, Sahife 8 Çocuk Dünyası Hediye alanlar 18 ağustos 1932 tarihli bilme- cemizin halli: Şarlonun 8 No. lısı Doğru halledenlerden 1 ci he- diyemizi Ankarada Nimet Şakir H. almıştır. Kitap alanlar: 2 - Ankara 2 Mehmet B. $- Kadıköy 19 Melâhat H. 4 - Edirnekapı Şaziye Xi 5 - Balat Dıraman yokuşu Seher H. 6 - Üsküdar 12 Adnan B. 7 - Beyoğlu Tarlabaşı Necmi B. 8- Adnan Ferit B. 9 - Üsküdar Melâhat Cemil H. 10 - Şişli Ahmet B. Sok. Sacit B. 11- Büyükdere Kâmuran H. 12-Balat 12 Ramiz B. 13 - Osmanbey Şaziye Hilmi H. 14- Kuleli lis. 10 M. Reşat B. 15 - Feyziati lis, 232 Ismet B. Şekerleme alanlar: 16 - Büyükada 8 Şayeste H. 17 - Gireson Hilâlspor Mehmet B. 18-G. S. lis 978 M. Ali B. 19 - Uluköy 46 Bedriha H. 20-lnebolu tütün inhisarı Hamdune H. 21-1zmir 162 Nafiz Ali B. 22 - Harbiye Peralya ap. 3. 23 - Sultatnahmet No. 25 Salâhaddin B. 24 - Üsküdar Keşişyan. 25 - Isparta Pklis dairesi Muhiddin B. 26- Ânkara Haki: miyeti milliye Şükrü B. Çikolata alanlar: * 27 - Gedikpaşa Süheylâ H. 28 - Ankara 138 A. Reşat B. 29 - Babıâli Kader matbaası 16 Zekiye H. 80- Şişli Edibe H. 31 - Beyazıt 12 Hayri B 32-Km. Hayriye Hikmet H. 33 - Ankara 12 Sacit B. 34- Gazi kız m. Atıfet H. 55- Ankar 15 Ismail Hakkı B. 36 - Çengek köy' 47 Aliyo H. Büyük çikolata alanlar: 37 - Kadıköy 13 Nuriye'H. 88 - Cer rahpaşa No. 18 Celâl B. 39- Beyazıt 4 Necdâ Cemil H. 40'- Arnavutköy Güzin Hulki H. 41 - Bursa Yeşil Fazilet Ji. Bisküvit alanlar: 42- Üsküdar 19 m. Şadan B. 43 - Darüşşafaka 4 Orhan B. 4#-Ü. M.O. O M.444 İhsan B. 45- Pertevniyal lis 93 Nejat B. 46- Beşiktaş 51 Pakıye H. 37 - Panüaltı Notr dam de sion Roza K. 48 - Ankara 286 Nuri B. 49- Kadıköy Gayi m. Fikret B. 50- Beylerbe&i 16 Turkan B. 51-10'cn m. 9 Mesadet B. 52- Samim Bahtiyar B, 53 - Bakırköy Necdâ Necmeddin H. 54 - Pendik 11 « Esma H. 55- Beyoglu 991 Osman B. 66 -Içmir 11 Hilmi B. 57-Bebek 15 Mustafa B. 58 - Balıkesir 12 Ali B. 59- Bebek Nejat B. 60 - Aydın'M. Talât B. 61- Taksim Eli ap, Sabri B. Büyük bisküvit alanlar: 62 - Maçka Müfide H. 63- Balıkesir 1 Salih B. 64- Üsküdar 21 Adnan B. 65- K. m. Ahmet Sait B. 66 - Fatih 206 Necdet B. 67 - Matya 27 Ali Mehmet B. 68- Izmir 6 Muazzez H. 69 - Üsküdar 85 Emine H. 70 - Bergama Hazim Levi B, 71 - Izmir Leman Ismail H. Cep defteri alanlar: m - Büyükada Adnan B. 74#-Sanyor 2 Arif B. 75:15. 0. P.O. Nazim B. 76 - Is. 15 Neclâ Ali H. 77 - Edirnekapı Mehmet | B. 78 - Zonguldak Mükerrem H. 79- Avkaca Ziraat bankası Firdevs H. kızı | Ümit H. 80-Izmir Şifa eczanesinde Muhsin B. 81 - Ankara 11 Sara H. Mürekkep alanlar: 82 - Adana 2 Kasım B. 83- Sarıyer 91 Ali B. 84 - Büyükada Ata B. 85- Kabataş or. m. Kenan B. 86- Adana 2 Meömet Ali B. 87 - Is'or. m. 2 Nazım B. 88- Kumkapı 4 A, Feridun B. 89- Üsküdar 2 Neclâ H. 90- Ankara İhsan B. 91 - Ankara Kemal B. Cetvel alanlar: 98 - Beyoğlu 38 Suzan H. 98- Şişli Gültekin H. 94- Gedikpaşa 21 Saime H. 95 - Cemal B. ap. 3 Hluban B. 96 - Cağaloğlu 17 Meral W. Ferit B. 98- Göztepe 12 Neriman H. 99 - Bursa Yeşilde Ziya B, 200- Beyler- bey 27 Seniha EH. Kart alanlar: 101 - Kabataş 941 Haydar B. 102 - Samatya 21 Mehti B. 103-Samatya 25 M. Celâl B. 104 - Fatih 13m. 140 Cavit, B. 105 - Erenköy 25 Rüçhan H. 106- Üskükür 58 Leman H. 107- Samatya Yepime H., 108 - Sent Jandark m. Dür dane H. 109-Zeyrek 27 S.S. 110- Fatih 1 Necat B. 111 - Kız koleji Siret Adana 17 A. Tanf B. 73-| - 97 - Edirnekapı | Fuat H. 112- Şişhane 13 Cahide H. 113-Kiz o.m. Mebrure H, 114 - Edirne- kapı Saime H. 115 - Samatya 54 Hay- reddin B. 116- Şekerci bakkal 54 Niko B. 117- Cağaloğlu 11 Âdile H. 48- Eatih 66 Hikmet B. 119- Sarıyer 2 Nermin H. 120 - Adapazar 29 Nail B. 121-42ci m, 595 Müjgân H. 122-Ni- şantaş 120 Kodman cad. Kadriye H. 123- Konya Ahmet B. 124 - Yeni sok. 9 Neriman H. 125- Ankara Necmeddin B. 126- Ödemiş Cihat B. 127 - Heybeli Ada 30 A, Hamdi B. 128- Göztepe 29 Ali B. 129- Sarıyer 93 Güzin H. 130- Büyükada Maide H. 131 - Galatasaray lis. 417 Bülent B. 132- Şişli Süleyman ap. Asaf B. 133- Beşiktaş Nedaret Zeki H. 134 - Pangaltı 2 Melle. Mari. 135- Osmanbey 2 Güzin H. 136 - Erenköy 38 Mehmet B. 137 - Ankara adliye sarayı 3 Hasan B. 138 - Üsküdar Salih B. 139- Yenimahalle 116. Ali B. 140- Çarşamba 1 Süat B. 141 - Pangaltı 92 Yepine H. 142 - Taksim. 2 Saim B. 143- Konya Fikret B. 144- K.köy 79 Perihan H. 145-Kız k.m.ms.LütfiB. 146- K.köy 18 Mefküre H, 147- K.köy 13 Ziya B. M8- Şişli 2 p. Zekiye H. 149- Osmanbey Turan.B. 150 - Çapa 15 Cemil B. 151-1, e. mual. m. 53 Zeki B. 152- G.S. lis, 3 BülentB. 153 - Gazi Osman- paşam. Mehmet B. 154 - Göztepe 58 Hürşide H. 155-K.köy 105. Ekrem B. 156 - Üsküdar 23 Halük Kâmil BK: 157- K.köy 46 M. Naim B. 158 - Arnavut- köy Neriman H. 159 - Kasımpaşa 45 Cihat B. 160 - Eskişehir 6l Turhan B. 161 - Mahmutpaşa 24 Nerimpn H. 162- Bakırköy 26 Safiye H. 163 - Nişantaş 35 Ibrahim B. 164- Ankara M,SelimB. 165 - Sarıyer 5 Kerim B. 166- Adana Osman B. 167 - Haliç Fener Mazhar B. 168 - Balat 2 Rita H. 169 - Yeşilköy 39 Tevfik B. 170- Samatya 29 Adalet H. 171 - Psmanbey Güzin Naci H. 172 - Sütlüce Muzaffer B. 173 - Şişli lis, 244 Celâleddin B. 174 - Sarıyer Malike H. 175 - Nasuh paşa 31 Ferit B. 176 - Şişli 2 Fikret B. 177 - Üsküdar 81 Meliha H. 178 - Feriköy 2 Şayeste H. 179- K.köy 822 Arif B. 1S0- Göztepe Fahrünnisa H. 18I- Fatih2 Fatma H. 182 - Beyoğlu 281 Adalet H. 183- Büyükada Mari H. 184 - Şişbane Sabri Arif B. 185 - Üskü- dar 20 Nail B. 186 - K.köy 312 Dindar B. 187- G.S. lis, Suat B. 188- K.köy 5 Mühürdar Berin H. 189 - Hirkaişerif 9 Güzin H. 190 - Bakırköy 16 Nüzhet B. 191 - Pendik 85 Cahit B. 192 - Kasım- Muazzez H. 193 - K.köy 18 Behzat B. 194 - K.köy 57 Rıza B. 195- Sent Jam- dark m. Ruhiye H. 196 - Zeyrek 11 Ay- ten H. 1977 - Neriman Lâleli. 198- Bolu valisi Ali Rıza B. kerimesi Mediha H. 199 - Yeniköy 302 Behzat B. 200- Akşehir Hüsnü B. Dep” Hediyelerimiz her hafta PERŞEMBE günleri saat I den 4e kadar matbaamızda tevzi olunur. yeni bir posta mukavelesi ? Sofyada çıkan La Bulgari ga- zetesinin yazdığına göre, Türkiye - arasında bir Yunanistan yeni posta mukavelesi bahsedilmiştir. Bu mukaveleye nazaran, ber iki memleket yekdiğerine gönderdik- leri mektup ve posta paketlerin- den yüzde elli nispetinde tenzilât | yapacaklardır. Bu mesele hakkında, bir mu- | harririmiz, dün posla ve telğraf | baş müdürü Hüsnü beyden ma- lâmat istemiştir. Mumaileyh, bu havadisten haberdar olmadığım söylemiştir. Pamuk mahsulü Adana ticaret müdüriyeti Ada- nanın. pamuk istibsalatı hakkında ihracat ofisine bir rapor gönder- miştir. Bu raporda pamuk istihsa- lâtının 40 bin balye olacağı bil dirilmektedir. İzmir mıntakasile beraber Tür- kiyenin bütün pamuk istihsalatı 80 bin balye olacağı tahmin edil mektedir. Geçen sene 128 bin balye pamuk istihsal edilmişti. Gene dünya güzeli bahsi Keriman hanım şimdi günün yegâne mevzuu oldu. İçine gazete giren her ev, ister istemez bunu konuşuyor; çünkü matbuatın ilk sahifeleri hep dünya! güzelinin resimlerile, ona ait havadislerle dolu, Bu mevzu, - dolayısile - tanınmış iki yazıcımız arasında bir müna- kaşaya da sebebiyet verdi: Vâ - Nü bey, “zarfta birinci gelebildik, omazrufta da geri kalmıyalım, (marifet (orada! , demiş. Yusuf Ziya bey bu doğru ve haklı nasihata, nedense, fena halde içerledil Ateşler püskürdü ve türk kadınlığının mazrufta da hiç bir zaman ve biç bir suretle geri kalmadığını haykıran güzel bir makale yazdı. Bu beliğ müdafaa name için türk kadınlığı herhalde bir teşek- kür burçludur. Fakat kime?. Yusuf Ziya beye mi, yoksa V&-Nü beye mi?.. Bana kalırsa ikinciye, çünkü haftalardan beri usanmak bilmez bir sebat ve hararetle, harıl harıl dünya güzelini methet- mekte olan Yusuf Ziya beyin, kahraman, fedâkâr, içli ve özlü, hakiki türk (kadınının meziyetlerinden bahseden ilk ya- zısı, zannederim ki, o makaledir: Vâ-Nü'ya sataşmak için yazdığı o makalel İstiklâl harbini kazanmak mak- sadile cephelerde erkeği ile omuz omuza düşmana saldıran; cephe arkasından orduya mütemadiyen ekmek, su ve ümit yetiştiren; çocuğunu yağmur altında çıplak bırakan yegâne örtüsünü cepba- nenin üstüne örtüp, evlâdından daha aziz bir hamule halinde, onu ıslatmadan cepheye götüren Türk kadını kimdi?... © Fatma- ları, Ayşeleri, Zeyhepleri, Gül- sümleri matbuatımız bize niçin tanıtmadı ?.. e Muallim © körsüsü başında kan kusarak ölen genç | kızı kim tanıyor 2... Asil bir feragatle, gençliğin bin bir arzusunu geriye bırakarak memleketin dört köşesine irfan meşaleleri taşıyan sayısız Keri- manlar, Naşideler, Mübecceller var. Onları ne teşyi ediyoruz, ne de istikbal. Gazetelerimizin hiç bir köşesinde resimlerine (o tesadüf edemiyoruz. Avrupa mekteplerinde parlak muvaffakiyetler kazanmış zeki ve sebatkâr kızlarımıza lütfen yarım sutunumuzu ya verebiliyoruz, yahut onu da sakinıyoruz! Neyse... Bu acı bakıkatler üs- tünde daha fazla konuşmak iste- mem. Asıl mevzuuma, Keriman hanıma, avdet ediyorum: Güzel türk kızının kazandığı zafer, ha- kikaten, pek sevindirici birşey. Fakat bu zafer etrafında yapılan gürültüyü fazla bulmuyor musu- nuz?... Doğrusu bu gürültü bana - ve benim gibi pek çoklarına - artık lüzumunda kat kat fazla ve ma- nasız gelmeğe başladı. Ömrümde biç galip olmamış, zaferin meş'esini hiç tatmamış; hattâ hayatında “muvaffakiyet, i hiç temsil etmemiş bir insanın, ilk zaferi karşısında yapabileceği taşkınlığı, çılgınlığı yapıyoruz. Bereket versin ki cihana par- mak ısırtan istiklâl zaferi, her- kesin hatırlıyacağı kadar yakın bir mazidedir, yoksa yabancılar değil, kendi çocuklarımız bile tarihimizden şüphe (edecekler, “Sakın bu bizim ilk zaferimiz amsik vehmine düşecekler- dil... Bana kalırsa, sevimli kraliçemi- Tefrika No. 56 2 pmu enn si N y yap » o | TEME 1982 7 Eylül 1932 Ana - Kız Rakabeti Nakili : Pertev, mütezayit bir alâka gösterdi: — Yukarıdâ konuşulananları anlat! — Hiç, efendim.. Salon dedi- kodusu.. O kadar alakayı calip lâkırdılar değil. Baş parmağile, yan taraftakı kamarayı işaret etti; (Melihayi kasten: — Bu hanım, bütün beşeriyet- ten nefret ediyor! Zira insanların hiç birine itimat caiz olmadığını, insanların verdikleri sözü tutma- dıklarını, yukarda, acıklı acıklı söylüyordu. Galiba bu hanıma, biri bir çok vaatlarda bulunmuş. Sonra da, o vaatları tutmamış... Pertev: — Ya... - dedi. Ressam Ahmet Ramiz, hiç de oralı değilmiş gibi görünerek, ar- kadaşını göz hapsinde tutuyordu. Pertevin kızardığını gördü. Bir süküt devresi geçti. Yan odadan hiç bir gürültünün geldiği işidilmiyordu. Ressam, bir kerre daha tekrar etti: — Ferit efendi Valkin Meliha hanımın bütün beşeriyetten şikâ- yetlerini kendi üzerine alıyor gibiydi. Hattâ, dedi ki, her halde ve ber halde onun imdadına ye- tişecekmiş... Muhtaç olduğu yardımı ondan diriz etmiyecekmiş! Pertev: — Ya?.. - dedi. Fazla tafsilât Overmek iste- medi. Zira, bu hususta, bizzat ressamdan pek daha fazla şeyler biliyordu. Ahmet Ramiz, arkadaşının ısrar etmediğini ogörünce, büsbütün şüphelendi. Onun bir şeyler bil- diğinden kuşkulandı. Sözünü bir hatimeye bağlamak için: ii — Evet, bütün bunlar, esasen, gayet omantıkil Azizim. sana bundan iki sene bilmem kaç ay evvel, Istanbul'da, Beyoğlun'da Tokatliyandan çıkıp Taksim bah- çesine doğru giderken söyledik- lerimi hatırlarsın! Hani şu biçare Meliha hanımın Hasan beyle izdivaç ettiği yün... Bizim piyanist Orhan, o gün, dügünde, izdivaç marşı çalacak yerde matem marçı çalmıştı! Ab, hassas çocuk.. Bu izdivacın böyle matemengiz bir neticeyle nihayetleneceğini nasılda hissetmişti. Elbette, bir kızın Leylâ hanım efendi gibi bir annesi olursa akıbet Obudur. Orhan gibi, ben de, bu izdivacın tice ve bissetmiş- zin bu muvaffakıyetini, büyük ve aziz reisimizin buyurdukları gibi, “çok tabii bulmak, lâzım gelir. Ve gene o büyük zatın söylediği gibi “Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihi olarak bilen ,, herkes, “ Türk kızlarından birinin dünya güzeli intihap olun- muş olmasını çok tabii,, karşılar. Muhakkak ki Keriman, Türki- yede tesadüfen yetişmiş bir tek güzel kız değildir. Siyah göğüs- İlkler içinde yüzlerce, binlerce Keriman ayarında güzel, pek güzel kızlarımız var ve Türk ıkı bununla iftihar edebilir. Mütevazı kraliçe, dünya güzeli olmak hulyasını son dakikaya kadar aklının yanından bile geçir- memiş; ailesi de bu muvaffakıyeti hiç ümit ve tasavvur etmemişler miş. Hatta mektep arkadaşları, bir muharrire.. “Bizim Keriman mı?. Sakın bir yanlışlık olmasın?.. ,, diye soruyorlar.. Garip şeyl.. Halbuki ben bu neticeye muw- (va - No) tim... O gün sana bunları söyle“ miştim... Hatırlıyorsun, değil mi, hatırlıyorsunuz elbette... Arkadaşının birden bire coşan gevezeliginden bunalan Pertev, onun sözünü kesti: — Ramiz bey... -dedi.- Netice, sizin tahmininizden de daha fena oldu... Maalesef.. Ondan da fena. Ressami: — Ya?..- diye şaşırdı. Şaşırması ve yüzünün ifadesi, hayretten ziyade merak ifade adiyordu. Pertev, başımı sallayarak: — Maalesef.. Maalesef.. - dedi.- Ondan da fena.. Vaziyet çok fena.. Lâkin, fenalığın ne olduğunu izah etmedi. Ramiz, bu sefer, arkadaşının dimağındaki fikirleri okumak is- ter gibi, onun göz bebeklerinin ta içine baktı. Mamafih, sualler sormaktan içtinap etti. Buna rağmen, bir müddet sonra: Yavrum... - dedi. - bana bildik- lerini anlatman için israr etme- © yorum... Fakat mademki bütün bu işler, bizzarure, feneya mün- cer olacak... Madamki o kanaatte- sin.. Bari, şü işin içine sen karışma.. Pertev, bir kere daha kızardı. — Dostum, benim için endişeye düşme..- dedi.- Vakıa bu işler, tasavvur ettiğinizden de daha fena netice verecektir; fakat, ben, elimi eteğimi çekeceğim. Bu işle ben, şahsen meşgul olmayacağım. Buna karar verdim. Biraz sustu, Sonra, ilâve erti: — Daha doğrusu, bu işlerle sonuna kadar uğraşacak cesaret | ve kuvveti kendimde bulamadım, azizim, Ahmet Ramiz! - dedi. Ressam, arkadaşının elini sıktı : — babet... Isabet.. Nene lâ- zn ? Dertsiz başını derde belâya sokma... Ben, senin dostunum... Ver elini... Elele tutuştular... Biribirlerinin parmaklarını sık- tılar. Iki arkadaş, bir dakika kadar, o vaziyetlerini muhafaza ettiler. Ne o, ne öteki kımıldandı. Yan kamarada,- Meliha hanımın kamarasında- kadının soyunmasın- dan mütahassıl gürültü işitiliyordu. Kadın, asabi olduğu için, gürültü çıkarmaktan geri durmuyordu. Neredeyse, bu gürültü, gecenin sükünu içinde boğulacaktı. Fakat birden bire... Birden bire Meliha hanımın kamarasının kapısı vuruldu. (Arkası var) AA tazırdım. Hemde üç seneye yakın bir zamandan beri, bu neticeyi bekliyordum. Zümrüt gözlü, pırlanta gülüşlü masum Mübeccel neden dünya güzeli ilân edilmedi? Ve derisinin içinde kan, et değil de ay ışığı dolu gibi görünen güneş gözlü Naşide niçin üçüncü oldu? Hâlâ hayret ederim. Belki Avrupalıların gözü kum- ral (o güzel görmeğe alışık olduğu için, belki de her hangi başka bir sebepten dolayı, güzel- likte dünya birincisi olmanın zevkini bize öteki kralıçelerimiz veremedi Keriman kızımız verdil Bundan dolayı kendisine müte- şekkiriz. Onu severiz, alkışlarız, saadetini temenni ederiz ve bu zaferin sevincini duymak da hak- kımızdır. Fakat görmemişler gibi taşkınlık etmek; mütemadiyen bu mevzu etrafında el çırpıp haykır mak lüzumsuz! Hattâ ayıp!... Halide Nusret