Izmirin mühim bir müessesesi: Kör dilsizler enstitüsü Buraya alınan anormal bir çocuk yedi senede bir meslek sahibi yapılıyor Enstitüdeki dilsiz ve sağır talebe İzmir (Akşam) — İzmirin en mühim ve büyük şefkat müesseselerinden biri Karşıyakadaki sağırlar, körler ve dilsiz- ler enslitüsüdür. Cumhuriytin ilânile birlikte İzmirde tesis edilmiş olan bu | müessese, on Üç senede en mütekâmil bir dereceye yükseltilmiştir. Enistitüyü tesis ederek onun mütemadi bir şekil- de tekâmülü için çalışan direktör, dok- tor Necati Kemal Kipi bu muvafia- tinden dolayı hararetle kutlamak İZ. Şimdi enstitüde 120 sağır, dilsiz ve kör vardır. Bunların yirmi beşi kızdır. Enstilüde anormal bir çocuk yedi senede okutulmakta, umumi malü- mafa sahip bir hale getirilmekte ve bir meslek öğretilmiş olarak hayata atıl maktadır. Müessesede sekiz atelye var- dır: Mesleki olarak marangözluk, oy- macılık, demircilik, kunduracılık, ter- zilik, dokumacılık, nakaş, dikiş ve kör- ler için müzik şubesi. Anormalleri yetiştirmek için mües- sesbde Türk ve ecnebi birçok mütehas- sıslar vardır. Müesseseden yetişen genç- ler, sanat hayatında hakikaten muvaf- fakıyetler göstermekte ve kazanmak- tadırlar. Enstitüden çıktıktan sonra dört lira gündelikle marangoz atelyele- rinde çalışan dilsizler vardır. Müzik şu- besi, enstitünün bir konseryatuarı ha- line sokulacaktır. Bu şubede kız ve er- kek sekiz çocuk vardır, iki yılda klâsik- leri çalabilecek derecede iyi yetiştirilen çocukların İzmirlilere bundan evvel verdikleri bir konserde, onların muyaf- fakıyetleri takdir edilmekle beraber bedbahtlıkları ziyaretçilere göz yaşı döktürmüştür, kompozisyon yapmağa kabiliyetli sekiz çocuk yet tir. Normal surette yedi senede mesleki malümatla müstahsil hale sokulan bu zavallılara, hayatta muvaffakıyet im- kânları hazırlanmaktadır. Sağır ve dilsizler, normal bir me- tod oral ile söylemek, okumak ve ko- nuşmak öğrenmektedirler. Dilsizin di- li, dilliler gibidir, fakat onun kulağı duymadığı için söz söylemesini öğrene- memişlerdir. Onun için enstitüde bir dilsize evvelâ: —AAAAA, —000001. —ititin. Seslerini çıkarabilmek öğretilir. Bu sesleri çıkaran bir dilsizin görüşmeği, söz söylemeği öğrenmesi kolaylaşmış demektir. Enstitüde bir psiko pedagoji ve bir de psiko teknik lâboratuar vardır. Ayrıca muhtelif yıllarda enstitüde yeti- şen talebenin eserlerinden mürekkep, zengin bir de müze vardır. Anormalleri hayata iyi bir şekilde ye tştirmek için kurulan müesseseyi, ha- kikaten mükemmel bir hale getiren doktor Necati Kemal Kipi, tekrar tak- dir ve tebrik etmeği bir vazife bildik. Diyarıbekir belediyesinin istikrazı Diyarbekir (Akşam) — Diyarıbo- kir belediyesi, beş senelik imar pro- gramının ilk kısmını tatbik etmek için 150 bin liralık bir istikraz akdet- meğe karar vermiş ve bu maksadla belediye reisi B. Şeref Ankaraya gön- derilmiştir. Belediyeler Bankasından akdedile- cek bu istikraz ile itfaiye teşkilâtı 18- lah edilecek ve bazı yollar yapılacak, elekirik tesisatının noksanları ikmal Gaziantep (Akşam) — Burada havalar karli ve soğuk gidiyor. Genç mek- tepliler bundan memnundurlar. Yukarıki klişe kar oyunlarile meşgul olan küçük mekteplileri gösteriyor. Karamanda kara kış Bir aydanberi kar yağıyor tavşan, keklik bolluğu var Karaman (Akşam) — Burada kara kış bütün şiddetile devam etmektedir. Bir aydanberi fasılasız düşen kar na- hiye ve köy yollarını kapatmıştır. Termometre sıfırdan aşağı 15-20 ye kadar düşmektedir. Halkın bir kısmı odun ve kömürün yokluğundan mazot, bir kısmı da maden kömürü yakmak- tadır. Şehirle köy arasında münakalât durduğu için buğday ve arpa fiatları birden bire yükselmiştir. Köylerde buğdayla arpa stoku çok- tur. Piyasaya celbi imkân olmadığın» dan buğday 64, arpa 44 dan mum mele görmektedir, TAVŞAN VE KEKLİK BOLLUĞU Son günlerde şehir civarında tavşan ve keklik bolluğu var. Kardan, soğuk- tan barınamayıp şehre sokulmak isti- yen zavallı hayvanlar halk tarafından kolaylıkla tutulmaktadır. Yalnız bu çok şiddetli kıştan çifçi çok meronundur. Çifçiye göre; bu bol kar- lar çok su vererek toprağı besler, ve bin- netice mahsul da bereketli olurmuş. Erbaa elektriğe kavuşacak Erbaa 1 — Erbas belediyesi Erbanda modem bir elektrik fabrikası kurmağa karar vermiştir. Bu iş için 24 bin lira serfedilecektir. Şimdiden bir kaç şir- ket ile temaslar başlamıştır. Adapazarı orta okula kavuşuyor Adapazarı (Ak- şam) — Adapa- zarı 107 bin lira- ik büyük bir or- ta mektep bina- sına kavuşuyor. Bu binanın ya - pılmasında ve - kâlet ve vilâye- tin yüksek ilgi ve yardımlarına katılan Adapaza- rı halkınm nak- di yardımı da gö- rülmüştür. Bi- nanın yeri tayin edilmiş ve hemen Ahmed Tevfik inşaata başlana- Tarım caktır. Bu hususta büyük hizmetleri sebkat etmiş ve Adapazarlıların saygı ve sempatisini kazanmış olan orta okü- Yun direktörü Ahmed Tevfik Tarımın, terfien İstanbul Üsküdar orta okul di- rektörlüğüne tayin edilişinden, ayrıl- ması Adapazarlılarda derin bir teessür uyandırmıştır. Kazanın her köşesinde şerefine ayrı- lık çayları verilmiştir. Buraya Maarif vekâleti müsteşarı B. Ridvan Nafiz ve başmüfettiş Celâl gelmişlerdir. Yeni ya, pılacak orta okul işini ve ilk mektep. lerin durumlarını tedkik eylemişler. dir. Mürefte kazasına bağlanan köyler Tekirdağ (Akşam) — Tekirdağının Şarköy kazasına bağlı Mürefte nahi- yesinin bu kere yüksek makamatça kazâ olması kabul edilmiş ve Mürefte kazasına bu köylerin tabi olması karar. laştırılmıştır. Mürefte, Aşağı kalamış, Beyoğlu, Çınarlı, Gazi, Güzel, Hoş, Ki- rezli, Mürselli, Ormanlı, Tepe, Tatarlı, Uçmakdere, o Yukarıkalamış, Yay, Yörgüç, Yenice. Bir köy muhtarı hayvanını gezdirirken öldürüldü Bozdoğan 2 (Akşam) — Bozdoğan kazasının Osmaniye köyünde esraren- giz bir cinayet olmuştu. Köy muhtarı Şükrü, gece pazardan dönerek evine gelirken terli hayvanını gezdirmeğe başlamış, hüviyeti belirsiz bir şahıs ta- rafından atılan kurşunla öldürülmüş- tür. Katil kaçmış, ve kim olduğu anla- Adapazari orta okul direktörü Sultan suyu harası çabuk tekâmül etti | Yedi senede Haranın at mevcudu 117 başa 1 çıkarıldı. Ze Haranın yetiştirdiği 933 doğumlu soy kan arap bir aygır Malatya (Akşam) — Malatya il ile Akçadağ şösesinin 25 inci kilometresi üzerinde bulunan Sultansuyu Harası 929 yılında açılmış ve aralıksız bir ça- lışma neticesinde son tekâmül devre- sine erişmiştir. 929 yılında faaliyete geçen haranın muhitin ekonomi bakımından kalkın- masına büyük bir tesiri görülmektedir. Memleketin muhtaç olduğu damızlık- ları yetiştirerek istibdadın bırakmış ol duğu karışık enkaz üzerinde çalışarak çoğaltma ve islâh etme prensiplerini amaç tutmuş ve bu amacını da çok ba- şarıl olarak tahakkuk ettirmiştir. Sul | tansuyu Harası ilk teessisünde 3 baş damızlık kısrakla ise başlamış ve 931 yılında Irak ve Bağdattan asil damiz- lıklar satın alınmıştır. Bu damızlıklar- dap tesalüp yaptırmak suretile erkek ve dişi yavrular elde edilmiş ve bunlar esas mevcude ithal edilerek haranın damızlık miktarını çoğaltmıştır. Bunlardan yalnız erkek taylar mü rebbinin nezareti altında sistematik bir şekilde talim, terbiyelerini ikmal ettik- ten sonra Devlet aygır depolarına yol- lanarak halk elinde dejenere olmuş, asaletini kaybetmiş, atları kitle ve ka- metlerini, istenilen biçime sokmak için yollanır senenin muayyen ve mahdud aylarında da ahali hayvanatına para- 8ız aşı yaptırılarak metisâj usulü gü- | dülür, Hara alçılık bakımından yalnız, Arap ırkı üzerine çalışarak geçen 7 yıl gibi kısa bir zamanda her türlü mahrumi- yete katlanmış ve büyük muvaffakıyet- ler göstererek at mevcüdünü 117 başa | çıkarmıştır. İklim ve muhit Arap nes- linin orijinal bir şekilde yetişmesine müsaade ettiğinden harada menşei Arabistan olan tohumluklardan çok güzel ve (pik taylar yetiştirilmektedir. Esasen Malatya ikliminin bu ırk Üze- rinde iyi tesirlerinden istifade edilerek azami derecede çalışılmış, her sene İyi randımanlar alınmıştır. At yetiştirmek gayesi üzerine kuru- lan hara; şubesi mütehassısının yıl maz çalışmasile bu kıymetli damızlık- ların biyoloji ve fiziyoloji bakımların da çok hassas davranmaktadır. Şurasını çok memnuniyetle kaydet mek lâzımdır ki, bu yıl, bütün enerji sarfedilerek modern bir usul olan «Ji- votkof» usulile damızlıkları tohumla” ma yoluna gidilmiş ve dolayısiledir kl, büyük muvaffakıyet kazanılarak 936 yılında tay alma nisbeti 96 90 a çık” mıştır, Atçılık şubesinin sralıksız ça” lışması karşısında Arabistandan gelip te.uzun yıllar kısır kalan kısraklar ge be bırakılmış ve normal olarak yav- rular alınmıştır. Elde mevcut damızlık birkaç âygır- dan azami suretle istifade çareleri arâ narak suni tohumlama işlerine çok önem verilmiş bu suretle bir aygırdan alınan «ispermetozoltsle beş altı kısra* ğın tohumlanması temin edilmiştir. Bu biçimle yapılan tohumlamaların başlıca hedefi, hem çok kıymetli olan aygırı bulaşık hayvan hastalıkların- dan muhafaza ve hem de bilhassa kıs- rağı gebe bırakmak; ayni zamanda ay- gırı yormaksızın azami derecede istifa- de usulünü temin etmektir, Nitekim, | bu yıl Akçadağ kazasında yalnız bir aygırdan 250 baş kısrak aşilanmış ve bunların gebe bırakılmak imkânları temin edilmiştir. Hara atçılık, sığırcılık, koyunculuk, ziraat ve muhasebe şubeleri üzerine müessestir, Atçılık ve siğırcılık şubele- Tİ ayrı ayrı birer mütehassıs tara fından idare edilmektedir. Haranın ye tiştirdiği güzide ve menşeinde buluna muıyacak kadar olan Arap tay mahsu- lü bakımından istikbali çok geniş ve parlaktır, Sair yerlerde emsaline az te- sadüf edilen bu asil hayvanlar memle- ketimiz için ıslah ve teksir işine yara» dığı kadar ayni zamanda iyi bir vari- dat membaı teşkil etmektedirler, Ha- rada memurin ve müstahdemin üzer- lerine düşen işleri büyük alâka ile yap makta ve başarmaktadırlar. Şehirden, eğlenceden her türlü şey- lerden mahrüm kalarak zevk, eğlence, neşesini her saat hayvanlar üzerinde çalışmakta bulan müessese memurları cidden tebrike şayandırlar. Samsun (Akşam) — Samsunda sürek avları her pazar yapılmaktadır, Şim- diye kadar 700 den fazla domuz itlâf edilmiştir. Gönderdiğim resim vali ve vali musvininin iştirakile tertip edilen sürek avında bulunanları bir arada gösteriyor.