iklime ii neki Haziran 1293 Akşam Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA > — EEir nE-ypneiza | Ediplerin teşebbüsü Ş T ; ; mani EEHIR HABERLE EDE Aşkın en güzel — Maarif vekili beyefendinin zamanı nazarı dikkatine — Dün şair Orhan Seyfi, “Akşam, gazetesine telefon ederek Selâmi İzzet'i ve beni bir mecmua mese- lesi hakkında görüşmek üzere, yazıhanesine davet etti, Meğer, memleketin on on beş tanınmış edibi daha evvelden aralarında konuşup anlaşmışlar; bizi de ka- rarlarından haberdar etmek ve mesailerine ( iştirakimizi (temin eylemek ( istiyorlarmış. o“ Ede- biyat mecmuası, ismile neşrine karar verdikleri bu mecmua, şu veya bu cereyanın, şu veya bu noktai nazarın naşiri efkârı olma- yacakmış. Bilâkis, fikirleri ve tahassüsleri yekdigerine en zıt olan insanlar bile burada yazi yazabilecekler; uzlaşması en kabil olmıyan imza sahipleri, aynı sa- hifelerde yan yana eser neşrede- seklermiş. Malüm tabavvül ve buhranlardan sonra memlekette bir tek fikir ve edebiyat mec- muası çıkamadığı bu devirde, bir mecmuanın barınabilmesi için, ancak böyle bir elbirliğine, coa- lition'a, ihtiyaç varmış. Şiirleri ve bedii kanaatları yek- diğerlerine asla benzemeyen Ah- met Haşim, Mithat Cemal, Orhan Seyfi, Nazım Hikmet, ilb, bu “Ede- biyat mecmuası,, nda yazı yazmağa razıyımişler. Bedii noktai nazarları biribirininkine hiç de andırmayan Nurullah Atâ ile Selâmi İzzet,- daha geçen aylar aramızda mü- nazaa çıkmasına rağmen- Peyami Safa ile ben, birkaç darülfünun professörü, - daha saymayayım, - hülâsa yirmiye yakın edebiyatçı bu “Edebiyat mecmuası,, nın etrafında birleşmek arzusundalar... Demek ki, mecmua, Yunanlı'la- rın Elefteron Vima Fransız'ların Tribune Libre dedikleri çeşit ser- bes bir gazete, bir “edebiyat kırkanbarı, (olacak! Sütunları arasında çarpışmalar, kavgalar zuhur edecek. Bir hayatiyet gös- terilecek, (Uzaktaki, yakındaki diğer tanınmış imzalar da buraya celbedilecek. Ve edebiyat mec- muası, yevmi gazete hacmında, haftalık olacak. Ne güzel fikirl.. Edebi kurak- lıktan şikâyet olunan bu devirde, manevi buhranın önüne geçmek için bundan alâ tetbir mi olur?.. Lâkin maalesef, manen birleşen edebiyatçılar, uzun münakaşalar neticesi, maddeten birleşmeğe imkân göremediler: Mecmuanın başlangıç sermayesi ile yazı ücreti meselesi - boşa koyduk dolmadı, doluya koduk almadı- bir türlü balledilemedi, vesselâm... Teşeb- büs te, “şimdilik,, kaydile, çengele asıldı. Son günlerin gazetelerinde, sporcuların profesyonelleştirilmesi (Devamı dördüncü sahifede) (Vâ-Nü) z Haki... Işte bir büyük lügatl,. Olsa olsa bundadırl., Yangın yerleri Bütün arsaların çapları verilecek Istanbulun yangın yerlerinde henüz çapı alınmamış ve sahipleri tarafından filen tasarruf edilemeyen bazi arsalar vardır. Bu arsaların bir kısmı belediye tarafından istimlâk edecektir. Istanbulun kadastro ameliyatı yerlerinde oOemlâk ve erazinin hukuku vaziyetleri tayin edildiği halde henüz kadastroya tabi olmayan (oyerlerde vaziyetleri bu kabil arsalar vardır. Bu gibi arsalara ait hukuki vaziyet- leri bir an evvel tayin etmek ve eshabının uzun müddet bek- lemelerine mani olmak lâzım “ geliyor. Bu cihet nazarı dikkate alınmıştır. Belediye, bu seneki bütçe ile de istimlâk ettiği imlâk ve arsa- ların bedellerinden mühim bir kısmını sahiplerine ödiyecek ve bu gibi pürüzlü işlerin halline çalışacaktır. Yakında bu hususta tetkikata balanacak ve bu suretle belediye ile halk arasında ehtilâfa sebebiyet veren ve henüz vaziyeti anlaşılmı- yan arsaların tasaruf ve hukuki vaziyetleri kati surette halledilerek sahiplerine çapları verilecektir. Esrar ve kumar Iki esrarkeş ve iki kumarbaz ele geçti Zabıtanın aldığı son şiddetli tedbirler neticesinde gizli esrar ve kumar yerlerinin bir çoğu kapatılmıştır. Dün gece bir hanın odasında esrar içilmekte olduğu haber alınarak araştırma yapılmıştır. Bu odada Abbas ve Nadir isimle- rinde iki kişi esrar içerlerken tutulmuşlardır. Odada bir mıktar esrar, afyon hapları, kabak ve saire bulunmuştur. (Esrarkeşler adliyeye verilmişlerdir. Osman ve Mahmut isimlerinde iki kişi de Fatihte bir evin köşesinde zar atarak kumar oy- narlarken cürmü meşhut halinde yakalanmışlardır. Faizcilik ve tefecilik yokmuş Bundan bir müddet evvel gaze- temizde Hayreboluya dair bir yazı çıkmıştı. Bu münasebetle Hayrebolu belediye riyasetinden bir mektup aldık. Bu mektupta evvelce yazıldığı gibi, Hayreboluda tefecilik, faizcilik olmadığı, esna- fın satışını kontrol için hiç bir yere kantar konulmadığı bildiril mektedir. Hayrebolu belediyesi vazifesini kanuni bir şekilde yapmaktadır. Nasıl indirilecek? Taşdelen suyu hakkında tetkikat yapılıyor Taşdelen suyunun sahile indi- rilmesi için tetkikat yapıldığını yazmıştık. Bu tetkikat daha bir kaç ay sürecektir. Ameliyata başlanmak için tetkikatın tamam- lanması lâzımdır. Tetkikat neticesinden Taşdelen suyu hangi yollardan geçirileceği ne gibi tesisat yapılmak lâzım geleceği | anlaşılacaktır. İnşaata ancak son baharda başlanacaktır. Fakat Taşdelen soyunun menbaı Üsküdara nazaran çok uzak olduğu için inşaatın uzun süreceği muhakkak addediliyor. Taarruz yokmuş Gazetemizin 10 haziran tarihli nushasında “Iki sırnaşık, serlev- hası altında bir yazı çıkmıştı. Bu yazıda Saim ve Ibrahim isimle- rinde iki kişinin Beyoğlunda Melek isminde bir kadına sataştıkların- dan bahsediliyordu. Dün Tophanede Defterdar yo- kuşunda 12 No.lı hanede Saim ve İbrahim imzalarile aldığımız bir mektupta deniliyor ki: Bu vaki neşriyatta mevzubahs olan Saim ve İbrahim bizler olup bu gibi vakayiin irtikâbına terbiye ve seciyemizin müsait olmadığını obilbeyan böyle bir taaruzda ve ne de silah çekerek ölüm tehdidinde bulunmadığımız gibi istimdat neticesi polis dev- riyeleri tarafından da yakalanarak hakkımızda tahkikat yapılmakta olduğuna dair vaki neşriyat İ külliyen aslıesastan ari ve müf terilerin isnadından ibaret bulun- muştur. Filhakika Hamdi efendi ve Melek hanımın istidaları üzerine Bos- tanbaşı Okarakolunca (tahkikat yapılmakta ise de gazetenizde neşredildiği o gibi bir taarruz ve silâh çekerek ölüm tehdidinde bulumak ve istimdat üzerine polis devriyeleri tarafından yakalanmak gibi bir vaka olmadığı zabıtaca da malümdur. Matbuat kanununun Omaddel mahsusası mucibince ilk çıkacak nüshada tekzip ve tashihini talep ederiz. AKŞAM ABONE ücretleri am * Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 6 AYLIK 750 » 1480 3AYLIK 400 » 800 > IAYLIK 150 » — ey Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kw ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 9 — Ruzuhızır: 40 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 626 847 4,32 8,33 12 Va, 2,7 4,28 1214 16,15 19,42 2144 mal Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Amca Beye göre... 230 Yeni inşaat Apartmanlarda yanlışlığa meydan verilmiyecek Son zamanlarda Istanbulda inşa edilen beton apartmanlardan bir kısmının kâfi derecede sağlam ve metin yapılmadığından sık sık şikâyet ediliyordu. Bunun sebep- leri belediye fen heyeti tarafından tetkik edilmiştir. Neticede inşaat ruhsatiyesi alınırken beton arme inşaat hesabına merbut tafsilâtın noksan verildiği ve bu noksan hasebile inşaat müteahbitlerinin gelişi: güzel Ohareket (ettikleri görülmüştür. Bu sebeple betonarme inşaat için ruhsatiye alan müteahhit bu hesabatın bütün inceliklerini gös- terecek mühendis ve mimarların inşaatı sık sık kontrol edilerek ruhsatnamedeki esaslara ve proje mühteviyatına riayet oetmeleri temin olunacaktır. Belediye fen heyeti bu esaslara riayet edildiği takdirde binaların her türlü fenni metaneti haiz olacağına ve çöküntü, yarık, temelden kaymak gibi hadiselerin tekerrür etmeyeceğine kanidir. Kavga ve cerh | nutpaşada leblebici Ali ve Ibra yekdigerlerile bir alış veriş yüzünden kavga etmişler, Ali arkadaşını bıçakla karnından yaralamıştır. Heybelideki ceset Meçhul ölünün hüviyeti henüz anlaşılamadı Geçenlerde Heybeliadada Rum mektebi civarında bir ceset bulun- muş, cesedin çehresi çürümüş olduğundan teşhis edilememişti. Tahkikat esnasında sahilde bir de kayık küreği bulunmuştur. Cesedin hüviyeti hakkında yapılan tahkikattan bu adamın Istanbullu olmadığı, burada kimsesi de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ada açıklarında bir de küreksiz sandal görüldüğü söylenmektedir. Tahki- kat devam ediyor. Bir amele kömür boşaltırken yaralandı Deniz tahmil ve tahliye ame- lesinden Mustafa Şüle vapurunda kömür boşaltırken, kömür vinci birdenbire kopmuş, Mustafanın üzerine düşmüştür. Mustafa ağır surette yaralanarak hastahaneye kaldırılmıştır. Yangın başlangıcı Bu sabah saat yedi buçukta Pangaltıda (Ohamam mevkiinde bir bakkal dükkânından yangın çıkmış, sirayetine meydan veril- meden bastırılmıştır. Dün gece de Mahmutpaşada bir omanifaturacı (odükkânından yangın çıkmış, dükkân kısmen yandıktan sonra söndürülmüştür. — “Buğaziçi, pazar.. P,, işaretile bir okuyucu mektubu aldım. Bu mektuba bir de defter merbut. Defterde bir anket var: “Aşkın en tatlı anı ne zamandır?,, Buna birçok delikanlılar, genç kızlar cevap vermiş.. Şayanı dikkat bul- duklarımı buraya alıyorum: 1 — Aşkın en güzel zamanı seni seviyorum! , (o denildiği vakittir. 2 — Uzun bir hasretten sonra sevgiliye rast gelince... 3 — Sevdiğinizin Oo gözünden sizin için dökülen yaşların içinde kendi hayalinizi seyretmek... 4 — Sevdiğinizden ilk kıskanç- lik tokatını yediğiniz zaman... 5 — Elleriniz elleri (içinde, gözleriniz gözlerindeyken... 6 — Sevdiğiniz uyurken, onu seyretmek... 7 — Bir yaz günü sevgilinizle köprüden kalkan bir vapura bin- mek ve boğaza kadar şöyle uzanmak.. 8 — Sevgilinizden uzak gece- lerde kendi kendinize onun ismini fısıldarken.. 9 — Sevdiğinizin dudakları arasına kiraz, çilek vesaire gibi yemişleri kendi elinizle koymak.. 10 — Sevgilinin mendilini çal- mak ve o yanınızda yokken gece- leri kokusunu uzun uzun kok- lamak. Vallah bana kalırsa aşkın en güzel anı bunlardan hiç birisi olmasa gerektir. Hele dördüncü cevap yani ilk tokatı yemek pek kübik bir zevk. Hak taâla şimdi- lik beni bu kabil ezvakı dünyevi- yeden masun kılsın... Bence aşkın. en güzel demleri, bu sıcak gün lerde çamlıcanın en tepesinde bir köşk... Püfür püfür rüzgâre karşı açılmış (opençereler... Boğaz, deniz, derya ayağınız altında.. Önünüzde bir sofra. Üstünde buzlu ayran.. Buzla âşılanmım köpüklü köpüklü biralar.. Doma- tes salatası.. Bir kenarda buzun içine erikler, kirazlar, kayısılar.. Işte aşkın en güzel demleri.. Zannetmem ki böyle buzlu, köpük- lü sevgililer arasında başka bir sevgili daha arayasınız.. Hikmet Feridun Fotoğraf makinesile kaçarken yakalandı Kumkapı zabıtası azılı bir hırsız yakalamıştır. Ziya ismindeki bu hirsiz, Kumkapıda Cumhuriyet caddesinde Karbis efendinin fo- tografhanesinin önünde dolaşırken Karbis efendinin dalgınlığından istifade ederek bir fotograf ma- kinesini alıp kaçmağa başlamıştır, Bunu görenler hırsızın arkasın- dan bağırarak kovalamağa başla- mışlar, bu sırada polisler de yetişerek Ziyayı yakalamışlardır. A.B. — Ne arayorsun hazret? — Şu (Konfor modern ) ne demektir, onu anlamak istiyorum Amca beyi A.B. — Beyhude yorulma iki gözüm, ayda bir kaç bin lira kazanmadan | C Asri konfor ) un ne demek olduğunu anlıyamazsın|