19 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

19 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 19 Şubat 1937 İspanyada kat'i muharebeler için hazırlık yapılıyor Iki taraf da ordularını kuvvetlendiriyor Netice ilk baharda istihsal edilecek Bir İngiliz gaze- tesi İspanyadaki son vaziyet hak- kında yazdığı ma» kalede diyor ki: Altı aylık çetin bir mücadeleden sonra, İki tarafın da silâhlarının art» miş olmasına rağ- men, İspanyol har- bi gene bir çık | mazda görünüyor. Vaziyette — büyük bir değişiklik yok- tur. Şu anda âsi- ler Madridi alama- dıklarından endişe ederlerken o cum- huriyetçiler harp levazımı ve İaşe meselesi için endi- şe ediyorlar. Bir tarafta Rus müş: virlerin, r ta rafta İlalyan ve Japon müşavirle- rin altındaki İs- panyollar | galibi- yet istihsal etmek için yeni çare- ler düşünürlerken harp başlıyaldan- beri olup bitene şöyle bir kuş baki- 41 nazar atfetmek herhalde - faydalı- dır. Âsiler tarafından istirdad edilen, İrun, San Sebastian, Badojoz ve Ma- lagadan masada başka büyük bir şehir alınmış değildir. Cumhurreisi kuvvet- lerin Hueska, Kodova, Ovledo ve Fe- rTuel kapılarına dayanmalarına mu» kabil âsiler de Madrid kapılarına gel mişlerdir. Fakat hiç bir taraf bu şe- hirlerin içine girebilmiş değildir. Hiç bir neticeye varamıyan bu muhasara» lann gösterdiği bir hakikat vardır. İspanyollar açıktan ziyada duvar ar- kasında harp edebiliyorlar ve yakın- dan bharbetmekten de hoşlanmıyor- Jar. FRANKONUN HÂTASI Madrid kapılarına dayanan âsi or- duların başında yüksek bir kuman- dan bulunmadığı aşikârdır, 28 eylül- de general Franko kuvvetleri Toledo- yu muhasara eden hükümet kuvvet- Terini mağlüb ettikleri zaman Madri- din başka yerlerle münakalesini te- min eden Kastileyo mıntakasındaki demiryolundan ancak yirmi kilomet- re uzakta idiler. Bu mıntaka tahkim edilmiş değildi, O zaman general Varela ne kadar çabuk yürüyebilirlerse Madridde o kadar çabuk olacaklarını söylemişti. Fakat elân daha Madride giremedik- Teri nazarı dikkate alınırsa çok yaml- mış olduğu meydana çıkar, Yanıldı- Jar; çünkü o andan itibaren Asi ordu- sunun şimale doğru her attığı adım yanlış bir adımdı, Bir buçuk milyon cana malik koca Madrid şehri Fas kıtaalı tarafından çabuk işgal ediliverceek bir arap köyü değildi. Franko, Toledo muvaffakıye- ti üzerine Mihislerin peşine düşüp on- ları siper kazmağa sevkedecek yerde o anda Madridi pek âlâ muhasara ede- bilir ve cumhuriyetçilere bir damla kan akıtmadan pes dedirehilirdi. O zaman ağır toplar da, hava kuvvetle- rinde ve talim terbiye görmüş efrad da malik olduğu falkıyet böyle bir mühasaranın (yapılması imkânmi yüzde doksan dokuz arttırıyordu. Bil- hassa Toledo ve Navalkarnera karşı- laşmalarında Milislerin acemiliğini görmesi kendi kıtzatının faik manev- ya kabiliyetini anlaması üzerine böy- le hareket etmekten nasıl imtina .et- tiğine şaşmamak kabil değildir. Aran- İtez, Şinşon, Cilkala üzerine yürüsey- 4 K diler rini İtalyan ve Alman gönüllüleri si- Fakat onların muvaffakıyeti Faslıların muvaffakıyetinden çok ge- ri kaldı. Bu hususta Milislerin gittik çe artan harp kudretlerinin müessir Olduğunu inkâr etmek kabil değildir Zamanla Milisler de kumandaya ita atl öğrendiler, disiplin ve intizama kıymet vermeğe başladılar. Bu suret- le muharebe kıymetlerine yüzde yüz © katarak Frankonun talim ve terbiye Cumhuriyetçilerin bir tarassud mahalli di bu mevkileri kolayca eline geçire- ceğine şüphe yoktu. Bu suretle de- miryolu kesilecek ve Madridin hariç- le münakalesi > kesilmesi üzerine bir Milisler o zaman şimdi malik olduk- ları silâhlara malik olamıyacaklar, ergeç cephanesiz kalacaklardı. Bu- gün Franko orduları Madrid etrafın- da çivilenecek yerde Velensiya ve Albacete Üzerine yürüyecekti. Fakat general Varela demiryolu üzerine yü- rümektense, demiryoluna muvazi 1S- tikamette ilerlemeyi tercih eğince Madrid tahkim edilmeğe vakit buldu. İlk beynelmilel kıtalar ve ilk ağır top- lar şehre gelerek mücadelede yüksek rollerini oynamağa başladılar. Bugün Madridi kim kazanırsa kazansın eline geçecek yarı harap olmuş bir şehirdir. Frankonun bir sevkülceyş hâtası şeh- Tin hayatına mal oldu. Franko ilk muvaffakiyetlerini şüp- hesiz Fas kuvvetlerinin çesurane ve sadıkane mücadelelerine medyundur. Fakat kış basar busmaz sicağa elış- kın bu kuvvetler yerinde bir tedbirle kışlalara sevkedildiler. Bunların ye nz dğni . > # maktadır. Milisleri & ya nakledildikleri w İspanya harbinde kimsesiz kalan çocuklar görmüş kuvvetlerine karşı koymağa muvaffak oldular, HARBİN İKTİSADİ TESİRİ İspanyada şiridiye kadar büyük bir muharöbe olmuş değildir. İki târaf da nisbeten ufak hücumlarla iktifa etmişlerdir. Ecnebi o müşavirlere da- ba geniş salâhiyet verip mahalli müş- £ Külleri bertaraf ederek geniş mikyas- ta bir plân hazırlamalarma müssade edilmediği takdirde bundan sonra da i bu sistemin devam edeceği aşikârdır. Fakat artık bundan başka türlü ol- masına da imkân yoktur. Çünkü har- bin İspanyol ekonomisi üzerindeki maküs tesirleri şimdiden hissedilme- İ Be başlamış, askeri mahfülerin müş- küllerini bin bir kere arttırmıştır. Cumhuriyetçilerin şimdi talim ter- biye görmüş efradı 150 bine baliğ ol- her an bu ordu- azarı itibare alı- nırsa bu ordunun gayet çabuk büyü- düğü anlaşılır. Bu ordunun hücum kabiliyeti elân pek aşağıdır. Fakat ağır topların ve taskların himeyesi altında her an artmaktadır. Hava kuvv ina gelince bunların adedi âsi tayyarelerinin ededine mü- savidir, Maamafih Rus avcı tayyare- lerinin Alman tayyarelerine faik ol malarma mukabil Alman ve İtalyan büyük bombe tayyereleri Rus bomba tayyarelerinden çok daha iyidirler. Cumhuriyetçilerin en büyük müş- külleri nakliye vasıtalarının azlığıdır. Nakliye vasıtaları, yani kamyon, öto- büs ve trenleri olmıyan bir ordu ne kadar cesur ve mukavemetli olursa olsun ergeç levazımsızlık ve cephane- sizlik yüzünden pes demeğe mecbur olacaktır. Şimdiye kadar bütün kud- retleri ile harp malzemesi alan cum- huriyetçiler herhalde nakliye vasıta- larını da kuvvetlendirmeği yavaş Şa vaş düşüneceklerdir. İLKBAHARA HAZIRLIK Şimdiye kadar inisiyativ hep Fran- ko; tarafından idi. Fakat tümid edil- diğine göre ilkbahara doğru talim ve terbiye edilen cumhuriyetçiler taar- ruzs geçebileceklerdir. Maamafih or- dusunu İtalya ve Almanyadan aldığı yardım ile takviye eden Franko kuv- vete karşı kuvvetle mukabele etmeğe imkân bulacaktır. Onun için bu son mücadelelere büyük ehemmiyet atfet- miyerek asıl baharı beklemeliyiz. Ne- tico o zamen istihsal edilecektir. Beşiğin mucizesi Yazan: Necdet Rüştü —1— Ne kadar mesuddu onlar eskiden, Hisleri yüksekti daha sevgiden: Bu dostluk bir tatlı iptilâ gibi Derinden sarmıştı her iki kalbi!.. Konuşmuş anlaşmış, evlenmişlerdi; Daha bu saadet çok genişlerdi Ne çare etmişti felâket sökün: Birleşen elleri ayrıldı o gün, Işıklı evleri zindana döndü, Bir gönül yıkıldı, bir ocak söndü!.. Anlatsam acıklı bir roman olur, Ru sonsuz azaptan kalbim yorulur!.. —I— Genç adam sefihti otuz üçünde, Bir servet verirdi kumara günde: Yıllarca oynadı; yenildi, yendi!.. Kendisi bir asil ailedendi, İnkiraz bulmuştu fakat bu ocak!. Bu gence açmadı hiç kimse kucak: Şefkata muhtaçtı yıllardanberi, Koşardı eini verseydi biri!.. Bir candan arkadaş bulsaydı eğer, Şefkatli bir eşi olsaydı eğer Şüphesiz nizama koyar ömrünü, Oynamaz, içmezdi Tanrınm günü!. Öksüzdü, elinden tutanı yoktu, Gönlüne bir ümid katamı yoktu! Bir ümid.. kurulmuş sevimli bir ev.. Bir sevgi.. kalbinde tatlı bir alev. Bir kadm. akıllı, olgun yaşımda: Sıyanet perisi onun başmda.. Bir çocuk.. beşikte baygın uyuyor: Yüzünü gördükçe sevinç duyuyor!.. Bu zevki tatmaktan kalmıştı geri: Yapyalnız yaşamış yıllardanberi, Karanlık görmüştü o kâinatı!.. Çığrından çıkmıştı artık hayatı: Onu kim severdi?.. Kim evlenirdi?, Kim takdir ederdi?.. Kim beğenirdi?. İçkiye düşmüştü.. canından bıktı. İşte tam o zaman bir kadın çıktı: Bir kadın.. tecrübe, şefkat sahibi, Elinden tutmuştu bir Mesih gibi). Ne fazla çirkindi, ne fazla güzel; Yüreği temizdi her şeve bedel". Gün görmüş, felâket gelmiş başma, Kendi de muhtaçtı can yoldaşına!.. Ömrünü geçirmiş biraz derbeder, Yirmi beş senedir çekmişti keder!.. Uğraştı, emeği ermedi sona, İlkönce yuvayı sevdirdi ona!.. Hep gece yarısı eve dönerken, Gelmeğe başladı bu sefer erken!., Genç kadın uğraşmış öğüd vererek, Bu kirli muhitten bezmişti erkek!,. Heykeli temelden demek sökmüştü, Yeniden eritmek sırası düştü!.. Bu sönmez ateşte onu kaynattı. Zararlı huyları süzerek atta). Kumarı bıraktı adam bu sefer, Rakıdan vazgeçti.. ne büyük raler!.. Sanmayın yorulmuş, çökmüştü kadın, Savaştan çıkmıştı, hakkıydı gezmek, Hakkıydı hayatın zevkini sezmek!.. Genç adam kadına çok iyi baktı, Çok para harcetti, serbest bıraktı". " » r 5 ağ) Genç adam değildi bahtına küskün; | zırlanmek üzere toplantılarına başlar Sevdiği eşile mesuddu bugün, mıştır. Yeni yıl bütçe projesi 2,690,000 He Bilirdi, oynasa dünya yerinden, Bir başka adama olmazdı esir, Başkası etmezdi kalbine tesir! Aradan geçmişti bir yıl böylece; Kaygusuz, mesuddu... Fakat bir gece Anladı nasılsa aldandığını!. Azabın, kederin ağır yığını Zavallı adamın omzuna çöktü, Gizlice ağladı, göz yaşı döktü!.. Felüket çıkmıştı böyle meydana: Yatakta uyurken onlar yanyana, Genç adam doğruldu gece yarısı, Sessizce dinledi: Çünkü karısı Bir erkek admı sayıklıyordu, «Her zaman gelirim sana.» diyordu!.. Genç adam aklına yazdı bu adı, Yazık ki ömrünün kalmadı tadı: Kendini sanmazdı kıskanç bu kadar!.. Yarayı deşmeye vermişti karar, Bir gece pek fazla içki icirdi, Kadını gatilken ele geçirdi: Genç kadın deği ki: —Söyleyim sana, «Gizlemek veriyor azab insana: «Peşimde geziyor biri üç aydır. «İlkönce sanifiştım bu bir alaydır; «Gittikçe ısrarla takib ediyor, «Kocandan avril da, alayım!..» divor!. «Söylesem hiddetle sen kudururdun, «Mutlaka vurulur, yahut vururdun?.. «Başını belâva sakmasın.. dedim, «Üç aydır gizledim, kendimi yedim!» Genç adam düşündü: Ya kadın saftı, Yahut ta hep bunlar uvdurma lâftı!, Başladı kalbinde bir mücadele: Ya bu ak gövdeye, bu ince bele, Bir baska adamın kolu değdise?. Ya ondan her akşam aldığı buse Oldise bir baska gencin nasibi”. Genç adam avlarca bir deli gibi Kıskançlık icinde kalbini iyordu, Kadının elini tutamıvordu!.. Nihayet dedi ki: «Avrılncabız! » Karısı bu söze açmadı ağır, Dedi ki: —aAnlarsın beni samavla, «Pek âlâ.. giderim ben iki canla'.» «İki can» ne demek?.. Adam sasırdı, Müjdeyi verirken kadın hrckırdı: «Bir küçük volcu var, yavrun doğacak» Ey yeni evliler!.. Bu müide ancak Kadınla erkeği bafladı tekrar!.. Aradan gecmisti sevfneli avlar, Beşiğe vatmıstı evin güneşi: Bir oğlan.. öz yavru.. bahanın eşi!. Doğunca aynile kendi modeli Çenç adam olmustu sevineten deli?., Karısı kendini sokaktan aldı, Sevgili çocuğa bakmava daldı!.. Genç baba açmıstı kadma kucak, Yeniden yanmıştı bu sönen ocak!.. Ey yeni evliler!,. Söyleyim size: Resikler herasde vans» vergiyi, © Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 3600; alt uylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzimdir. Zilhicce 4 -- Ruzu Kasım 107 $ İmsek Güreş Özle İkinii Alpan Yatı Ediz ho3 Ga SAT 100 Aa Ve SAL 6,50 12,28 1526 ETAR İDE İdarehane: Babıâli civan Acimuslre Sak. İzmir umumi meclisi toplanıyor İzmir (Akşam) — İzmir vilâyet umumi meclisi, yeni yıl bütçesini hâs ra Üzerinden mütevazin bir şekilde hazırlanmıştır, Yeni bütçe, geçen Sö» nekine nazaran 300,000 lira bir faZ- lalık göstermektedir. Bilhassa sıhhat, kültür ve bayındırlık işlerine, geçen, yıllara nazaran büyük bir öhemmiyef atfedilmektedir. İzmirdeki sıhhat mü esseselerinin Kadroları genişletilecek, yeni bir çok. mektepler ve yolar yap» tırlacaktır, İ l erme

Bu sayıdan diğer sayfalar: