; 22 Haziran 1934 Ankara, İzmir, Istanbul muhtelitlerinin teması projede mi kaldı? irkiye futbol şampiyonluğu final maçından sonra bilhassa İz- ir mıntakasında bir arzu belir- mişti; üç mıntakanın muhtelitini karşılaştırmak arzusu. İzmirin davetine İstanbul mü- | Bait bir cevap vermemişti. İstan: bul mintakasının vakit olmadığı şeklinde gönderdiği cevaptan son- üşünmürlerdi. Mıntaka mub- in sık sık temasları hak- kındaki mütalealarımızı, çok vel yazmıştık, İstanbulun önayak olamadığı bu işi İzmirin ne yapıp yapıp başarmasını isterdik. «Me- ramın elinden ne kurtulur» der ler, İzmir sporcuları memleket sp0- Funa faydalı olacak böyle maçları hazırlamak hususundaki arzuları nı başka yollardan giderek tat bik sahasına ulaştırabilirler, Mev-; sim itibarile muhtelitlerin bu ay- | Tarla taşaibelde Larşilağnaları, | mukabil müsabakaların da son- baharda İzmirde yapılması sure- tinde İzmirden gelecek ikinci tek- lif tam münasip vaktine düşmüş olur zannındayız, Esas muhtelit- lerin devamlı teması olduktan sonra, ilk karşılaşmanın stanbul da veya İzmirde olması büyük bir| fark tesi Doğrusunu söylemek lâzım gelirse, bu aylar. da İzmir, futbol için, İstanbuldan) daha az müsaittir. Şimdi Fenerbahçenin, yaz mevsimine pek elverişli, zel bir stadı var, Oranın büyük maçlara sahne olması için sarı Jâ: civertliler fırsat arıyorlar, İzmirin teşebbüsile muhtelitler temasının temeli bu aylarda atılırsa, gelecek aylar ve senelerde muhtelitler maçlarının teamül veesi için çalışılabilir. Avrupa takımlarını gelirterek siadilarını işletmeğe çalışan Fener. İiler ihtimal İzmir muhtelitinin se- yahat masrafını vermeğe hazırdır. lar, Havaların pek sıcak gittiği bu siralarda İstanbulda yapmak İzmir futbolcüleri İyi bir seyahat fırsatı olabilir. £z- mirde yapılacak reyanş müçımm tarihini tesbit ederek cek böyle teklifin mali taah- hüdünü Fenerbahçe kabul ettiği takdirde İstanbul mınakasının'da çekineceği bir şey kalmaz. Her arzu insanın içine doğduğu ibi tahakkuk edemediğine göre, hayırlı temasların müteşebbisi ölmek istiyen İzmir mıntakasının assa lakalar arasında Istanbulda yapılan temi IMayzel istifa mı ediyor itmek üzere bir kere de şu iki tarafa da uyacak yolu tecrübe etmesi muvafık olurdu. Dediğim şekildeki bir teklifin İzmirlilerin nahak yere vakit kay- betmemeleri ve hayale kapılma paaları için lâzım olduğuna ka- niim, Eşref Şefik Avusturya mill takımının düne ya kupası maçlarında biri İtalya, ğeri Almanyadan mağlüp olma- «1 Avusturya teke seçicisi Hugo Mayzeli çok müteessir etmiştir. Prağdan alınan bir telgrafa ma zaran; Avusturya futbol tek s6 icilikten istifa etmek tasavvurun- da olduğu Viyanada katiyetle söy-| Jenmektedi | Dünya kupasında atılan goller Italyan milli takımının gelibi- yeti ile biten dünya kupası maç larınin gol istatistikleri neşredil. miştir. O cetvele nazaran, grup tasfiyelerine kadar yükselen milli #akımlar dünya kupasının devami müddetince aşağıdaki listede gö” züktüğü kadar gol çıkarmışlardır: İtalya: 12 gol atrayştır, Almanya; 11 gol atmıştir. Çekoslovakya: 9 gol atmişti Avusturya: 7 gol atmıştır. tan: 5 gol atmıştır. gol atmıştır. 4 gol atmıştır. İsveç: 4 gol atmıştır. Bu milli takımlardan sonra gol çıkarmak sırası beherine ikişer gol isabet etmek şartile şu şekilde tayin edilmiştir: Fransa, Belçika, Misir, Arjan- tin, Hollanda, Birer gol atan takımlar da şun- lardır: Brezilya, Amerika, Romanya, Oyuncular arasında en fazla gol çıkarmaları dolayısile edün- ya kupası gol yıldızları» sırasına girmiş olanlar: Çekerin soliçi, Nejeldy 5 gol. Almanların merkez muhacimi. Conen 5 gol. İtalyanların orsi yeMeazzalari üçer gol çıkarmışlardır. Paolino çekilmiyor İspanyolların meşhur boksörü on dördüncü Paolino lâkabile ma- leri yaşının iler- Bugünkü tenis maçları Yugoslav tenisçileri bugün yetişebilirlerse maçlar yapılacak Romanyalılar- la temas yap © mak üzere Bük reşe ve oradan şehrimize kadar gelmiş olan Yu- goslav tenisçileri bugün ilk maç larını bizim şam» piyonları mızla Taksimde ki Ates Güneş fi sahasında yapa çaklardır. M. Kose viç, Şafer ve ma- 'dam Gostiçadan mürekkep olen | gi üç kişilik Yugoslav tenis takımı Bun buradaki müsabakalar netice- sinde ekseri galibiyetleri elde et- meleri kuvvetli ihtimaller dahi Tindedir, Yugoslav tenisçileri şim- diye kadar müteaddit beynelmilel temaslar yapmış tecrübeli ve gü- zel stili şampiyonlardır. Buna mukabil bizim tenisşilerimiz bey- nelmilel te ibarile epey zar yıftırlar. Bir tenis tömasına, muh- telif stillerde oyniyan İnsanlarla | çarpışmış olmanın büyük bir far- kı vardır. Bu fi goslavların bugü ba faik oldukları meydana çıka- bilir, Öğleden sonra başlıyacak olan bugünkü maçlarda bizim Sedat, Şirinyan ve madam Leagerden müteşekkil olan takımımız Yugos- e maçlarda kadınların da kısa pantalon giymesi âdet oldu. n Avrupa mecmualai lavların yukarıda isimlerini saye dığımız takımı ile boy ölçüşecek- tir. Bir kaç gündenberi ayağından rahatsız olan en iyi tenisçileri: | mizden Suadın pazar günkü maç- larda Türk takımında yer almasi pek muhtemeldir. Neticeler nasıl olursa olsun, Yu» slav şampiyonlarının ziyareti münasebetile güzel ve helecanlı tenis çarpışmalarına şahit olacan ğimiz muhakkaktır. Dün şebrimize gelmeleri bekle. | nen Yug. tenisçilerini getire- cek olan vapur gelmediği için bur. gün gelecek İtalyan Artigliyo va» puru zamanında yetişebilirse, müs sabakalar yapılacaktır. Aksi tak- dirde bu temasın haftaya kalması muhtemeldir. Akşam. en edebi tefrikası: 9. PA'T Bürhan Türk milletini yüzlerce yıl yalniz 'devlet kapısının bendesi, kölesi olarak bırakmanın verdiği bece- riksizliği ve iradesizliği benliğinin! bünyesinden kazıp çıkarmak için) Onu bir zaman için himaye etmek, yolumu göstermek ve alıştırmak lâzımdı. Bunu takdir eden inkılâp) kahramanları yeni Türkiyenin canlanma ve yaşama programını buna göre hazırladılar, Türk gencini serbes kazanç ha- yalına ısındırmak ve ona bu yeni işlerde yardım etmek için en ileri siyasi teşekküllerin kabul et imaye sistemini örnek almak lâ- zımdı, Türk gençleri harbediyor, kahramanlar gibi boğuşuyor, t0p- rağına, — hudutlarını göğsünü siper ediyor. Sonra gelip hükümet kapısında beş on kuruş maaş için bütün istikbalini memurluğa bağ- hıyordu. Ve o kan döker, boğuşurken, geride rum, ermeni, yahudi ve levanten rahat, endişesiz para ka» Zanıyor, zengin oluyor, hayat s€- sini yükseltiyor ve medeni insanın hakkı olan yaşamak şart- larını kazanıyordu. | Anadolu içinden kalkıp İstan- | bula iş bulmağa, para kazanma- ğa gelen Türk ve ermeni köylü” leri, ikisi de ayni toprağın ek- meğini yedikleri, ayni kanunun | çerçevesinde yaşadıkları halde, | Türk köylüsü daha ilk adımda hi-| mayesizliğin, teşkilâtsızlığın ver» diği şaşkınlıkla devamlı nata bile giremiyor. Günün bi de-silâh altına alınıyor. Memleketi müdafaasına koşuyor ve ömrünün! en verimli yıllarını ya düşman karşısında, yahut Yemen, Hav- ran, Dersim gibi iç düşmanlar | içinde geçiriyordu. O bu işle uğraşırken köyün den şehre beraber geldiği ermeni, yum, komşusu cemiyetlerinin teşkilâtı içinde hemen ie gi yor. Tezgâh ve terazi içinde pi- iyor, Kazancın er öğreni. yor ve Türk köylüsü silâhını de- poya teslim edip yorgun ve yeni bir işe atılmak kabiliyetini kay- belmiş bir halde köyüne, sapanı- na dönerken o paranın ye piyasa faaliyetinin verdiği — uyanıklıkla açılıyor, serpiliyor, hayat seviyesi yükseliyor. Refah ve emniyetin verdiği olgunlukla endişesiz, dai ma ümitli yaşıyor. Ferilerden yılan bu itiyatlar artık Türk var- in temel kanunu haline gel Türk asker, Türk memur Devlet makinesinin yalnız bu iki tebaasında görülen öz Türklere memleketin iktisat ve kazanç öle- edilmiyordu. Hür mali işlerinin bar şında bile çok defa rum ve er meni ve yahudiden âmirler, na zırlar bulunuyordu. Hattâ en yakın zamanlara kar dar devletin yalnız maliye işleri değil, hariciye nezaretleri bile Türkten gayri unsurlara bırakıl. aştı Mağlabiyet ve istilâ Türk mil. lelinin kafasına yedi sekiz yüz yıldanberi zorla sokulan ij iğrenç kanaatlerin birdenbire de şilip patlamasını temin etti, Turan yaylaklarında kopup gi ilen coşkun, hareketli, atılgan Türk evlâtlarını Mekke ve Bağ dat muskalarile tılsımlıyan temas- lar ve hadiseler birike birike dün. RORN Cahit yanın daima esl ve esaslı mede yonlanmış Tibet âması gibi uyuş kurmuştu, İşte 1914 te başlayıp 1918 e ka: dar de yesinde afyon hapı gibi dü pen bu şark çibanını deşti yüz yıllık pislik cerahat g ve taze kanla ayaklanan ö asil Türk silâhsız, cephanesiz düş- manların boğazına atıldı ve onları yere serdi Artık silâhlı düşmanlarla bera- ber içini zehirliyen bu tarihi ha- tadan da kurtulmuştu. Yeni yaşama plânlarını bu ma- nevi ve maddi kurtuluşun verdiği yeni fikirleri önüne katarak kur- du, Bu plânın başında şu vardı: — Türk lâiktir. Bu bir kelime dünden buzüne, mezar taşlarındaki burma kavuk- lardan aziziye fesine kadar Türk kafasının içine yerleşen ve onu bir kurt kemirip kötürüm. eden kanaatleri silip süpürmeğe kâfi geldi. ürk inkılâpçılari yeni devletin temelini bu plân üzerine kurduk- ları zaman Türk gençliği karanlık bir mahpesten fırlayıp taze hat ya kavuşmuş gibi derin ve geniş bir nefes aldı. Herpten, mağlübiyetten, istilâ dan ve nihayet zaferden binbir ders alan Türk gençleri medeni yaşayışın neye bağlı olduğunu ar- tık kavramışlardı. İş ve kazanç âlemi o kadar ge- niş ve karışıktı İki bu ümit ve he- yecan verici mücadele hayatında muvaffak olmak için tam bir Cenergie) İle çalışmak lâzirdı. Bu ince noktaları hisseden ve anlıyan Suat Rahmi tesadüfün de girdiği şirketin geniş lerine bütün hızı ile yardımı il mikyastaki i sarıldı. Vaziyet te onu himaye edecek şekil alıyordu. Ecnebi şirketler memleketin yer ni kanunlarına uymak için terti- bat alıyorlardı. Bu arada merkezi Manchesterde olan Şark ticaret limitet şirketinin de hükümetle bir çok muameleleri, temasları oluyordu. Gümrük işleri, firmaya ait kayıtlar, muamelelerin türkçe» leşmesine dair nizamlar, Memur bir kumunın Türk olacakla- rını bildiren emirler... Bütü bun- lar mister Grevsi Suat Rahmiye yaklaştırıyor. ve delikanlı âdet ül vazifesini © kadar meşgul in şimdi bir Türk mer mur daha almışlardı. Bu yüksek ücaret mektebini i terbiyeli bir gençi Muhsin bey ismindeki bu geni ci de Sunt Rahmi bulmuştu. Fe- Muhsin Türkiye yüksek at- lama şampiyonu Muhsin de şirkete (girdikten sonra Mikael Torosyan ve arka daşları artık şirketteki ceki ehem- miyetlerini kaybettiklerini anla” dılar, Mister Grevs şimdi her işte Suat Rahmi ile müşavere edi yor, ve en mühim İşleri ona bıra- kıyordu. Hattâ Didisin bazı va- zifeler bile Suat Rahmiye intikal rine uyduğu için iki İngiliz Suat Rahmiye çabuk. ısmışlardı. (Arkası var).