2 Kününuevvel 1937 AKŞAMDAN AKŞAMA. Hususi otomobillerin baş belâsı: Şişçilik! Bir misafirlikten çıkıyordum. Zen- gin dostlarımdan bay Cemil; — Seni evine bırakayım! » dedi. — Teşekkür ederim! Maalmemnu- niye... Sahi, senin hususi otomobi- lin var, değil mi? — Evet, Yeni model, şoförsüz bir spor ara» baydı bu. Tam bineceğimiz sırada, çıplak ayaklı, partal ceketli 13 - 14 yaşla- rında bir çocuk, kasketini afilivari yana eğmiş, omuzunu da çarpıtmış olduğu halde, dudaklarında bir ix marit, yaklaştı. Uzağa doğru bir tükrük attı, Cin goloz gözlerini kısarak, cebinden eli- ni çıkardı ve uzattı. Bay Cemil, ona yirmi kuruş verdi, Çocuk, hakkını almış bir esnaf halile; — Eyvallah bayım! - diye raconlu bir temenna çaktı, - Berekât vörsin! O esnada, ağacın arkasından da- ha ufarak bir oğlan belirdi: — Bizde bekledik bayım... Bizim de payımızı uçlan! Dostum artık sinirlenmişti: —E.. Artık çok oluyorsunuz... Ne- dir bu?.. Ortalığı haraca kestiniz! Val- lahi vermem, billâbi vermem... İkinci oğlan, ceketinin altından bir şiş çıkarıp hareket eden otomobi- lin arkasından kinle haykırdı: — Vermezsin ha?... Öyleyse sen de örürsün... Otomobil lâstiğinin hay- ımı bekle... Arabanın numarasını idım.. * Cemil, hiddetten çıldıracaktı. — Nedir bu kuzum? » diye sor- mam üzerine izahat verdi: patlıyor... Parayı verirsen bir zarar gelmiyor.. Hattâ bunun piyasası bile teessüs etti, Beyoğlu , taraflarında 20 kuruş! İstanbulda meğer 10 kuruş 20 kuruş verdim. Benden sonraki otomobillerden de ayni parayı İste- meleri üzerine, arkadaşlarım «yahu! kırk yılda bir geldin, piyasayı ber bat ettin! Şimdi oğlan bizden de yir- mi kuruş istemeğe başladı!» dediler. — Desene ki, bir teşkilât? — Hem de nasıl?... Bazı sinemala- rın kapıları önünde hususi bir seyrü sefer memuru gibi «çalışana ve seans başında papeli doğrultan genç Ço cuklar var. Bunlar, otomobillere; «Şuraya yanaş! Biraz daha geri al!» — Sahi.. «Şişçilere!.... - diye gük düm. - Polis, şimdiye kadar oezarf- çılık», emanitacılıkı, ukarmanyolacı- hık», «papelcilik», «şemsiyecilik» diye bir takım «zenaatlarlaş uğraşırdı; demek, bundan sonra, bir de oşişçi- dik» çıktı? “VA - Nü) mün önünden gitmiyor bay Amca... — Gördüğüm manzara hâlâ gözü- Mezbaha resmi indirilecek mi? Belediye gönderdiği raporda bazı isteklerde bulundu Ankara muhabirimiz, mezbahadan alınan resimlerin indirilmesi için be- lediye tarafından yapılan teklifin Da- hiliye Vekâleti tarafından tetkik edil- diğini dün bildirmişti, Bu hususta al- dığımız malümat şudur: Belediye, iktisad Vekületinin gös- terdiği lüzum üzerine mezbaha resmi- ni İndirmeğe karar vermiş ve mezbar hada alınan ücretlerin ne nisbet da- hilinde indirilmesi lâzım geldiğine da- ir bir de rapor hazırlıyarak Dahiliye Vekâletine göndermiştir. Ancak bele- diye, mezbaha resim ve ücretlerinin indirilmesinin belediye geliri üzerin- de yapacağı tesiri gözönüne alarak belediye bütçesinin de daha fazla za- rara uğramaması için belediye zabı- tası masraflarile bütün hastaneler ve himaye teşkilâtı masrafının da dev- letçe temin edilmesini rica etmiştir. Diğer taraftan belediye et nakliye ücretlerini de indirmeğe karar vermiş ve hazırladığı tarife daimi encümen tarafından tetkik ve kabul edilmiştir. Yeni tarifenin esaslarına göre nakli- ye ücretlerinde yapılacak tenzilâttan Sonra kilo başında yirmi para düşük- lük olacaktır. Buğday mahsulü Bu sene mahsul kalite itibarile çok yüksektir Bu sene buğday mahsulü çok iyidir. Rekolte tahminlerine göre mahsul 3,5 milyon ton kadar olacaktır. Geçen se- neye nisbetle çok fazla olmaniakla be- raber kalite itibarile yüksektir. 935 mahsuluünün birkaç mislidir. Piyasa sağlamdır, fiatlerde istikrar vardır. Fiatler dünya buğday flatleri- nin fevkindedir. 'Türk parasına göre 6 kuruş ile 6,16 kuruş arasındadır. Aradaki fiat farkına rağmen dış ta- lepler devam etmiştir. Bunun sebebi de devletin, diğer maddelerde olduğu gibi, buğdayı da ihracatta koruması ve malın kalite itibarile dünya buğday- larına rekabet edebilecek evsafta olma» sadır, Ziraat bankası vasıtasile buğday yerli piyasalarda da himaye görmekte, düşük flatle satılmamaktadır. Fakat ayni şekilde buğdayın anormal şekil- de yükselmesine de katiyyen meydan verilmiyecektir. İtfaiye vesaitine canavar düdüğü konacak İtfaiye vesaltinin serbesçe seyrüse- fer etmeleri kabul edilmiştir. Yoldan geçen itfaiye arabalarına yol verilme- si talimatname iktizasındandır. İtfaj- ye arabalarında bulunan kampanala- rın iyi işidilmedikleri görülmüş ve it- falye arabalarına canavar düdüğü ko- nulması kararlaştırılmıştır. Şimdiye kadar düdük takılan arabalar tecrübe için yola çıkarılmış ve yapılan tec- rübe iyi netice vermiştir. Diğer araba- lara da bu düdük takılacaktır, denize atladıkları gibi... . O koskoca mandalar Üsküdardan Haklı şikâyetler Sohbet eden otobüs şoförleri Otobüs şoförlerinin yanındaki yerler müşterilere mahsus değil- dir. Buralara ekseriya otobüslerle alâkadar biri, yahud şoförün bir ahbabı biniyor. Araba hızlı hizli sürülürken bir sohbettir, başlıyor. Hattâ bazı kere, halk, kaza zu- hur edeceğinden korkup şoför- Te konuşulmaması için ihtar edi- yor. Vatmanlar gibi, otobüs şoförleri de sohbete dalmamalı, işlerile meşgul olmalıdır. Fakat bunun için kuru bir yasak kâfi değildir. Şoförün oturduğu yer, her yanın- dan camla tecrid edilmeli, Böyle bir tedbir birçok kazalara mâni olacaktır. Not: iz Karilerimizden gelen şikâyet mektupları 1 inci sahifemizde- dir, 12 yaşında bir kızın macerası Tanımadığı biri “babana götüreceğim,, diye kendisini kandırmış Beyoğlunda Meşrutiyet mahallesin- de oturan Muzaffer adında on iki yaşında bir kız bir kaç gün evvel or- tadan kaybolmuş, âilesinin zabıtaya müracaatı üzerine yapılan tahkikat neticesinde kızın Bandırmaya gittiği Anlaşılmıştır. Mahalli zabıtasıra mü- racaat edilerek Muzaffer Bandırma» da yakalanıp İstanbula getirilmiştir. Dün Muzaffer adliyeye getirilmiş ve muayene ettirilmek üzere adliye dok- toruna sevkedilmiştir. Muzaffer dün bir muharririmize macerasını şöyle anlatmıştır: — Bir gün tanımadığım bir adam beni sokakta yakaladı. Senin baban Bandırmadadır, seni görmek istiyor, haydi beraber babana gidelim, dedi, 'Ben de sahi zannederek bu adamm arkasına düştüm ve Bandırmaya git- tim. Orada adam beni bir eve götür- dü ve odada bana fenalık yapmak is- tedi. Elinden kurtulamıyacağımı ân- layınca pencereyi açıp haykırdım, im- dad istedim. Adam da beni bırakıp kaçtı. Sonra polisler gelib beni aldı- lar ve İstanbula gitirdiler. Müddelumunlik bu vaka etrafın. da tahkikata devam ediyor. Yeni otobüs hatları Yıldız - Taksim otobüsleri dün işlemeğe başladı Yıldız - Taksim otobüsleri dünden itibaren işlemeğe başlamıştır. Şişli - Fatih otobüslerinin muayeneleri dün yapılmıştır. Otobüs seferlerinin çoğal- ması üzerine yolcularından mühim bir kısmını kaybeden tramvay şirketi oto- büs rekabetine karşı koymak üzere Taksim ile Fatih arasında yeni bir hat tesisine karar vermiştir. Bundan baş- ka Beyazıdla Taksim arasında işleyen kapalı arabalardan bir kısmının Beya- ıd - Maçka ve Şişli - Beyazıd hatları- na tahsis edilmesini muvafık görmüş- tür, Belediye şirketin bu müracaatını tasvip etmiştir. Bu hatlarda araba mik. tarı arttırıldığı için yolcular daha çok araba bulabiteceklerdir. Taksi şoförlerinin isteği reddedildi Taksi şoförleri belediyeye müracaat etmişler, otobüslerin şehirde çoğalma- sından dolayı çok zarara uğradıklarını ileri sürmüşler ve taksi otomobilleri- nin de onar kuruşa yolcu taşımağa mü- saade edilmesini istemişlerdi. Belediye, taksi otomobillerinin taksi saatile işle- diklerini ileri sürerek taksi şoförlerinin bu müracaatını reddetmiştir. Bir hakaret davası Suçlunun müşahede altına alınmasına lüzum görüldü Müddelumumi muavinlerine ha- karet suçundan dolayı B. Galib adın- da biri hakkında kanuni takibata gi- rişilmiştir. Vaka şudur: 'B. Galib kendisine bir adli tebliğat- tın geç yapılmasından hiddetlenerek adliyeye gitmiş ve şikâyet etmek iste- miştir. B. Galib müddelumumi muavinle- rinin odasına girmiş ve maksadı- nı anlatacağı oyerde muavinler he- yetine hakaret etmeğe kalkışmıştır. Bu yüzden kendisi hakkında taki- bata girişilmiş ve cürmümeşhud müd- delumumiliğine müracaat edilerek &vrak Otanzim olunmuştur. Fakat mazmun Galibin bazı gayri tabii har Teketleri şüpheli görüldüğünden ken- disi muayene edilmek üzere adliye dok». toruna gönderilmiştir. Adliye doktoru B. Enver Karan ta- rafından yapılan muayene neticesinde Galibin akli muvazenesinin yerinde olup olmadığının tesbiti için tabbı ad- Vide müşahede altına alınmasına lü- zum görülmüştür. Galib dün müşahe- de altına alınmak üzere tıbbı adliye gönderilmiştir. Motörler gürültü çıkarmı- yacak eller bundan ibret almalıdırlar! vi » Bu bir yüzme rekorudur!,, Yüzü Sahife 3 İSTANBUL HAYATI Onluklar, yirmi beşlikler On üç yıl ceplerimizde saltana$ süren bronz onluklarla nikel yirmi beşlikler de geçen ayın son günü pı- Hyı pırtıyı toplayıp aramızdan çekil diler, Zavallıların çekilmeleri de pek ha- sevgili dostlarımız, bir gün içinde bütün. kıymetlerini kaybettiler, gözlerimize âdeta birer düşman gibi görünmeğe başladılar. Bir zamanlar ağzımızın Suları akarak ceplerimizin en emin lan görmüş gibi tiksinerek bakıyo- ruz, Onlar gitti amma, arkalarından gürültüleri hâlâ devam ediyor: Kalabalık bir tramvayda bir dın, elindeki lirayı biletçiye göstere- rek söyleniyor: — Bak, ben lira vereceğim. Sen de i i i İ B. A, — Yalnız onlar mi bayım, prlr için de bundan alınacak ibreh a ğe