SİYASI İCMAL: Ispanya Işi silâh kuvvetile halledilecek / Londradaki ademi müdahale ko- Mitesi yalnız Sovyet hükümeti müs- İenkif kalarak eski İngiliz pld- Bint ittifakla kabul ettikten sonra İspanyadaki taraflara müracaat ede- tek geri çekilecek ecnebi gönüllülerin Miktarını tahkik için (o nezdlerine Yönderilecek heyetler hakkında ne düşündüklerini sormuştu. Evvelâ Franko hükümeti cevab Terip heyetlerin vazifeleri hakkında | İzahat istemiş ve iki târaftan üçer bin gönüllü çekildikten sonra muha- Tiplik hakkının tanınması icab ey- Jediğini bildirmiştir. Uzun müddet tereddüd göslerdiklen sonra, yeni Merkezi Barcelonada bulunan hükü- met de cevabını hazırlamıştır. Mu- ahharen Sovyet Rusyası istinkâftan Jeragat ederek İngiliz plânına bütün heyeti ile illihak etmiş olduğundan Barcelona hükümetide gönüllüleri İahkik edecek komisyonu kabul el- mek zarureti karşısında kalmıştır. Konferans namına İspanyadaki ta- Taflar nezdinde İngiliz plânı hakkın- da teşebbüsler yapıldığı bir sırada İngiltere general Frankonun nezdine umumi ajan namı altında daimi bir Mümessil göndermiş. ve ayni namı taşıyan mümessilini de Londraya ka- bul etmiştir. Tali ajanlar namı altın- da iki taraf konsolos vazifesini gö- recek memurlar tayin elmişlerdir. İngiltere Fransanın da âyni suretle hareket etmesini istiyor. Londrada Pransız devlet adamlarile görüşüle- cek meselelerden biri de general Franko hükümetinin hukukan ta nınmasından evvel fiilen tanınması ve kendisi le resmi münasebet ve muamelede bulunulması işi vardır. Gönüllülerin geri alınması ve mu- hariplik hakkının tanınması etrafın- da yapılan temaslar esnasında askeri vaziyeti çok fenalaşmış olan hükümet, devletlerin iki taraf arasında tavas- sutta bulunmalarını gayri resmi su- rette istemiştir. General Franko her hangi suretle İavassut yapılmasına imkân bırakmamak için İspanyadaki dahili harbın ancak kendisinin nihat zaferi ile neticelenebileceğini ilân et- miştir. Yeni kış harbinin hazırlıkları da Frankonun son ve kati harekâtı yapmak üzere olduğunu gösteriyor. Binaenaleyh İspanyadaki dahili ihti- lâfın ancak silâh kuvveti ile hallevi- leceği ve daha çok kan döküleceği an- laşılıyor. Feyzullah Kazan 'Hollivut ehramları “ kiralıyor. “ Mısır hükümeti tarihi ehramları geceleri projektörle tenvire karar ver- mişti, Bu haber Amerikada duyulur duyulmaz Hollivutun büyük film şir- Ketlerinden birisi ehramları reklâm sathi olarak kiralamağa talib olmuş ve bu maksatla Mısırın Vaşington se- faretine müracaat etmiştir. Film şir. kelinin maksadı büyük Amerikan filmlerini ve bu filmlere ait resimleri geceleri reklâm için ehramların satıh- larında halka göstermektir. Tarihin en eski eserleri üzerinde en yeni eser- da vuku bulan bu müracaate Mısır hükümeti henüz cevap im İ” Habeşistanda aslanlar Habeşistan İtalyan istilâsına uğra- dıktan sonra bir çok yerliler İngiliz müstemlekesi olan Kenyaya muhace- ret ediyorlar. Bugün Kenyada 8000 kadar Habeş mültecisi vardır, İngilte- re amele taburları teşkil ederek bun- lari çalıştırmaktadır. Geçen gün böy- le bir muhacir kafilesi Kenya müs temlekesi hududuna yaklaşırken geri- de kalan bir kaç kişi aslanların hücu- muna maruz kalmıştır. Aç aslanlar ikisi çocuk, ikisi büyük olmak Üzere dört kişiyi parçalayıp yemiştir. Penceresiz evler ve fabrikalar Bir kaç sene evvel İsviçreli mimar bay Falkone camdan bir öy yapmış- fı. Evvelki sene Fransız mimar bay Şaro, rengi biraz yeşil, aydınlığı da- ha iyi nakleden camdan dâha mü- tekâmil bir ev yaptı. Amirikada bu sistem artik kabul edildi “ ve Parisilvanyanın Ilershey şehrinde büyük bir de fabrika yapıl- dı. Floridada tekmil camdan oldu- ğu için penceresiz bir de mektep var, Gerek fabrikada, gerek mektepte | pencere bulunmadığından içeriye toz girmiyor. Bina ve odalar göze gö- rünmiyen yerlerden giren . hava İle havalanıyor ve ışık hiç gözleri rahat- siz etmeden hinanın her yerine dağı- yor. Binanın dış tarafları hortumlarla yıkanıyor. aldıkları ücret ile geçinirlerdi.» rüncemede kalırmış, İ tahsis editmiştr, 100 sene evvel Memurlara maaş verilmeğe in Tarihin cümlesi âynen şudur; «Elli dört senei hicriyesine kadar kâftei memurin ve ketebenin Maliye hazinesi tarafından muhassas maaşları ol. mayıp büyük memurlar taşra vali ve memurlarının senede bir defa gön- derdikleri şeyler ve teşrifatı kadime veçhile verile gelen atiye ve mevkuflar (| ile vesair memurin ve hademe ve ketebe harcıeklam ve eshabı mesalihden y Yani maaş yokmuş ve memurlar işi olandan aldıkları para ile geçinir. İ) ler, tabii fazla para koparmak için de devlet işleri haftalar ve aylarca sü- le vi a ez beee eli hazinesinden maaşlar | Yemek pişirmesini isbosiri bilen kadın si Geçen gün İngiliz Harbiye Nazırı ordu ahçıları müsabakasında hazır bulunduğu zaman kendisinin bekâr olduğunu, çünkü lâyıkile yemek pi- şirmesini bilen bir kadına bugüne kadar tesadüf edemediğini söylemiş- | tir. Ancak bir Harbiye Nazırı ordusu- na güvendiği için kadınların ge- dabından korkmıyarak bu sözleri sarfedebilir. Tayyarelerin yeni bir vazifesi Amerika sahillerinde kazaya uğrı- yan Handris adındaki Yunan vapuru mürettebatı denizde köpek balıkları- nın hücumuna maruz kalıyor. Yüzmek bilmiyen tayfadan birisi bir tahta par- çasına tutunarak sahile yaklaşmağa çalışıyor. Köpek balıkları üzerine hü- cum ediyorlar ve dizlerinden ısırmağa başlıyorlar. “Tayfa elindeki değnekle onlârı kovalıyor: Nihâyet'ufukta bir deniz tayyâresi görünüyör. Sun'i du- man neşteden bombalarını denize ata rak köpek balıklarını 'Tayfa da kurtuluyor. Yanlış vapura binmiş Geçenlerde Cenubi Afrikada August Snaden isminde bir adam 7İ yaşında vefat ediyor. Bu adam 1886 sehesinde yanlışlıkla Kap şehrine geliyor ve 51 sene orada kalıyor. Snaden bundan elli bir sene evvel Amerikaya gitmek. üzere vapura biniyor, fakat yanlış va- pura bindiği için Amerikaya değil, Cenubi Afrikaya gidiyor. lere ait reklâmlar yapılması hakkın. | ürkütüyor. | Bir tarafta top, tüfek sesleri öte tarafta cazband, dans, şarkı ve kahkaha... Etrafında aylarca kanlı muharebe- ler cereyan eden Şanghay, dünyanın en garib şehirlerinden biridir. Nüfusu dört milyonu bulan bu şehirde Avru- pa, Asya ve Amerika bir arada yaşar. Şehrin bazı mahalleleri Avrupanın en büyük şehirlerile rekabet edecek ka- dar muntazamdır. Geniş caddeler, gü- zel meydanlar, üniversiteler, büyük hastaneler, süslü binalar ve mağaza- lar göze çarpar. Bazı mahalleler ise Amerikayı an- dırır. 20 - 26 katlı binalar, bir sürü bankalar, sokaklarda telâşlı bir tavır- la acele giden iş adamları insana Nev- yorkta bulunuyormuş hissini verir. Diğer bir kısım mahalleler ise Çin şehridir: Dar sokaklar, bir katlı, alçak binalar, çaycı dükkânları, elleri ar- kalarında işsiz güçsüz gezen uzun saç- Jı Çinliler... Şanghayın biribirine hiç benzemi- yen bu muhtelif mahallelerinde müş- terek bir şey vardır; Eğlence bolluğu | ve halkın eğlenceye düşkünlüğü.. Şanghay kadar eğlencesi bol bir şehir yoktur, Adım başında bir tiyatro, bir bar, bir çalgılı kahve göze çarpar, Ku- Jübler ve kumarhaneler de sayılamıya- cak kadar çoktur, «Şanghay bir Çin şehri olmakla beraber Avrupadan, Amerikadan, dünyanın dört bir tara- fından gelmiş bir mliyondan fazla in- san bu şehirde oturur. Bunun için eğ- esi yerlerinde her'cins halka rasla- Esmeri herkes eğlenceyi sever. Avrupalı olsun, Amerikalı olsun, Çin- li olsun hepsi eğlence yerlerine devam ederler. Bilhassa Çinliler sabahlara kadar gezip eğlenmekten gevk alırlar. Şanghay ahalisinin. dörtte biri gün SN yatağına girmeğe ya tiyatrolarına, barlarına dünyanın dört bir tarafından artist- Şanghay dünyanın en bü- yük şehirlerinden biridir. Nüfusu 4 milyonu bulan bu şehirde herkes eğlen- ceye düşkündür. Adım başında bir bara, eğlence yerine rastlanır. Şehirde kanlı muharebeler olur - ken, tayyareler bomba yağdırırken, kenar ma- halleler yanarken eğlence yerleri yine dop dolu idi ler gelir, Fakat buraların asıl gönül lüleri beyaz Ruslardır. Rusyada bol- şeviklik teessüs ettikten sonra Sibir- yaya, oradan Çine kaçan binlerce be- yaz Rus Şanghayda yerleşmiştir. Bir çok eğlence yerlerini bunlar işletirler, bir çok barlarda numara yapan beyaz Rus kadınlardır. Şanghay müthiş bir genç kız ticare- ti merkezidir. Şanghaydaki sefahet yerleri için Avrupadan, Amerikadan, Avustralyadan mütemsdiyen kızlar getirtilir. Bunların çoğu memleketle- rinden uzakta, sefalet içinde ölmeğe mahkâmdurlar, Milletler cemiyetinin genç kız ticarelile mücadele eden teş- kilâtı en ziyade Şanghayda çalışmak- tadır, Fakat bütün mesaisine rağmen genç kızların kandırılıp buraya sev- | kedilmelerinin önünü alamamıştır. Şanghayda halk eğlenceye o kadar düşkündür ki kanlı muharebeler de- vam ederken, şehre gülleler düşerken eğlence yerleri gene dopdolu idi. San- ki harb binlerce kilometre uzakta ce- | reyan ediyormuş gibi herkes eğlence yerlerine koşuyordu. Bir Fransız muhâtriri Şanghaydan gönderdiği bir mektupta bunu şu su- retle anlatıyor: «Şanghayda bankalar, mağazalar kapılarını kapar kapamaz barların, eğlence yerlerinin kapıları açılır. Sa- bahın saat beşine kadar buralarda durmadan dans ederler. İri yarı bir İrlandalınm, sıfır numara makine ile saçlarını kestirmiş bir Almanın, çocuk bakışlı bir Amerikalının Avrupalı, Amerikalı, Çinli kadınlarla başbaşa, yanak yanağa dans ettikleri görülür. Fokstrot, tango, rumba biribirini ta- kib eder. Şampanya, bira, viski şişe- leri mütemadiyen boşalır. Şehirde harb devam ederken, Japon tayyareleri 250 kiloluk ağır bombalar yağdırırken, kenar mahalleler yanar- ken vaziyet değişmedi. Barlar, dan- singler gene dopdolu idi. Yalnız kü- çük bir fark vatdı: Eskiden bu yerler sabalun beşinde kapanırken şimdi gecenin on birihde kapanıyordu. Fa- kat buns mukabil.eskiden akşamları sast sekizde açılırken şimdi öğleden sonra saat üçte uçılmağa başlamıştı. Eğlence zamanını azaltmağa kimse yanaşmıyor... Mademki gece erken ya- talıyor, sabahleyin işe erken başlana- cak ve öğleden sonra çalışma bırakı- larak eğlence yerlerine koşulacak!.. Bir kaç kilometre uzakta, siperler- de kanlı muharebeler olurken Şang- | hay barlarında cazband ortalığı çın- latıyor, eğlence devam ediyordu... Bir tarafta top, tüfek sesleri, öte tarafta cazband, şarkı ve kahkaha... Bir ta- rafta gülle, kurşun, zehirli gaz, öte tarafta konfeti, serpantin... Hiç bir zaman, dünyanın hiç bir tarafında ölüm ile eğlence biribirine bu kadar yakın olmamıştır.» Fransadaki gizli cemiyet Cemiyetin reisi Deloncle nasıl yakalandı ? Paris 29 — Fransadaki giz- HM ihtilâl komi- tesinin muhabe- ratında kullan- dığı şifre, em- vali gayrimen- kule şirketinin merkezinde bu- Yununuştur. Bu şifrenin müte- hüsüzlar fara © fihdan celbi Üze- rine gizli cemiyet rüessasının bütün isimleri zabitaca öğrenilmiştir. Şimdiye kadar yirmi altı kişi tev- İ kif edilmiştir. Zabıta, Pariste ve bil- hâssa, vilâyetlerde birçok araştırma lar yapmış, yeniden silâh ve mühim- mat meydana çıkarmıştır. Zabıtanın şimdi araştırmaları bilhassa Toulouse şehrinde temerküz” etmektedir. Bu şehirde mühim miktarda silâh ve cep- hane meydang çıkârılacağı muhak- kak addediimektedir. Gizli komiteye | dahil Cezairli ve Tünuslu üç Arap da yakalanmıştır. Bunlardan biri gaze- tecidir. Gizli komitenin relsi addedilen Eu- gene Deloncle'un tevkifi çok. garip bir şekilde olmuştur. Ailesi, Eugöne Delonele'un - İtalyada bulunduğunu iddia ediyor ve zabıtayı şaşırtmak is- yordu. Halbuki Delonele Paristen hiç ayrılmamıştı. Fransiz payıtahtın- da, saklanıyor, her gece otel değişti- riyordu. Fransız zabıtası, bunu haber almış ve otelleri sıkı bir tarassud al- tına almıştı. Eugöne Deloncle gece yar rısından sonra bir otele girerken, höle da kendisini bekliyen dört polis me- muru tarafından yakalanmıştır. Gr Yağmur, soğuk ve fırtına devam edi- yor. Bu yüzden Karadenizde iki mo- tör kazası daha olmuş ve bir gemici boğulmuştur. 36 tonluk Nimet motö- rile 24 tonluk Erol motörü 11 tayfa ile birlikte Şile açıklarında şiddetli bir fır- tınaya tutulmuşlar ve yıldız, karayel rüzgârlarının tesirile Şile sahillerine doğru ilerliyerek demiir atmağa ee- bur kalmışlardır, Fakat fırtına daha çok şiddetlendi. ğinden her iki motör de demirlerini ta- ramış, bu sırada etraftan yetişilerek gemiciler biri müstasna olmak üzere kurtarılmışlardır. Makinist Bartınlı Yaşar, kendisini kurtarmak için maki- İ ne dairesinden güverteye çıktığı zaman büyük bir dalga zavallı adamı denize | sürüklemiş ve derhal sularda kaybolan Yaşar bütün aramalara rağmen bulu- namamıştır. Hava vaziyeti © Yeşilköy rasad merkezinden bildiril diğine göre dün hava tazyiki 756,5 mi- limetre, en fazla sicaklık 10,1 ve en az 7,4 derece idi. Yurdun şark mıntakası kısmen ve diğer mıntakalar tamamen palı geçmşitir. Fırtına devam ediyor, Edirneye kar yağdı Karadenizde iki motör kazası oldu, bir kişi boğuldu . Trakya ve Kocaelide, Ege mıntaka- sında yağışlar devam etmektedir, Rüz gürlar garbi Anadolu ile Egede kuv- vetli esmiştir. İstanbulda hava tama- men kapalı geçmiş ve devamlı bir Su- rette akşama kadar yağmur yağmış- i tır. Rüzgârlar şimalişarki istikametin- de saniyede 3-4 imetre süratle esmiştir. 24 saat zarfında İstanbulda metre mu- Edirneye kar yağıyor Yeşilköy rasad merkezinden bildiril diğine göre dün öğleden sonra Edirne- ye kar yağmıya başlamıştır. Buğday, maden kömürü ve maden ihracatımızı kontrol maden kömürü ve madenleri lisansa, tâbi tutmuştur. Bu maddeler ihraç edis Jirken İktisad vekâletine müracaat edir BERLİTZ FRANSIZCA - İNGLİZCA . ALMANCA v. BETEK KLLAM li LİSTANBUL,. 373. İSTİKLAL CAD. - ANKARA» SAYLAYLAR CAD. | ği lerek lisansı alınacaktır, Ss)