenin şişe başına almak İstediği 75 kuruşun biraz daha tenzilini temin et- mek üzere teşebbüslerde bulunmakta dır, Şoförler, plâka ücreti meselesinin bu suretle halledilmesinden çok mem- nundurlar. Maslak faciası B. Osman Kemal mesuliyeti tesbit edileceklerden tazmi- nat istiyor Maslak otomobil faciası tahkikatına dün de devam edilmiştir. Elektrik şir- keti müşteriler dairesi müdürü B, Os- man Kemal dün dördüncü sorgu hâ- kimliğine giderek hâdise hakkında iza- hat vermiştir. B, Osman Kemal ayrıca adliyeye müracaat ederek bu kazada kendisinin de yaralandığını ve otomobilinin ha- sara uğradığını ileri sürmüş ve kaza- da mesuliyeti tesbit edliecek kimseler- den davacı olduğunu ve maddi tazmi- nat istediğini bildirmiştir. B. Osman Kemailn bu müracaatı tedkik ediliyor. Kaza yerinde keşif yapan belediye mühendislerinden müteşekkil ehli vu- 'kuf heyetinin mufassal raporu dün de adliyeye verilmemiştir. Biletsiz bir yolcu kondüktörü döğdü Dün Büyükçekemeceden gelen ban- Jiyö treninde bir hâdise olmuştur. İz- zet isminde biri, trene biletsiz olarak binmiş, kondüktör Mustafa biletleri kontrol ettiği esnada İzzet hakkında icab eden muameleyi tatbik etmek is- temiştir. Buna hiddetlenen İzzet, Mustafa ile münakaşaya tutuşmuş, nihayet iş büyüyerek yolcu, kondüktörü ada- mükıllı döğmüştür. Kondüktörün za- bıtaya müracaati üzerine İzzet yaka- Janmış, mahkemeye verilmiştir. EEE EE ri, bu münasebetle bir kere daha ha- tırlatalım: Şehir nakliyatı için ber vasıtada muteber bir paso tipi ihdas et- melidir, Bunlardan alanlar, istisnasız her istenen istikamete, her vasıta ile seyahat edilmesin? Bu tarz, şehir dahilinde büyük bir canlılık uyandıracaktır. (VA-N0) Bay Amcaya göre... Haklı şikâyetler İş saatlerindeki tram- avy servisleri Tramvay * ücretleri ucuzladı diye herkes sevind. Hâlâ da sevinenler var!.. Fakat biraz dikkst edilince s0- vinmeğe pek te mahal olmadığı gö- rülüyor. Bakım nasıl; Sabahları erken sokağa çıkanların da gördükleri üzere şirket tarafın- dan servise çıkanlan tramvayların Üçte ikisini kırmızı arabalar, yani bi- rinci mevkiler teşkil ediyor. Bu suretle fakir, zengin, işine yetişmek istiyen herkes ister İstemez birinci mevkle biniyor. Bu biri. İkincisi de tam hat ecrvisleri - ge- ne üçte iki nisbetinde - azalıyor, bit tramvay meselâ Kurtuluştan Beyazi- da gidiyorsa iki tramvay Kurtuluş- tan Eminönüne kadar gidiyor, oradan geri dönüyor, Eminönünden daha öteye gitmek mecburiyetinde olanlar tabil başka bir tramvaya binip ikin- el bir bilet almak zaruretinde kali- yorlar, Gerçi öğleye doğru tayı seferler ve ikinci mevki arabalar obollaşıyoz amma iki-biletle ve birine! mevkide seyahat faslı bittikten sonat. Artık böyle bir vaziyet karşısında İstanbulda tramvay ücretleri ucuzla- .dı diye halk sevinsin mi, yerinsin mi bilmem?.. Galata, 8. 8. Halicin temizlenmesi Bu işin Deniz Banka havale edilmesi muhtemel Hükümetçe satın alınarak Liman işletme idaresine devredilen eski rıh- tım şirketinin, mukavelesine göre yap- mıya mecbur olduğu işleri liman işlet- me idaresi yapmağa devam ediyor, Rıh- tımların tamir ve tevsli bu meyanda- dır, Ancak, Halicin temizlenmesi mese- lesi henüz kati bir karara bağlanma- mıştır. Rıhtım şirketi, imtiyaz muka- velesinde gösterilen işlerden başka in- şaat için mektup veya gene mukavele suretile taahhüd altına girmişti, Li- man işletme idaresinin bu mektup ve- ya mukavelelerde zikredilmiş olan iş- lerle alâkası olmadığı anlaşılmaktadır, Liman idaresi yalnız şirketin esas İm- tiyaz mukavelesinde gösterilen işlerle; tedkikat neticesinde yapılmasına lü- zum görülen diğer inşaalı üzerine al- mıştır. Bu vaziyete göre Halicin temizlen- mesi işi İktisad vekâletine kalmakta- dır. Vekâletin bu işi alâkası dolayısile Deniz Banka havalesi kuvvetli bir ih- timal dahilinde görülmektedir. İki yangın başlangıcı Küçükpazarda Kantarcılarda Ke- resteci Salmin üç katlı ahşap evinin bodrum katındaki elektriğin kontakt yapmasile yangın çıkmış, bir miktar tahta yandıktan sonra, ateş itfaiye tar rafından söndürülmüştür. Kalyoncukulluğunda Simitçi soka- gında Karabete ald dört katlı ahşap bir binanın üst katındaki yatak oda» sında yakılan bir mangaldan sıçrıyan kıvılcım yatağa isabet etmiş ve yan- gın başlamıştır. İtfaiye haberdar edil- mişse de, gelinciye kadar ateş söndü- rülmüştür..., Otomobil kazasi Şoför Yakubun idaresindeki otomo- bil Eminönünde Namık isminde biri- ne çarparak yaralamış, yaralı Cerrah- Sanatoryom 700 yataklık yeni pavyon mayısta bitecek Heybeliada sanatoryomunda, 160 yataklı pavyona İlâve edilmek Üzere 100 yataklık bir pavyon yapılıyor. Bu pavyonun inşası mayıs sonunda bite- cektir. Yeni bina, şimdiki pavyonun yanındadır. İçinde bir de sinema salo- nu vardır, Pavyon bittikten sonra Sıh- hiye Vekâleti tarafından döşenecek ve açılma merasimi de haziranda yapıla- caktır, Sıhhiye müdürü B. Ali Riza, Sıhhi- ye müdürlüğüne tayin edildiği zaman müessese, otuz beş yataktan ibaretti, Sanatoryomun, veremle yapılacak mücadeledeki ehemmiyetini göz önü- ne alan B. Ali Riza, yatak adedlerini artırmak üzere mütemadi teşebbüste bulunmuş ve Sıhhiye Vekâletinden ayrılan tahsisat ile müessese her sene biraz daha genişletilmiştir. Sanatoryomun iki yüz altmış yata» ğa çıkarılması da ihtiyacı tamamile karşılamıyacaktır. Bu itibarla gele- cek sene yeni bir pavyon daha inşa edilecektir, Çuvalı sırtlamış! Mahkemede «Sarhoştüm, ne yaptığımı bilmiyorum» diyor Aziz adında biri dün gece Saraçha- nebaşında bakkal Halimin ardiyesine girerek kırk kiloluk bir patates çuva- lı aşırmış, kaçarken yakalanmıştır. Dün asliye dördüncü ceza mahkeme- sinde muhakeme edilen Aziz suçu ta- mamile inkâr edememiş ve: — Ben çok sarhoştum. Ne yaptığı- mı bilmiyordum. demiştir. Reis sordu: — Sarhoş bir adam kırk kiloluk pa- tates çuvalını sırtlayıp kaçar da bu işin-nasıl farkına varmaz? Aziz gene eski iddiasında israr etti. Şahidlerin ifadeleri ve tahkikat evra- kile suçu sabit olduğundan Azizin dört ay hapsine karar verildi, Karaağaç ile Şişli arasında tobü vi aylık ilmi toplantısı Türk Nöro-Psihiatri cemiyetinin ni- san toplantısı ayın birinci cuma gü- nü öğleden evvel Bakırköy akliye ve asabiye hastanesinde yapılacak, sinir ve akıl hastalıklarını alâkadar eden fenni mesaili görüşülecektir. Mart içlimainda bel kemiğine alt oldukça az tesadüf edilen bir bozukluktan ile- Tİ gelme bir nuha basısı piyesi göste- rilmiş, temarüz süsü veren bir isterik hasta ve hezeyanlarının şekli itibarile münakaşayı mucip bir vak'a mevzuu- bahis edilmiştir. RL Bahife 3 İSTANBUL HAYATI Garip macera Gece saat on biri geçmişti. Bozuk kaldırımın çamur gölcükleri arasın- da atlaya zaplaya ilerliyordum. Yan tarafta bir takırtı duyuldu. Demik bir kapı hafifçe gıcırdıyarak aralandı. Boğuk, telâşlı bir kadın sesi? — İyi ki biraz erken geldin, dedi Telâş içinde bekliyordum. Biraz da- ba gecikseydin ikimiz de mahvolacak- tık. Babam duymuş. Bu gece bizi gözetliyecek. Şunu al da çabuk git Bundan sonra nasıl görüşeceğimizi kâğıda yazdım. Kapı biraz daha açıldı Dağınık Minimini parmakları arasındaki kâ- İnd parçasını telâşla elime sıkıştırır. ken kalbinin çarpıntıları duyuluyor- du. Bir yanlışlık olduğunu anladım. Zorla avucuma (koyduğu o kâğrlı inde etmek istedim. Vakit kalmadı, Demir kapı gene hafifçe gıcırdıyarak | h il il İt 21 N / E (A MW — Jübile ne demek bay Amca?,. (| (OB. A, — Kendi kendini tekaütlüğe sevketmek demek galiba. sene benim de jübi- yaşımı doldurduğu- | OB. A, — Fakat memur Şübilesiyle | fark, o da para alıyor, O sanatkâr jübilesi arasında fark var. diri. da?.. B, A, — Öyle ama memur yaşamak için jübileden sonra isterse çalışır, sanatkâr ister istemez çalışıri,,