Sahife 2 Akşam s2 14 Haziran 1932 Dünyanın 7 . Barut inhisarı yuvarlandığı Bu Sabahki Telgr aflar Beş kişilik bir encümen korkunç uçurum.. (Baş tarafı birinci sahifede ) Deniz, kara, hava komisyonları “ taarruzi , silâhların hangileri olduğu hakkında umumi komis- yon tarafından sorulan suallere ait mesailerini bitirdiler, her biri kocaman raporlar yazdı, umumi komisyona verdi. | Evvelce de bildirdiğim (gibi, bu raporlar, komisyonlarda muhtelif devletler murahhasları (arasında, hemen hemen her noktada, tezahür eden ibtilâfları ve birbirine zıt noktai nazarları, olduğu gibi anlatmakla iktifa ediyor. Devletler, ne saffı harp gemilerinde, ne tabtelbahir- lerde, ne ağır toplarda, ne tanklarda, ne bombardıman tay- yarelerinde... hiç bir noktada hangilerinin hassaten tecavüz silâhı addedilebileceğinde anlaşamadılar. Gelecek hafta içinde, ayın 13 veya on dördünde, umumi komisyon - Hariciye nazırlarının iştirakile - içtimalarına başlıyacak, ve bu raporlardan netice çıkaracak... Şimdilik, müsbet bir netice çıkacağına o ibtimal (veren pek azdır, hiç yok gibidir. Herkes bedbin.. a Bütün mesele, gelecek hafta Cenevrede tekrar buluşacak olan “başvekiller ve hariciye nazırları arasında careyan edecek hususi mükâlemelere bağlı... Bu diplo- matlar umumi ve siyasi prensip meselelerinde, gizli görüşmelerinde itilâf edebilirlerse, konferansın müstakbel aleni celselerinde bir netice elde edilir. Onlar daba evvel kendi aralarında anlaşamazlarsa mütahassıslar Obir dretnotu bir ceviz kabuğu içine sığdırmak, yahut tayyareyi çocuk uçurtması haline sokmak çaresini bulsalar bile konferanstan netice çıkmaz. Terki teslihat konferansından bir netice çıkmazsa ne olur? Ne mi olur? Bundan sonra Avrupa ve Amerikadaki bütün intibaplarda ( sosyalistler odaha « fazla ekseriyet temin ederler ve profesör Einsteinin dediği gibi: “Beş sene geçmez, milletler, teslihatı, hükümetlere rağmen, kendi kendilerine tenzil ederler!,, Hulâsa, dünya, zaten yuvarlan- makta olduğu korkunç uçuruma daha çabuk vasıl olur... Bunu (o bilmeseler (konferans şimdiye kadar çoktan dağılırdı... lk asan bitti (Bâş tarafı birinci sahifede) sile buğday fiatlerinde ki yükseliş âmil olmuştur. Bu zam karşısında artık fırın- cıların hiç bir itirazı kalmadığın- dan bugünden itibaren ekmek işi yoluna girmiş oluyor. Belediyenin (o kanaatine göre buğday fiatleri yeniden düştüğü için bu zam muvakkattır. Gelecek haftaki narhın gene düşeceği tah- min ediliyor. Bununla beraber bir kaç gün halkı ekmeksiz bırakan fırıncılar hakkında takibat yapılacak ve bir daha bu suretle hareket edilme- mesi için haklarında müessir tedbirler alınacaktır. Meclis reisinin ziyafeti Ankara 13 — Meclis reisi Kâzım paşa Emir Faysal hazretleri şerefine bu gece Halkevinde bir ziyafet ver- miştir. Yarın akşam Emir hazret- leri tarafından Gazi Hazretleri ve hükümet erkânı şerefine Halke- vinde bir ziyafet verilecektir. Masonluk hakkında Ankara, 14 — Fırka gurupu bugün toplanacaktır. Bu içtimada dahiliye vekilinin Mahmut Esat B. tarafından masonluk hakkında sorulan suallere cevap vermesi muhtemeldir. Ankara 14 (Telefon) — Ankara- nın ileri gelen eşrafından Fabred- din efendi ile zevcesini servetine tama ederek katledenlerden Kmız ve Paragon bu sabah asıldılar. Şehri heyecana veren şeni vaka- nın faillerinin bu sabah cezaları, bulacaklarını duyan kesif bir halk kütlesi daha gece yarısında seh- paların kurulduğu yerleri doldur- muştu. Sabahın ikisinde Cebeci hapis- hanesinde bir fevkalâdelik göze çarpıyordu. Cumhuriyet müddei umumisi Ekmel bey muavinlerile jandarma, polis erkânı hükmün tatbikine iptidar için gelmişlerdi. Kımız ve Paragon birlikte yat- tıkları odada uyandıkları vakit cezalarını çekme dakikasının gel- diğini anlamış olacaklar ki hele- canle yataklarından fırlamışlar ve pantalonlarını üzerlerine çekmeğe başlamışlardır. Kımızdan evvel hapishane mü- diriyeti odasına gitmeğe davet edilen Paragon yastığının altına sakladığı küçük bir kitap ile bir gün evvel yazdığı bir mektubu koynuna koymuş ve elleri arkasına kelepçelendiği vakit: — Galiba gidiyoruz!.. Demiş, şaşkın adımlarla hapishanenin loş merdivenlerini çıkarak kendisine hükmü tebliğ edecek heyetin huzuruna gelmiştir. Müddei umumi Ekmel bey Paragona hükmün infaz edilece- gini, bir söyliyeçeği olup olmadı ğını sorduğu vakit idam mahkümu itidalini omuhafazaya © çalışarak — Ne olsun... Diye mırıldan- mış ve sonra kardeşile görüşmek arzusunu isaf etmiştir. Bu arzusunun yerine getirilme- Ulu dağda feci bir Ulu dağdan getirilmektedir. yağmurun kara çevirdiğini yoluna devam etmiştir. Vakıflar hakkında kanun Ankara 13 — 4 Teşrinievvel 929 tarihinden evvel mevcut olan vakıflar hakkında bir kanun lâyi- hası hazırlanarak Millet Meclisine tevdi edilmiştir. Hususi hastaneler Ankara 13 — Hususi hasta- neler hakkında bu hastanelerin açılma ve idare şartlarını ibtiva eden bir kanun lâyihası hazırlan- mıştır. z | Katillerden birinin son sözü: düşmanı da şaşırtmasın, hakkınızı helâl edin!,, sine imkân olmadığını anlayınca koynundaki kitap ve mektubu işaret etmek istemiş ve gardiyan- lar bunları koynundan çıkarınca ermenice yazılmış olan mektubun okunmasını istemiştir. Odanın köşesinde duran ve dini merasimi ifa için getirilen papas bu vazifeyi yazının fazla kötü olmasına mebni yapamayınca Paragon mektubu bizzat okumak teşebbüsünde bulunmuştur . He- lecanı buna mani olmuş: — Ne okuyayım?.. Alacakların hakkında kardeşime bazı şeyler yazdım, onları tahsil etsin de- miştir. Paragon bu ifadeyi birkaç defa tekrar etmiş ve mektubun bira- derine muhakkak verilmesi husu- sunu ehemmiyetle temenni eyle- miştir, kendisine verilen cevap şu olmuştur: — Müsterih -ol, deşine verilecektir. istedin de yapmadık? Paragon ümitsiz bir ilâve etmiştir: — Mektubu verseniz de o, bu paraları alamıyacaktır. Ben bile uğraşıp ta alamamıştım. İnkâr ediyorlar. Paragon Ermeni papazının önü- ne götürüldü ve burada dini merasim yapıldı. Papas elinde tuttuğu ipek mendile sarılı gümüş bir kutudan Paragonun ağzına hamurdan yapılmış bir küçük haç koydu. Elile ona iki üç yudum su içirdi: “Cezanı çekeceksin, Allah seni affetsin!,, dedi. Paragona beyaz gömlek giy- dirildi, hacı Bayramda kurulan seh- paya götürülmek üzere odadan mektup kar- Bizden ne tavurla olmuştur. tecrübeli Yalnız lar ölmüştür. Ticaret Odası ikinci reisi Süreyya bey vefat etti Atina, 13 (Hususi) — Istanbul ticaret odası reisi sanisi Şerif zade Süreyya bey burada vefat etmiştir. Süreyya beyin cenazesi tahnit edilerek Istanbula gönde- rilecektir. Atina ticaret ve sanayi odası, İstanbul ticaret odasına bir taziyet telgrafı çekmiştir. Ankarada iki katil asıldı “Allah çıkarıldı. Paragon asılırken sadece etrafına tanıdık bir sima arar gibi merakla bakındı. Kımıza gelince, yakayı ele ver- diği dakikadan beri cürmünü kolaylıkla itiraf eden bu cani, hapishanede kaldığı müddet zar- fında sakal koyvermiş ve çok yerinde bulduğu mahkeme kara- rının tatbikini sabırsızlıkla bek- lemiştir. Adliye heyetinin karşı- sına çıkarıldığı zaman “hiç bir söyliyeceğim yok! Kimsem de yok. Yalnız Pariste bir kardeşim var, on senedir haber alamıyorum, vefa- tımdan onu haberdar edersiniz ,, dedi. Fakat kardeşinin adresini bilmediğini de ilâve etti. Kımızın da koynunda bir mek- tup vardı. Bu mektup Paragonun kardeşi kel ağaya hitaben yazılmıştı. Eşe dosta selâm ve veda mek- tubu idi. “İşte geldim, işte gidi- yorum,, diyerek papasın önüne kadar ilerliyen Kımız omutekit bir insan gibi papasın duasını derin bir vecit çinde takip etti. Papasın verdiği suyu çölü geçen bir seyyah gibi sine sine içti. Gömlek giydirildikten sonra oda- dakilere : — Cümleten hakkınızı helâl ediniz.. Dedi. Inşallah son posta ile gidiyoruz. Allah düşmanımı da şaşırtmasın. Tekrar papasa. tevec- cüh etti, elini öpmek istedi. papas elini uzatmakta hayli tereddüt etti. Saman pazarında yağlı ip boy- nuna geçipte ayakları altında duran masadan kesildiği vakit o, hâlâ boğuk bir sesle: — Hakkınızı (o helâl Diyordu. ediniz... Haziranda soğuktan donanlar! Bursadan, kar getirmek için Uludağa çıkan bir genç, katırile dondu Bursa, 13 (Hususi) — Şiddetli sıcaklardan sonra | | havanın birdenbire devamlı yağmura çevirdiği gece donma hadisesi Bursada buz yapılmadığı için, şehre lâzım olan kar Bu iş eskiden bir fermanla Buzcu beyler ailesine verilmiştir. Her gece katırlarla dağa çıkan alâkadarlar gece kar keser ve sabahleyin erkenden şehre getirirler. O gece karcılar, havanın yağmurlu olmasına rağmen gene yola çikmışlardır. Fakat yarı yolda görünce, karcılar ileri gitmekten vaz geçmişlerdir. Elma çukuru köyünden Haydar isminde 18 yaşında bir delikanlı nasihatlere: “Ölmek var dönmek yok!,, Diyerek cevap vermiş ve tek başına dört katırla | Haydardan sabaha, öğleye kadar haber alına- mamış, bunun üzerine merak ve endişe artmıştır. Delikanlıyı aramak üzere ertesi gün ikindiye doğru Ulu dağa çıkıldığı zaman etrafa üç karış kalınlı- ğında kar yağdığını görmüşlerdir. Nihayet tepeye yakın bir kar kuyusunda Haydarın soğuktan don- muş olduğu müşahede edilmiştir. birinin de donduğu anlaşılmıştır. Mesele derhal zabıtaya haber verilmiş ve bugün zavallı Haydar donduğu yerden otomobille alınarak köyüne teslim edilmişlir. Bursa 13 ( Hususi ) — Ulu dağa bir metroya yakın kar yağmıştır. Yaylaya çıkan bir çok koyun- Katırlardan aa Fazlı bey gitti Sabık vali muavini Fazlı bey yeni vazifesine başlamak üzere dün şebrimizden O ayrılmış ve istasyonda vali muavini Ali Rıza beyle mülkiye müfettişleri, vilâyet rüesasi , ahbapları Ove sair zevat tarafından hararetli bir surette teşyi edilmiştir. Fazlı bey Ankaradan oDiyarnbekire gide- cektir. intihap edilecek Ankara, 14 — Büyük Millet Meclisi dahili (o nizamnamesinde bazı tadilât yapmağa kararvermiş, bugünkü celsede tadilât kabul edilmiştir. Buna nazaran dahili nizamnamenin 170 inzi maddesi 119 uncu maddeye son fıkra olarak ilâve edilmekte ve onun yerine atideki madde konulmak- tadır : “ Adliyece bir işin takibi sıra- sında icra vekillerinden birinin vazifesinden münbais bir husustan dolayı vazife noktasından verilen bir kararla meclise bir müracaat vuku bulursa heyeti umumiye bu hususta meclis tahkikatına mahal olup olmadığını tayin için evvel- emirde beş kişilik bir encümen teşkil eder ve meclise bu encü- menin mazbatası arzedilir. ,, Dahili nizamnamenin 171 inci maddesine atideki fıkra ilâve edil- miştir. 5 “ Alâkadar vekil, mebus değilse Meclis bir müddet tayini ile yalnız yazılı müdafaasını almağa karar verir. » Bu tadilât üzerine meclis, barut inhisarı (meselesi (omünasebetile ismi geçen Trabzon mebusu Hasan bey hakkında meclis tah- kikatına mahal olup olmadığını kararlaştırmak üzere beş kişilik bir encümen intihap edecektir. Bektaşilik Manisadaki muhakeme dün bitti Manisa, 13 (Hususi) — Bektaşi maznunlarının Oo mubakemelerine bugün de devam edilmiştir. Maz- nunların sabıkalarına ait tahkikat evrakı okunmuştur. Sait Ali efen- dinin istiklâl mahkemesince mabkür olduğuna dair olan tezkere kıraat edilmiştir. Maznun İstiklâl mah-. kemesince beş seneye mahküm olduğunu, yeni ceza kanununun 513 üncü maddesinden istifade ettiğini söylemiştir. Müddei umumilik Fatma ha- nımdan başka maznunların teçzi- yelerini istemiştir. Avukat Kâmil bey müekkilleri namına maznun- lardan Sait Ali, Agâh efendilerle Sacide hanım namlarına müdafa- larını yapmıştır. Mahkemenin ka- rarı cumartesi günü tebliğ edile- cektir, Temyiz teşkilâtı Teşkilât tevsi ediliyor Ankara 13 — Temyiz teşkilâ- tının tevsii ve devlet memurlarının maaşatının tevhit ve teadülü hak- kında kanunlara zeylen hazırlanan lâyiha Millet meclisine takdim edilmiştir. Bu lâyihaya göre yeni icra ve iflâs kanununa tevfikan temyiz edilecek mevaddın tetkikatı için temyiz mahkemesinde icra ve iflâs dairesi ünvanile yeni bir daire teşkil edilecek ve barem kanununun ikinci maddesine mer- but cetvelin Adliye vekâletine mahsus kadrosunun ikinci dere- cede bir ikinci reislik, beşinci derecede üç azalık, onuncu dere- cede bir başmümeyyizlik, on bi- rinci derecede iki mümeyyizlik, on ikinci derecede üç kâtiplik, on dördüncü derecede üç kâtip- lik ve on yedinci dereçede keza yedi kâtiplik ilâve olunacaktır Bugünkü hava Yeşilköy rasat (merkezinden verilen omalümata göre bugün hava kısmen kapalı olacaktır. Rüzgâr şimal istikametindden ese- cektir. Dün en fazla hararet 21, gece ! 10, bu sabah 18 derece idi.