A ——eoer Sahile 8 — Siz harikulâde güzel bir kadınsınız. Kimbilir kaç kişi sizl öpmek için izin istemiştir? — Hayır, sizden başka izin istiyen olmadı, ötekiler izin almadan öptüler!.. Bir İngiliz genci, bir köyde, küçük bir ev satın aldı, taşıdı, yerleşti. Ertesi gün, köyün futbol takımı kaptanı geldi, kulübe yazılmasmı ve oyunlara iştirak etmesini teklif etti. Genç çekingili durdu: — Ben deği, futbol kaidelerini iyi bilmesi, bunun için timde yer ala mam, ancak İsterseniz hakömlik ya- parım!. se Fransada seyahat eden bir Alman, bir gece Brötanya şehirlerinden birine Müzikli yemek Gelecek hafta İstanbu! Şehir tiyat- rTosunda Bernard Shaw'ın bir eseri oy- nanacak, Bernard Shaw müzik sevmez, mü- zikle yemek yemesini ise hiç sevmez. Bir gün Londrada Carltonda masa başına oturdu ve derhal orkestra şefi- nl çağırdı: — Ne istersem çalar mısınız? - Emrediniz, Grleg, Offenbach, Wagner... — Hayır hayır, arkadaşlarınızın musiki âletlerini çalınız, bir yere sak- layınız, ber yemeğimi yiyeyim, sonra gene kendilerine iade iz. Belli değil Arabanın içinde yumuk yumuk, se- vimli bir çocuk vardı. Dayanamadım, iğilip okşadım, sonra dadısına sordum: — Kimin bu yavru? Dadı çapkın bir Rum kızıydı: Henüz belli değil, dedi, bayla ba- yan ayrılıyorlar, mahkeme ayrılık ka» rarını versin O zaman söylerim... — Maksadı gönül eğlendirmek değil baba, benimle evlenmek İstiyor. Be- nim param ve senin ona vereceğin işle, rahat rahat yaşıyabileceğimizi aöylüyor.... İ sını giydi, bavulunu aldı, yürüdü. ! İ İ ! İ) yemek yemiştim, o sefer bir tabak geldi, bir otele girdi, oda istedi. Bir oda açtılar, beğendi. Otelin misafir defterine İsim ve adresini yazacağı zaman, yaprağın üstünde dolaşan bir tahtakurusu gördü ve hemen şapka- Otelci sordu: — Ne oldumuz?.. Neye gidiyorsu- nuz? — Tahtakurular, hangi odada ya- tacağımı tahkik ediyorlar; böyle bir otelde yatar mıyım?.. — Sizinle dünyanın öbür ucuna giderim. Bu kadar uzağa gitmeğe ne lü- | zum var, terzime gelir misiniz?., Farkı lamonun karısı, çamaşırcıya iki — Kaç kuruşa Yıkıyacaksınız! de- di. — Altmış kuruşu — Hani bir pijamayı yirmi Kuruşa yıkıyordunuz... — Tamamdır; pijamaların cepleri- ne dört yaka ile dört de mendil koy- muşsunuz, yirmi kuruş onlar için isti- yorum. Bahçeye gel!.. Lokantada önüne et gelince garsonu çağırdı: — Ben burada bir kere daha dolusu et getirmiştiniz, bugünse ) iki küçük parça et veriyorsunuz. Bu ne demek? t — Affedersiniz efendim, gene burada mı yediniz yoksa bahçede mi? — Yazdı, bahçede yedim. — Bahçe cadde üstüdür, gelip geçen yemekleri görür, reklâm ol- sun diye bahçede bol veririz!,, ş mama iz Aklıma geldi Bugün diyorum: Elbise medeniye- #in ik nişanesidir; insan giyinmeğe başlayınca medenileşti. Beş yüz sens sonra medeniyetten bahseden bir muharrir de diyecek ki; «Çıplaklık medeniyetin Uk nişanesis dir; insan soyunmağa başlayınca m&- dentleşti, Ortada bir hakikat var: Bugünkü insanlar, üç yüz seneki insanlar gibi ve kadar giyinmiyor. Kamplarla plâf- ları göz önüne getiriniz. Bu, medeni hayatın sembolildür. Medeniyet ücrledikçe, husust hayatı numn örtüleri biraz daha açıkyor. Bir zamanlar, mektup taşıyan adam lar muayyendi; nihayet posta mü- vezeilerinin. sayısı bini geçti; bugün. ise kim olursa olsun, ne zaman olur- sa olsun, bize telefon ediyor, bizi ya tağımızdan bile kaldırıyor, konuşu yor. Sesimizi tanımıyan kalmadı. Te- levizyon taammilm edince, yilzimin zü de tanımıyan kalmıyacak. s.. Geçenlerde bir dostum, sayfiyeler- de kışın oturanların azaldığını söy- ledi. Sayfiyelerden şehre hicret mu- hakkaktır; bunun sebebi? Daha mah- rem, daha gizli bir hayat sürmektir. Sayfiyelerde hemen hemen herkes birbirinin ne yaplığını bilir. Pendik- ten Haydarpaşayd, Yeşilköyden Sir- keciye kadar, her hangi bir istasyon-” da ininiz, bay AH veya bay Veliyi 80- runuz, size sabah kaçta kalktığını, kaç trenile gidip kaç trenile geldiği ni, kaç sigara içtiğini, karısile kaç kere kavga ettiğini söylerler. Beşi kırk trenile gelen bir zat bir gün dör- dü yirmi beş trenile gelecek olursa, fısıltı ve dedikodu derhal başlar. Her- kes, işini gücünü bırakır bunun se- bebini araştırır. ös... Şehirde kimse kimse ile meşgul de- gil midir? On iki daireli aparbıman- da oturup da birbirlerini tanımıyan- lar var deniyor. Bu söze pek güven olmaz. Köyde olduğu kadar şehirde de detektiv ruhlu insanlar vardır, bu insanların büyük zevki de komşuyu gözetlemektir. Eloğlu, kendi hayatın saklayıp başkalarının hayatını yaymak ister. Gazete havadislerini merakla oku Tuz, ancak kendimize aid bir sırrı bi- rinci sahifede- görmek istemeyiz Gazetede kendi resmimizi görmek hoşumuza gider, altına medhiye ya- zılmış olmak şartile Bir miltejekkir: «Hayalını gizle, fikrini yay, evini süsles demiş. Gali- ba doğru söylemiş. Ş.Ş Tutan Adam, geç vakit, iki tarafına yalpa vura vura, Karaköyden yukarı doğru yürüyordu. Zabıta memuru çevirdi: — Ne vardı bu kadar içecek, bulut gibi sarhoşsün.. çiğneneceksin. . Adam geveledi: — Sarhöş değilim be beyağabey... Ne yapayım, herkesi nasıl deniz tu- tarsa, beni de toprak tuttu, başım dö- nüyor!.. Eyvah Pariste yeni bir elbise yaptırdı, İs- tanbula gelmek üzere trene bindi. Gümrük muayenâsi yapılan istasyo- na yaklaşırlarken üstündeki eski el- biseleri çıkardı, vagonun penceresin- den fırlatıp attı. Yenileri giyecek, bu suretle gümrük vermekten kurtula- caktı, Paketi açtı: Terzi pantalonu unut- muştul,. 21 Küânunusani 1938 — Balıkesirde faydalı bir müessese: Yoksulları gözetme birliği Birlik az para ile çok iş görmüş ve mesaisi takdir edilmiştir Balıkesir yoksulları gözetme birliği atelyesinde dokunan halı ve kumaşlar ve birliğin tertib ettiği piyangoda keşide heyeti, (Ortada birlik reisi B. Rüknettin Sözer) Balıkesir (Akşam) — Yoksulları gözetme birliği kongresi, birliğe ka- yıtlı âzanın onda birinin huzurile Halkevi salonunda akdedildi. Yasa mucibince evvelâ bir rels, bir ikinci reis ve iki kâtib seçildi, Riyasete mek- tupçu B. Süleyman Alemdar, ikinci reisliğe B. Fevzi Sözener, kâtipliklere de muallim Niyazi ve Kikmet Molvalı seçildiler. Rüznamede yazılı olduğu üzere ev- vel& idare heyeti raporu birlik reisi B. Rüknettin Sözer tarafından okundu ve izah edildi. Birliğin yaptığı işler takdirle karşılandı. Rapor aynen ka- bul edildi. Müteakiben murakip rapo- ru okundu. Bu da kabul edildi. Bir. lik relsi Rüknettin Sözerin gerek ta- lebe yurdu ve gerek İş yurdunun ida- resi ve inkişafı hakkındaki temenni: leri ittifakla kabul edildi. Birliğin 938 senesi bütçesi de idare heyetinin teklifi veçhile muhtelif fa- sıllara alt olmak üzere ceman 7403 ira kırk bir kuruş elli santim olarak Aynen kabul edildi, idare heyeti seçi- mine geçildi. Eski idare heyeti ittifak- la yeniden idare heyetine seçildi, mu- rakibliğe Hilmi Şeremetli, Abdi Ağa- beyoğlu ve Ali Şayakçı seçildiler. Ye- dek idare heyetine ve murakibliğe de türkçe öğretmeni Hilmi, tabilye öğret- meni Süleyman, riyaziye öğretmeni Hayret, Ziraat bankasi memurların- dan Raif ve C. M. M. Azmi seçildiler. Birliğin geçen seneden müdevver 36 lira 59 kuruş mevcut nakdi vardı. Birlik idare heyeti, hususi muhasebo- nin verdiği 1000 lira, belediyenin 100 lira, Halkevinin 100 lira yardımı Üze- rine bir sene zarfında tertib edilen pi- yango, balo ve müsamerelerinden 1059 lira 55 kuruş, âza taahhüdatın- dan 362 lira müteferrik teberruler- den ve hasılattan 363 lira 48 kuruş ki ceman 3021 lira 77 kuruş gelir temin etmiştir. Bu gelirden talebe yurdu iaşesine 1560 lira 40 kuruş 75 santim memur ve müstahdemin ücreli ola- rak 266 lira 35 kuruş yurd binaları kira bedeline 227 lira 20 kuruş mah- rukat ve tenvirata, 117 lira 73 kuruş 25 santim demirbaş eşya, kırtasiye ve müteferrikaya, 387 lira 45 kuruş balo ve müsamere masrafı olarak, 112 lira 71 kuruş kitab ve para yardımı ola- rak da 146 lira 44 kuruş masraf yap- mıştır ki ceman 2818 lira 29 kuruş sarfedilmiş 938, senesine 203 lira 44 kuruş devredilmiştir. Birliğin kurduğu İş yurdu faaliyetine gelince: İş yurdu bez ve halı dokuma atelyelerinde halen 12 bez ve 4 halı tezgâhı vardır, Bir sene zarfında her 4ki atelyenin çıkardığı eşya göğüsleri kabartacak bir raddededir. Bu sene yurda mütedavil sermaye konmamış- tar. Buna rağmen idare heyetimiz ha- yır sever tüccarlarımızdan kredi te- mini suretile bu işi başarmağa muvaf- fak olmuştur. İş yurdunda 10666 met- re alaca, 213 masa örtüsü, 72 çarşaf, 187 büyük, küçük atkı. 52 peştemal 269 peçete, 245 mendil, 30 perde, büyük masa örtüsü, 65 başlık, 95 bü- yük karyola çarşafı, 1027 metre 90 santim yorgan çarşafı, 1565 metre 15 santim astarlık bez, 163 metre kaput- Tük bez, 13 çift büyük çorap, 7 kalın yatak çarşafı, 7İ adet sandalye h 15 paspas, 5 halı seccade, 16 yün bat- taniye, 1 adet yün masa örtüsü, 60 yün kuşak dokunmuş ve bir kısım da dokunmaktadır. Birlik idare heyeti İş yurdu atelye- lerinde çalıştırdığı ve sanat öğrettiği yoksul işçilere 941 lira 11 kuruş pafa yardımında bulunmuş, dokumahane- Yi idare ve sanatı öğreten muallime 308 lira 30 kuruş ücret verilmiştir. Bündan başka yurd için salın alınan pamuk ve yün ipliği için 1895 lira 29 kuruş boya ve saire için 215 lira 29 kuruş 5 santim mahrukata 17 lira "12 kuruş ve kira bedeli 9 lira ve müte- ferrik masraflara da 20 lira 68 kuruş ki ceman 3878 lira 92 kuruş 75 san- tim sarfedilmiştir. Halen yurdun mağazasında ve de- kumahanedeki tezgâhlarında mamul ve gayrimamul mevcut 27 Kalem de 1094 lira 49 kuruş 25 santim kıyme- tlnde malı vardır. Atelyelerdeki tez- gâhların ve bunlara müteferriğ alât ve edevatın 550 lira 37 ktruş 50 san- tim değerinde demirbaş eşyası vardır. Hulâsa: Birlik gerek talebe yurdu ve gerek İş yurdu için ceman 6697 li- ra 21 kuruş 75 santim para yardımı ve masraf yapmıştır. Birlik idare heyeti geçen sene hu- susi muhasebeden 1000 lira, belediye- den 100, Halkevinden 100 ki ceman 1200 lira para yardımı görmüştür. 5497 lira 21 kuruş 75 santim varidatı kendisinin yorulmaz sâyi neticesi İş yurdu atelyelerinden elde ettiği vari dat ve muhterem halkımızın ve tüc- carlarının birliğe karşı gösterdikleri yüksek alâka ve yardım sayesinde el de etmiştir. Önümüzdeki sene içinde bu faaliyetin geçen senekinden dahs üstün ve yüksek bir verim vereceğin- def eminiz. Bursada ( Akşam ) ın satış yeri «AKŞAM, gazetesi ve «AKŞAM neş- riyatı> Bursada münhasiran Atatürk caddesi Okullar Pazarında satılmak- tadır. «AKŞAM» abonelerine hususi tenzilât yapılır. Sahibi Bay Enda müracaat,