19 Şubat 1937 AKŞAM Bir çok kumpanyalar filimlerinin harici | sahnelerini Bulgaristanda çeviriyorlar Bu yüzden her sene Bulgaristana bir kaç milyon Sotya 12 (Akşam) Martın ba- ından itibaren - Bulgaristanda -Rilâ dağında, Fransız filim rejisörü Piyer Piyon tarafından «Balkan ekspresi? isminde yeni bir spör filminin çevril mesine başlanacaktır. Filmin başrollerinde oynıyacak olan tânınmiş artiştlerden Kate von Nagi, Piyer Ftesnay, Şarl Vanel ve daha 20 kadar mâruf yabancı artist Bulgaris- tana geleceklerdir. Bü filim Löhistanda çekilecekti, Fa- kat rejisör Piyer Piyon ile fotoğrafçısı TToporkofun ve filim İdare müdürü Zampenin Bulgaristanda Rila ma- nastırı etrafında çektikleri resimler çok muvafık görüldüğünden filmin Bülgaristanda çevrilmesine karar ve- rilmiştir. Filmin harici kısımlarının ekserisi; dağlarda» kar yığınları ara- sında alınacaktır. Filmi çekecek gru- pun karargâhı Rila dağı manastırın- da olacaktır. Filme, figüran olarak 300 tecrübeli Kayak sporcusu ve atlı 40 kızak işti- rak edecektir. Bu kızaklardan yedisi, Rus kızakları gibi üçer atla çekilccek- tir, Hesap edildiğine göre, bu filmin yalnız harici kısımlarının. Bulgaris- tanda çevrilmesi için $ milyon Bulgar Jevası harcanacaktır. Balkan ekspresi, Bulgaristanda ya- bancılar tarafından çevrilen «Mişel Strogof» ve «Port Artur; filimlerin- den sonra üçüncü büyük filimdir. Tik iki filim memlekete bir çok para bıraktığından Bulgarlar fi- Wmlerin dış sahnelerinin . Bulga- ristanda çevrilmesi için büyük mik- yasta propaganda yapmağa başla- mışlardır. Mihail Strogof filmini Vidinde ve Veya nehri yerine 'Tuna nehrinde çevirirlerken yakılan bir Bulgar ba- ıkçı köyü, harp çarpışmaları esna- sında Bulgar köylüsünün öldürülen stları, hayvanları için kumpanya bü- yük tazminat vermişti, Varmada ve Burgaz sahillerinde si sk Şi i Clark Gable ve Marlon Davis son Rus - Japon harbine ait çekilen son Fort Artur fihni.de Bulgarlara, bir kaç milyon leva, para bırakmıştır. Bu sebeple, Bulgarlar Bulgaristânda fi- lim çeviretek olan yabancılara büyük kolaylık gösteriyorlar. Hettâ Bulgar harbiye nezaretinin emrile Mihail İ Strogaf ile Port Artur filimlerine Bul- Sinema haberleri k Amerikada sinemaya giden- lerin miktarı urtıyor. 936 da sine- malara girenler 935 senesine nis- betle yüzde 12,5 nisbetinde fazla» dır. Bü hal Amerikada refah sevi- yesinin - yükseldiğine delil sayılı yor. A Hollivutta nazi aleyhtarı de- mökrasi taraftarı bir grüp vardır. Bu grupa şü artistler dağildir: Frtderiç Mârch, Jöan Cravford, Fran- chot Tone, Syivia Sidney, Lubistech, Fritz Lang, Cliaudette Colbert, Eddie Cantor, Mervyn Le Roy ve salre. Bu grup Almanyadan çıkarılan muharrir Ernst Tollerin şerefine bir müsamere tertip edecektir. Müsame- reyi Şarlo himaye edecektir. OR gerirdikleri ilimden bir sahnede | i “ “leva girmakte, bir çok kimseler iş bulmaktadırlar gar ordusu da iştirak etmiştir. Filim kumpanyaları bu kolaylık ve Bulga- ristanın ucuzluğu yüzünden burasını tercih ediyorlar. Bulgarlar, karargâh merkezi itti- haz edilecek olan büyük Rila manas- tarını filim kumpavyasına tamamen terketmişlerdir, Yukarıda bahçe meraklısı bir yıldız: Helen Bürgess, solda Fred Mac Murray ve June Travis Şarl Buaye Yeni dünyayı memnun etti, eski dünyaya gelince. Bon zamanlarda Avrüpadan Ameri- kaya bir çok artist gitmiştir. Bunla rın hemen hepsi Avrupada şöhret ka- zanmış, mevki yapmış (kimselerdir. Fakat Amerikada tam bir muvaffa- kiyet kazanamamışlardır. Bunun 86- bebi Avrupa ile Amerika arasındaki düşünce farkı, çalışma tarzının baş- kalığıdır. Giden artistler içinde yalnız Şarl Buaye Amerikada çok muvaffak ol- muştur. Bunun söbebi Amerikalıla- nn ruhunu tamamen kavramasıdır. Şarl Buaye Amerikaya iptida bir fil- min fransızca nüshasını çevirmek Üzere gitmişti. Bir kelime İngilizce bilmiyordu. Hollivutta bir kaç ay için- de ingilizceyi öğrendi ve çok geçme- den mükemmel surette konuşmağa başladı. Aradan biraz zaman geçince Amerikahlaştı, Amerikalılar Şarl Buayenin filimle. Tini çok beğeniyorlar; Fakat şimdi de bu kiymetli artistin Amerikada çevir- diği filimler Avrupada eskisi gibi rağ- bet görmemektedir. Anlaşılan yeni ve eski dünyayı birden memnun etmek çok güç şey. Sr Geçenlerde Amerikaya giden Amerika filimlerinde dekor ve ih- tişama çok ehemmiyet verilir. Pilimin sanat tarafından ziyade gösteriş ta- rafına bakılır, Bunun için her filim- de yeni yeni dekorlar, tuvaletler bulu- gur. Amerika filim şirketleri, yalnız el- bise için, her sene milyonlarca lira sarfederler. Bilhassa büyük yıldızla” rın elbiseleri mühim bir masraf kapısı- dır. Her yıldıza her filim için yeni ve görülmemiş modelde elbiseler yaptırı- br. Bu yüzden moda merkezi Paris ve Londradan Hollivuta geçmektedir. Bügün en şık giyinen kadinlar Hol- Yivut yıldızlarıdır. Bunu temin etmek için Hollivutta, #ilim kumparyaları- nım'bir çok terzileri vardır. Modistler yeni yeni modeller çizerler, terziler de bunları dikerler, Greta Garbo, Joan Cravforâ, Mar- Tene, Mae Vest ve diğer bütün yıldız- lar, bugünkü şöhretlerini - biraz da bu terziler sayesinde elde etmişlerdir. Onlara şahsiyet veren, onlari güzelleş- tiren evvelâ berberler, sonra terziler- dir. Rejisörler bundan sonra gelir. Amerikâ filim şirketlerinin terzile- Tini alelâde şeyler ozannetmeyiniz. Bunlar hakikaten birer artisttirler. Meselâ Paramountün baş terzisi Tra- vis Banton 12 senedenberi âdeta bir çok keşiflerde bulunmuş, Marlene, Ciodette Colbert, Karole Lomberd ve Paramountun diğer meşhur yıldızları için görülmemiş parlak kıyafetler Ha- zirlamıştır. Metro Goldvinin baş tet- zisi Adrian da böyledir. Bu iki terzi Nevyork güzel sanatlar akademisinden mezun olduktan son- Ta Parise gitmişler; uzun müddet ora- da kalarak terzil'ğin ince taraflarını öğrenm O Yadar ki bugün iki- -si-de eski'hocalarına ders vetebilirler. Çizdikleri ve biçtikleri "modeller bü- tün dünvada vevac bülmakladır, MODEL NASIL; YAPILIR? Yeni bir filim çevrileceği zaman Te- İz dsi ilk defa yakza modüste gönde. |, scutleri cesamctinde. ve 'Hollivut kadın modası merkezi oldu Bugün en şık giyinen kadınlar Hollivuttaki sinema yıldızlarıdır rir, Modist yıldızı önüne oturtur. Kâ- gıdı kalemi eline aldıktan sonra rolü hakkında yıldızdan ince ince malü- mat alır ve sonra çizmeğe başlar. Ek bisenin, yıldızin öynıyacağı şahsiye- te uymasını göz önünde bulundurarağ kalemi ona göre oynatır, Elbisenin modeli çizildikten sonra yıldızın modiste bir daha uğramasına lüzum yoktur. Elbise odamna hazır olarak gönderilir? Provasız nasl olur? diyeceksiniz. Gayet Basit. Her stüdyoda mankenler odası diye bir yer vardır. Burada bütün yıldızların müânkenlisri vardır. Tam önlarn vü şeklinde: yi pılmıştır. Bir yıldızın prova için müs temadiyen terziye gidip gelmesinin” üzun müddet alacağımı düşünen kum- panya vakitten Kazanmak için bu mankenleri yaptırmıştır. Provalaş bunlar üstünde yapılır; Fakat buna rağmen yıldız sık sk modiste gilmeyo mecburdur, Çünkü her filim için ayrı ayrı bir çok kos tümler yapıldığı gibi başka başka fi- Jimler için de başka buşka kostümler yapılır. Sinema sanatları akademisinin mükâfatı Daily Ekspres gazetesinin Hollivut muhabirinin bildirdiğine göre sinema sanatları akademisinin her sene en ziyade muvaffakıyet göstermiş olan yıldıza takdim ettiği bir heykelden ibaret olan mükâfat bu sene İrene Duna verilecektir. MMaamafih Luiz Rasner Carole Lumbar ve Glades Cor- cunun dü bu mükâfatı kazanmaları ihtimali büyü! 4 Fransa ile İtalya arasında bir filim anlaşması yapılmıştır. Bu anlâş- maya göre her sene Fransadan İtal» yaya 12 filim girecek, Fransa da İtak yadan 6 filim alacaktır,