Derdin devası İstanbulda satılan sucuk, paslır- Ma, konserve gibi yiyeceklerin yarı- | Sula yakını - Miş bozuk olduğu resmi tah: neticesinde meydana çıkmış. Yağların, hattâ iyi sularm da yüzde in mağşuş olduğu düşünülür- Kiye, barsak, karaciğer. safra SİNİ bulmaya imkân yok. İyi suyu Bile fenasile karıştırmayı bilen İstan- V esmafı yanında en usta kimya- Setler «pes» derler... halkına, sıhhatini koru- .. Her aile başka işi gücü hıra- karak kaynaktan suyunu doldur. Fakat işin lâtifeye tahammülü yok, Sünkü hastalık epiyce vahimdir. Diyorlar ki belediye bu işlerle cid- İağyiş marifetlerimiz, sade bizim de- ça Birinci sebeb, cehalet, teknik nok- laması, yapılması bilinmediği için bozuluyor. Bunun çaresi, teknik Seviye yükselmesidir. İkinci sebeb, memlekette maddelerindeki gayri tabii ucuzluk- tur, Herşeyi, bilhassa yiyeceği ucu- Ya. daha ucuza almak arzı ve zarü- | Teti, müstahsil ve imalâtçıları ucuza, | “daha ucuza satmak, bunun için de da- | Ucuz, en ucuza mal etmek ızlırarı- | Ma sevkediyor. Ucuzluk, makul hadden Aşağı inince işin içine mutlaka tağ- “İŞ, hile, sahtekârlık karışır. i Görülüyor ki sebepler çok “derin, Umumi ve şumüllüdür. Belediyenin kontrol ve otorile sahasının çok üstündedir. Bununla mücadele İçin tek çare Sanayileşmedir. Bu işler, küçük es- Mafın, ufak sermayelerin, şüpheli Shasm elinden çıkarak büyük fab- | Tikalar sahasına girdikçe, yani şahsi Ve ferdi olmaktan çıkarak gayri şah- #İ ve milli oldukça hile, tağşiş, sah- uk, ahlâksızlık kendiliğinden Yok olacaktır. Mağşuş ve hileli mal Satan bir ferd geçinir, hem belki de Yol proğramı Senede yarım milyon lira sarfedilecek Belediye reisi, birkaç gündenberi sıra ile belediye fen heyetinde meşgul olmaktadır. Bu toplantılara fen mü- dürü Hüsnü, sular müdürü Ziya, imar müdürü Ziya, fen müşaviri Mustafk Hulki ve imar müşaviri M. Vagner iş- tirak ediyor. Toplasitilarda M. Proste'un hazırladığı ! avan proje etrafında etüdler yapıldığı gibi belediyenin İstanbul şehir yol larını yeniden inşa etmek üzere hazır. layacağı 10 senelik yol inşaatı progra- mının esasları da görüşülüyor. Belediye -evvelce yazdığımız gibi- her sene İstanbulun kanalizasyon tesisatı- na tahsis ettiği beş yüz bin lirayı 939 senesinden sonra yol işlerine ayırace.k- tır. O zamana kadar kanalizasyon İşle- ri biteceğinden simdiden hazırlıklar ya» pPilmağa başlanacaktır. 10 sene müd- detle senede yarım milyorr Hira sarfedi- lirse bu müddetin sonunda İstanbulun büyük caddelerinden çoğunun, sokak- ların da üçte birinin yeniden yapılma" sına İmkân bulunacağı muhakkak gö” rülüyor. Grip çoğaldı Gripten sonra sarılığa tutulanlar çoktur Son günlerde gripe tutulanlar, bil- hassa çocuklar ekseriya iyileşiiklen sonra sarılığa tutulmaktadırlar, Son günlerde sarılığa tutulup da mektep- lerine devam etmiyen çocuklar artmış tır, Sıhhiye müdürlüğünün gösterdiği lüzum üzerine sarılık arazı gösteren ve ailevi vaziyeti itibarile tedaviye muh- AKŞAM Dolandırıcı bir kadın yakalandı Ötede beride sivil polis olduğunu söylüyormuş Polis ikinci şube müdüriyeti Hayriye admds bir dolandımcı kadın yakala- rek birçok kimseleri dolandırmıştır, Kendisi Kocamustafapaşada oturmak- tadır, Dolandırdığı birçok kimselerin polise müracaatı üzerine zabıta kendi- #ini yakalamıştır. Yapılan tahkikatta Hayriyenin ötedeberide iş bulmak ba- hanesile Ali adında bir adamdan 32 1i- ra, Mustafa adında birinden 17 lira, İb- rahim adında birinden 32 lira, diğer Mustafa adında bir zavallılının da alta buçuk irasile mektep şehadetnamesi- ni ve hüviyet cüzdanını, Müslim adın- da birinin 22 lirasını dolandırdığı mey- dana çıkmıştır. Dolandırıcı kadın bu safdilleri ken- dilerini yüksek ücretli işlere yerleş tirmek bahanesile “dolandırdığı gibi “Emine adında bir kadıncağıza da: — Senin borcun varmış. Alacaklı mahkemeye müracaat etti. Evindeki eş- yanı haczedecekler. Ben polis memuri- yim. Polisler benim evime giremezler, Sen evdeki eşyayı bizs getir, memurlar gelip gittikten sonra tekrar alırsm.. Diye kandırmış ve biçâre Eminenin yeni bir dikiş makinesile diğer birçok €$- yasmı kendi evine taşımıştır. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Emine eş- | yasını isteyince dolandırıcı Hayriye: — Ne eşyası istiyorsun?.. Ben seni tanımıyorum. Senin eşyan bendene arıyor?.. Diyerek koymuştur. Polis kendisini yakalayınca Hayriye bunların hepsini itiraf etmiştir. Hayriye mahkemeye ve- rilmiştir, 1 Yeni lâmbalar taç olan çocuklar, mektep hekimine vel Hazırlanan proje tetkik dispansere sevkedileceklerdir. Maama- fih sarılık, bulaşık bir hastalık olmadı- ğına göre mekteplerde korunma ted- birleri alınmasına lüzum görülmemek- tedir. Havaların sik sık değişmesi yüzün- den birkaç gündenberi gripe tutulan- lar artmıştır. Şehrimizin hemen her semtinde şiddetli bir nezle ve hararet- ten sonra yatağa düşen hastalar çoğal- mıştar. Grip bazan boğazda ihtilât yaplı- ğından gripten başka anjin ve zatür- tie vakları da görülmektedir. Bir işçinin dört parmağı koptu | cak mukavelede maİzeme fiatleri tesbit! ediliyor Şehir sokaklarına iki bin lâmba kon- ması için hazırlanan projenin kaza kaymakamlarının huzurile tedkiki Tmu- vafık görülmüştür. Yakında bir top- Jantı yapılacaktır, Bundan sonra mu- kavele belediye ile elektrik şitketi ara- sında imza edilecektir. İki bin lâmba için kaç lira sarfedi- leceği henüz malümm değildir. Lâmbala- rın biribirine göre mesalesi, sarfedile- cek malzeme miktarı ayni olmuyaca- ğından hepsi yerine konduktan son- | ra masraf yekünu anlaşılacaktır. An- Kartalda çimento fabrikasından bir | “edilecektir. İki bin lambanın tesisat vapura çimento yükletilirken Mehmed | Masrafı şirketin mukavele müddeti» Mi adında bir işçinin parmakları vapu- nin sonuna kadar şirkete ödenecek- rün vincine sıkışmış ve dört parma» ğıkopmuştur. Yaralı işçi hastaneye kale! dırılark kaza etrafında jandarma tah- kikata başlamıştır, Eş çok kazanır amma hileli mal çikaran fabrika çabucak batar. Devletin, bin bir şahsın hususi ve gizli imalâtını kontrol etmesi mümkün değildir, fa- kat büyük ve toplu imalât, fabrika gayet kolay kontrol edilir. Derdimizin, hattâ ahlâki dertleri- tir. Meyvacılar cemiyeti âzası bahçıvanlar cemiyetine kaydediliyor Kendi kendini fesheden meyvacılar cemiyetine mensup azanın bahçıvanlar cemiyetine kayldlerine başlanmıştır. Bu cemiyetin ekseriyetini kabzımallar teşkil ediyordu. Kabzımallar hiç bir ce- miyete girmemeğe karar vermişlerdir. Bunlar esasen Ticaret odasında kayıtlı bulunmaktadırlar. Bu münasebetle €$- mizin çaresi sanayileşme hareketinin | naf camiasından çıkmış ve Odaya ka- inkişafındadır. Akşamcı .. Hattâ Adanada iken hemşerile- | yıtlı tacir mahiyetini almışlardır. “... Sevimli balın hep bir arada #ssimlerini çekip size getireyim, di. i etmi yi i ka alaya İN Heroin iptilâsı Babasını balta ile kovalarken yakalandı Balatta Kiremid mahallesinde otu- Tan Koço adında bir delikanlı uzun za- man heroin kullandığından hastalan- mış ve bir müddet tedavi altında kal- | mıştır. Koço hastaneden çıktıktan son- ra gene hercin kullanmağa başlamış- | tar. Dün akşam babası Yorgi hercin iç- | memesi için kendisine nasihat ederken Koço birdenibire hiddetlenmiş ve avlu- | da duran odun baltasını alarak ba | basının üzerine atılmıştır. Yorgi zorlukla evin kapısını açıp 80- kağa fırlamış, Koço da elinde balta ile babasını kovalamağa başlamıştır. Yor- ginin bağırmasını duyan polis devri- yeleri yetişerek Koçoyu elindeki balta ile babasına vurmak üzere iken yaka- Jamışlardır, Koço adliyeye teslim edil- miştir, Pendik civarında kuru çayırlar tutnştu Pendik civrında evlere yakın bulunan Kurumuş çayırlar evvelki gün birden- bire tutuşmuştur. Kartal itfalyesi der- hal yetişerek yangını söndürmüş, ci- var evleri yanmaktan kurtarmıştır. Yangının sebebi tahkik ediliyor. Sel hücumu Belediye Üsküdarda tesisat! yapmağa karar verdi. Bir zamanlar Eyüp sık sık sellerin | hücumuna uğrardı. Sekiz sene evvel | İ yapılan kanalizasyon tesisatile selle- rin hücüumundan kurtulmuştu. Belediye Aksaray ve havalisini de ay- ni tehlikeden kurtarmak için geçen se- ne kanalizasyon tesisatı yapmıştır. Bu sene yağan yağmurlara rağmen Ak- sarayda da sel tahribatı görülmemiştir. Şimdi Üsküdar da öynl vaziyette bu-| Turuyor. Belediye, Üsküdarda da sel | lerin hücumuna mâni olacak tesisat. | yapmağa karar vermiştir. Bu hususta | 937 bütçesine tahsisat Konacaktır. Ö- nümüzdeki yaz da bu tesisat yapıla” caktır, Bir araba bir kadına çarparak ağır yaraladı Çatalcalı Ali adında bir arabacı dün Karagümrük caddesinden geçerken Sa- | biha adında bir kadına çarprak ağır yaralamıştır. Sabiha ifade veremiyecek bir halde hastaneye kaldırılmış, arabacı! Ali yakalanarak tahkikata başlanmış- tır. İş bürosu Galatada Bozkurt hanına taşındı İş bürosu dün Ticaret odasırıdan Ga- intadaki Bozkurt hanıma nakletmiştir. İş yerlerine dağıtılacak olan beyanname» Jer de dün vilâyete verilmiş ve tevziino başlanmıştır. Bu tevziaât sırasmda her nasılsa kendilerine beyanname verile» meyenler tâbi oldukları kazalara mürâ- Cant ederek birer beyanname isteyecek- lerdir. Beyannameler münhasıran iş yerlerinde işçilere iş veren kimesler ta- i rafından doldurulacaktır. Beyannameler alındığı tarihten ni- hayet on gün sonra mutlaka kazalara teslim edilecektir. ş | İ | “Edebiyat gecesi, Edebiyat fakültesinin tertib ettiği İ «Edebiyat gecesi» ne, çok istediğim halde gidemedim. Gidenlerin bazı- ları beğendiklerini, bazıları da hoş- biyat gecesi» değil de «Edebiyat fa- kültesi gecesi» deseydi, işin ne oldu- ğunu daha iyi anlatmış olurdu. O «gece» de Türk edebiyatı ve mir sikisi hakkında konferanslar veril- miş. Çok iyi; demek ki Edebiyat fa- kültesi hocaları ve talebesi o akşam memleketin edebiyatla uğraşan kim- mişler; o da çok iyi. Fakat niçin yal nız edebiyatçılara mahsus? Davet- name niçin? Bu nevi konferanslar umumi ,plur. Konteranslardan sonra veya kon- feransların arasında bir nevi kostüm- lü balo olmuş: Edebiyat fakültesi talebeleri Dede Korkut, Yunus Em- re, Fuzuli, Nedim, Namık Kemal, Recaizade Ekrem Bey kıyafetine gi- rerek şiirler okumuş... Bu sadece bir eğlence mi? Yoksa bir senselgne- ment» mi? Eğlence ise bir diyeceği- miz yek: Kostümlü balo tertib et- mek, sahnede tarihi «reconsirueti- on» lar yapmak elbette Edebiyat fa- kültesi talebesinin o hakkıdır. Fakat bu bir seğlence», bir «müsamere» olmaktan kurtulamaz. Tertib edilen öyle bir müsamere ise konferansla” rın hem de profesörler tarafından verilen o konferansların ne lüzumu vardı? Yok, bir «eğlence» değil de bir «en seignemeni» İse, yani bununla Ede- diyat fakültesi bir şey öğretmek İsti- yorsa iş büsbütün değişir. O «mani festatlon» a ancak şöyle bir mana verilebilir: «Her şiir yazıldığı muhi- tin mahsulü olmakla kalmaz, ancak © muhitin şeraiti içinde anlaşılır. Yunus Emrenin şiirlerini anlamak, onun söylediklerinden zevk almak için onun muhitini ve şahsını göz önüne (getirmemiz lâzımdır. Yoksa © eserin sadece tarihi bir kıymeti var- dır; bugünün insanı ondan istifade edemez.» Şi Böyle bir görüş, edebi eserlerin (ve bütün sanat eserlerinin) zaman ları ile beraber öldüğünü söylemeğe (Devamı 4 üncü sahifede) urullah Ataç an akp Garp ağ, hangi kalabalık IN yere girsem herkes çi ... Ben gulyabani miyim?... i B. A. — Hayir, amma te İ vim di ÖN